Bağımsız Türk Cumhuriyetleri

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Bağımsız Kırgızistan

Kırgızistan'ın Siyasi Yapısı

Kırgızistan Ekonomisi

Kırgızistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Kazakistan

Kazakistan'ın Siyasi Yapısı

Kazakistan Ekonomisi

Kazakistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Türkmenistan

Türkmenistan'ın Siyasi Yapısı

Türkmenistan Ekonomisi

Türkmenistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Özbekistan

Özbekistan'ın Siyasi Yapısı

Orta Asya’nın tam ortasında bulunan ve nüfus yoğunluğu bakımından en büyük ülkesi olan Özbekistan’ın başkenti Taşkent’tir. Para birimi olarak Özbekistan Somu kullanılmaktadır. Devlet başkanı Şavkat Miromonoviç Mirziyoyev’dir. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ve Türkmenistan ile sınırı bulunmaktadır. Üye olduğu uluslararası kuruluşlardan bahsedecek olursak; BM, ŞİÖ, BDT, AGİT, EBRD, ADB, IMF, FAO, İİT, EİT, AİGK, Dünya Bankası’dır [1] Eski SSCB sınırları içerisinde Rus ve Ukraynalılardan sonra en büyük 3. Ulus Özbeklerdir. Ülkenin yaklaşık olarak %75’i Özbek olmakla birlikte geneli ülkenin kırsal kesiminde yaşamaktadır. Şehirlerde ise Slav kökenli azınlıklar bulunmaktadır [2] 1 Eylül 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Komünist Parti’nin iktidardan düşmesi üzerine Özbekistan Komünist Partisi de kapatılmış ve ‘Demokratik Halk Partisi’nin’ kurulduğu ilan edilmiştir. Önemli değişiklikler yapılmasına rağmen kurulan yeni parti de Komünist Parti’nin ideolojisinin ve siyasal yapısının etkisi altında kalmış ve tüm mal varlığının da sahibi olmuştur. Bağımsızlığın ardından yapılan seçim ile İslam Kerimov oyların %86’sını alarak Cumhurbaşkanlığı görevine getirilmiş, hayatını kaybedene kadar da görevini devam ettirmiştir [3] 1992’de kabul edilen ve 128 madde, 6 bölümden oluşan Özbekistan Anayasası’na göre, Özbekistan Cumhuriyeti laik, demokratik bir yönetime sahiptir. Ülkede anayasal düzenin temeli hukukun üstünlüğü ile din, vicdan ve ifade özgürlüğüdür. Özbekistan Devleti’nin bağımsızlığını kazandıktan sonra yaşadığı dönüşümün ana çerçevesi ulusal kimliğe dayalı bir ulus-devlet inşasıdır. Bu fikir ‘Özbekçilik’ düşüncesi ile somutlaştırılmıştır. Ulus devlet yapısını inşa ederken bu yurttaşlığın üç temel taşından bahsetmek mümkündür [4]

*geleneksel ve ataerkil bir Özbekçilik,
*radikal dini gruplardan uzak, laik, daha da önemlisi milli bir İslami algıya dayanan Özbekçilik,
*girişimcilik kültürünü özümsemiş bir Özbekçilik.

