Tabakalaşma

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search
Tabakalaşma.jpg

Bireylerin sahip olduğu eğitim veya çalışma sistemleri, cinsiyetleri, ırkları, yaşları, mensup oldukları kökenleri ve gelir düzeylerinin kategorilere ayrılıp, sonrasında ayrılan bu kategorilere dağıtım görevinin verilmesi tabakalaşma kavramını ortaya çıkarmıştır. Ayrılan bu kategorilerin, bir hiyerarşik düzene yerleştirilerek, bu hiyerarşi düzeninin yönünde, toplumun zenginliklerinin dağıtılması sağlanmıştır. Böylece, bireylerin sahip oldukları özellikleri onları toplum içerisinde hiyerarşik bir düzene yerleştirmektedir.

Tabakalaşma Kavramının Tarihsel Çerçevesi

 Tabakalaşmış toplumlar, tarihsel bir açıdan değerlendirildiğinde değişime uğradıkları görülmektedir. İlkel ve ilk insan topluluğunu barındıran avcılık ve toplayıcılık döneminde, bireylerin aralarında bölünecek az kaynakları mevcut olduğundan ötürü, tabakalaşma kavramının izi az olarak görülmektedir. Yerleşik tarıma geçilme dönemi beraberinde önemli miktarlarda kaynak ve zenginlik artışı getirmiştir. Bu durum, tabakalaşmanın görünürlüğünün artmasına sebebiyet vermiştir. Bu dönemde tabakalaşma, alt tarafta çok sayıda ve üst tarafa doğru yaklaşıldığında sayılarında azalış gösteren bireylerin olduğu bir piramitte benzetilmiştir. Sanayi ve sanayi sonrası dönemlerinde ise, toplumların karmaşık bir biçime bürünmesi ve tabakalaşması ile bu dönemler, orta ve alt ortada çok sayıda, en altta daha az sayıda ve en üstte birkaç tane bireyin bulunduğu bir gözyaşı damlasına benzetilmektedir [1].

Tarihsel bir perspektiften bakıldığında; kölelik sistemi, zümre sistemi, kast sistemi ve toplumsal sınıf sistemi olarak dört ana tabakalaşma sistemi mevcuttur. Bu tabakalaşma sistemlerden ilk olarak, kölelik sistemi bireyin bedenini temel alan bir ekonomik düzenden kaynaklanmaktadır. Eşitsizliğin had safhada olduğu bir toplumun ürünü olarak karşımıza çıkan kölelik sisteminin parçası olanlar, en üst düzeyde yaşanan bu eşitsizliği doğal ve sosyal bir olgu olarak görmektedirler[2].

İkinci olarak, kast sistemi, Hindistan’a özgü olan ve içerisinde Hindistan’ın kültürel ve onursal değerlerini barındıran bir sistemdir. Kast sistemi, sistemin üst sınıfını oluşturan brahmanlar ile alt sınıfını oluşturan şudralar yani işçi ve kölelerden oluşmaktadır. Ayrıca, tabakalar arası geçimin mümkün olmadığı, en katı sistem niteliğine sahiptir[3]. Kast/varna tipli yapılanma, Hindistan’daki toplumsal işleyişi belirlemekle beraber farklı sınıflar arası etkileşimi engellese de bir toplum yapısını ortaya koymaktadır [4].

Üçüncü olarak zümre sistemi, soylular, ruhban sınıfı ve avam tabakalarından oluşan, toprağa ve işgücüne dayalı bir ekonomik sistemdir. Koruyucu ve korunan ilişkilerinden esas alan anlaşmalar üzerine kurulmuştur. Son sistem olarak, toplumsal sınıf sistemi ise sanayi devrimi sonrasındaki sistem olarak ifade edilmektedir. Toplumsal sınıf sistemi, ellerinde üretim araçları mülkiyetini bulunduran sermayedar sınıfı ve bu üretim araçlarını emekleri ile işleten işçiler sınıfı olarak iki temel sınıftan oluşmaktadır[5].

