Martin Luther King

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search
Martin Luther King

Martin Luther King Jr.

“Özgürlük asla zalim tarafından gönüllü olarak verilmez; ezilenler tarafından talep edilmelidir. "

Martin Luther King Jr., gençlik yıllarından itibaren siyah- beyaz ayrımcılığının kaldırılması için mücadele etmiş, hayatı boyunca boykotlara katılmış ve gösteriler düzenlemiştir. İnsanların renkleri ile yargılanmaması gerektiğine inanmış ve ‘’Bir Hayalim Var’’ konuşmasıyla hala binlerce insana umut olmaktadır. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen mücadelesinden dönmeyen King; şiddetsiz protestoyu, sosyal adaletin sağlanması gerektiğini ve önyargılarla mücadele edilmesi gerektiğini konuşmalarında halka vurgulamıştır. Ölümünden sonra 1983'te Başkan Ronald Reagan tarafından, onuruna ABD federal tatili düzenleyen bir yasa tasarısı imzalanmıştır ve o gün ulusal hizmet günü olarak da bilinmektedir. Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen en genç insan olan Martin Luther King Jr., hayatını siyahilerin ikinci sınıf olarak görülmemesi için göstediği mücadeleye adamış ve bu konuda çıkarılan kanunlar ile akıllara kazınmıştır.

Geçmişi

Martin Luther King, Georgia eyaletinin Atlanta şehrinde 15 Ocak 1929’da dünyaya geldi. Rahip olan babası Martin Luther King Sr. ile annesi Alberta Williams King’in ortanca çocuğu olan Martin’in gerçek ismi Michael Luther King Jr.di. Lise eğitimi için Marehouse Koleji’ne giderek burada ileride politik bir aktivist olmasını sağlayan yurttaş hakları lideri Benjamin Mays’ın fikirlerinden etkilendi. Üniversiteye başlamadan önce yazı evden ilk kez uzakta, Güney’in dışındaki ırk ilişkilerini deneyimleyebildiği Connecticut'da geçirdi. Kuzeydeki bu yaz deneyimi, King’in ırk ayrımcılığına karşı artan nefretini derinleştirdi. [1] Üç yılını Pensilvanya’da Crozer İlahiyat Semineri’nde geçirdi ve burada Gandhi dahil olmak üzere birçok ilahiyatçının fikirleriyle tanıştığı teolojik çalışmalarını tamamladı. Crozer’in neredeyse tamamen beyaz öğrencilerden oluşan öğrenci topluluğunun başkanı seçildi. Boston’da Coretta Scott ile tanışıp evlendi ve bu evlilikten ailenin iki oğlu ve iki kızı doğdu. [2] 1948 yılında Sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra 1951 yılında yüksek lisansını tamamladı ve ilahiyat diplomasını aldı. Güneye dönüşünden önce 1953 yılında Boston Üniversitesi Teoloji Bölümü’nde doktora eğitimini tamamladı. Doktorasını tamamladıktan sonra Alabama’da Dexter Avenue Baptist Kilisesinde rahip olarak görev yaptı.

İnsan Hakları Mücadelesi Nasıl Başladı?

