Kuril Adaları Sorunu
Kuril Adaları, Rusya’ya ait olan Kamçatka Yarımadası’nın güney ucundan Japonya’nın kuzeydoğusunda bulunan Hokkaido Adası’nın kuzeydoğu köşesine kadar yer alan bölgedeki takım adalara verilen isimdir. Kuril Adaları İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Rusya Federasyonu ve Japonya arasında bir sorun olarak görülmektedir. Adalar, günümüzde Rusya Federasyonu’nun resmi toprağıdır.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde Kuril Adaları Japonya’ya aitti. Adalar, savaş sonunda kazanan taraf olan SSCB tarafından işgal edilmiş ve o günden beri iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi adına bir sorun olarak görülmektedirler. Kuril Adaları, Rusya tarafından konulmuş bir isim olup Japonya ise bu bölgeye “Kuzey Toprakları” demeyi tercih etmektedir. Her iki ülkenin de bu topraklarda ısrarcı olmasının belli başlı sebepleri bulunmaktadır. Adalar, Rusya için stratejik bir öneme sahip iken Japonya açısından da bölgesel bir önem taşımaktadır. Bu sorun sadece bölgesel değil uluslararası bir sorundur. Bunun sebebi ise her iki ülkenin de uluslararası arenada destekçilerinin bulunmasıdır.
Kuril Adaları'nın Tarihçesi
Adaların hangi tarafa ait olduğu sorunu, 18. yüzyılda Japon ve Rus kaşiflerin adalara ayak basması ile başlamış ve böylece sorunlar da baş göstermeye başlamıştır. [1] Yaşanan sorunları çözmek için iki ülke 1855 yılında Şimoda –Shimoda- Antlaşması’nı imzalamışlardır. Bu anlaşma sonucunda her iki taraf adaları kendi aralarında paylaşmışlardır. Anlaşmaya göre, Urup Adaları’ndan itibaren kuzeydeki adaların tümü Çarlık Rusya’ya, güneyde kalan diğer adalar (Iturup, Kunaşiri, Şikotan ve Habomai) ise Tokugawa Şogunluğu’na verilmiştir. Anlaşmanın tam adı ise “Rus-Japon Ticaret, Seyir ve Sınır Antlaşması”dır. Sakalin ya da Japonya’da bilinen adı ile Karafuto Adası’nın son durumu anlaşma sonucunda netliğe kavuşamamıştır. Bu belirsizlik sebebiyle Rus ve Japon tüccarlar arasında birçok çatışma meydana gelmiştir.
18. yüzyılda ayak basılan bölge için 1855 yılında anlaşma imzalanmasının sebebi, Tokugawa yönetiminin tüm dünyadan izole olacak bir şekilde yönetim biçimini benimsemesidir. Rus Çarlığı’nın da Doğu Asya’ya doğru genişlemesi geç tarihlerde olmuştur. Bu sebeple anlaşma, keşiften yıllar sonra yapılmıştır. [2]
Berlirsizliği devam eden Sakalin ve diğer adaların kimlere ait olacağının tekrar görüşülmesi için 1875 yılında iki devlet yeniden masaya oturmuşlardır. İkili arasında 1875 yılında St. Petersburg Anlaşması –Kuril-Sakhalin Takas Anlaşması- imzalanmıştır. Anlaşma sonucunda Sakhalin Adası Çarlık Rusya’ya verilirken Kuril Adaları’nın hakimiyeti ise Japon İmparatorluğu’na verilmiştir. Böylece Rus-Japon sınırı belirlenmiştir. [3]
Shimoda ve St. Petersburg antlaşmaları, Çarlık yönetimince İngiliz ve Fransız deniz kuvvetlerinin Rusya’nın Uzak Doğu sınırlarını tehdit ettiği bir dönemde ve Çar’ın Kuril Adalarını savunmak için zayıf olduğu süreçte Japonya’nın bu durumu mümkün olan en geniş ölçüde kullanması sonucu imzalandı. [4]
Diplomasi yolu ile sağlanan barış uzun soluklu olmamış ve 1904 yılında Rus-Japon Savaşı meydana gelmiştir. 19 ay süren bu savaşın sebebi ise Rusya’nın Trans-Sibirya Demiryolu Projesi’ni hayata geçirmek istemesidir. Demiryolu güzergahı Mançurya bölgesine doğru ilerleyince Japonya bu durumdan rahatsız olmuştur. Bölgede artan gerilim sonucunda savaş kaçınılmaz olmuştur ve 1905 Eylül ayında son bulan savaşın kazananı Japon İmparatorluğu olmuştur.
