Mülteci

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Mülteci (Refugee)

Göç, insanlık tarihinin en eski ve en sürekli olgularından biridir. Dünya kurulduğundan beri süregelen bu hareketlilik, insanların gelişmesi ve hukuk sistemlerinin evrim geçirmesiyle birlikte farklı anlamlar kazanmıştır. Modern dünyada, göçmenlik kavramı çeşitli statülerle zenginleşmiş; mülteci, sığınmacı ve benzeri birçok farklı tanımlama hayatımıza girmiştir. Bu çalışmada, mülteci kavramının tarihsel gelişimini ele alarak, bu statünün zaman içinde nasıl evrildiğini ve uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl şekillendiğini incelemeyi amaçlıyorum.

Tanımın Gelişimi

1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde mülteci tanımı verilmemesine karşın, on dördüncü maddesinde şu hüküm yer almaktadır: “Herkes zulmü karşısında başka memleketlere iltica etmek ve bu memleketler tarafından mülteci muamelesi görmek hakkını haizdir.” İfadesi yer almaktadır.[1]

Mülteciliğin uluslararası anayasası sayılabilecek 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 1. maddesinde mülteci, “1 Ocak 1951´den önce meydana gelen olaylar sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen şahıs” şeklinde tanımlanmıştır.[2]

1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi, mülteci tanımını belirli bir coğrafi ve zaman dilimiyle sınırlamıştı. Ancak, hızla değişen küresel dinamikler ve yeni göç dalgalarının ortaya çıkması, 1967 Ek Protokolünde bu tanımın gözden geçirilmesi ve genişletilmesini zorunlu kılmıştır. Böylece “1951 öncesinde meydana gelmiş olaylar” nedeniyle ve “Avrupa kıtasının dışından gelebilecek sığınmacılara” da BMMYK tarafından mültecilik statüsü tanınmaya başlanmıştır.[3]

1951 Sözleşmesinin ardından kabul edilen bölgesel sözleşmelerde mülteci kavramı daha geniş ele alınmıştır. Afrika Birliği Örgütünün 1969’da kabul ettiği Mülteci Sözleşmesi bölgesel sözleşmelerin en önde gelenlerinden biridir. Sözleşmeye göre, “mülteci deyimi, dış saldırı, işgal, yabancı egemenliği veya vatandaşı olduğu kendi ülkesinin bir bölümünde ya da bütününde kamu düzenini ciddi bir biçimde tehdit eden olaylar yüzünden, ülkesi dışında başka bir yere sığınmak için yaşadığı yerden ayrılmak zorunda kalan her insanı kapsar.” Şeklinde bir tanımlama yapılmıştır.[4]

Avrupa Konseyi’nin 1977 tarihli Ülkesel Sığınma Bildirisinde ise, 1951 Cenevre Sözleşmesinin esas aldığı ırk, dil, din, milliyet, belli bir toplumsal gruba mensubiyet veya siyasal düşünce baskı ve zulüm altında bulunma ölçütü yanında, “insani” nedenlerle de sığınma hakkı tanınması gerektiği vurgulanmaktadır.[5]

1984 yılında kabul edilen Cartagena Mülteci Deklarasyonu ise 10 Latin Amerika ülkesinin katılımıyla, mültecileri ve silahlı çatışmalardan ve diğer şiddet durumlarından kaçan insanları korumak amacıyla imzalanmış diğer bir önemli bölgesel sözleşmedir. 1980'lerin başında Amerikan Devletleri Örgütü'nün (OAS) Orta Amerika mülteci krizine yetersiz yanıtına bir tepki olarak başlayan pragmatik ve koruma amaçlı bir sürecin sonucudur. Cartagena Bildirgesi, Mültecilerin Statüsüne ilişkin 1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolü Madde 1(A)'da yer alan tanımın ötesinde, 'yaşamları, güvenlikleri veya özgürlükleri genel şiddet, yabancı saldırganlığı, iç çatışmalar, insan haklarının kitlesel ihlali veya kamu düzenini ciddi şekilde bozan diğer koşullar nedeniyle tehdit altında olduğu için ülkelerinden kaçan kişileri' de kapsamaktadır.[6]

Görüldüğü üzere zulüm, savaş ve doğal afetlerin artışıyla birlikte, mülteci tanımı önemli bir evrim geçirmiştir. Başlangıçta sadece belirli koşullarla sınırlı olan bu tanım, zamanla daha geniş bir kapsam kazanarak, çeşitli türde zarar gören ve koruma arayan bireyleri içerecek şekilde genişletilmiştir.