Yönetim sistemi başkanlık olan Özbekistan’da en büyük meclis ‘Olî Majlis’tir. 2002 anayasa değişikliğine kadar ülkenin tek meclisi konumunda idi ve 250 milletvekiline sahipti [5] 2002 yılında yapılan anayasa değişikliği ile iki meclisli sistem getirilmiş; meclisin ilk kanadı 120 üyeye sahip ‘Qonunchilik Palatasi’, ikinci kanadı ise yine 120 üyeli ‘Senato’ olmuştur. Olî Majlis üyelerinin görev süresi 5 yıldır. Her başkanlık sisteminde olduğu gibi Özbekistan’da da yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’ndadır ve cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu’nun da başkanıdır.2002’de gerçekleştirilen referandum ile görev süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarılmıştır. Cumhurbaşkanının fermanları ve kararları da kanun hükmündedir [6] Özbekistan Cumhuriyeti’nde idari teşkilatlanma; vilayet, tuman, cemaat şirketi ve köyler şeklindedir. Toplamda Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti ile 12 vilayet, 123 şehir ve 164 tuman(ilçe) yönetiminden oluşmaktadır. Vilayet, şehir ve tumanların yönetim birimleri “Hokimiyat” olarak adlandırılmaktadır. Bu birimlerin yönetim organları “hokim” denilen başkanlar ile ‘Halk Meclisleri’dir. Cumhurbaşkanı tarafından atanan vilayet hokimlerinin ataması Halk Meclisi tarafından onaylanır. Şehir ve tuman hokimleri ise, vilayet hokimi tarafından atanır ve bu atamalar da ilgili meclisler tarafından onaylanır. Görev süreleri 5 yıldır [7] Vilayet hokimlerinin Türkiye’deki konumunu valiler almaktadır. Vilayetin siyasi ve ekonomik kalkınmasını, görevlisi oldukları birimin toplum düzenini ve kalkınmasını sağlamak başlıca görevleridir. Bunlarla beraber tuman hokimlerini ve onların yardımcılarını atamakla görevlidir. Tumanlarda ekonomi ve kamu iç içedir ve tuman hokiminin denetimindedir. Tuman hokimleri, kendi yönetim birimlerinde siyasi düzenin başkanıdır. Bir başka idari birim olan cemaat şirketlerini tarımla ilgili birimler ve hayvancılık çiftlikleri oluşturmaktadır [8] Özbekistan idari yapısında özerk statüde bulunan tek yerel yönetim birimi mahallelerdir. Mahalleler, Özbekistan’da en küçük sosyo-mekansal birimler olup idari teşkilat şemasının da en altında yer alır. Devlet demokratik sivil toplum örgütlenmesini mahalleler üzerinden yapmaya çalışmaktadır [9] Özbekistan Cumhuriyeti Halk Demokratik Partisi en büyük parti olup 1 Kasım 1991’de Taşkent’te kurulmuş ve ilk lideri İslam Kerimov olmuştur. Adalet Sosyal Demokratik Partisi 1995 Şubat ayında, Milli Kalkınma Partisi 1992 Mart ayında kurulmuştur. 2013 yılı Özbekistan için hareketli bir yıl olmuştur.2013 yılında yaşanan önemli bir siyasi gelişme kayıtlı siyasi partilerin liderlerinin çoğunun değişmesidir. Yine gündelik hayatın pratiklerinde sık sık karşılaşılan bir durum önemli siyasal aktörlerin sık sık değişmesidir. Özbekistan’da önemli bir diğer konu, insan hakları ihlalleri ile ilgili sık sık eleştiriye uğrayan Özbekistan devleti “milli demokrasi” ya da “doğu tipi demokrasi” söylemini öne sürmektedir. Liberal ve bireyci anlayışa dayalı Batı tipi demokrasilerin, cemaatçi ve ataerkil olan Özbek toplumsal yapısına uygun olmadığını savunan Kerimov’a göre, Özbekistan kendine has milli bir demokratik anlayışa sahiptir. 2013 yılı da “Obod Turmush Yili” olarak ilan edilmiştir. Buna göre, Özbekistan’da toplumsal yaşamın daha kaliteli hale gelmesi için çaba sarf edilmiştir. Yine 2013 yılında yaşanan önemli bir gelişme genel af ilanıdır. Özbek siyasal hayatında radikal İslam ile mücadele konusu her zaman gündemdeki yerini korumuştur [10] Özbekistan kuruluşundan 2016 yılı Eylül ayına kadar İslam Kerimov’un başkanlığında yönetilmiştir. Eylül 2016’da Kerimov’un hayatını kaybetmesi üzerine, 5 Aralık 2016’da yapılan seçimleri Liberal Demokrat Parti adayı Şevket Mirziyoyev kazanmıştır. Kerimov’un vefatının ardından geçici başkanlık görevini yürüten Mirziyoyev, yapılan erken seçimde oyların %88.61’ini almıştır [11] Böyle bir yönetsel değişikliğin yaşanması hem Özbekistan iç siyaseti açısından hem de dış siyaseti açısından önemli bir gelişmedir.

