Küresel Göç Mutabakatı
KÜRESEL GÖÇ MUTABAKATI NEDİR?
Güvenli, Sistemli ve Düzenli Göç için Küresel Mutabakat Metni, Küresel Göç Mutabakatı(Global Compact for Safe, Orderly and Regular Migration); Birleşmiş Milletler çatısı altında 19 Aralık 2018 tarihinde kabul edilen dünya genelinde güvenli, sistemli ve düzenli göçü hem özendirmek hem de kontrol etmek için hazırlanmış göç yönetimine ilişkin bir uluslararası metindir.[1] Mutabakat bir uluslararası sözleşme niteliğinde olmayıp bağlayıcılığı bulunmamaktadır, demek oluyor ki taraf ülkeler göç politikalarını değiştirmek zorunda değillerdir ve metin kapsamında devletlerin uluslararası hukuk yahut iç hukuk anlamında bir yükümlülükleri bulunmamaktadır.[2] Haliyle mutabakat kapsamındaki ilkeler “rehber ilkeler” olup yol gösterici niteliktedirler ve nihayetinde mutabakatın başarılı olabilmesindeki esas etken üye devletlerin mutabakata uyma yönündeki istekleridir. Taraf devletler istedikleri müddetçe söz konusu mutabakata uygun hareket edeceklerdir ve yine taraf devletler mutabakata uygun hareket ettiği müddetçe mutabakat ile amaçlanan işbirliği gerçekleşmiş olacaktır.
Uluslararası Göç Mutabakatı Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş sürdürülebilir kalkınma amaçları ile örtüşmektedir.[3] Göç hususunda 10 numaralı hedef olan eşitsizliklerin azaltılması çerçevesinde 10,7 numaralı alt hedefte devletlerin güvenli, sistemli ve düzenli göç konusunda işbirliği yapmaları teşvik edilmiştir.[4] Mevzubahis alt hedef vasıtasıyla hem 2030 kalkınma hedefleri ile mutabakat arasındaki bağlantı belirginleşmiştir hem de kalkınma hedefleri kapsamında amaçlanan bir durum mutabakat ile karşılanmıştır. [5]
KÜRESEL GÖÇ MUTAKABATı NASIL OLUŞTU?
Birleşmiş Milletler Örgütü Göç Hukuku konusunda etkin bir şekilde çalışmaktadır. Birleşmiş Milletler kuruluşu altında Mülteciler Yüksek Komiserliği mülteci hukuku alanında çalışmalar yapmaktadır. Birleşmiş Milletler kuruluşundan ayrı olmakla birlikte kendisini göç alanında çalışmaya vakfetmiş olan Uluslararası Göç Örgütü mevcuttur. Ancak tüm bu kuruluşlara ve yapmış oldukları çalışmalara rağmen henüz göç meselesini tüm boyutlarıyla ele alan uluslararası bir düzenlemeden bahsetmek mümkün değildir.
Mülteci ve göçmen hareketleri birçok devleti uluslararası anlamda etkileyen sonuçlar doğurmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasından itibaren yerinden edilen insan sayısı 2016 yılında en yüksek seviyeye ulaşmıştır.[6] Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ise bu noktada göç meselesine adil bir sorumluluk paylaşımı yaparak çözüm bulmayı amaçlamış ve bu doğrultuda uluslararası bir sistem kurmayı hedefleyen Küresel Mülteci Mutabakatını kabul etmiştir. Elbette 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna ilişkin Cenevre Konvansiyonu ve Mültecilerin Hukuki Durumuna dair 1967 tarihli Protokol mülteci hukukunun temel metinlerini oluşturmaktadır.[7] Ancak her iki sözleşme de devletlerin sorumluluklarını paylaşmaları ve düzenli göç sistemini öngörmeleri konusunda eksiktir.[8]
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, göç ve mültecilerle ilgili hususları görüşmek üzere Göçmen ve Mülteci Hareketlerine Yönelik BM Konferansını düzenlemiştir ve küresel ölçüde ilk kez bir araya gelinmiştir. Söz konusu konferans, göç ve mülteci meselelerinin uluslararası alanda doğrudan mühim meseleler haline geldiği konusunda güçlü bir siyasi takdir oluşturmuştur. Konferansta 193 BM üyesi devlet, uluslararası insan hareketliliğinin kapsamlı bir bakış açısıyla düzenlenmesi gerektiği yönünde anlaşmıştır ve neticesinde New York Deklarasyonu kabul edilmiştir.[9] New York deklarasyonunun ekinde ise bir küresel göç mutabakatı oluşturularak devletlerarasında güvenli, sistemli, düzenli göç işbirliğinin geliştirilmesi ihtiyacı belirtilmiştir. Yaşanan gelişmelerle Küresel Göç Mutabakatı önce 10 Aralık 2018 tarihinde Fas’ın Marakeş şehrinde yapılan toplantıda kabul edilmiş daha sonra 19 Aralık 2018 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilmiştir.[10]
KÜRESEL GÖÇ MUTABAKATI NELERİ İÇERİYOR?