Çarlık Rusya’nın kaybettiği savaşın sonucunda 1905 yılında Amerika’da Portsmouth Antlaşması imzalanmıştır. Anlaşmanın imzalanmasında dönemin ABD Başkanı olan Theodore Roosevelt aracılık etmiştir.
Antlaşma sonucunda Sakhalin Adası’nın güney kısmı Japon hakimiyetine girmiştir. [5] Antlaşmaya göre Rusya, Japonya’nın Kore üzerindeki egemenlik haklarını tanımış; Çin’de elde ettiği imtiyazları Japonya’ya devretmiştir. Diğer bir sonuç ise Rusya’nın Mançurya üzerindeki bütün haklarının feshedilmesidir. [6] Antlaşma sonrasındaki dönemde Japonya, yayılmacı politikalarına devam etmiştir. Çarlık Rusya ise 1917 yılında meydana gelen Ekim Devrimi sonucunda Sovyetler Birliği adını almıştır.
Bu galibiyet ile Japonya sömürgeci bir güç olarak uluslararası ilişkilere dâhil olmuş, peşinden 1910’da Kore’yi ele geçirerek Asya kıtasına daha güçlü yerleşmiştir. Japonya, bu savaşın ardından saldırgan tutumuyla uzak Asya’da kalıcı etkiler doğuran eylemlere girişecektir. 1932 yılında Mançurya’yı ilhak edecek ve ardından 1937’de Çin üzerinde sömürgeci faaliyetlerini yoğunlaştıracaktı. [7]
1905 yılında imzalanan antlaşma sonrasında Sovyetler ve Japon İmparatorluğu arasında Kuril Adaları namına herhangi bir gelişme yaşanmamıştır; hatta Birinci Dünya Savaşı sırasında iki ülke de aynı tarafta yer almıştır.
İkinci Dünya Savaşı’nın sinyalleri verilirken 1941 yılında Japonya ve Rusya arasında saldırmazlık anlaşması imzalanmıştır; fakat Japonlar ve Ruslar İkinci Dünya Savaşı sırasında karşıt gruplarda yer almışlardır. Sovyetler savaş esnasında Nazi Almanyası ile savaşmış, Japonya ise varını yoğunu Amerika’ya saldırmak için kullanmıştır. Kendisi için yanlış strateji belirleyen Japonlar, savaş sonunda kaybeden taraf olmuşlardır. Sovyetler Birliği ise Nazi Almanyasına karşı zafer elde etmiştir. Sovyetler Birliği, Eylül 1945’te tek taraflı olarak adaların Sovyetlere ait olduğunu açıklamıştır. Sonraki 4 yıl içerisinde adalardaki Japonlar, Japonya’ya gönderilmiştir. [8]
1951 yılında kazanan devletler ile Japonya San Francisco Barış Antlaşması imzalamışlardır. SSCB ise bu antlaşmanın kendi çıkarlarına zarar verdiğini düşündüğü için katılım göstermemiştir. İki ülke arasındaki savaş durumu resmi olarak bitmediği için 1956 yılında Ortak Deklarasyon imzalanarak ikili arasındaki bu durum bitirilmiştir. Sovyetler Birliği, ayrıca Shikotan ve Habomai adalarının Japonya'ya devredileceğini bu deklarasyonda açıklamıştır. Bunun için resmi bir antlaşmanın imzalanması gerektiği vurgulamıştır. Ancak Japon tarafı kendilerine ait olarak gördükleri dört adanın hepsini istemesi üzerine, iki ülke arasında Kuril Adaları üzerinde bir antlaşma sağlanamamıştır. [9]
Soğuk Savaş Sonrası Durum
Soğuk Savaş’ın bitmesi ile birlikte dünyada hakim olan iki kutuplu sistem sona ermiştir. Kendini toparlama ve yeni bir kimlik arayışına giren Rusya ise dış politikada aktif rol alamamıştır. Rusya Federasyonu’nun ilk Devlet Başkanı Boris Yeltsin, sadece dış ilişkilerdeki sorunlar ile değil aynı zamanda yurtiçindeki birçok sorun ile de karşı karşıya idi.
