Dini Köktencilik

From TUİÇ Sözlük
Jump to navigation Jump to search

Din ve siyaset bazı noktalarda, en azından başlıca ideolojik geleneklerin gelişiminde, birbiriyle örtüşür.Örneğin ahlaki sosyalizm, çeşitli dini inançlar üzerine temellendirilmiştir. ve Hristiyan sosyalizmi, İslam sosyalizmi vb. biçimlerde ortaya çıkmaktadır.Protestanlık, siyasi ifadesini klasik liberalizmde bulan kişisel çalışma ile bireysel sorumluluk fikirlerinin şekillenmesine yardımcı olmuştur.Bununla beraber dini fundamentalizm, siyaseti(ve aslında kişisel ve sosyal varoluşun tüm boyutlarını) dini doktrinin 'vahyedilmiş hakikat'ine göre ikinci sırada görmesi bakımından farklıdır.Bu yaklaşıma göre, siyasi ve sosyal hayat, kutsal metinlerin harfi harfine anlaşılan hakikatlerince genel olarak desteklenen asli veya orjinal dini ilkeler olarak görülen bir temel üzerinde örgütlenmelidir.Bu türden ilkeleri kapsayıcı bir dünya görüşü şeklinde geliştirmek mümkün olduğunda, dini fundamentalizm başlı başına bir ideoloji olarak değerlendirilebilir. Dini fundamentalizmin kaynağı nedir ve onun 20.Yüzyıl'ın sonlarındaki dirilişini nasıl açıklamak gerekir? Bu konuda birbiriyle çelişen iki açıklama getirilmiştir.Bunlardan biri, fundamentalizmi esas itibariyle bir sapma olarak, toplumların modern ve seküler bir kültüre alışmaları sürecinde gerçekleştirdikleri uyumun bir aracı olarak görür.İkinci yaklaşım fundamentalizmin(arızi değil) kalıcı olduğunu ileri sürer ve onun sekülerizmin insanın 'yüksek' veya manevi hakikate olan sürekli arzusunu tatmin etmedeki başarısızlığının bir sonucu olduğuna inanır. Dini fundamentalizmin çeşitli biçimleri dünyanın farklı yerlerinde ortaya çıkmıştır.Örneğin, ABD'de 1970'lerden beri kürtaj karşıtı,okullarda dua edilmesi ve geleneksel aile değerlerine dönüş yanlısı kampanya yürüten 'Yeni Hıristiyan Sağı'nın ortaya çıkışının bir ürünü olarak Hıristiyan fundamentalizminin önemi yükselmiştir.İsrail'de uzun süre küçük dini partiler tarafından temsil edilen Yahudi fundamentalizmi, 'Yahudi anavatanı'nın bazı kısımlarının yeni ortaya çıkan Filistin devletine verilmesini önleme girişimlerinin bir sonucu olarak önem kazanmıştır.Hindistan'da Hindu fundamentalizmi, Batı sekülerizminin yayılışına karşı bir direniş ve Sih dini ve İslam gibi rakip inançların etkisine karşı bir mücadele olarak ortaya çıkmıştır.Modern fundamentalizmin siyasi bakımından en önemli olanı ise, şüphesiz İslam fundamentalizmidir.1979'da Ayetullah Humeyni(1900-1989) liderliğinde dünyanın ilk İslamcı devletinin kurulmasına götüren İran Devrimi'yle bu fundamentalizm önem kazanmıştır.Daha sonra bütün Ortadoğu'ya,Kuzey Afrika'ya ve Asya'nın bazı kısımlarına yayılmıştır.İran'ın Şii fundamentalizmi en hararetli bağlılığı ve kendini adamayı ortaya çıkarmışsa da, genel olarak İslam,Batılı güçlerin yeni sömürgeciliğine yönelik bir antipati ile her şeyi mübah gören anlayışın ve materyalizmin yayılışına karşı bir direniş çabası olarak, anti-Batıcılığın ifadesinin bir aracı olmuştur.Bu yaklaşım en açık biçimde, 1997-2001 yılları arasında Afganistan'daki Taliban rejiminde ifadesini bulmuştur.İslam fundamentalizmi, özelde gelişmekte olan ülkelerdeki 1970'lere kadar İslamcı veya Marksist-Leninist biçimleriyle sosyalizme çekilen kentli yoksulların taleplerine tercüman olmakta başarılı olmuştur. [1]

  1. Heywood, Andrew, Siyaset, çev.: Bekir Berat Özipek, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla, Hasan Yücel Başdemir, Anakara: Adres Yayınları, 18. Baskı, 2017.