Küresel Göç Mutabakatı ile iyi bir göç yönetimi düzenlemesi gerçekleştirilmeye çalışılmıştır ve evvelinde oluşturulmuş 1951 Cenevre Konvansiyonunda belirlenen ilkelere uygun davranılması hedeflenmiştir.[11] Mutabakat, uluslararası göçü tüm boyutları ile bütünsel olarak ele alıp müzakere eden ilk anlaşma olması sebebiyle mühimdir. Mutabakatın esas olarak amaçları; göçmenlerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması, bulundukları topluma entegrasyonunun desteklenmesi, göçmenlere ev sahipliği yapan ülkeler üzerindeki yükün adil biçimde dağıtılmasıdır.[12] Esasen Küresel Göç Mutabakatı; düzenli göç, güvenli göç, sistemli göç, devletlerarası işbirliğine dayalı göç yönetimi ve egemenlik haklarını dikkate alan göç yönetimi olmak üzere beş temel unsur üzerine inşa edilmiştir. Bu anlamda mutabakat göç hususunda tüm boyutlarıyla düzenleme yapmayı hedeflemektedir. Yani hukuki açıdan insancıl, insanı merkeze alan bir yaklaşımı benimsemektedir. Uluslararası göç konusundaki küresel yönetime dikkat çekmekte ve bu süreçte ortak sorumluluk almanın önemini vurgulamaktadır. Tüm bu amaçlar ışığında mutabakat on beş ve devamındaki paragraflarında belirli ilkeler üzerine kurulmuştur. [13]
Göç mutabakatı birey merkezli bir yaklaşımı kabul etmektedir. Yani mutabakat hem göçmenlerin, hem menşe ülkedeki bireylerin hem de transit ülkedeki ve hedef ülkedeki bireylerin durumlarının iyileştirilmesini düzenlemektedir. Zira şüphesiz bir kişi dahi göç ettiğinde hem menşe ülkesindeki demografik yapı hem de transit ülkedeki demografik yapı ve nihayetinde de kişinin yerleştiği hedef ülkedeki yapı beraberinde değişmektedir. Nüfus hareketliliği bu üç grup ülkeyi de etkilediğinden yine bu üç gurup ülkeyi de ilgilendirmektedir.
Uluslararası işbirliği ilkesi ise mutabakatın göç olgusunun niteliği itibariyle tek bir devlet tarafından veya iki taraflı milletlerarası sözleşmeler aracılığıyla düzenlenemeyeceğini, mutlaka çok taraflı şekilde veya tüm devletlerin katılımıyla ele alınması gerektiğini ifade etmektedir.
