Tiananmen Katliamı

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Download.jpg

Çin Halk Cumhuriyeti’nin eski devlet başkanı Hu Yaobang’ın ölümü sonrası çoğunluğu öğrencilerden oluşan bir grubun yürüyüşü ile başlayan protestolar, günümüzde Tiananmen Meydanı Olayları veya Tiananmen Katliamı olarak adlandırılmaktadır.

Protestoların başladığı senenin nisan ayında hayatını kaybeden Hu Yaobang, demokratik reformlar başlatmak için çalışmıştır. Bu sebeple de onun vefatı halkı büyük bir üzüntüye boğmuş ve bu durumdan da en çok genç öğrenciler etkilenmiştir. Yas tutan öğrenciler, daha açık ve demokratik bir hükümet istediklerini dile getirmişlerdir. Demokrasi yanlısı öğrencilerin önderlik ettiği bir grup, özgür bir basın ve ifade özgürlüğü talebinde bulunarak Tiananmen Meydanı’na yürümeye başlamışlardır. Gruba katılım giderek artmış ve mayıs ortasında bu sayı on binlerce kişiye çıkmıştır. Çin hükümeti bu protestolara sert müdahalelerde bulunmaya başlamış ve 4-5 Haziran 1989 tarihinde kanlı bir baskınla gösteriler durdurulmuştur. Çin kaynaklarına göre 2.000, Batılı kaynaklara göre ise 6.000 civarında sivil öldürülmüştür. [1]

Olayların Gelişimi ve Sonrası

Tİnanmen Meydanındaki tanklar.jpg

Çin Halk Cumhuriyeti Komünist Parti lideri olan Hu Yaobang’ın vadettiği reformların, onun ölümünde sonra yavaşlaması halk tarafından tepki ile karşılanmıştı. Hem reformların yavaşlaması hem de eski liderin vefatı üzerine öğrencilerin önderliğindeki grup, Pekin’de bulunan Tiananmen Meydanı’ndan toplanmışlardır. Bu grup, ülkedeki yolsuzluğa son verilmesi, reformların gerçekleştirilmesi, yoksulluğun ve işsizliğin artması gibi nedenler dolayısıyla grev ve protestolara başlamışlardır. Bunun yanı sıra, ülkedeki tek partili sistemin bulunması da siyasi özgürlüğü engellemekteydi.

Protestolara katılanların sayısı mayıs ayında giderek artmış ve neredeyse 1 milyonu bulmuştur. Öğrencilerin 13 Mayıs’ta başlattığı açlık grevine destekler ve katılımlar, giderek hızla büyümüştür. Bu protestoların, 15 Mayıs’ta ülkeye gelen Sovyetler Birliği Başbakanı Mihail Gorbaçov’un ziyaretini kesintiye uğrattığı hükümet tarafından iddia edilmiştir. Hükümet, yaşanan bu durumun ardından yeni tedbirler alma kararı almıştır. Protestocular ile ortak nokta bulamayan hükümet, “huzursuzluğu kesin olarak durdurmak için” 19 Mayıs’ta sıkıyönetim ilan etmiştir. Ayrıca, 19 Mayıs 1989 sabahı Komünist Parti Genel Sekreteri Zhao Ziyang, meydana gelerek öğrenciler ile görüşmüş ve desteğini belirtmiştir. Bu girişim, Ziyang’ın siyasi yaşamının sona ermesine ve askeri müdahalenin gerçekleştirilmesine yol açmıştır. [2] Sıkıyönetimin ilan edilmesi protestocuları durduramamış ve gösteriler Çin’in birçok şehrinde devam etmiştir. Bunun üzerine 250.000 asker Pekin’e giriş yapmıştır. Gösterileri durdurmak için bu asker sayısı yetersiz kalınca yetkililer, saldırgan tutumlarını artırmışlardır. Gösteriler esnasında Tiananmen Meydanı’nda yaşanan olayların görüntüleri medya kuruluşları tarafından Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ile paylaşılmıştır.

Ordunun varlığı protestoları bastırmada yetersiz kalmıştır. Pekin hükümetinin emri üzerine, 4 Haziran günü asker ve polisler meydandaki kalabalığın üzerine gerçek silahlar ile ateş etmeye başlamıştır. Kimi protestocular kaçmaya çalışmış, kimisi ise direnmeye devam etmiştir. O sırada orada bulunan muhabirler ve diplomatlar, meydanda yüzbinlerce protestocunun öldürüldüğünü ve binlercesinin de tutuklandığını söylemektedirler.

Direnişçi.jpg

1989’da gerçekleşen bu kanlı olaylardan sonra Çin medyası, politik faaliyetlerden büyük oranda geri çekilmiştir. Medyada ticarileşme görülmüştür. Gazetelerin ön sayfaları planlı ekonomiye, orta sayfaları karma ekonomiye ve diğer sayfaların da serbest ekonomi için ayrılması bazı editörler tarafından alınmış bir karar olmuştur. [3]

1989'da demokrasi talep eden Çinli öğrencilerin başkent Beijing'deki Tiananmen Meydanı'nda yaptığı gösteriler, parti yönetimi tarafından bir "karşı devrim" hareketi olarak görülüp şiddetle bastırıldı. Tiananmen Katliamı’nda binlerce insanın hayatını kaybetmesi, Çin’in dış ilişkilerine de yansıyan bir durum olmuş ve birçok devletin yaptırım uygulaması söz konusu olmuştur. [4] Bu bağlamda, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin Çin dış politikasındaki önemi giderek artacaktı. Çin Komünist Partisi, ülkenin Tiananmen Olayları sonrasında girdiği krizi, 1990'lı yıllarda öncülük ettiği olağanüstü ekonomik büyüme ile aşmıştır. [5]



Hazırlayan: Dilek Keçeci


  1. C. Yenigün, “Tiananmen Meydanı’ndan Urumçi’ye Demokrasi /Özgürlük Yolu”, (Mostar Dergisi, 2009)
  2. T. Deniz, “Yükselen Güç Çin Halk Cumhuriyeti’nin Stratejik Hamleleri”, (Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2014)
  3. L. Budak & İ. Erdoğan, “1990 Sonrası Çin Halk Cumhuriyeti’nde Kitle İletişim Sistemi ve Temel Sorunlar”, (İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2006)
  4. A. Lusher, “At Least 10,000 People Died in Tiananmen Square Massacre…”, (Independent, 2017)
  5. Ç. Üngör, “Çin ve Üçüncü Dünya”, (İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2009)