Mülteci Kavramının Tarihsel Yolculuğu

İnsanlık tarihinin en büyük kayıplarının yaşandığı, milyonlarca insanın yerinden edildiği ve sınırların yeniden çizildiği Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, mültecilik kavramının uluslararası hukuk çerçevesinde tanımlanmasına zemin hazırlamıştır.

Mültecilik kavramının uluslararası düzeyde ve kapsamlı bir şekilde ele alındığı ilk önemli sözleşme, 1951 Cenevre Sözleşmesi’dir. Her ne kadar kapsamlı olmasa da 1920 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın ardından uluslararası barış ve güvenliği sağlamak amacıyla kurulan ilk büyük uluslararası örgüt olan Milletler Cemiyeti, mültecilerle ilgili bazı girişimlerde bulunmuştur.

·       Milletler Cemiyeti tarafından Birinci Dünya Savaşı sonrasında, 1921’de kurulan Rus Mülteciler İçin Yüksek Komiserlik Ofisi’nin (Office of the High Commissioner for Russian Refugees) ilk Yüksek Komiseri Nansen, Rus devrimiyle birlikte mülteci olmuş insanlara yardım etmiş,  bulundukları ülkelerde nüfus cüzdanı ve seyahat belgeleri alarak hukuki statülerinin belirginleştirilmesine yardımcı olmuş, çalışma imkânlarını güvence altına almış ve memleketlerine dönmeleri için düzenlemeler yapmaya çalışmıştır.[7]

·       Almanya’dan Gelen Mülteciler İçin Yüksek Komiserlik (High Commissioner for Refugees coming from Germany), Nazi Almanya’sından kaçan mülteciler için Milletler Cemiyeti tarafından 1933’te kurulmuştur. Yüksek Komiser James McDonald devletlerin uyguladığı mevcut iltica sınırlamalarına rağmen iki yıl içerisinde büyük bir kısmı Filistin’de olmak üzere 80 binin üzerinde mülteciye daimî ikamet imkânı sağlamıştır.[8]

·       1938’de Milletler Cemiyeti Mülteciler İçin Yüksek Komiserlik’i (High Commissioner for Refugees) kurmuştur. Ofis, Nansen Ofisi ile Almanya’dan Gelen Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin karması niteliği taşıyordu. Oldukça sınırlı bir role sahipti ve çalışmaları 1946’da sona ermiştir.[9]

·       Aynı yıl Hükümetler arası bir komite (Intergovermental Committee on Refugees) toplandı. Başlangıçta Almanya ve Avusturya'dan zorunlu göçle ilgilenen Komitenin çalışmaları, İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'daki tüm mülteci gruplarını kapsayacak şekilde genişletildi. Komite'nin yerini 1947 yılında Uluslararası Mülteci Örgütü (International Refugee Organization) almıştır.[10]

Yukarıda değinilen teşebbüslerde de rahatlıkla görülebileceği gibi, İkinci Dünya Savaşı öncesindeki mültecilere yönelik çalışmalarda, evrensel bir “mülteci” tanımı yapılamadığı gibi, genel koruma uygulamaları da hayata geçirilememiştir. Genel bir mülteci politikasından ziyade, belli gruplara yönelik koruma planları uygulanmıştır.[11]

Dünya barışını korumak ve sürdürmek amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından misyonunu tamamlayarak 1946 yılında feshedilmiş, varlıkları yeni kurulan yerine Birleşmiş Milletlere devredilmiştir.

