Mikhail Bakunin

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search
Mikhail Aleksandroviç Bakunin (30 Mayıs 1814 – 1 Temmuz 1876)

Mikhail Aleksandroviç Bakunin (30 Mayıs 1814 – 1 Temmuz 1876), tanınmış bir Rus devrimci anarşist, sosyalist ve kolektif anarşizminin ilk kuramcısıdır [1]. Anarşizme en çok etki eden figürlerden birisi olarak görülür ve kolektif ve devrimci anarşizmin kurucu babalarından sayılır[2]. Bakunin’in devrimci ünü Avrupa ve Rusya’da yaşayan bir çok radikalin onun fikirlerinde esinlenmesine yol açmıştır

Hayatı

18 Mayıs 1814'te Mihail Aleksandroviç Bakunin, Tver'de bulunan Pryamukhino köyünde soylu bir Rus ailesinde dünyaya geldi. Babası Alexander Mihayloviç Bakunin (1768-1854), İtalya ve Fransa'da görev yapan ve dönüşünde baba mülküne yerleşen ve Asalet Mareşali olan bir kariyer diplomatıydı[3]. Beş kız ve beş erkek kardeşten en büyüğü Mikhail’di[4].

Bakunin 15 yaşında Saint Petersburg'a gitti ve bugün Mikhailovskaya Askeri Topçu Akademisi olarak adlandırılan Topçu Okulu'nda Junker oldu. 1833'te Minsk ve Grodno Valiliklerinde bir topçu tugayında hizmet etmek üzere görevlendirildi. Ordudan zevk almıyordu ve boş zamanını kendi kendine eğitim için harcadı.1835'te Tver'e atandı ve oradan köyüne döndü. Babası onun askerlik veya kamu hizmetine devam etmesini istemesine rağmen, Bakunin felsefe okumak için Moskova'ya gitti[5].

Moskova'da eğitim görürken fikirleri daha tam oturmamıştı nitekim bu süreci Berlin’e eğitimini devam ettirmek için gittiğinde Genç Hegelciler ile karşılaşınca son buldu. 1842 tarihli 'The Reaction in Germany' makalesinde, "yıkım tutkusu yaratıcı bir tutkudur" ifadesiyle özetlenen olumsuzlamanın devrimci rolünü savundu[6].

Sonrasında Bakunin Paris'e yerleşti ve burada Pierre-Joseph Proudhon ve Karl Marx da dahil olmak üzere dönemin önde gelen sosyalist düşünürleriyle tanıştı[7].Paris'teki 1848 Şubat Devrimi ona sokak olaylarının heyecanını ilk defa yaşattı ve birkaç günlük hevesli katılımın ardından Almanya ve Polonya'da devrimin alevlerini körüklemek umuduyla doğuya doğru yola çıktı. Haziran 1848'de Prag'da, Avusturya birliklerinin şehri bombalaması ile sona eren Slav kongresine katıldı. O yılın ilerleyen saatlerinde, Almanya'daki Anhalt-Köthen'in güvenli geri çekilmesinde, burjuvaziyi tükenmiş bir karşı-devrimci güç olarak kınadığı ve Habsburg İmparatorluğu'nun yıkılması için çağrıda bulunduğu ilk büyük manifestosu “Slavlara Çağrı”yı yazdı. 1849’daki Dresden Ayaklanmaları sırasında yakalandı ve St. Petersburg ve Schlisselburg şehirlerinde toplam 6 yıl hapis yattı[8].

Bakunin Japonya üzerinden Amerika’ya geçti oradan Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşadı. 1868'de Cenevre'de yaşarken, kapitalist toplumları sosyalist topluluklara dönüştürmeyi ve sonunda onları bir dünya federasyonunda birleştirmeyi amaçlayan bir işçi sınıfı partileri federasyonu olan Birinci Enternasyonal'e katıldı. Ancak aynı zamanda takipçilerini, Enternasyonal içinde devrimci bir avangart olarak tasarladığı yarı gizli bir Sosyal Demokrat İttifak'a kaydettirdi. Birinci Enternasyonal, her iki güçlü ve uyumsuz kişiliği de içerde tutamadı ve 1872'de Lahey'deki bir kongrede, Marx, tartışmanın nedenleriyle çok az ilgisi olan bir entrikayla Bakunin ve takipçilerinin sınır dışı edilmesini sağladı. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki devrimci harekette ortaya çıkan bölünme uzun yıllar devam etti[9].

Fikirleri

Bakunin Tanrı'da dahil olmak üzere otoriteye ve hiyerarşik düzene karşı çıkıyordu. İnsanın sadece doğa yasalarına boyun eğmesi gerektiğini bunu da ancak üzerine uzunca düşündükten sonra ve bu kanunların farkına varması yoluyla olacağını düşündü.  Ona göre benzer şekilde herhangi bir ayrıcalıklı konum ya da sınıf kavramını reddedilmeliydi çünkü sınıf sistemlerinin ima ettiği toplumsal ve ekonomik eşitsizlik bireysel özgürlükle bağdaşmıyordu. Liberalizm, serbest piyasaların ve anayasal hükümetlerin bireysel özgürlüğü mümkün kıldığı konusunda ısrar ederken, Bakunin hem kapitalizmin hem de devletin herhangi bir biçimde işçi sınıfının ve köylülüğün bireysel özgürlüğü ile bağdaşmaz olduğunda karar kıldı.

