Kuveyt

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search

Kuveyt ya da resmî adıyla Kuveyt Devleti (Arapça: دولة الكويت, Devletü'l-Kuveyt), Arabistan Yarımadası'nın kuzeydoğusunda, Basra Körfezi kıyısında yer alan ülke. Kuzeyde Irak ve güneyde Suudi Arabistan ile komşudur. Ülkenin ismi, Arapça'da su kenarındaki kale anlamına gelen akwat kelimesinden gelmektedir.

Resmi adıyla Kuveyt Devleti'nin temelleri, 17. yüzyılda Arap Yarımadası'nın iç kısımlarından bölgeye göç etmeye başlayan aşiretler tarafından atıldı. 18. yüzyılda bölgeye yerleşen Beni Utub kabilesine mensub El Sabah ailesi tarafından 1756'da Kuveyt Emirliği kuruldu. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetine giren Kuveyt, El Sabah ailesinin yönetiminde bir ticaret merkezi konumuna yükseldi.

1899'da Britanya İmparatorluğu ile imzalanan anlaşma uyarınca, İngilizlerin güvencesi ve denetimi altında Osmanlı'dan yarı bağımsızlık kazandı. Bu anlaşma ile Kuveyt fiilen İngiliz mandası haline geldi. 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasının ardından Britanya İmparatorluğu, Kuveyt topraklarının himayesine girdiğini ilan etti.

Bölgede petrolün keşfedilmesiyle hızla zenginleşen Kuveyt, 1953'te Körfez Bölgesi'nin en büyük petrol ihracatçısı haline geldi. 19 Haziran 1961'de Körfez ülkeleri arasında Britanya'dan bağımsızlığına kavuşan ilk devlet oldu. Bağımsızlığın ardından petrol üretimini daha da artıran Kuveyt, 2 Ağustos 1990'da sınır komşusu Irak’ın işgaline uğradı.[1]

ABD'nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Ocak 1991'de başlayan ve birkaç hafta süren Çöl Fırtınası Operasyonu neticesinde Kuveyt'teki Irak işgali sona erdi. 23 Şubat 1991'de ülkenin yeniden bağımsızlığı ilan edildi. Kuveyt’in Irak işgalinin ardından karşılaştığı en büyük sorun, bombardıman esnasında zarar gören petrol tesislerinin yeniden tam kapasite işler hale getirilmesiydi. Tesislerin tadilatı için toplam 5 milyar dolar tutarında harcama yapıldı.

Siyasi yapı

18. yüzyılın ortalarında Kuveyt’e yerleştiği dönemden beri ülkenin yönetimini elinde tutan El Sabah ailesi, 1990-91 Irak işgal yönetiminin ardından yeniden iktidara geçti. Ülkede seçimle yetkilendirilen yeni bir parlamento kuruldu.

Yönetim biçimi anayasal emirlik olan Kuveyt'te yasama yetkisi, emir ve halk tarafından seçilen 50 üyeli Ulusal Meclis'in elinde bulunuyor. 2006 yılına kadar yalnızca 21 yaşını doldurmuş erkeklerin oyuyla seçilen Kuveyt Ulusal Meclisi, 2006’dan itibaren kadınları da temsil etmeye başladı. 2009'da Kuveyt Ulusal Meclisi'ne dört kadın üye katıldı.

Başbakanın emir tarafından atanması, Kuveyt parlamentosunun etkisini zayıflatmaktadır. Başbakanın kuracağı hükümetin en az yedi üyesinin, El Sabah ailesinden seçilmesi gerekmektedir.


Ekonomi

Dünya ham petrol rezervinin yaklaşık yüzde 10'una sahip olan Kuveyt'in en büyük gelir kaynağı fosil yakıtlardır. Günde 3 milyon varile yakın petrol üretimi yapan Kuveyt'in 2012 yılına ait toplam gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİ) 173 milyar dolar ve 2012 rakamlarına göre yıllık yüzde 6.1'lik gelir artışıyla dünyada 40. sırada bulunan Kuveyt'te kişi başına yılda 45 bin 300 dolar düşmektedir. Aynı rakam 2011 yılında 43 bin 600, 2010 yılında ise 39 bin 600 dolardı.

Ekonomisinin yüzde 42.3'ü sanayi üretimine dayalı olan Kuveyt'te hizmet sektörü yüzde 57.5 ile genel ekonomideki en büyük kalemi oluşturmakta. Çok yüksek seviyelere ulaşan ithalatının yüzde 41’i tüketim ürünleri, yüzde 34’ü ara malları ve yüzde 25’i nihai ürünlerden meydana gelmektedir. En fazla ithalatı da ABD, Çin, Almanya, Japonya, Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya ve Fransa’dan yapmakta. İthal ürünler arasında binek otomobilleri, mücevherat, hava taşıtları, kümes hayvanları, ilaç, pirinç, inşaat malzemeleri, iş makineleri aksam ve cihazları ile elektronik cihazlar ilk sırada yer alıyor. Topraklarının kurak olması nedeniyle tarımsal üretimi yetersiz olan ülke, gıda ürünlerinde dışa bağımlı durumdadır.

