Jane Austen

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search

Lua hatası: Dahili hata: Mesajın kodu çözülemedi.

İngiliz yazar Jane Austen 16 Aralık 1775 yılında İngiltere, Hampshire’daki Steventon köyünde bir papazın yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren yazı yazmaya ve tiyatro oyunlarına meraklı olan Austen ilk eğitimini babasından aldı. Kadınların eğitim almasının oldukça zor olduğu bir dönemde yaşamış olmasına rağmen Austen bu açıdan oldukça şanslıydı. Jane Austen kadınlar için bir okul olan Abbey’de okudu. Babası George Austen çocukları arasında kız erkek ayrım yapmadan eğitimleri için çabalayan biriydi. Annesi Cassandra (Leigh) ise öyküleriyle ve hazır cevaplılığıyla meşhur bir kadındı. [1]

1801’de aile Bath’a taşındı. 1802 yılında Jane, Hampshire ailesinin 21 yaşındaki varisi Harris Bigg-Wither ile bir süre nişanlı kaldı, ancak bu ilişki evlilik ile sonuçlanmadı. Jane de ablası Cassandra gibi hiç evlenmedi. Jane’in babası George Austen’ın 1805’te ölümünden sonra ise Jane ve ailesi Steventon yakınlarındaki Chawton’a yerleşti. [2] Chawton’da yaşadıkları bu ev daha sonraları müze haline getirilmiştir ve söz konusu ev halihazırda Jane Austen Müzesi olarak ziyaretçilere açıktır.

Yazar, 18 Haziran 1817 yılında kanserden dolayı hayatını kaybetmiştir.


Edebi Kişiliği

Kalabalık bir aileye sahip olan Jane’in hayatı boyunca en yakın arkadaşı ablası Cassandra’ydı; aile ve kız kardeşlik bağının değeri Jane’in sadece hayatında değil düşünce dünyasında ve yazdıklarında da oldukça önemli bir yer tutmuştur. 19. yüzyıl kadınlarının günlük yaşamlarına dair gözlemlerine kitaplarında sıklıkla yer veren Austen sadece o dönem kadınının bulunduğu konum itibariyle toplumsal bir eleştiri üzerinde durmamış aile ve kadın-erkek arasındaki ilişkileri de irdelemiştir. Jane Austen zamanla 19. yüzyılın başlarında kadınların hayatlarına dair espri, sosyal gözlem ve içgörünün bir simgesi haline gelmiştir. [3]

Jane’in özel yaşamına dair yeterli bilgi olmamasının nedeni ablasının Jane’in ölümünden sonra ona ait olan mektupları ve günlükleri yok etmesinden dolayıdır. Öte yandan Austen romanlarında sıklıkla aile ve toplum içerisinde kadının rolü üzerine eleştirel bir bakış sergilerken aşk ve hayal kırıklığına da yer vermiştir. Eserlerinin aşk üzerine sahici bir anlatım kazanmasının altında yatan temel sebep ise kuvvetle muhtemel kendi yaşadığı acı tecrübelerdir. Jane Austen, İngiliz edebiyat camiasının en sevilen yazarlarından biridir ve birçok kişi tarafından Shakespeare’den sonra dünya çapında en meşhur ikinci İngiliz yazar olduğu iddia edilmektedir. İlk romanı olan Aşk ve Yaşam daha sonra Gurur ve Ön Yargı, Mansfield Parkı sırası ile yayınlanmıştır. Jane Austen’in ölümünden sonra ise İkna ve Northanger Manastırı adlı eserleri yayınlanmıştır. Günümüzde onlarca dile çevrilen; film, dizi ve tiyatroya uyarlanan birçok eseri dünya klasikleri arasında yerini almıştır.


Eserleri

  • Aşk ve Yaşam (1811)
  • Gurur ve Önyargı (1813) / Aşk ve Gurur
  • Mansfield Parkı (1814)
  • Emma (1816)
  • Northanger Manastırı (1818)
  • İkna (1818)


Hazırlayan: Elifnur Ayhan