Tarihsel olarak dört ana türden oluşan bu tabakalaşma türleri, ilkel ve ilk insan topluluğundaki yaygın bir biçimde olan kölelik sisteminden başlamaktadır. Bu başlangıcın uzantısı olarak tabakalaşma türleri, Hindistan’da mevcut olan kast sistemi, Orta Çağ Avrupa’sında toprak mülkiyetine dayalı zümre sistemi ve günümüz tabakalaşmasını da oluşturan toplumsal sınıf sistemine dayanmaktadır.

Tabakalaşmanın Eşitsizlik Kavramı ile İlişkisi

Eşitsizlik.jpg

 Dünya üzerindeki her ülkenin, kentin ve toplumun belirli düzeylerde ön plana çıkan, görülen veya arka plana itilen belirli eşitsizlikleri mevcuttur. Bu eşitsizlikler, toplumların kendi içinde olan, tabakalaşmanın getirdiği unsurlara, ülkeler ve kentler arası iletişime yansımaktadır. Tabakalaşma, eşitsizliğe sebebiyet veren ve gündelik hayata etki eden bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.

  Her toplumun bir tabakalaşma sistemi ve tabakalaşma sistemleri ile ilintili olarak, sistemlerinde eşitsizlikleri anlamlandırmada süzgeç görevi gören değerler sistemi vardır. Tabakalaşma; otorite, prestij, statü ve güce bağlantılı olarak nüfusun farklılaşmasının aşama sırası olarak sınırlanması durumunda düşünülmekte olan bir unsurdur[6]. Toplumda yapılması gereken iş ve görevler mevcuttur. Bu görev ve işler ise beraberinde toplum içerisinde tabakalaşma kavramını çıkartmaktadır. Her toplumda tabakalaşmanın izleri görülmekle birlikte, toplum içerisinde yapılan bu dağıtım yapılırken, prestij, güç ve statünün de paylaşıldığı gözler önüne serilmektedir. Fakat toplumda bu dağıtım yapılırken hiyerarşik konumumuzun farklılıklarından ötürü eşit paylarda paylaşım yapılmamaktadır. Toplum içerisinde statü, prestij ve güç öğeleri farklı şekilde paylaşılmaktadır. Bu nokrada, eşitsizlik ile tabakalaşmanın ilişkisi görünür kılınmaktadır. Tabakalaşma ve eşitsizliğe sebebiyet veren gelir, eğitim, ırk, meslekler ve mesleklerin beraberinde getirmiş olduğu prestijler ve cinsiyet eşitsizliği gündelik hayatımız üzerinde belirleyici öğelerdir[7]. Her mesleğin getirdiği prestij, refah düzeyi ve saygınlık aynı düzeyde olmamaktadır. Eğitim seviyesi ve eğitim kalitesi daha fazla olan bireylerin sahip oldukları mesleklere görülen saygı ve itibar, diğer mesleklere duyulan saygı ve itibardan daha üst seviyededir. Örneğin, dünyaca ünlü ve başarılı olan bir doktorun gördüğü saygı ile bir rap söyleyen sanatçının gördüğü saygı aynı doğrultuda değildir. Yapılan mesleklerde kadın ve erkeklerin yapacakları işlerin ayrıştırılarak bir mesleğe doğru itilmesi cinsiyet eşitsizliğini meydana getirmektedir. Örneğin, rap ve rock sanatçılarının çoğunluklu olarak erkek, pop sanatçılarının ise en çok kadınların söyleyeceği şarkı türlerinin kategorileştirilmesi, sanat ve müzik camiasında cinsiyet eşitsizliğinin görüldüğü örneklerdendir.

Tabakalaşma Kavramına Katkıda Bulunanlar: Max Weber, Davis ve Moore

.

