Lozan Barış Anlaşması

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Lozan-antlasmasi-.jpg

Lozan Barış Antlaşması ( The Lausanne Treaty of Peace); İsviçre’nin Lausanne kentinde sekiz ay süren Lozan Barış görüşmeleri sonucunda 17 Temmuz 1923’te hazırlanıp, 24 Temmuz 1923 Salı günü İsmet Paşa, Rıza Nur ve Hasan Saka tarafından; ardından İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Belçika ve Portekiz temsilcileri tarafından imzalanan 143 maddeden oluşan ve ek protokollerle düzenlenmiş bir barış antlaşmadır.[1] Doğu’ya kesin bir barış getirme amacıyla Lausanne’da başlayan görüşmeler, Lozan Anlaşması'yla birlikte gerçek bir müzakere sürecinin meyvesi olmuştur ve Savaş’ı bitiren antlaşmalar içinde halen uygulanan tek antlaşma olarak anılmaktadır. [2]

I. Dünya Savaşı’nın Osmanlı Devleti Açısından Sonuçları

İngiliz Donanması’ndan kaçan iki Alman gemisinin ( Goeben ve Breslau) Osmanlı’ya sığındıktan sonra Osmanlı Devleti bu iki gemiyi satın aldığını açıklamıştır. Osmanlı Donanması’na katılan bu iki geminin 29-30 Ekim’de Sivastapol, Odesa ve Novorosisk Limanlarındaki Rus donanmalarına saldırmalarından dolayı Osmanlı Devleti de resmen savaşa dahil olmuştur. [3] I. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya-Avusturya grubu yanında savaşa katılan Osmanlı Devleti savaşta bazı başarılar elde etmiş olmasına rağmen savaş sonucunda yenik düşmüş ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti’nin ordularının büyük bir bölümü terhis edilmiş, silah ve cephanesine el konulmuştur. Meclis-i Mebusan’ın dağıtılmış olduğu Osmanlı Devleti tam bir teslimiyet altına girmiş ve itilaf devletlerinin çeşitli bölgelerde işgalleri başlamıştır. İzmir’in işgaliyle birlikte yurt çapındaki protestolar daha da büyümüş ve insanlar yapılacak olan barış antlaşmasının daha ağır şartlar içerebileceğinden korkmaya başlamışlardır. [4] Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’da artan protestoları ve direnişleri bastırmak üzere Osmanlı Devleti tarafından Anadolu’ya gönderilen subaylardan biri olmuştur ve Mustafa Kemal Atatürk ile onun gibi düşünen arkadaşları Anadolu’daki direnişi örgütlemişlerdir.[5]

Kurtuluş Savaşı

Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde yapılan 23 Temmuz- 6 Ağustos tarihleri arasında yapılan Vilayat-ı Şarkiye Kongresi ve 4-11 Eylül tarihleri arasında yapılan Sivas Kongresi Kurtuluş Savaşı’nın dış politikayla birlikte nasıl ilerleyeceğini belirlemesi açısından önemlidir. Ayrıca Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin yürütme organı niteliğindeki Heyet-i Temsiliye ile birlikte diğer ülkelerle ve İstanbul Hükümeti’yle ilişkiler diplomatik olarak bu organ aracılığıyla Müstafa Kemal Atatürk önderliğinde yürütülmüştür ve İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u 16 Mart 1920 tarihinde işgaliyle birlikte Türkiye Millet Meclisi açılarak fiili (de facto) bir hükümet kurulmuştur. [6]

İtilaf Devletleri’nin işgallerinin devam edeceğini ve Osmanlı Devleti’nin bağımsızlığını doğrudan doğruya kısıtlayacağını beyan eden, ağır maddeler içeren Sevr Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte Ankara hükümeti savaş ve diplomasi araçlarını birlikte kullanmaya ve Yunanistan’a karşı girişeceği savaşın yanı sıra diplomasi aracılığıyla da Yunanistan’ı yalnız bırakmaya çalışmış ve bu noktada İtilaf Devletleri’nin kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan da yararlanmıştır. TBMM hükümeti, I. İnönü Savaşı’yla birlikte askeri alandaki başarısını diplomatik ilişkilere de yansıttı. Sovyet Rusya ile TBMM arasında Dostluk Antlaşması imzalandı ve Sovyet Rusya’nın maddi olarak Ankara Hükümeti'ne verdiği destek arttı. II. İnönü ve Sakarya Savaşı’yla birlikte büyük bir dönüm noktası yaşandı, 20 Ekim 1921 tarihinde Fransa ve Türkiye arasında Ankara İtilafnamesi imzalandı. İtalyanlar ise Ankara Hükümeti'nin savaşlardaki başarıları sebebiyle görüşmeler sonucunda kendiliğinden çekildi. 30 Ağustos 1922 zaferinin ardından 11 Ekim 1922 tarihinde Mudanya Mütarekesi imzalandı ve TBMM hem siyasi hem savaş yoluyla yürüttüğü diplomasinin savaş kısmına son vermiş oldu. [7]