Özbekistan Ekonomisi

Orta Asya’nın en kalabalık ülkesi olma özelliğine sahip Özbekistan, sahip olduğu potansiyel ile önemli bir pazar olarak görülmüştür. Bağımsızlığının ardından serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde Özbekistan, Sovyet döneminde var olan kurumları yeni koşullara uygun olacak şekilde revize etmiştir. Bağımsızlığının ilk yıllarında diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinde sektörel varlığı bulunmayan otomotiv sektörü Özbekistan için önemli bir avantajdı. Özbekistan 1990-1996 yılları arasında sanayi üretiminde reel artış gösteren tek ülkedir ve 1996 yılında ithal ikameci bir politika ile döviz ve ithalat kontrolünden yana olmuştur. Ülkeye daha fazla yabancı yatırım çekmek amacıyla 1998 yılımda ‘Yabancı Yatırımlar Kanunu’ kabul edilmiştir. 2005 yılında revize edilen bu kanun ile bazı gümrük malları için yatırımcılar lehine vergi istisnaları ve vergi muafiyeti getirilmiştir. Dışa kapalı merkeziyetçi bir ekonomiye sahip olması sayesinde 2008 krizinden fazla etkilenmemiştir. Son yıllarda sanayiye olan yatırım teşviklerini arttıran Özbekistan, 2014-2015 Dünya Bankası verilerine göre dünyanın en hızlı gelişen 5 ekonomisi arasında yer almıştır. Ayrıca yine son yıllarda girişimci iş adamlarının faaliyetlerini gerçekleştirebilmek adına iyi bir iş ortamının sağlanması alanında başarılar elde eden on ülke arasında yer alan Özbekistan, 2015 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) üyeleri arasında gıda güvenliğinin sağlanmasında Birleşmiş Milletler Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşma ödülü alan 14 ülke arasında yer almıştır [12] [13] [14] Özbekistan’da önemli miktarda petrol ve gaz rezervleri bulunmaktadır. Dünyanın 8. Doğalgaz üreticisi olan Özbekistan’ın Milli Petrol Şirketi Uzbeneftegaz’dır. Ülkede Üstyurt, Bukharo-Khivin, Southwest- Gissar, Surkhan-Dar’ya ve Fergana olmak üzere 5 petrol bölgesi bulunmaktadır. Ülkenin petrol üretiminin %70’i Kokdumalak Sahası’nda bulunan Bukharo-Khivin bölgesinde gerçekleştirilmektedir. Üretilen petrolün dünya pazarlarına taşınması konusu sektörün en önemli problemlerinin başında gelmektedir. En zengin doğalgaz kaynakları ise Üstyurt bölgesinde bulunmaktadır. Ülkenin doğalgaz üretiminin yaklaşık %60’ı bu kaynak üzerinde yapılmaktadır. Surhan ve Kokdumalak Sahaları’nda doğalgaz sektörüne hizmet eden toplam 12 adet yapı bulunmaktadır. Ülke doğalgazının işletilmesinde aktif olarak çalışan şirketler Unocal ve Enron’dur. 1998 yılında Rusya ile İtera Acentası aracılığıyla Ukrayna, Ermenistan ve Gürcistan’a Özbek gazının satılması üzerine bir anlaşma imzalanmıştır. Özbekistan’ın önemli kömür yatakları; Angren, Baisun ve Shargun’dur. Almanya’nın Krupp Hoesch Stahlexport Şirketi ile maden ve kömür kaynaklarının işletilmesi için bir anlaşma imzalanmıştır. Dünya uranyum kaynaklarının önemli bir miktarı topraklarında bulunduran Özbekistan, elektrik ihracı konusunda da Türk Cumhuriyetleri içerisinde ikinci sıradadır [15]