 Max Weber, Karl Marx’ın sosyal tabakalaşma kavramını çatışma ile ilişkilendirip, sosyal çatışma üzerine bir teori ortaya çıkarması konusunu ve bu teoriyi daha geniş bir perspektiften bakarak sunulmuştur. Karl Marx, tabakalaşma kavramına ilişkin görüşlerini ve teorisini ortaya attığında işçi sınıfının olduğu bir dönemdedir. Dolayısıyla, bu kavramı ekonomik açıdan yorumlamış ve üretim araçları ile ilişkilendirmiştir. Nitekim, Max Weber, tabakalaşma kavramını sadece ekonomik ve sınıf bakış açısıyla ele alındığında, kişilerin bu kavramlar ile sınırlandıracağı düşüncesine sahiptir. Max Weber’e göre; sosyal tabakalaşma daha karmaşık bir yapıya sahiptir fakat sosyal tabakalaşma kavramını sadece sınıf ve ekonomik açıdan ele almanın kısıtlı olacağından, sosyal tabakalaşma kavramına daha büyük bir pencereden bakılması gerektiğini söylemiştir. Weber, Marx’ın analizlerini genişleterek, sınıf, statü ve parti olmak üzere üç boyutlu tabakalaşma geliştirerek tabakalaşma kavramına katkıda bulunmuştur[8].

Davis ve Moore’un görüşünü temel alan iddia, toplumsal eşitsizliğin bir anlamı olduğu, eşitsiz ödül ve dağıtımın beraberinde fazla çalışma getirdiğidir. Toplumdaki herkesin belirli bir görevi ve yeteneğinin olduğunun ve toplumdaki bireylerin yetenekleri doğrultusunda ödüllendirilmesi gerektiği fikrini, tabakalaşma kavramına yansıtmışlardır. Ödül sadece maddi anlamda maaşı beraberinde getirmemekle beraber, güç, prestij, terfi, prim ve dinlenme zamanı gibi faktörleri de ödül kavramı adı altında toplamıştır. Ödül, motivasyon kaynağı olarak önemli bir noktaya sahiptir. Toplumda bazı meslek grupları daha zor ve meşakkatlidir. Bu zor ve meşakkatli meslek gruplarına sistem, öyle bir ödüller sunmalıdır ki, bu işleri yapacak olan bireyler, toplumda yerini daha fazla belirtip, kendini gösterebilme imkânı bulmalıdırlar. Davis ve Moore, bu noktada ödüllerin nasıl çekici kılındığına dikkat çekmişlerdir. Aynı zamanda insanlar arası rekabetçi bir ortam yaratırken, insanların daha mücadeleci olmaları için bir zemin oluşturmuşlardır[9]. Örneğin, kalp cerrahı ile bahçıvana ödüller eşit bir şekilde dağıtılırsa, bireyler kalp cerrahı için daha az talepte bulunarak, görevini yerine getirmeyeceklerdir. Ödüller az verilse veya ödüller olmasa, bireyler o işte ki beceri ve yeteneklerini tam olarak sergilemeyip, kendini gösteremeyecekler ve bu doğrultuda zahmetli işlere yönelimleri nadirleşecektir.


Hazırlayan: O-Staj Sosyoloji Çalışmaları Stajyeri Gizem Sude Arabul


  1. Giddens Anthony ve Sutton W. Phılıp. "Sosyoloji". İstanbul: Kırmızı Yayınları, 2016
  2. Yalçın, Enes. Toplumsal Tabakalaşma Sistemlerinin Genel İncelemesi. Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi. 8/20 (2019): 158-179. (erişim 13.03.2022).
  3. A.g.e.
  4. Özen Çatlı, Gökçen. Kapalı Toplumsal Yapı: Kast Sistemi Üzerinden Tabakalaşma. Aydın Toplum ve İnsan Dergisi, 2/3 (2016): 59-65. (erişim 13.03.2022).
  5. Yalçın, Enes. Toplumsal Tabakalaşma Sistemlerinin Genel İncelemesi. Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi. 8/20 (2019): 158-179. (erişim 13.03.2022).
  6.   İnce, Murat. Toplumsal Tabakalaşma ve Eşitsizlik. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 19/1 (2017): 294-319. (erişim 13.03.2022).
  7. A.g.e.
  8. Aydın, Kemal. Max Weber, Eşitsizlik ve Toplumsal Tabakalaşma. Journal of Economy Culture and Society. 57 (2018): 245-267. (erişim 14.03.2022)
  9. Aydın, Kemal. Yapısal İşlevselci Teori ve Toplumsal Tabakalaşma. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi. 4/7 (2015): 213-239. (erişim 14.03.2022).