Lozan Antlaşması

Lausanne Konferansı

Kapak 132352.jpg

Mudanya Mütarekesi’nden bir hafta sonra İngiltere, Fransa ve İtalya ile birlikte Japonya Ankara ve İstanbul hükümetlerini Lausanne’da görüşmeye davet ettiler. İki devletin de görüşmeye davet edildiğini gören Ankara Hükümeti saltanata son vererek İstanbul hükümetinin istifa etmesine sebep oldu. Görüşme çağrısı İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya tarafından yapılırken tüm görüşmelere çağırılanlar; Yunanistan, Sırp-Hırvat- Sloven Devletleri, ABD ve Türkiye olmuştur. Boğazlar rejimi konusunda Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyet, hem Boğazlar hem de Trakya sınırına ilişkin olarak Bulgaristan, ticaret ve yerleşme konularında Belçika ve Portekiz çağırılmıştır. [8] Konferans iki dönem olmak üzere toplam sekiz ay sürmüştür. Kapitülasyonlar sebebiyle görüş ayrılığı çıktığı için 2,5 ay süren bir ara verilmiştir. Konferans çalışmaları alt komisyonlar şeklinde yürütülmüş ve bu komisyonlar hangi müttefikleri daha çok ilgilendiriyorsa o şekilde düzenlenmiştir. Türkiye ise yazı işleri komitesinde 1 üyelik dışında idari görev alamamıştır. [9] Konferans’ın temel çatışma noktası, Müttefiklerin Mondros Ateşkes Antlaşması’nı baz alırken Türkiye’nin ise Mudanya Mütarekesi’ni baz almasıydı. Bu sebepten dolayı anlaşmazlık çıkan noktaları bu bağlamda değerlendirmek pek de yanlış olmayacaktır. [10] Lozan Antlaşması’nı temel olarak ana başlıklara ayırmak mümkündür. Bunlar: Sınırlar, Boğazlar, Kapitülasyonlar, Yabancı Okullar ile Kurumlar, Azınlıklar, Borçlar ve Savaş Tazminatı şeklinde sıralanabilir.

Lozan Antlaşması’nın En Önemli Esasları:

a) Sınırlar: Türkiye’nin Bulgaristan sınırında 1915 sınırı baz alınırken Yunanistan’la Meriç Nehri sınır olarak belirlenmiştir. Türkiye’nin güneyindeki Suriye’yle olan sınırı ise 20 Ekim 1921 Türk Fransız Antlaşması’nın saptadığı sınırlar kabul edilmiştir. (Hatay 1939’da Türkiye’ye katılacaktır.) Türkiye ile Irak sınırı konusunda Musul Bölgesi’nin İngiltere açısından önemli olması sebebiyle bir anlaşma sağlanamamıştır ve iki devlet arasındaki görüşmelere bırakılmıştır. Adalar konusunda; Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan Adaları dışındaki Kuzey Ege Adaları Yunanistan’a verilirken On iki Adaları İtalya’ya verilmiştir.

b) Boğazlar: Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme ’ye katılan devletler: İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan, Rusya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve Türkiye’dir. İşgal altındaki İstanbul ve Boğazlar bölgesi Türkiye’ye geri verilecektir fakat başkanı Türk olacak bir komisyonun denetimine tabii tutulacaktır ayrıca askerden arındırılmış olması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanındaki bu kısıtlaması 1936 Montreux’de kaldırılmıştır.

c) Kapitülasyonlar: Kapitülasyonlar konusu müttefik devletlerin kazanımlarını kaybetmek istememesinden dolayı çetin geçen görüşmelerden birisi olmuştur fakat Ankara Hükümeti'nin geri adım atmaması üzerine kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.