·       BM’nin kurulmasından hemen önce, 1944’te, İttifak Devletleri, Birleşmiş Milletler Yardım ve Rehabilitasyon İdaresi’ni (United Nations Relief and Rehabilitation Administration) kurmuştur. Amacı savaş sırasında yerlerinden olan milyonlarca insana yardım etmek olan bu İdare, aynı zamanda savaş sonrasında bu insanların kendi ülkelerine dönmeleri için de çalışmış ancak mültecilerin büyük bir kısmı ayrıldıkları ülkelerindeki köklü ideolojik dönüşüm nedeniyle dönmeye yanaşmamıştır. İdare, esasında bir mülteci örgütü niteliği taşımıyordu. İhtiyaç halindeki insanlara acil yardımlarda bulunuyor ve geçici çözümler sağlıyordu. Mültecilerin daimî ikametgâh bulmaları ve üçüncü ülkelere transferi konusunda yetkilendirilmemiştir. Örgüt mevcut haliyle kayda değer bir çözüm üretememiştir.[12]

·       Uluslararası Mülteci Örgütü (International Refugee Organization), BM tarafından 1947’de kurulmuştur. Örgütün en önemli özelliği, mültecilerin yaşamlarıyla ilgili her alanla kapsamlı bir şekilde ilgilenmek üzere tasarlanmış olmasıdır. Bunun yanında, Örgüt’ün bir ulusüstü nitelik taşıdığını söylemek mümkündür. UMÖ’nün kuruluşuyla devletler, mültecilere kendi rızaları hilafına yardım edilemeyeceğini kabul etmiş oluyorlardı. Bunun yanında mülteci tanımının asli unsuru haline gelecek ırk, din, milliyet veya siyasi görüş nedeniyle “zulüm görmek veya zulüm görme korkusu duymak” kavramı ilk defa uluslararası toplum tarafından kabul edilmiş oluyordu. Örgütün bazı nedenlerle işlevsizleştiği düşünülerek 1951 yılında kapatılmasına karar verildi.[13]

·       Bahsettiğimiz bu iki kurum BMMYK’nın (United Nations High Commissioner for Refugees-UNHCR) temelini oluşturmuştur.

Birinci Dünya Savaşı'nın (1914-1918) ardından milyonlarca insanın sığınma arayışıyla memleketlerinden kaçmasıyla hükümetler, 20. yüzyılın ilk tanınan mültecileri olan bu insanlara seyahat belgeleri sağlamak için bir dizi uluslararası anlaşma hazırladı. Milyonlarcası zorla yerinden edildiğinden, sayıları İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) sırasında ve sonrasında önemli ölçüde arttı. Çatışma ve zulümden kaçmak zorunda kalan insanların temel insan haklarını ve muamelesini korumayı amaçlayan bir dizi yönerge, yasa ve sözleşme oluşturuldu. 1921 yılında Milletler Cemiyeti ile başlayan süreç, mültecilere ilişkin önceki uluslararası belgeleri pekiştiren ve genişleten 1951 Sözleşmesi ile sonuçlanmış olup, mülteci haklarının uluslararası düzeyde en kapsamlı düzenlemesini sağlamaya devam etmektedir.[14]

Kavram Karmaşası

Konfüçyüs’ün de ifade ettiği gibi, “İsimler doğru olmazsa adresler doğru olmaz.” Buradan hareketle öncelikle bu kavram kargaşasını netleştirmek gereklidir. Mülteci, sığınmacı ve göçmen gibi kavramların sıklıkla birbirine karıştırılması, bu terimlerin doğru anlaşılmasının ve uygulanmasının önündeki engelleri artırmaktadır. Terimlerin net bir şekilde tanımlanması, kavramların karmaşasını çözmek ve etkili bir politika geliştirmek için hayati öneme sahiptir.