Bakunin, dinin, insanın soyut düşünce ve fantezi yeteneğinden kaynaklandığına inanıyordu[10]. Bakunin'e göre din, telkin ve konformizm tarafından sürdürülür. Dinin hayatta kalmasındaki diğer faktörler, dinin ahirette kurtuluş vaat ettiği yoksulluk, acı ve sömürüdür. Zalimler dinden yararlanırlar çünkü birçok dindar insan cennette mutluluk vaadiyle yeryüzündeki adaletsizlikle uzlaşır. Ayrıca dinin de kendi içinde otoriter olmasından ötürü anti-teolojik bir konumda bulundu.

Tanrı ve Devlet

Bakunin'in sosyalizmi "kolektivist anarşizm" olarak biliniyordu, siyasi eşitliğin ekonomik eşitlikle onaylanmasını istiyor. Her bireyin sosyal haklarında doğumdan itibaren eşitlik; özellikle, her çocuk, erkek ya da kız için, olgunlaşana kadar eşit geçim, destek, eğitim ve fırsat ve yetişkinlikte kendi refahını kendi emeğiyle yaratması için eşit kaynaklar ve olanaklar olmasını böylece eşitliğin sağlanacağına inanıyordu.

Bakunin ve Karl Marx arasındaki tartışma, anarşizm ve Marksizm arasındaki farkları öne çıkardı ve ayrılıklara yol açtı. Marx'ın, yeni devletin rakipsiz olacağı ve teorik olarak işçileri temsil edeceği "proletarya diktatörlüğü" kavramını şiddetle reddetti. Devletin derhal ortadan kaldırılması gerektiğini çünkü tüm yönetim biçimlerinin sonunda baskıya yol açacağını ve bir yerde devletin kesinlikle yozlaşacağını savundu. Ayrıca devrimcilerden oluşan bir siyasi elitin işçilere rehberlik edeceği sisteme şiddetle karşı çıktı. Bakunin, devrimlerin doğrudan halk tarafından yönetilmesi gerektiğinde ısrar ederken, herhangi bir "aydınlanmış seçkin" yalnızca devrimde görünmez ve empoze etmeden yardımda bulunması gerektiğini öne sürdü. Böylece Marx ile anlaşmazlıkları eşit bir topluma nasıl varılacağı konusundaki mekanizma üzerine olduğu anlaşıldı. Bakunin, Marksistlere karşı "sosyalizm olmadan özgürlüğün ayrıcalık ve adaletsizlik olduğuna ve özgürlük olmadan sosyalizmin kölelik ve gaddarlık olduğuna ikna olduk" dedi.

Bakunin, emek, köylü ve sol hareketler üzerinde büyük bir etkiye sahipti. Bakunin, anarşizm tarihinde önemli bir figür olarak ve özellikle Marx'ın proletarya diktatörlüğü fikrinin ve Marksist rejimlerin proletarya üzerinde değil proletarya üzerinde tek parti diktatörlükleri olacağı yönündeki akıllı öngörüleri olmak üzere Marksizmin bir muhalifi olarak hatırlanır. Tanrı ve Devlet, Benjamin Tucker, Marie Le Compte ve Emma Goldman gibi diğer anarşistler tarafından birçok kez çevrildi. Bakunin, Noam Chomsky gibi günümüz anarşistlerini etkilemeye devam ediyor[11].


Hazırlayan: Online Staj Terörizm Araştırmaları Stajyeri Azad Seki

Kaynakça

  1. Bakunin, Mihail. Tanrı ve Devlet. Çev., Mustafa Tüzel. İstanbul: Belge Yayınları, 2017.
  2.  Chomsky, Noam. For Reasons of State. New York: Pantheon Books, 1970.
  3. Leier, Mark. Bakunin: The Creative Passion. New York: Seven Stories Press, 2009.
  4. Masters, Anthony. Bakunin, the Father of Anarchism. Saturday Review Press, 1974.
  5. Miller, David. Political Philosophy: A Very Short Introduction. Oxford: Oxford University Press, 2003.
  6. Nettlau, Max. A Short History of Anarchism. Freedom Press: Freedom Press, 1996.
  7. Pirumova, Natalia. Mikhail Bakunin. Life and Work. Moskova: Lenand, 2017.
  8. Pirumova, Natalia. Mikhail Bakunin. Life and Work. Moskova: Lenand, 2017.
  9. Yarmolinsky, Avrahm. Road to Revolution: A Century of Russian Radicalism. Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2017
  10. Nettlau, Max. A Short History of Anarchism. Freedom Press: Freedom Press, 1996
  11. Yarmolinsky, Avrahm. Road to Revolution: A Century of Russian Radicalism. Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2017.