Otto von Bismarck

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Otto von Bismarck, 19. yüzyılda Alman birliğinin sağlanması ve sonrasında Prusya öncülüğünde güçlü bir Alman İmparatorluğu’na dönüşüm sürecinde yürüttüğü stratejik hamleleri ile öne çıkan Demir Şansölye lakaplı aslen Prusyalı devlet adamı, Alman İmparatorluğu’nun ilk şansölyesidir.

Otto von Bismarck

Özgeçmişi

Tam ismi ile Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schönhausen, 1 Nisan 1815'te, Berlin'in batısındaki Prusya'nın merkezinde doğmuştur. Babası bir junker (Prusyalı toprak sahibi soylu) olan Bismarck’ın annesi ise akademisyenler ve hükümet bakanlarından oluşan bir aileden gelmekteydi.[1] Lise eğitimini Berlin’de tamamladıktan sonra Göttingen Üniversitesi'nde Hukuk okuyan Bismarck, mezuniyetinden sonra Prusya kamu hizmetine girse de 1838 yılında bu görevinden istifa ederek aile işleriyle ilgilenmeye başladı. Neredeyse 10 yıl boyunca bu işlerle uğraşan Bismarck 1847 yılında ünlü muhafazakâr aristokrat bir ailenin kızı olan eşi Johanna von Puttkamer ile evlendi. 1851 yılında Kral Frederick Wilhelm IV tarafından Alman Konfederasyonu’na Prusya temsilcisi olarak atanan Bismarck daha sonra Rusya ve Fransa büyükelçisi olarak görev yapmıştır. St. Petersburg'daki ve Paris'teki bir dizi büyükelçilikte görevde bulunması ve dış politikalarının yapım sürecini gözlemlemesi kendisine Avrupa hakkında değerli bilgiler vermekle birlikte gelecekte yapacağı hamleler için de fikirlerinin oluşmasına katkı sağlamıştır. Bismarck, 1861’de yeni Kral I. Wilhelm tarafından başbakanlığa atanmış ve yeni birleşmiş Alman İmparatorluğu’nun ilk şansölyesi olmuştur.

Siyasi Hayatı

1848 yılında Alman coğrafyası incelendiğinde doğuda güçlü birer krallık olan Prusya ve Avusturya ile, batıda ise küçük devletçikler halinde bulunan Alman devletçiklerinden oluşan bir coğrafyanın mevcut olduğu görülmektedir. Bu devletler konfederasyon ile birbirlerine bağlanmıştır. Prusya başbakanı seçilen Otto Von Bismarck, Alman milletinin tek bir devlet altında toplanmasını amaç edinerek Prusya’nın gücünü geliştirmeyi hedeflemiştir. “Almanlar ve Bismarck, düşmanları olan Ruslar ve Fransızlar'ın dağınık halde bulunan Alman devletlerini kendi çıkarlarına kullanacaklarından endişe duymaktadırlar. Bunun için de Prusya bayrağı altında Alman milletinin bir bütün olması buna engel olabilecek bir çözüm yolu olarak görülmektedir.[2]

Alman milletinin geleceğini Prusya önderliğinde planlayan Bismarck, kendisine Demir Şansölye lakabının takılmasına da sebep olan “Kan ve Demir” sözleriyle ünlenmiş konuşmasını yaptığı sırada Birleşik Almanya hayalinin gerçekleşmesi için gerekenleri şu sözleriyle dile getirmiştir: “Zamanın büyük sorunları nutuklar ve çoğunluk oyları ile değil - ki 1848 ve 1849 yıllarında yapılan en büyük hata budur - ancak kan ve demirle çözülebilir” [3] Kan ve demir ile kastı savaşmak olan Bismarck yaptığı stratejik hamleler ve devamında ilan ettiği savaşlar ile Birleşik Almanya’ya giden yolu hazırlamıştır.

İlk olarak Avusturya’yı da yanına alarak “Germen Konfederasyonu” adı altında 1864 yılında Danimarka’ya savaş ilan eden Bismarck, tarihsel olarak araya daha önce İngiltere, Fransa, Rusya gibi devletlerin girmesiyle Prusya ve Alman milliyetçileri açısından başarısızlıkla sonuçlanan durumu tersine çevirmiş ve Schleswig eyaletini sınırlarına katmış, Avusturya ise Holstein’i almıştır.[4]

1866 yılına gelindiğinde Prusya ile Avusturya’nın savaşı ise Alman milletleri ve Alman Konfederasyonu için kader belirleyici olmuştur. Birçok Alman devletçiği Prusya’ya karşı Avusturya’nın yanında yer almış, yalnızca bazı Kuzey Alman devletçikleri Prusya’nın yanında yer almıştır. Savaşın sonucunda Alman Konfederasyonu dağılmış, Prusya liderliğinde Kuzey Alman Konfederasyonu’nun kurulmuştur.[5]

Alman devletlerinin birleşerek tek bir imparatorluk altında toplanmasını sağlayacak olan olay ise 1870-1871 yılları arasında yaşanacak olan Fransa-Prusya Savaşı’dır. Avusturya’nın Prusya tarafından yaşadığı yenilgi sonrası, Fransa Prusya’yı Avrupa’da yeni bir tehdit olarak görmeye başlamıştır. Bismarck ise güneydeki Alman devletlerini de Prusya'nın denetimi altına almak istiyordu. Bunun sağlanması içinse için Fransa’yla bir çatışma nedeni gerekiyordu.

