Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search
Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü, Brüksel

Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy, CAP) Avrupa Birliği'nin tarıma sübvansiyon ve tarımın planlanması programıdır. Avrupa Birliği'nin tüm üye devletlerinde geçerli olan ortak bir politikadır. 1962'de uygulanmaya başlanan AB Ortak Tarım Politikası (OTP), tarım ve toplum ile Avrupa ve çiftçileri arasındaki bir ortaklıktır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, yeni kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun (şimdi Avrupa Birliği) parçalanmış bir kıtayı birleştirme hedefi vardı. Yiyecek eksikliği en eski zorluklardan biriydi; Avrupa düzeyinde gıda konusunda kendi kendine yeten bir eylem yapmak ve yeterli gıda tedarikini ve Avrupa içinde gıda ve tarım ürünlerinin serbest dolaşımını güvence altına almak için Avrupa düzeyinde eylem gerekliydi.

Politikanın ana hedefler, tüketicilerin her zaman uygun fiyatlı gıdaya erişimini sağlamak için tarımsal üretkenliği artırmak ve AB çiftçileri için makul bir geçim kaynağı sağlamaktır. Ortak Tarım Politikası, varlığının büyük bir bölümünde, çiftçilere ürünler için ödenen fiyatları destekleyerek gelir desteği sağlamıştır. Avrupa'da savaş yıllarında gıda güvenliğinde yaşanan sorunlar, farklı tarımsal yapı ve politikalar, ülkeleri tarım alanında ortak hareket etmeye zorlamıştır. 1950 yılından itibaren Avrupa Danışma Konseyi öncülüğünde, tarımda ortak bir pazar oluşturulması için çalışmalar başlatılmıştır. 1952-1954 yılları arasında yapılan bir dizi toplantıda çeşitli ülkelerin bu konuda hazırladıkları öneriler tartışılmış, ancak kurulacak ortak pazarın statüsü, hangi kuruma bağlı olacağı veya bağımsız olup olmayacağı konusunda bir mutabakata varılamamıştır. [1] 1957 Roma Antlaşması'nda ortak bir politika belirlenmesine karar verildi ve altı üye ülkenin tarım bakanlarının katıldığı Stresa Konferansı ile Temmuz 1958'de ortak bir tarım politikasının temelleri atıldı. [2] 1962’de ise Ortak Tarım Politikası, bütün üye ülkelerin uyması gereken ortak bir politika olarak benimsenmiştir. Mart 1957'de imzalanan 1957 Roma Antlaşması, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nu (AET) kurdu ve AB'nin temelini oluşturan antlaşmanın 33. maddesi ile Ortak Tarım Politikası oluşturulmuştur.


Ortak Tarım Politikası Kapsamındaki Sektörler

  • Tahıl, pirinç, patates
  • Sıvı yağ
  • Kuru yem
  • Süt ve süt ürünleri, şarap, bal
  • Sığır eti ve dana eti, kümes hayvanları eti ve yumurtaları, domuz eti, koyun / kuzu eti ve keçi eti
  • Şeker
  • Meyve ve sebzeler
  • Pamuk
  • Bezelye, tarla fasulyesi
  • Zeytin
  • Keten tohumu
  • Keten lifleri
  • ipekböcekleri
  • Kenevir
  • Tütün
  • Tohumlar
  • Çiçekler ve canlı bitkiler
  • Hayvan yemi maddeleri


Ortak Tarım Politikası Amaçları

Ortak Tarım Politikası’nın amaçları Roma Anlaşması'nın 39. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir: [3]

  • Tarımda teknik ilerlemeyi iyileştirerek, rasyonel olarak tarımsal üretimi artırarak ve başta işgücü olmak üzere üretim faktörlerini en iyi şekilde kullanarak tarımda verimliliği artırmak,
  • Böylelikle özellikle tarımla uğraşanların kişisel gelirini artırarak, çiftçilerin iyi bir yaşam standardına sahip olmasını sağlamak,
  • Piyasalara istikrar kazandırmak,
  • Bu ürünlerin arzını güvence altına almak,
  • Ürünlerin tüketiciye uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlamaktır.


Madde 39.2, politika yapıcıların üç faktörü hesaba katması gerektiğini belirtmiştir: tarımsal toplulukların sosyal yapısı ve daha zengin ve daha fakir bölgeler arasındaki eşitsizlikler nedeniyle her bir tarımsal faaliyetin koşulları; tarıma uyum sağlamak için yeterli zaman tanımak için kademeli olarak hareket etme ihtiyacı ve tarımın daha geniş ekonomiye büyük ölçüde entegre olduğunu hatırlamak. Madde 40, piyasaların ve ortak fiyatların ortak düzenlenmesi ve bunun için ödenmesi gereken bir fon sağlamaktadır. 41. Madde, mesleki eğitim ve araştırmanın koordinasyonu, "tarımsal bilginin yayılması" ve belirli malların tüketiminin teşvik edilmesi gibi 39. Maddeyi uygulamak için ek tedbirlerin alınmasına izin vermiştir. 42. Madde ise, Topluluk Konseyi'nin rekabete ilişkin düzenlemelerin tarıma ne ölçüde uygulanacağına karar vermesine izin vermiştir.