Sığınmacı (asylum seeker), “kendi ülkesinin dışında bulunan, ırkı, dini, milliyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşü nedeniyle zulüm görmekten haklı nedenlerle kaygı duyan ve ülkesinin korumasından yararlanamayan ya da yararlanmak istemeyen veya zulüm korkusu nedeniyle geri dönmek istemeyen” yani mülteci olabilmek için gerekli ölçütleri taşıyan, ancak kendisine resmi otorite tarafından henüz mültecilik statüsü tanınmayan kişidir. Birisi başvurusu beklemede olduğu sürece sığınmacıdır. Yani her sığınmacı mülteci olarak tanınmayacaktır, ancak her mülteci başlangıçta bir sığınmacıdır.[15]

Mülteciler (refugee), uluslararası hukuk tarafından tanımlanır ve korunur. Mülteciler; eziyet, çatışma, saldırı veya toplum huzurunu ciddi şekilde bozan diğer durumlarda, geldikleri ülkelerin dışında bulunan ve bunun sonucu olarak da ‘uluslararası koruma’ talebinde bulunan kişilerdir.[16]

Göçmenler ise, çoğunlukla ekonomik nedenlerden dolayı ülkelerini terk ederler ve kendi ülkelerinin korumalarından da yararlanabilirler ve bu yolculuğa kendi istek ve arzuları ile çıkarlar.


Hazırlayan: Merve Nur Doğan - Göç Çalışmaları o-Staj Programı


KAYNAKÇA


[1] Karabulut, “İnsan Hakları Perspektifinden Göç ve Mültecilik: 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Karşılaştırması”, 914.

[2] Barkın, Ersan. “1951 Tarihli Mülteciliğin Önlenmesi Sözleşmesi”. Ankara Barosu Dergisi, 2014. 334.

[3] Barkın, “1951 Tarihli Mülteciliğin Önlenmesi Sözleşmesi”, 337.

[4] Barkın, “1951 Tarihli Mülteciliğin Önlenmesi Sözleşmesi”, 334.

[5] Barkın, “1951 Tarihli Mülteciliğin Önlenmesi Sözleşmesi”, 335.

[6] Reed-Hurtado, Micheal. “The Cartagena Declaration on Refugees and the Protection of People Fleeing Armed Conflict and Other Situations of Violence in Latin America”. Research Paper No.32, UN High Commissioner for Refugees (UNHCR). June 2013. https://www.refworld.org/reference/lpprs/unhcr/2013/en/97247 [accessed 20 August 2024]

[7] Uzun, Elif. “Uluslararası Hukuk Çerçevesinde BMMYK’nın Yapısı, Görevleri ve Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişimindeki Yeri”. Göç Araştırmaları Dergisi, 2016. 63.

[8] Uzun, Uluslararası Hukuk Çerçevesinde BMMYK’nın Yapısı, Görevleri ve Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişimindeki Yeri, 63-64.

[9] Uzun, Uluslararası Hukuk Çerçevesinde BMMYK’nın Yapısı, Görevleri ve Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişimindeki Yeri, 64.

[10] UNHCR-The UN Refugee Agency. “An Introduction to International Protection”. s.6. https://www.unhcr.org/media/self-study-module-1-introduction-international-protection-protecting-persons-concern-unhcr [accessed 20 August 2024]

[11] Uzun, Uluslararası Hukuk Çerçevesinde BMMYK’nın Yapısı, Görevleri ve Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişimindeki Yeri, 64.

[12] UNHCR, An Introduction to International Protection, s. 6.

[13] Uzun, Uluslararası Hukuk Çerçevesinde BMMYK’nın Yapısı, Görevleri ve Uluslararası Mülteci Hukukunun Gelişimindeki Yeri, 66.

[14] UNHCR-The UN Refugee Agency. “The 1951 Refugee Convention”. https://www.unhcr.org/about-unhcr/overview/1951-refugee-convention

[15] Barkın, “1951 Tarihli Mülteciliğin Önlenmesi Sözleşmesi”, 335.

[16] UNHCR- The UN Refugee Agency. “Mülteci Göçmen?”. Şubat 2018. https://www.unhcr.org/cy/wp-content/uploads/sites/41/2018/02/UNHCR_Refugee_or_Migrant_TR.pdf