d) Azınlıklar: Türkiye sınırları içerisinde yaşayan azınlıkların ayrıcalıkları kaldırılmıştır ve Türk hükümeti; "Türkiye’de oturan herkesin, doğum, milliyet, dil, soy ya da din ayrımı yapmaksızın hayatlarını ve özgürlüklerini korumayı tam ve eksizsiz olarak sağlamayı" yükümlenmiştir.

e) Yabancı Okullar ile Kurumlar: Müttefiklerin Türkiye’de kurmuş oldukları dernekler ve eğitim kurumları Türk kanunlarına uymak şartı ile faaliyetlerini devam ettirebileceklerdir ayrıca Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin de İstanbul’da kalması kararlaştırılmıştır.

f) Borçlar ve Savaş Tazminat: Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı İmparatorluğu’ndan toprak almış devletler ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmış Asya toprakları üzerine yeni kurulan devlerle Türkiye Cumhuriyeti arasında borçlar paylaştırılmıştır ve Düyun-ı Umumiye Türkiye sınırları dışına çıkarılmıştır. Türkiye ayrıca savaş tazminatı olarak onarım karşılığı Yunanistan’dan Karaağaç’ı almıştır.

Sonuç

Lozan Antlaşması, Türkiye için uluslararası alanda diğer devletlerle eşit sayıldığı, iktisadi ve siyasi olarak bağımsızlığını ilan ettiği bir barış antlaşmasıdır. Bu barış antlaşması, karşılıklı müzakereler ve verilen tavizlerle birlikte uzlaşmanın belgesi olmuştur. Yerleşme ve Yargı Yetkisine İlişkin Sözleşme, Ticaret Sözleşmesi, Sağlık Sorunlarına İlişkin Bildiri, Yargı Yönetimine İlişkin Bildiri, Osmanlı İmparatorluğunda Birtakım İmtiyazlara İlişkin Protokol ve Bildiri gibi sözleşme ve bildirilerde her ne kadar egemenlik geçici olarak kısıtlanmış olsa da Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti ve Müttefik devletler arasında yapılmış olan uzun soluklu bir anlaşma olmuştur ve karşılıklı kazanımlar içermektedir. [11]


Hazırlayan: o-Staj Uluslararası Hukuk Programı Stajyeri Ayça Topaloğlu


  1. Kurtcephe, İ. 2015. Türkiye Cumhuriyeti Tarihi. 5. Baskı. Konya: Eğitim Yayınevi, 242-243
  2. Oran,B. 2002. 1919-1923: Kurtuluş Yılları. B. Oran (Ed). İstabul: İletişim, 215-222
  3. Özdal, B ve Karaca R. 2019. I. Dünya Savaşı’nın Diplomasinin Gelişimine Etkileri. Özdal B. Ve Kara R. (Ed.). Dora Yayınevi. Bursa: 2019, 67.
  4. Atay, F. 2019. Türkiye Demokrasi Tarihi (1789’dan Günümüze). 1. Baskı. Ankara: Nika Yayınevi, 78-79
  5. Atay, F. 2019. Türkiye Demokrasi Tarihi (1789’dan Günümüze). 1. Baskı. Ankara: Nika Yayınevi, 80
  6. Sönmezoğlu, F. 2001. Kurtuluş Savaşı Dönemi Diplomasisi. F. Sönmezoğlu (Ed.). İstanbul: Der Yayınları, 55-57
  7. Sönmezoğlu, F. 2001. Kurtuluş Savaşı Dönemi Diplomasisi. F. Sönmezoğlu (Ed.). İstanbul: Der Yayınları, 57-66.
  8. Oran, B. 2002. 1919-1923: Kurtuluş Yılları. B. Oran (Ed.). İstanbul: İletişim, 215-217.
  9. Oran, B. 2002. 1919-1923: Kurtuluş Yılları. B. Oran (Ed.). İstanbul: İletişim, 218-229.
  10. Oran, B. 2002. 1919-1923: Kurtuluş Yılları. B. Oran (Ed.). İstanbul: İletişim, 219
  11. Oran, B. 2002. 1919-1923: Kurtuluş Yılları. B. Oran (Ed.). İstanbul: İletişim, 223-237.