Özbekistan'ın Sosyal Dinamikleri

Bağımsız Azerbaycan

Azerbaycan'ın Siyasi Yapısı

Azerbaycan Ekonomisi

Azerbaycan, 18 Ekim 1991 tarihinde bağımsızlığını elde ettikten sonra ekonomi liberasyonu ve serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecini başlatmıştır. Ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan yapılanma sürecine hız kazandırmak isteyen Azerbaycan’ın mevcut petrol ve doğalgaz kaynaklarının ihraç edilmesi için sahip olduğu boru hatları, Sovyetlerin planlı ekonomi ve işbölümü sistemine göre yapılandırıldığı için yeterli değildi. Bu sebeple aynı durumda bulunduğu Kazakistan ve Türkmenistan gibi Azerbaycan da kaynaklarını değerlendirmek amacıyla 1994 yılından itibaren yabancı yatırımcıları ülkesine yatırım yapmaya davet etmiştir. Azerbaycan’ın yabancı ortaklarla petrol ve doğalgaz anlaşması yapması altyapı eksikliklerinin tamamlanmasına ve modern teknolojinin ülkeye girişine imkân sağlamıştır [16] Ülkede yabancı yatırımların hukuki ve iktisadi esaslarının belirlenmesi ve devletin yatırımcılara garanti vermesi amacıyla 15 Ocak 1992’de ‘Yabancı Yatırımların Korunması’ hakkında kanun çıkarılmıştır. Zaman geçtikçe güncellenen bu kanun düzenlemesi ile yabancı sermayeye; kanunların değişmesi, millileştirme, istimlak, tazminat, zararın ödenmesi gibi konularda devlet garantisi verilmiştir. Yine bu anlamda yapılan bir diğer yasal düzenleme ise 1995 yılında kabul edilip 19 Nisan 2005’te birtakım değişikliğe uğrayan ‘Yatırım Faaliyetleri Hakkında’ kanundur. Kanun maddesine konu olan düzenlemeler; yabancı yatırımların korunması, teşvik edilmesi ve uluslararası ekonomik işbirliklerinin sağlanması üzerinedir [17] Bağımsızlığının ilan edildiği 1991 yılından 1995 yılına dek geçirdiği süreçte %60’lık bir küçülme yaşayan Azerbaycan ekonomisinde, Sovyetler Birliği dönemindeki pazarlarını ve devlet teşviklerini kaybetmiş olan plastik, kimyasal ve imalat gibi birçok sektör yok olma noktasına gelmiş ve tarım sektörünün ülke ekonomisindeki payı azalmaya başlamıştır [18] Kullanılan teknolojinin eski olması petrol üretimini etkilemiş üretim bu dönemde azalan bir seyirde devam etmiştir [19] 1990 yılında 12,5 milyon ton olan üretim; 1995 yılında 9,2 milyon tona, 1996 yılında ise 9,1 milyon tona düşmüştür. Ülkede Ermenilerle geçici ateşkes yapılıp siyasi istikrarın sağlanmasının ardından dikkatler ekonomi üzerinde toplanmaya başlamıştır. 1992 yılında petrol rezervlerinin işletilmesi için Azerineft ve Azneftkimya isimli iki devlet şirketi birleştirilerek Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ( The State Oil Company of the Azerbaijan Repuclic- SOCAR) ve Aralık 1994’te Konsorsiyum, Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi (AIOC) kurulmuştur [20] 20 Eylül 1994 tarihinde ‘Asrın Anlaşması’ olarak adlandırılan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ile dünyanın önde gelen petrol şirketleri arasında Hazar Denizi’nin Azerbaycan hâkimiyetinde olan kısmında Azeri, Çırağ ve Güneşli Yataklarının Birlikte İşlenmesi ve Paylaşılması Hakkında ilk anlaşmanın imzalanmış olması bu durumun en somut örneğidir [21] Asrın Anlaşması ile Azerbaycan kaynaklarının işletilmesi için gerekli yatırımın %90’lık bir kısmı Konsorsiyum tarafından karşılanmıştır. Ayrıca devlet petrol ve gaz alanlarının kullanımı üzerindeki yönetim hâkimiyetini kendi elinde barındırmaktadır [22] Bu dönemi izleyen süreçte enerji sektöründeki büyüme ülke ekonomisinin de yükselişe geçmesini sağlamıştır. Yabancı sermayenin büyük bir kısmını çeken enerji sektörünün ülke ihracatındaki payı %90 civarındadır. Aynı zamanda kamu gelirlerinin büyük bir bölümünü karşılamakta ve ülkedeki döviz rezervinin artışını da sağlamaktadır [23] Doğrudan yabancı yatırım çekmekte bölge ülkelerine göre daha başarılı olan Azerbaycan 2004 yılında Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan ‘’Doğrudan Yabancı Yatırım Performansı Endeksi’’nde 140 ülke arasında birinci sırada yer almıştır [24] Petrol ve doğalgaz ihracatından elde edilen gelirler, zor dönemlerin aşılmasında devlet ekonomisini ayakta tutan önemli bir faktördür ve 2005 yılından itibaren milli gelire yansımıştır [25] Ülkenin petrol ve doğalgaz ihracatı için ihtiyacı olan boru hatları