Ocak 1992’de Japonya, Rusya Federasyonu’nu SSCB’nin ardılı olarak tanımıştır. Soğuk Savaş’ın bitmesi ile birlikte Rusya ve Japonya ilişkileri farklı bir boyut kazanmış olsa da bu durum oldukça sınırlı kalmıştır. Rusya Federasyonu, 2000 yılında Putin’in iktidara gelmesi ile birlikte dış politika aktif bir rol almaya başlamıştır.
2000’li yıllarda Vladimir Putin ve Yoshiro Mori arasında yapılan görüşmelerde Japonya, 4 ada üzerindeki isteklerini dile getirmiştir ve bu nedenle de herhangi bir sonuç alınamamıştır. 2013 yılında Shinzo Abe ve Vladimir Putin bir araya gelmiştir. 67 yıllık bu ihtilafın bir barış anlaşması imzalanarak çözülmemiş oluşunun anormal bir durum olduğunu kabul ettiler. Bunun üzerine Ağustos 2013 ve Ocak 2014'te Moskova ve Tokyo'da barış antlaşması ile ilgili iki istişare toplantısı yapıldı. Ancak Japon Hükümeti, Ukrayna'daki gelişmelerin ardından Mayıs 2014'te bu istişareleri askıya aldı. 2014’ten bu yana yapılan görüşmelerin hiçbirinden somut bir netice alınamamıştır.
Hazırlayan: Dilek Keçeci
- ↑ E. Akçadağ & E. İsmayilov, “Ukrayna Krizi’nin Rusya ve Japonya Arasındaki Kuril Adaları Sorununa Etkisi”, (Uluslararası İlişkiler, 2016)
- ↑ E. Janet Hunter, “Modern Japonya’nın Doğuşu: 1853’ten Günümüze” çev. Günay Müftü, (İmge Kitabevi, 2002)
- ↑ D. Trenin & Y. Weber, “Russia’s Pasific Future”, (Moskova:Carnegie Moscow Center, 2012)
- ↑ H. Kimura, “The Kurillian Knot: A History of Japanese-Russian Border Negotiatitons, (2008)
- ↑ E. Garip, “Kuril Adaları Sorunu ve Kuril Adalarının Silahlandırılması”, (Asya Araştırmaları Dergisi, 2019)
- ↑ E. Ekrem, “Japonya-Rusya Kuril Adaları Sorunu ve Çin”, (Stratejik Düşünce Enstitüsü, 2011)
- ↑ F. Armaoğlu, “20. Yüzyılda Siyasi Tarih” (Alık Yayınevi, 2012)
- ↑ E. Akçadağ & E. İsmayilov, “Ukrayna Krizi’nin Rusya ve Japonya Arasındaki Kuril Adaları Sorununa Etkisi”, (Uluslararası İlişkiler, 2016)
- ↑ F. Demir, “İkinci Dünya Savaşı Sonrası Barışın Önündeki Engel”, (Global Security,2019)