Yüzde 97.8 ile en büyük ihracat kalemini oluşturan petrolü, en yüksek miktarda üç Asya ülkesine, sırasıyla Japonya, Güney Kore ve Singapur’a gönderiyor. Kuveyt’in genel itibarıyla en yüksek oranda ihracat gerçekleştirdiği devletler ise Japonya, Kore, Hindistan, Tayvan, ABD ve Çin. Petrol, plastik hammaddeleri ve amonyum ürünleri ihraç etmektedir.

Nüfus

2012 tahminlerine göre 3 milyondan fazla insanın yaşadığı Kuveyt'te genç nüfus çoğunlukta. Toplam nüfusun yüzde 73'ü oranındaki genç nüfusa karşılık 65 yaş üstündekilerin oranı yüzde 2 civarında. Nüfus artış hızında dünyada 61. sırada bulunan ülkede toplam nüfusun yüzde 98'i kentlerde yaşamaktadır.

Yüzde 70'i Araplardan Kuveyt'te yüzde 9 oranında Güney Asyalı ve yüzde 4 oranından İranlı yaşamaktadır... Güney Asyalıların çoğunluğunu, hizmet sektöründe çalışanlar teşkil etmekte. Kuveyt'in yüzde 85'lik Müslüman nüfusun çoğunluğu Sünni; yüzde 30'u ise Şia'nın İmamiyye (İsnâaşeriyye) koluna mensup. Ülkede Hristiyan ve Hindu azınlıklar da mevcut.

Arap isyanlarının etkisi

2010-11’de Kuzey Afrika'da başlayıp kısa sürede tüm Arap coğrafyasına yayılan isyan dalgası, Körfez ülkesini de etkiledi. 2011 yılının ilk aylarında, iş imkanı ve vatandaşlığa dayalı bazı haklar talep eden küçük grupların gösterileri, halkın siyasi hareketliliğinin ilk sinyalleriydi. Kuveyt'teki gerginlik, 2011 sonlarına doğru Ulusal Meclis'teki 16 milletvekili hakkında 350 milyon doları bulan rüşvet iddialarının ortaya atılmasıyla yükseldi. Kamu fonlarının yurt dışındaki bankalara transfer edildiğini öne süren muhalif milletvekilleri, Başbakan Şeyh Nasır El Muhammed El Sabah hakkında soru önergesi verdiler. Başbakan'ın milletvekillerinin sorularını yanıtlamasının kabine tarafından engellenmesi tepkiyle karşılandı. Parlamentoyu basan protestocuların zorlamasıyla 28 Kasım 2011 günü hükümet istifa etti.

Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah, Aralık 2011'de Ulusal Meclisi feshetti. Savunma Bakanı Şeyh Cabir El Mübarek El Sabah, yeni hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ardından da erken seçime gidileceği açıklanması, suların durulmasını sağlamadı. Seçimler öncesi polis ve göstericiler arasında çıkan çatışmalarda onlarca kişi yaralandı. Ülkenin altı yıldan kısa bir süre içindeki dördüncü kez sandığa gittiği 2 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen parlamento seçimleri, muhalefetin zaferiyle sonuçlandı. İslamcıların liderliğindeki muhalefet cephesi, Ulusal Meclis'te 34 sandalye kazandı. Hükümet, ilk kez 30 kadar yabancı ve 300 yerli gözlemcinin seçimleri denetlemesine izin verdi.

Muhalefetin kontrolündeki parlamento ile El Sabah ailesinin hakimiyetindeki hükümet arasındaki anlaşmazlıklar yeni seçilen parlamentonun uzun ömürlü olmasını engelledi. Ulusal Meclis üyelerinin baskısıyla iki bakan istifaya zorlandı. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi, Şubat 2012 seçimlerini geçersiz sayarak parlamentoyu feshetti. 1 Aralık 2012'de yeniden sandık başına gidildi. Lakin Anayasa Mahkemesi'nin önceki seçimleri geçersiz saymasını muhalefetin boykot etmesi nedeniyle seçimlere katılım oranı yüzde 46'da kaldı. İslamcı muhaliflerin boykotu sayesinde Şii azınlık 17 sandalye kazanarak büyük başarı sağladı.

Muhalefetin meşruiyetini sürekli sorgulamasından kaynaklanan huzursuzluk karşısında El Sabah yönetimi bir kez daha seçimleri yenilemek zorunda kaldı. 29 Haziran 2013 günü düzenlenen seçimlere katılım, muhalefetin kısmi boykotuna rağmen, beklentilerin üstüne çıkarak yüzde 53 oldu. Şii azınlığın sandalye sayısının 17'den 8'e düştüğü Haziran 2013 seçimlerinde Sünni İslamcılar 3, liberaller ise 10 üyelik elde ettiler. [2]

Kaynakça

  1. http://www.bbc.com/news/world-middle-east-14647211 adresinden 15.02.2018 tarihinde erişilmiştir.
  2. http://www.aljazeera.com.tr/ulke-profili/ulke-profili-kuveyt adresinden 15.02.2018 tarihinde erişilöiştir.