Ulusal egemenlik ilkesi kapsamında ise mutabakat, ulusal egemenliğe aykırı bir düzenleme getirmediğini belirtmektedir. Bunun anlamı ise taraf devletlerin göç hukuku konusundaki mahfuz yetkisinin devam edeceğidir. Ancak mutabakatın barındırmış olduğu egemenlik ilkesine rağmen ilginç olarak bazı devletler tam aksi anlamda mutabakatın ulusal egemenliklerine aykırı sonuçlar doğurduğunu, ulusal egemenlik prensibinin bu mutabakatın kabulünde göz ardı edildiğini düşünmüş ve bu gerekçeyle mutabakatı kabul etmekten kaçınmışlardır. Dolayısıyla başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, Avustralya, Macaristan, Bulgaristan, İtalya, Brezilya, gibi ülkeler mutabakatı kabul etmekten kaçınmışlardır.[14]
DEĞERLENDİRME
Küresel Göç Mutabakatının düzenlenmiş olması ve mutabakatın düzenlenmesi sürecinde yaşanan tüm gelişmeler bize küresel insan hareketliliğinin çok yönlü karmaşık yapısını bir kez daha hatırlatmaktadır. Mutabakatın lafzından ve ruhundan rahatlıkla anlayabileceğimiz üzere göç iyi bir yönetimi elzem kılmaktadır. Hele ki günümüzde küreselleşme ile birlikte mekân artık insanın doğal sınırı olmaktan kurtulmuştur. Ulaşımda yaşanan gelişmeler ve iletişim devrimi ile birlikte mekânı kavramak ve kullanmak eskisine göre oldukça farklılaşmıştır ve tüm bunların sonucu olarak da insan hareketliliği artarak devam etmiştir ve de etmektedir. Dolayısıyla göçün yönetimi küreselleşmenin beraberinde getirdiği değişikliklere uyum sağlayabilme kabiliyetini gerektirmektedir, Küresel Göç Mutabakatı da bu uğurda yapılan bir düzenleme olması sebebiyle hayli kıymetlidir.
HAZIRLAYAN: Methiye Zuhal ÇAVĞA - Göç Çalışmaları o-Staj Programı
KAYNAKÇA
[1]Küresel Göç Mutabakatı ile ilgili detaylı bilgi için bkz. https://www.iom.int/global-compact-migration
[2]Memişoğlu, Fulya & Yiğit, Celil. ‘‘Uluslararası Göç ve Kalkınma: Teori ve Güncel Meseleler’’. Yıldız Social Science Review, Cilt 5, Sayı 1, (2019): 39-62.
[3] Güvenli, Sistemli ve Düzenli Göç İçin Küresel Mutabakat tam metin Türkçe çeviri için bkz. https://www.goc.gov.tr/files/files/küresel%20göç%20mutabakatı.pdf
[4] Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 10,7 numaralı hedef; ‟Planlı ve iyi yönetilen göç politikalarının uygulanmasını da içerecek şekilde, insanların muntazam, güvenli, düzenli ve sorumlu biçimde göç etmesini ve hareketliliğini kolaylaştırmak” olarak açıklanmıştır. https://www.kureselamaclar.org/
[5] Detaylı bilgi için bkz. http://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/sustainable-development-goals.html
[6] Memişoğlu, Fulya & Yiğit, Celil. ‘‘Uluslararası Göç ve Kalkınma: Teori ve Güncel Meseleler’’. Yıldız Social Science Review, Cilt 5, Sayı 1, (2019): 39-62.
[7] Jane McAdam, “The Enduring Relevance of the 1951 Refugee Convention”. International Journal of Refugee Law, (2017):1-9.
[8] Hathaway, “The Global Cop-Out”. International Journal of Refugee Law, (2018):591-604.
[9] UNGA, “New York Declaration for Refugees and Migrants”. (New York Deklarasyonu),(2016).
[10] Detaylı bilgi için bkz. https://www.iom.int/global-compact-migration
[11] Türk, V. “The Promise and Potential of the Global Compact on Refugees”. International Journal of Refugee Law, (2018):575-583.
[12] Gilbert, G. “Not Bound but Committed: Operationalizing the Global Compact on Refugees”. International Migration, (2019):27-42.
[13] Yılmaz Eren, Esra. “ ‘Güvenli, Sistemli ve Düzenli Göç İçin Küresel Mutabakat’ Üzerine Bir Değerlendirme.” Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi(TAÜHFD), (2021): 65-122.
[14] Detaylı bilgi için bkz. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/goc-sorununa-kuresel-duzen-mutabakati/1336734
https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-dogu-ve-afrika-arastirmalari-merkezi/bm-kuresel-goc-mutabakati-uzerine-degerlendirme-ve-oneriler