1960 yılında oluşturulan Ortak Tarım Politikası, toplumda tarımsal üretimi artırmak, üreticiler için daha iyi bir yaşam standardı sağlamak, piyasalarda istikrar oluşturmak ve arzın sürekliliğinin sağlanması hedeflerine ulaşmak için üç ana ilkeye dayanıyordu:

  • Topluluk tercihi,
  • Ortak bir pazar kurulması,
  • Mali dayanışma.


Şu anda 27 üye devlet ile Avrupa Birliği, AB’nin tarım sektörünün korunmasında ve gelir istikrarı, piyasa ve kırsal kalkınma önlemlerinin düzenlenmesi ve sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bugün OTP, AB bütçesinin yaklaşık %40'ını oluşturmaktadır. AB’nin en entegre politikası, yani AB düzeyinde en çok karar alan politika olmaya devam etmektedir. Her üye devlet, Ortak Tarım Politikası'nın ulusal düzeyde uygulandığından edin olmak zorundadır. Bu, çiftçilerin kaynaklara erişimini düzenlemek ve alıcıların ortak kurallara uymasını sağlamak için yapıların ve araçların oluşturulması anlamına gelmektedir.


Reformlar

Neredeyse 50 yıl boyunca Ortak Tarım Politikası birkaç kez yeniden düzenlendi ve önemli ölçüde gelişti ve değişti. 1990'lardan bu yana Ortak Tarım Politikası reformları, kademeli olarak yalnızca tarımsal üretime (II. Dünya Savaşı sonrası) odaklanmaktan çıkıp, kırsal kalkınma ve sürdürülebilirliğe daha güçlü bir odaklanma ile rekabet edebilirliği artırmaya yönelik görüşlerinde daha bütüncül olmaya doğru kaymıştır. Yıllar geçtikçe, OTP finansman yapısı önemli ölçüde değişti. İhracat sübvansiyonları ve piyasa destek tedbirleri kademeli olarak azaldı. Birleştirilmiş doğrudan ödemeler (üretime bağlı ödemeler) neredeyse aşamalı olarak kaldırılmış ve yerine ayrıştırılmış doğrudan ödemeler (sahip olunan hektara bağlı ödemeler) ya da fonları almak için daha katı koşullara bağlanmıştır. 2013'teki en son reformlarla, daha çevreci tarım uygulamalarına, araştırma ve bilginin yayılmasına, çiftçiler için daha adil bir destek sistemine ve gıda zincirinde çiftçiler için daha güçlü bir konuma odaklanıldı. 2013 yılında Ortak Tarım Politikası, sürdürülebilir kalkınmayı ve organik tarımı daha tutarlı bir şekilde desteklemeye başladı. Hayvan refahı, sürdürülebilirlik, kırsal kalkınma, organik tarım, doğa ve biyoçeşitliliğin korunması gibi konular, üretken yaklaşımın önderlik ettiği endüstriyel çiftçiliğin olumsuz sonuçları daha belirgin hale geldikçe daha fazla önem kazandı.

OTP ile ilgili ilk ciddi reform girişimi, OTP ile ilgili sorunun arzın talebi aşması olduğu yönündeki eleştiriyi dile getiren 1968 Mansholt Planı'dır. Mansholt Planı ile kırsal ve tarımsal altyapının ve tarımsal işletmelerin yapısının iyileştirilmesi hedeflenmiştir. 5 milyon ha araziyi boş bırakılması, 5 milyon çiftçinin ve küçük işletmelerin üretimden çekilmesi öngörülüyordu. Mansholt Planı’ndan sonra, 1970'lerde tarımsal yapıyı iyileştirmek için önlemler alınmış, 1984'te süt üretimine kota getirilmiş ve 1988, 1992 ve 1999'da üretim fazlalıkları ve OTP’nin yüksek harcamaları gibi büyük sorunları çözecek önlemler de dahil olmak üzere reformlar yapılmıştır. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) çerçevesinde başlatılan Uruguay Round'u müzakereleri sırasında AB, 1992 yılında OTP tarihindeki en kapsamlı reformu gerçekleştirdi. Nitekim yapılan 1992 yılında MacSharry düzenlemeleri ile çiftçiye sağlanan destekler, fiyat desteklerinden çok çiftçinin mevcut gelir düzeyini korumasına imkan verecek şekilde yapılmıştır.