aktif kullanılan üç hattan oluşmaktadır. Bakü- Supsa, Bakü- Novorossiysk ve Bakü- Tiflis-Ceyhan petrol ihracatı için önem taşıyan boru hatlarıdır. Doğalgaz ihracatı için gerekli altyapı eksiğini tamamlamak adına da Bakü- Tiflis- Erzurum Boru hattı ve Güney Kafkas hattı projeleri için faaliyete başlanmıştır [26] Ekonominin tek bir sektöre aşırı bağımlı olması, Azerbaycan ekonomisinin küresel pazarlardaki fiyat dalgalanmalarına karşı kırılgan bir yapıya sahip olması sonucunu doğurmuştur. Petrol üretiminin devlet nezdinde olması ekonomideki kamu payının da yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Buradan çıkarılacak sonuç ise kamu harcamalarının devlet fonuna doğrudan ya da dolaylı olarak aktarılan petrol gelirlerine bağlı olduğudur. Yalnızca petrol gelirlerine bağlı bir büyüme ülkeye fazla dövizin girmesini, pazar arzında ani bir artışın olmasını ve ekonominin enflasyonist baskılar altında kalmasını da beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte, petrol fiyatlarında yaşanacak ciddi bir düşüşün Azerbaycan kamu harcamalarının önünde ciddi bir engel oluşturacağı aşikârdır [27] Doğal kaynak zenginlikleri sayesinde kalkınan Azerbaycan, aynı zamanda tek sektöre dayalı ekonominin ülke açısından risk olduğunun da bilinciyle farklı sektörleri canlandırmak üzere birtakım girişimlerde bulunmuştur. Bu bağlamda Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, 27 Eylül 2004 tarihinde yayınlanan 128 numaralı kararname ile 2005-2025 yıllarını kapsayan ‘Petrol ve Gaz Gelirlerinin Yönetimi İle İlgili Uzun Vadeli Strateji’ belgesini imzalamıştır [28] 8 Mayıs 2009 tarihinde Özel Şirketlere Yardım Milli Fonu Gözetim Konseyi toplantısında hükme bağlanan karara göre ‘’Azerbaycan ekonomisinin bütün alanları ve bölgeleri ile ilgili öncelikli taraflar’’ konusu belirlenmiş ve onaylanmıştır. Onaylanan bu metne göre ekonominin öncelikli alanları; bilgi teknolojilerinin gelişmesi, turizm, tarım, yenilik taraftarı şirketlerle ilgili çalışmalar, gıda sanayi, hafif sanayi, kimya sanayi, otomotiv sanayi, yerli hammaddeye dayalı inşaat malzemesi üretimi, geleneksel tarihi alanlar, ahşap imalat ve mobilya üretimi ve hizmet alanlarıdır [29] 6 Aralık 2016 tarihinde ise, Cumhurbaşkanı Aliyev ekonominin sektörel anlamda çeşitlendirilmesi amacıyla uzmanların uzun süredir üzerinde çalıştığı; milli ekonomi ve on bir farklı sektöre ilişkin stratejik yol haritasına onayını vermiştir (Ekonomi Bakanlığı, 2016c). Son dönemlere bakıldığında Azerbaycan ekonomisi bölge ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomilerden biridir. 2005-2009 yılları arasında %21’lik bir büyüme oranı yakalanmıştır (DEİK, 2012:14). 2009 yılında küresel kriz nedeniyle devletlerin zor durumda kaldıkları bir dönemde Azerbaycan, %9,3’lük bir oranla GSYİH’de en çok büyüyen ülke olmuştur. Genel anlamda artan bir büyüme grafiğine sahip olan ülke ekonomisinde 2016 yılında %3,8 oranında küçülme meydana gelmiştir. Petrol fiyatlarının hızlı bir düşüş yaşaması sebebiyle 2015 yılı başında Dolar’a endeksli kur sistemi Dolar’a ve Euro’ya endeksli hale getirilmiştir. 21.12.2015 tarihinde verilen ikinci bir kararla ise dalgalı kur sistemine geçilmiş, yaşanan devalüasyon nedeniyle Manat, Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmiştir [30] Yine ülke 2005 yılına kadar cari açık ile karşı karşıya iken 2005 yılından itibaren petrol ihraç gelirleri sayesinde cari fazla vermeye başlamıştır. Enerji sektöründeki ihracat artışı da ülkenin döviz rezervlerini olumlu yönde etkilemektedir. Ülke büyümesini dış borçlanma yerine doğrudan yabancı yatırımlar sayesinde gerçekleştirdiğinde dış borç kontrol altında tutulabilmektedir. Azerbaycan’daki özelleştirme anlayışından bahsedecek olursak, 1995-1998 yılları arasında gerçekleştirilen ‘Birinci Kademe Özelleştirme Programı’ ile yaklaşık 39 bin işletmenin özelleştirilmesi yapılmıştır. 2000 yılında gerçekleştirilen ‘İkinci Kademe Özelleştirme Programı’ ile ülke ekonomisinde stratejik konumda bulunan orta ve büyük ölçekli işletmeler hedef alınmış olsa da büyük işletmelerin özelleştirilmesi konusunda istenilen hedefe ulaşılamamıştır. Stratejik konumda bulunan büyük işletmelerin çoğunluğu devlet kontrolü altında tutulmaktadır [31]