1 Aralık 1955 tarihinde Afro-Amerikan bir kadın olan Rosa Parks’ın otobüste koltuğunu beyaz bir yolcuya teslim etmeyi reddetmesi ve bunun sonucunda şehrin ayrım yasalarını ‘Jim Crow’ ihlal ettiği gerekçesiyle tutuklanmasının ardından, King tanınmış bir eylemci olarak protestolarda yer almaya başladı ve Montgomery otobüs boykotlarına liderlik etti. Siyahi ayaklanmalar 1 yıl boyunca devam etmiş olup, 21 Aralık 1956’da Yüksek Mahkeme’nin siyah yolculara istedikleri yere oturma özgürlüğü vermesiyle son bulmuştur. Bu kararın çıkmasına kadar geçen süreçte, boykotlar boyunca King bir çok zorlukla karşı karşıya gelmiş; tutuklanmış, evi bombalanmış, tacizlere uğramış fakat aynı zamanda bir siyahi lider olarak insanların karşısına çıkmıştı. Hatta bu süreçte King şiddetsiz direniş yaklaşımına rağmen, komünizm yanlısı düşüncelerle toplumu etkileyebilme şüphesiyle FBI tarafından takibe alınmış fakat bir sonuç alınamamıştır. Otobüs yasası kaldırıldıktan sonra King, 1957 yılında Güney Hristiyan Liderlik Konferansı’nın (SCLC) kurucularından oldu ve ölümüne kadar güneyde barışçıl sivil haklar eylemlerinin desteklemiştir. [3] Ülkenin dört bir yanında konferanslar düzenleyen King, 1957 ile 1968 arası dönemde adaletsizlik, protesto ve eylemin olduğu her yerde yer almıştır. Gandhi’nin öğretilerinden etkilenen King, bu öğretileri Güney Hristiyan Liderlik Konferansı’nın gösterilerinde uygulamıştır. 1960’lı yıllarda bu öğretilerle düzenlenen şiddet içermeyen protestolar sırasında birkaç kez tutuklanmış fakat serbest bırakılmıştı. 1963 yılında ise işe alım uygulamalarındaki ayrımcılığı sona erdirme kampanyaları sırasında Alabama’da tekrar tutuklandıktan sonra, King, Birmingham hapishanesinden sivil haklar için gösterilen mücadelenin altında yatan ahlaki sebeplere dikkat çektiği bir mektup yayınladı. Burada Alabama’daki siyahilerin seçmen olarak tanımlanması için yapılan gezileri planladı.

Washington Yürüyüşü

King, ABD’de yaşanan ırk sorunlarını çözmenin önemini ülkenin her yanına ve dünyaya duyurma amacıyla tarihi Mart’ı organize etmek içim yurttaş hakları örgütlerinin liderlerine katılmıştır. SCLC’yi temsilen “İş ve Özgürlük için Washington’a Yürüyüş” adını verdikleri yürüyüşe katılacak olan King, bu yürüyüşten John F. Kennedy’nin yurttaş hakları kanunun yasalaşmasının olumsuz etkileyeceği sebebiyle aynı sebepten bir bakıma çekinmiş, fakat tüm olumsuzluklara rağmen yürüyüş gerçekleşmiştir. Okullarda yaşanan ırk ayrımlarına ve siyahilerle beyazlar arasındaki ücret farklılıklarına dikkat çekilen Washington tarihinin en kalabalık gösterisi olan bu yürüyüşe Lincoln Anıtı’nın gölgesinde 250.000 kişi katılmıştır. Yürüyüşten günümüze kalan en büyük miraslardan biri Martin Luther King’in ‘’Bir Hayalim Var’’ konuşmasıdır. Yapılan gösteriler sonuç vermiş olup 1964-1965 yıllarında Yurttaş Hakları Kanunu ve Oy Hakkı Kanunu çıkartılmıştır ve Martin Luther King, 1964 yılında en genç yaşta Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür.

Muhalif Tepkinin Ortaya Çıkışı

Afrikalı Amerikalıların oy kullanma hakkına hukuki bir dayanak sağlaması için bir federal oy hakkı yasasına ihtiyaç vardı ve bu ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkan Alabama Selma’daki Mart 1965 gösterileri sırasında King’e karşı ilk muhalif tepkiler ortaya çıktı. 7 Mart tarihinde gerçekleşen ilk deneme gösterisi karşıt görüşlü insanlar ve polis şiddetiyle püskürtüldü. Oy hakkı için yürüyenlerin Selma, Edmund Pettus Köprüsünden ilerlerken gördüğü ağır şiddetten dolayı bu gün Kanlı Pazar olarak anılmaya başlandı ve uluslararası arenada büyük tepkilere yol açtı. 7 Mart yürüyüşünün ani ve şiddetli şekilde engellenmesinin ardından King, 9 Mart tarihinde başka bir yürüyüş düzenleme kararı aldı. Fakat King, şehrin ileri gelenleriyle yaptığı görüşme sonucu göstericileri Edmund Petrus köprüsünde durdurması üzerine yerel halktan şiddetli bir kızgınlıkla karşı karşıya kaldı. Yürüyüş 25 Mart’a kadar devam etti ve Ağustos 1965’te Oy Hakları Yasası kabul edildi.

