Küyerelleşme

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Küyerelleşme (Glokalizasyon)

Küyerelleşme, küresel ve yerel unsurların birbirleriyle etkileşime girdiği ve karşılıklı olarak yeniden şekillendiği bir süreç olarak tanımlanır. Küyerelleşme, küreselleşme yolunda ilerleyen bir şirketin ürünlerini çeşitli pazarların kültürel ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde yeniden yapılandırması olarak da tanımlanabilir. Çeşitli küresel ve yerel unsurların birbirleriyle etkileşime girdiği bu süreci çeşitli yazarlar farklı açılardan tanımlamışlardır. Robertson, küyerelleşmeyi, küresel trendlerin yerel bağlamlarda yeniden uyarlanması ve yerel kültürlerin küresel etkileşimler tarafından şekillendirme süreci olarak tanımlar.[1] Roudometof ise bu kavramı, yerel ve küresel kültürlerin dinamik bir etkileşim içinde bulunarak, kültürel kimliklerin yeniden yapılandırdığı bir süreç olarak açıklar.

Teorik Çerçevesi

Roland Robertson, 1992 yılında glocalization kavramını sosyal bilimler literatürüne tanıttı. Robertson'ın yaklaşımında glocalization, monistik bir perspektifle ele alınır; yani küresel ve yerel olgular tek bir gerçeklik çerçevesinde açıklanır. Bu teoriye göre, küreselleşme, evrenselliğin yerelleştirilmesi ve yerelliğin evreselleştirilmesi sürecidir. Küresel, çeşitli ekonomik araçlarla yerelin içinde var olur. Yerel ile küresel birbirini iç içe geçirir.[2] Robertson'un kavramsallaştırılması, zamanın rolü açısından eleştirilmiştir. Robertson'ın teorisi, zamanın sonsuz olduğu veya mevcut olmadığı durumlarda iyi bir sosyal gerçeklik tahmini sunabilir. Ancak, kısa vadeli değişimlerin etkisini anlamada yetersiz kalmaktadır.

Küreselleşmenin Bir Boyutu Olarak Küyerelleşme

Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra, küreselleşme genellikle küresel veya transnasyonel kapitalizmin bir ifadesi olarak değerlendirilmiştir.[3] Bu bağlamda Robertson'ın 'glocalization' kavramını kullanması, küresel entegrasyonun küreselleşmenin nihai bir hedefi olarak görülmesini engellemeye yönelik bir çabadır.

Robertson'ın glocalization anlayışı, küreselleşmenin hem homojenlik hem de heterojenlik içerdiğini vurgular. Bu yaklaşım, McDonaldizasyon[4] ve kültürel emperyalizm tezlerinin[3] kültürel homojenleşme argümanlarını eleştirir. Robertson, küreselleşmenin yalnızca yeni entegrasyon biçimleri oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda mevcut birimlerin sistematik olarak parçalanmasını ve yeni engeller arkasında yeni grupların oluşumunu da içerdiğini öne sürer. Bu nedenle, küreselleşme bir dizi parçalanma getirir ve dolayısıyla glocalization'ı (küyerelleşme) ifade eder. Robertson'ın bu yorumu, 'küreselleşmenin küyerelleşme olarak görülmesi' görüşünü destekler. Glocalization ve globalization analitik olarak birleştirilmiş ve glocalization, globalization'a dahil edilmiştir. Bu formül, Robertson'ın uzun süreli çalışmalarında bir bütünlük sağlamayı amaçlar. Ancak, bu yaklaşım bazı sorunları da beraberinde getirir. Robertson’ın çalışmaları, 1970’lerden itibaren John W. Meyer ve işbirlikçileri tarafından geliştirilen dünya politikası veya dünya toplumu perspektifi ile ilişkilidir.[2] Başlangıçta uluslararası söylemlerde güçlü ortaklıkları vurgulayan bu çalışmalar, zamanla insan hakları ve çevrecilik gibi geniş konuları kapsayacak şekilde genişlemiştir. Bu genişleme, küreselleşmenin sadece ekonomik entegrasyon değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel değişimlerin de bir parçası olduğunu gösterir.[5]

Türkiye’den Küyerelleşme Örnekleri

İzmir’in Ödemiş köyünden Ayşe Elmacı, reklam çalışanları tarafından keşfediliyor ve Lay’s markalı cips ürününün reklam filminde oynuyor. Reklamdan sonra, Türkiye pazarındaki satışların 5 katına çıktığı söyleniyor. New York merkezli PepsiCo şirketinin alt kuruluşu olan Lay’s, reklamlarında Türkiye’ye özgü bir yerel kadını oynatarak küyerelleşmenin başarılı bir görsel örneğini yansıtmıştır. Hem görsel hem içerik bakımından yerelleşmeyi kullanan Lay’s, aynı zamanda ürün içeriğini Türk mutfağı ve Türk lezzetleri ile birleştiriyor. Patates cipsini, ızgara soğanlı ve mevsim yeşillikli-baharatlı, sirke aromalı olarak farklı seçenekler ile pazara sunuyor ve başarılı oluyor.[6]

Amerika merkezli bir şirket olan Coca-Cola, küyerelleşme bağlamındaki reklamlarına dünyanın her yerinde devam etmektedir. Türkiye’de ise özellikle Ramazan ayı döneminde birleştirici ve İslami ögeleri bulunduran reklamlarıyla hem toplumu etkileyecek reklamlar yaratmış, hem de iyi bir küyerelleşme örneği sergilemiştir.[7]

Hazırlayan:  Bilgesu Tabakoğlu, O-Staj Göç Çalışmaları 2024

Kaynakça

  1. Robertson, R. (1995). Glocalization: Time-space and homogeneity-heterogeneity. Global modernities, 2(1), 25-44.
  2. 2,0 2,1 Roudometof, V. (2016). Theorizing glocalization: Three interpretations1. European Journal of Social Theory, 19(3), 391-408
  3. 3,0 3,1 Held, D., & Moore, H. L. (2002). A globalizing world?: Culture, economics, politics. Routledge.
  4. Ritzer, G. (2011). The McDonaldization of society 6 (Vol. 6). Pine Forge Press.
  5. Beck, U. (2003). Rooted cosmopolitanism: Emerging from a rivalry of distinctions. Global America? The cultural consequences of globalization, 15-29.
  6. https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/yiyin-gari-dedi-satis-bes-kat-artti-o-h-l-tursu-fabrikasinda-calisiyor-5463962
  7. https://www.behance.net/gallery/80020037/Coca-Cola-Ramazan-2019/modules/464045583