Azerbaycan'ın Sosyal Dinamikleri

Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri İlişkileri (1991 Sonrası Dönemin İncelenmesi)

Türkiye ve Kırgızistan İlişkileri

Türkiye ve Kazakistan İlişkileri

Türkiye ve Türkmenistan İlişkileri

Türkiye ve Özbekistan İlişkileri

1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılması ve beş yeni Türk Cumhuriyeti’nin ortaya çıkması, Orta Asya coğrafyasında dengeleri değiştiren önemli bir gelişmedir. Yakın coğrafyasında meydana gelen bu önemli gelişme Türkiye’yi de oldukça memnun etmiştir ve Türkiye 16 Aralık 1991 tarihinde bu cumhuriyetleri tanıyan ilk ülke olmuştur. Tarihsel süreçte dil, din ve soy bağı olan bu ülkeler ile ekonomik, siyasal ve ticari ilişkiler kurma fırsatı yakalamıştır. Her anlamda büyük bir dönüşümden geçen bu devletler, ekonomik dönüşüm süreçlerinde yani serbest piyasa ekonomisine geçişte Türkiye’yi model ülke olarak benimsemişlerdir. 1991 yılında İslam Kerimov’un Türkiye ziyareti sırasında söylediği; ‘’ Eğer Türkiye bize destek olursa, Özbekleri bundan sonra kimse boyunduruk altına alamaz… Atatürk ilkeleri bizim Özbekistan’da yapmak istediklerimizle paraleldir. Ben Atatürk’e hayranım ve O’nun Türkiye’de başardıklarını Orta Asya halklarının da başaracağını ümit ediyorum. Bu birlik mutlaka gerçekleşmelidir.’’ sözleri bu teoriyi destekler niteliktedir [32] Özbekistan ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin başlangıç tarihi 4 Mart 1992’dir ve Türkiye Taşkent Büyükelçisi 25 Nisan 1992 tarihinde güven mektubunu sunarak görevine başlamıştır. Sonraki süreçte ilişkilerin hukuki zeminini oluşturmak amaçlı doksanın üzerinde ikili anlaşma ve protokol imzalanmış ve karşılıklı üst düzey ziyaretler yapılmıştır [33] [34] Şubat 1992’de Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in Özbekistan ziyareti esnasında imzalanan bir protokol ile Türkiye’ye uluslararası forumlarda Özbekistan’ı temsil etme yetkisi verilmiştir. Özbekistan lideri Kerimov da ‘’Özbekistan: Bağımsız ve İlerlemenin Yolu’’ adlı kitabında serbest pazar ekonomisine geçişte Türkiye’nin önemli bir model olduğu vurgusunu yapmıştır [35] Yapılan karşılıklı ziyaretler 1992 yılının Nisan ayında Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel’in Özbekistan’a gitmesi ile devam etmiş bu sırada Taşkent Türkiye Büyükelçiliği açılmıştır. Ocak 1993’te Ankara’da Özbekistan Büyükelçiliğinin açılması ile üst düzey yetkililerin düzenli olarak bir araya gelmesi sonucu eğitim, kültür ve ekonomi gibi birçok alanda işbirliğine gidilmiştir. Yine 1993 yılı içerisinde Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal da Özbekistan’a gitmiştir [36] 1990'lı yılların ortalarında Özbekistan'ın Türkiye'ye olan mesafeli tavrının nedeni Türk-Özbek ilişkilerinde yaşanan Muhammed Salih krizine dayanmaktadır. Erk partisi lideri Muhammed Salih Özbekistan’da parlamento seçimlerine katılmış ve burada siyasi faaliyetlerinin engellenmesi sonucu