Chicago

Selma'daki olaylar, Martin Luther King Jr. ile şiddet içermeyen yöntemlerinin eleştirilmesine yol açtı ve yerel otoritelerle bir anlaşma gerçekleşmiş olma ihtimali genç radikaller arasında büyüyen bir sürtüşmeyi derinleştirdi. [4] Özellikle Kuzey’de gecekondu mahallelerinde öfke büyümekte, King’in şiddetsizlik felsefesi ise daha fazla sorgulanıyordu. 1965’te Los Angeles’ta meydana gelen isyan, şehirli Afrikalı Amerikalılar arasında meydana gelen görüş ayrılıklarının şiddetini gözler önüne serdi. 1966 yılında King tarafından Chicago’da ırk ayrımına karşı düzenlenen eylem, şehir ile Afrikalı Amerikalılar arasında imzalanan anlaşmayla sonuçlandı. Fakat anlaşma King tarafından Chicago’da yürütülen kampanyanın, muhalefet ve Kuzey’deki ırkçılığın daha karmaşık ve derin yapıya sahip olmasından ötürü iptal edilmesinden dolayı etkisini yitirdi. King, artık genç Siyahi güç destekçilerinin hedefindeydi. Siyahilere tazminat verilmesi konusundaki söylemlerini arttırması sebebiyle ırkçı beyazlar tarafından da eleştirilere maruz kalan King, daha militan bir tavır sergileyen siyahi liderlerin ön plana çıkmasıyla aktivizminin kapsamını Vietnam Savaşı ve her ırktan Amerikalılar arasındaki yoksulluk gibi konuları ele alacak şekilde genişletti. [5]

Son Zamanları ve Suikast

1965 yılından itibaren ABD’nin Vietnam Savaşına’a katılmasına karşı çıkmaya başlayan King, düşünceleri nedeniyle bir kez daha komünizm destekçisi olarak görülmeye başlamıştır fakat bireysel görüşmelerinde kendini demokratik sosyalizm destekçisi olarak nitelendirmiştir. Amerika’yı dünyanın en büyük şiddet sağlayıcısı ve 1 milyon Vietnamlının ölümünden sorumlu olarak suçladığı konuşmalar, dikkatleri üzerine toplamasına sebep olmuş ve ağır tepkilerle karşılaşmıştır. Komünizm destekçisi olarak görülmemek adına konuşmalarına daha da dikkat etmeye başlayan King, hayatının son dönemlerinde savaş karşıtı görüşlerini ve ekonomik sorunları daha sık dile getirmiştir. 3 Nisan 1968’te siyahi sağlık çalışanlarının grevine destek için gittiği Mason Temple isimli tapınakta topluluğa son konuşmasını gerçekleştirdi. 4 Nisan sabahı otelin balkonunda uğradığı silahlı suikast sonucu hayatını yitirmiştir. Suikast sonrası birçok şehirde isyan ortaya çıkmış ve 5 gün sonra ABD başkanı Johnson ülkede yas ilan etmiştir. 9 Nisan 1968 tarihinde ise Martin Luther King Jr.; Başkan Kennedy ile görüşmüş, Başkan Johnson ile kampanya yürütmüş, yirmiden fazla tutuklanmış ve birçok saldırıya maruz kalmış, sadece Amerikalı siyahilerin sembolik lideri olarak değil dünyaca ünlü bir figür olarak son yolculuğuna uğurlanmıştır. Lincoln anıtının yakınına, “Bir hayalim var” konuşmasını yaptığı yere King’in anıtı yapılmıştır.


Konuyla İlgili Ek Video: [Bir hayalim var]

Hazırlayan: Arzu Işık

  1. Lewis, D.L. (2021). Martin Luther King, Jr. | Biography, Speeches, Facts, & Assassination. https://www.britannica.com/biography/Martin-Luther-King-Jr
  2. Lewis, D.L. (2021). Martin Luther King, Jr. | Biography, Speeches, Facts, & Assassination. https://www.britannica.com/biography/Martin-Luther-King-Jr
  3. Turkey M.US. (2018). Martin Luther King Jr. - Hayatı ve Mirası. https://tr.usembassy.gov/tr/martin-luther-king-hayati-ve-mirasi
  4. HISTORY. (2009). Martin Luther King, Jr. A&E Television Networks https://www.history.com/topics/black-history/martin-luther-king-jr#section_8
  5. HISTORY. (2009). Martin Luther King, Jr. A&E Television Networks https://www.history.com/topics/black-history/martin-luther-king-jr#section_8