Halk Demokrasisi

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search

Halk demokrasisi, Marksist-Leninist partilerin yönettiği devletlerde yönetim şekli için kullanılan bir tanımdır. "Halk demokrasisi" kavramı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyet modeli şeklinde yaygınlaşan ve "burjuva demokrasisi" dedikleri batı demokrasilerinden ayırmak için kullanılan ortodoks komünist rejimlerden türemiştir. Komünist ideolojiye göre, iktidar işçi sınıfına aitti. Marksistler liberal veya parlamenter demokrasiyi "burjuva" veya "kapitalist" demokrasi olarak görerek reddetme eğilimindedirler. Marx, kapitalizmin çöküşünün gerçek demokrasinin gelişmesini sağlayan tetikleyici olabileceğine inanıyordu. Ona göre, tamamen komünist bir toplum, ancak "proletaryanın devrimci diktatörlüğü" ile karakterize edilebilecek geçici bir dönemden sonra ortaya çıkabilirdi. Nihayetinde, "burjuva" demokrasi sisteminin yerini, ondan çok farklı bir "proleter demokrasi" sistemi alacaktı. [1]

Bugün baktığımızda burjuva parlamenter demokrasi ile halk demokrasisi arasındaki farkı şöyle ifade edebiliriz: Burjuva demokrasisini sömüren bir azınlık olan burjuvazinin halk kitleleri üzerindeki etkisini pekiştirirken halk demokrasisi, her alanda alınan kararlarda halkın söz sahibi olmasının ve bu kararları kendisinin almasının sağlayıcısıdır.


People's Democracy

People's democracy is a definition used for the form of government in states ruled by Marxist-Leninist parties. The concept of "people's democracy" derives from the orthodox communist regimes that became widespread in the form of the Soviet model after the Second World War and were used to distinguish them from the western democracies they call "bourgeois democracy". According to communist ideology, power belonged to the working class. Marxists tend to reject liberal or parliamentary democracy, seeing it as "bourgeois" or "capitalist" democracy. Marx believed that the collapse of capitalism could be the trigger for the development of true democracy. According to him, a fully communist society could arise only after a temporary period that could be characterized by "the revolutionary dictatorship of the proletariat." Ultimately, the "bourgeois" system of democracy would be replaced by a system of "proletarian democracy" very different from it.

Today, when we look at it, we can express the difference between bourgeois parliamentary democracy and popular democracy as follows: While the bourgeoisie, a minority that exploits bourgeois democracy, reinforces the influence of the bourgeoisie on the masses of the people, the people's democracy is the enabler of the people to have a say in the decisions taken in every field and to make these decisions themselves.


  1. Andrew Heywood, "Siyaset", çev: Bekir Berat Özipek, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla, Hasan Yücel Başdemir, (Ankara: Adres Yayınları, 2017)