Otto von Bismarck

Bismarck’ın İspanya tahtına geçecek Leopold’u desteklemesi üzerine Fransa, diplomatik baskı yaparak İspanya tahtına Bismarck’ın desteği ile geçen Leopold’u tahtından indirmiştir. Bunun ardından Fransa, Prusya’ya elçi göndererek Prusya kralı Wilhelm’in bir daha asla Leopold’u İspanya tahtı için desteklememesini belirtmiştir. Buna karşılık Bismarck, bu isteği halka kışkırtıcı bir şekilde açıklamış[6], Prusya önderliğindeki Kuzey Alman Konfederasyonu’na katılmayan diğer Alman devletlerini de kendi yönetimi altına çekebilmek için Fransa’yı tehdit olarak göstermiştir.

Fransa’nın Prusya’ya savaş ilan etmesi sonrasında güneydeki Alman devletlerinin bu savaşta Prusya’nın yanında olmasıyla zaferi Prusya kazanmış, bu savaşın sonucu olarak, Avrupa’da gücünü tazeleyen Bismarck sayesinde 1871 yılında Prusya kralı Wilhelm, Fransız krallarının eski sarayı olan Versay’da Alman İmparatoru ilan edilmiştir.[7] Bismarck’ın stratejik hamleleri sonucunda Prusya önderliğinde Alman İmparatorluğu kurulmuştur.

Alman İmparatorluğu’nun kurulması ile birlikte Avrupa’da önemli bir güç haline gelmesi Bismarck’ın stratejilerini Avrupa’daki güç mücadelesine göre oluşturmasına sebep olmuştur. “Bismarck, Alman İmparatorluğu’nun dış politikasını yürütmek noktasında 3 temel dayanağa sahip olan bir strateji yürütmüştür: Fransa’nın yalnız bırakılması, Avusturya-Macaristan veya Rusya ile Balkanlar’da herhangi bir çatışmaya girilmemesi, baskın ancak ezici olmayan bir koalisyonun kurulmasıdır.[8] Bismarck’ın güç dengesi oluşturma çabası içerisinde kurmuş olduğu bu “İttifaklar Sistemi”[9] o dönemin Avrupası içerisinde başarılı olmasının en büyük sebeplerinden birisidir.

Otto von Bismarck

Dış politikada başarıyı önemseyen ve oldukça stratejik hamlelerde bulunarak bunu sağlayan Bismarck, iç politika için de çeşitli stratejiler sonucu birliğini sağladığı Alman İmparatorluğu için de hamlelerde bulunmuştur. “Kulturkampf (Kültür Mücadelesi), Bismarck’ın Katoliklere yönelik uyguladığı, kendi inandığı Alman milli bilincini geliştirmek açısından önemli olan bir stratejisine örnektir. Protestan olan Bismarck’ın uyguladığı politikalara karşı gelen Katoliklerin bu uğurda gösterecekleri tepkilerin ötesine geçmek için Bismarck çalışmalara başlamıştır. Kültür Mücadelesi’nin ilk adımı 1871 yılında Bismarck’ın Kültür Bakanlığı bünyesinde bulunan Katolik Bürosu’nu kapatması ile atılmış ve ardından rahiplerin politik konularda konuşmasının yasaklanması, devlet okullarındaki din öğretmenlerinin işten çıkarılması ile devam etmiştir. Son olarak ise Vatikan ile ilişkiler kesilmiştir.[10] Daha sonra ilişkiler normalleşse dahi Bismarck’ın Kulturkampf ile iç politikada elde etmek istedikleri açısından başarıya ulaştığı söylenebilir.

Bismarck döneminin jeopolitik dengesi, kendisinin 1890 yılında istifa etmesi ve ardından 1914-1918 yıllarında yaşanan I. Dünya Savaşı sonrası bozulmuştur. Kendisinden sonra gelenlerin Bismarck’ın kurduğu “İttifaklar Dengesi”ni idare ettirememesi sonucunda ise Bismarck döneminin gücü Avrupa’da devam ettirilememiştir. Bismarck’ın uygulamış olduğu stratejiler dış politikada önemli bir kavram olarak karşımıza çıkan “realpolitik” kavramının en önemli örneklerinden birisidir.

1890 yılında yeni imparator II.Wilhelm’e katılmadıktan sonra istifa eden Bismarck emekli olduktan sonra Hamburg’a yerleşmiş ve 30 Temmuz 1898’de orada hayatını kaybetmiştir.

Kişi hakkında yazılan kitap önerisi

Jonathan Steinberg - Bismarck

Hazırlayan: Hatice Yağmur Kara


  1. “Otto Von Bismarck.” Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica, inc. https://www.britannica.com/biography/Otto-von-Bismarck/Prime-minister.
  2. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  3. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  4. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  5. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  6. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  7. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  8. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  9. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.
  10. Artar, T. & Baysoy, E. (2020). BİSMARCK DÖNEMİNDEN 2. DÜNYA SAVAŞI’NA ALMAN JEOPOLİTİK DÜŞÜNCESİ: HAUSHOFER VE HİTLER KARŞILAŞTIRMASI.