2000'li yıllarda OTP'de yapılan en dikkate değer reformlar 2004 reformlarıdır. 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren yapılan bu reformlarla, Büyük çiftliklere verilen doğrudan destekler azaltılacak ve üretimden bağımsız olarak tarım arazisi üzerinden tek ödeme yapılması ve fazla üretimi önlemek için kabul edilmiştir. Tek ödeme uygulaması, çevre, gıda güvenliği, hayvan refahı, iş sağlığı ve güvenliği standartlarına ve tarım arazilerinin çevresel ve tarımsal koşullara uygun olarak korunmasına bağlı olacaktır.

2004 Reformlarında ülkelerin aldıkları destek oranları

2005'teki büyük bir Ortak Tarım Politikası reformunun ardından, Ortak Tarım Politikası ödemelerinin iki büyük kolu vardır: biri doğrudan gelir desteği (1. sütun) ve ikincisi kırsal kalkınma (2. sütun). Doğrudan gelir desteği, kırsal kalkınmadan çok daha büyük bir programdır. Sütun 1 ödemeleri, çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ödemeleridir. Fazla üretime yönelik herhangi bir ödeme, ne kadar ürettiklerine değil, bir çiftçinin sahip olduğu arazi miktarına bağlıdır. Bu para doğrudan AB'den gelir ve ulusal hükümetler tarafından yönetilir. Ortak Tarım Politikası’nın bütçesinin %80'i bu sütuna ayrılmıştır. Sütun 2, üye devlet hükümetlerinden eş finansman gerektirir. AB bunun amaçlarını şu şekilde tanımlıyor: tarımın rekabetçiliğini teşvik etmek, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimini sağlamak, istihdam yaratma ve sürdürme dahil olmak üzere kırsal ekonomiler ve topluluklar için dengeli bir bölgesel kalkınma sağlamak. Buraya Ortak Tarım Politikası bütçesinin %20’si ayrılmıştır. Ayrıca, üretime ilişkin olarak 1988 yılından itibaren araziyi boş bırakma sistemine son verilmiş, 1984 yılından itibaren devam eden süt kotalarının artırılarak 2015 yılına kadar tamamen kaldırılması için düzenlemeler yapılmıştır. [4]

Günümüz Ortak Tarım Politikasının temelleri 2010 yılında atılmıştır. 26 Haziran 2013 tarihinde, Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu arasında yeni bir OTP üzerinde anlaşmaya varıldı. Üç yıl süren tartışma ve görüşmeler sonucunda 2014 yılından sonra hayata geçirildi.


Bugünkü Ortak Tarım Politikası'nda desteklenme üç boyuta ayrılmış sorunlarla gerekçeleniyor:


1) Ekonomik boyut: Gıda güvenliği, düşen verimlilik, fiyat dalgalanması, gıda zincirinde yüksek girdi maliyetleri yarattığı baskı ve zayıflayan tarımsal üreticisinin desteklenmesi birinci boyuttadır.

2) Çevre boyutu: Toprak ve su kalitesi, doğal yaşama yönelik tehdit ve biyolojik çeşitlilik gibi sorunlar ikinci boyutu oluşturur.

3) Bölgesel (territorial) sorunlar: Kırsal alanlarda işçi ve işyeri kaybı. Tüm bu sorunlar üç uzun vadeli hedef olarak ifade edilebilir: gıda üretimi, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve iklim değişikliğine uyum ve dengeli bölgesel kalkınma.


Doğrudan yardımlar ve pazarla ilgili harcamalar, 2010 yılında toplam AB bütçesinin %31'ini oluşturuyordu. Kırsal Kalkınma için %11 ile birlikte, toplam OTP bütçesi, toplam AB bütçesinin %42'sini oluşturuyordu. OTP bütçesi, 1984'te AB bütçesinin %75‘ini oluşturuyorken, 2017'de toplam %37'sini oluşturmuştur.


Ayrıca Bakınız

AB Ortak Tarım Politikası Hakkında Ek Videolar:

1. AB Ortak Tarım Politikası

2. Ortak Tarım Politikası Reformları



AB Ortak Tarım Politikası Hakkında Ek Kitaplar:

Robert Ackrill - Common Agricultural Policy (Contemporary European Studies)



Hazırlayan: Selin Dikmen


  1. Gülcan Eraktan ve Necat Ören, "AB Ortak Tarım Politikası, Reform Süreci ve Türkiye'ye Etkileri", (Ankara: Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi, 2005)
  2. Mustafa Acar ve Erdem Bulut, "AB Ortak Tarım Politikası Reformları Işığında Türkiye’de Tarımsal Destekleme Politikaları: Eleştirel Bir Yaklaşım", (Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2010)
  3. Robert Ackrill, "The Common Agricultural Policy", (Sheffield: Sheffield Academic Press, 2000)
  4. Türkiye Cumhuriyet Avrupa Birliği Bakanlığı, "2013 Sonrası Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası", (Ankara: 2012)