Uluslararası Tanınma

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Uluslararasi-iliskiler-nedir.jpg

Uluslararası Tanınma

Tanıma eski devletlerle yeni devletler arasındaki ilişkilerin hukuki dayanağını oluşturmaktadır. Belli bir ülke üzerinde siyasi bakımdan teşkilatlanmış diğer herhangi bir devletten bağımsız milletlerarası hukuk kurallarına uymaya muktedir bir topluluğun varlığını tespit ve siyasi topluluğun milletlerarası camia üyesi olduğunu beyan eden tasarruftur.[1] Bir siyasi örgütlenmenin devlet olarak tanınmasından söz edebilmek için devletin üç unsurunun bir arada bulunması gerekir. Tanıma sadece yeni kurulan bir devlet için ortaya konan bir tek taraflı işlem değildir. Hemen hemen her yeni durumda ilgili devlet açısından bu yeni durumu tanıma veya tanımamak gündeme gelebilir. Tanıma yeni kurulan bir devletin tanınması şeklinde gündeme geldiği gibi başka devlet tasarruflarında da gündeme gelebilir.[2] Bir ülkede darbe sonrası ortaya çıkan hükümetin tanınması bir devletin başka bir devlete karşı gerçekleştirdiği bir filin hukuka uygunluğunun kabulü veya kabul edilmeyeceğini tek taraflı irade ile ortaya konması hep birer tanıma işlemi örneğidir. Bir devletin belirli bir durumu belirli bir hukuki durumu veya belirli bir talebi geçerli veya hukuki olarak nitelenen irade açıklamasıdır. En çok kabul göreni tanımanın tek taraflı bir hukuki işlem olduğu yönündedir. Tanımanın hukuki niteliği tanıma beyanını bir durumu açıklayıcı ve kurucu inşa edici olup olmadığına ilişkin varılacak sonuç açısından önem arz eder. Tanıma beyanını devletlerin üstünde bir otorite yapmalıdır. Ancak bunun mevcut olmaması sebebiyle devletler adına yapılmaktadır. Tanımanın hukuki niteliğine ilişkin öne sürülen görüşlerden ilki bir devletin milletlerarası alanda hukuki bir süreç olarak kabul edilebilmesini sağlayan bir kurucu işlem olduğuydu. Bu yaklaşımda yeni kurulan bir devletin hukuki kişilik kazanabilmesi daha önceki devletlerin iradesine bağlıdır. 20.yüzyılda tanımanın açıklayıcı bir irade beyanı olduğu görüşü giderek destek bulmuştur

Tanıma Biçimleri

Tanıma şekilleri ikiye ayrılır. Bunlar açık ve zımni tanıma diğeri De Facto ve De Jure tanımadır. Açıkça tanıma tanınan devlete tanıma iradesini açıklayan bir bildirimde bulunma veya bildiri ile bu iradeye açıklama gibi doğrudan yolları içerir.[3] Bir beyandan diplomatik bir notadan üçüncü şahıslar veya tanınan devlet ile yapılan bir sözleşmeden kaynaklanır. Zımni tanıma ise herhangi bir biçimde tanımadan söz etmemekle birlikte tanıyan devletin tanınan devletle tanıma konusundaki iradesini kuşkuya yer bırakmayacak şekilde iradesini içeren bir işlem içine girmiştir.[4] De Facto tanıma; tereddüt içinde bulunan yeni devletin tartışmasız surette oluşup oluşmadığı üzerinde kesin bir beyanda bulunmak istemeyen devletler tarafından yapılır. Tanıyan devlete geri alma hakkı sağlar. Bazı tereddütler söz konusudur. Kesin bir taahhüt altına girmekten kaçmayı tercih edebilir. Geçici nitelikte bir tanıma işlemidir ve geri alınabilir. De Jure tanıma; kesin ve muhatap devlete ulaştığı andan itibaren geri alınamayan bir hukuki irade beyanıdır tanıma geri alınmaz.[5] Devlet olmanın bütün unsurlarına sahip olduğu halde tanınmayan devletlerde vardır. Bunların en tipik örneği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir. 1983 yılında bağımsızlık ilan etmesine rağmen Türkiye dışında bir devletçe tanınmamıştır. Tayvan'da daha önce bağımsız bir devlet olarak tanındığı halde bu durum 70'li yıllarda değişmiştir. Kısacası diyebiliriz ki en az üç temel ögeye sahip bir otorite devlet olarak kabul edilir.

Tanınmama

Tanıma konusunda BM şartı amaç ve ilkelerini de ifadesini bulan jus cogens kuralları ölçüt işlevi görmektedir. Mesela bir devletin kuruluşu diğerlerinden bağımsız ve toprak bütünlüğüne karşı silahlı güç kullanılması sonucu gerçekleşmişse veya ırk ayrımı gibi uluslararası toplum ortak değerlerine ters düşen uygulamaları sistemleştiren devletlerin veya rejimlerin tanınmaması yönünde eğilim vardır.

Hükümetlerin Tanınması

Hükümetten aslında var olan bir devletin organıdır bununla beraber devrim askeri darbe hükümet biçiminin değişmesi monarşiden cumhuriyete geçilmesi devlet başkanını statüsünü değiştiren referandumlar gibi durumlarda radikal nitelikli hükümet değişikliklerini tanınması uygulaması sıkça görülmektedir. Bir ülke halkının kendi iradesi ile yaptığı rejim değişiklikleri iç determinasyon hakkı olarak nitelenmekte ve bu durumun tanınmasının zorunlu olduğu ifade edilmektedir. Bir devleti temsil eden hükümet milletlerarası hukukun sağladığı meşruluktan kaynaklanan ayrıcalıklardan isyancı güçlerin ülkenin belli bir bölümünde sürekli kontrol kurulmasına kadar devam eder. Fakat sürekli denetim kurulduğunda self-determinasyon ilkesinin bir gereği olarak isyancı hükümeti tanımak gündeme gelebilir. Bir hükümetin tanınmaması o hükümetin gönderdiği büyükelçilerin kabul edilmeyeceği ve bu ülkeye yeni diplomatik temsilci gönderilmeyeceği anlamına gelir. Yabancı ülkede kurulan sürgünde hükümetin tanındığına ilişkin uygulamalara da rastlanır bu durum işgale uğrayan bir ülkenin hükümetinin başka ülkede faaliyette bulunması ya da iç savaş halinde ortaya çıkabilir.


Hazırlayan: Ömer İMAMOĞLU


  1. Kıran A. “Uluslararası Hukukta Devletleri Tanıma ve Tanıma Teorileri” (Erişim Adresi 05.03.2022 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/325161)
  2. Kıran A. “Uluslararası Hukukta Devletleri Tanıma ve Tanıma Teorileri” (Erişim Adresi 05.03.2022 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/325161
  3. Wikipedia. “Diplomatik Tanınma”. (Erişim Adresi 05.03.2022 https://tr.wikipedia.org/wiki/Diplomatik_tanıma)
  4. Uluslararası Hukuk Çalışmaları. “Uluslararası Hukukta Tanıma ve Türleri” (Erişim Adresi 05.03.2022 https://uluslararasihukukcalismalari.wordpress.com/2017/01/13/uluslararasi-hukukta-tanima-ve-turleri/)
  5. Uluslararası Hukuk Çalışmaları. “Uluslararası Hukukta Tanıma ve Türleri” (Erişim Adresi 05.03.2022 https://uluslararasihukukcalismalari.wordpress.com/2017/01/13/uluslararasi-hukukta-tanima-ve-turleri/)