Türkiye’ye gelmiştir. Özbekistan yönetimini rahatsız eden bu durum iki ülke arasında gerginliğe sebep olmuş; Özbek yöneticiler Salih ve diğer muhaliflerin Türkiye’de Özbek rejimi aleyhtarı faaliyetlerde bulundukları, Türkiye’de eğitim gören öğrenciler üzerinde propaganda yaptıkları ve Türkiye’den konuyla alakalı yeterli desteği göremediklerini belirtmişlerdir. Ankara büyükelçisini geri çağıran Kerimov, Türkiye’de eğitim gören öğrencilere de geri dön çağrısı yapmıştır. Haziran 1994’te Türkiye’yi ziyareti esnasında durumdan duyduğu rahatsızlığı da dile getirmiştir. 23 Haziran 1994 tarihinde Türkiye ve Özbekistan Adalet Bakanları tarafından imzalanan ve 30 gün sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılan ‘’Türkiye Cumhuriyeti ile Özbekistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Sözleşmesi’’; iki ülke arasındaki dostluğu pekiştirmek, hukuki, ticari ve cezai suçluların iadesi ve hükümlülerin iadesi konusunda yapılacak adli yardımlaşmanın egemenlik, milli bağımsızlık, eşitlik ve içişlerine karışmama gibi esaslar üzerine temin edilmiştir. Yine 1995 yılında 9-14 Temmuz tarihlerinde Başbakan Tansu Çiller tarafından gerçekleştirilen ve 6-8 Mayıs 1996 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından gerçekleştirilen Taşkent ziyaretleri de Özbekistan ve Türkiye arasında siyasi diyaloğun gelişmesi açısından önem arz etmektedir. 17 Şubat 1999’da yaşanan bombalı saldırı Özbekistan ve Türkiye ilişkilerinin gerilmesine neden olan bir diğer gelişmedir. 13 kişinin ölümü ve 124 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olay, Kerimov’a suikast girişimi olarak algılanmış, saldırıda kullanılan bombaların ise İstanbul’da üretildiği iddia edilmiştir. Yaşanan gelişmelerden iki hafta sonra Başbakan Süleyman Demirel’in Özbekistan ziyareti ile bu zor dönem aşılmaya çalışılmıştır [37] [38] [39] [40] Siyasi açıdan girilen durgunluk döneminde Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in 15 Ekim 2000 tarihinde gerçekleştirdiği Özbekistan ziyareti esnasında iki ülke arasında Askeri ve Askeri Teknik İşbirliği anlaşması imzalanmıştır. 2001 AGİT Zirvesi’ne Türkiye’nin Kerimov ile beraber Salih’i de davet etmesi ilişkilerde bir soğuk rüzgârın daha esmesine neden olurken Meclis Başkanı Ömer İzgi’nin 25 Mart 2001 tarihli ziyareti ise iki ülke arasındaki ilişkilerin ticari ve ekonomik gelişimine katkı sağlamıştır. Mart 2002’de Türkiye Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu’nun Özbekistan ziyareti esnasında da askeri işbirliği anlaşmaları imzalanmıştır. 2003 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde gerçekleşen Özbekistan ziyareti ardından Türkiye ile Özbekistan arasında yapılan üst düzey ziyaretlere uzun bir süre ara verilmiştir [41] [42] 2005 Andican olayları sonrasında Özbekistan’ın Batı’ya karşı takındığı mesafeli tavır, Batı benzeri bir söylem benimseyen Türkiye ile olan ilişkilerde de kendisini göstermiştir [43] BM’nin Özbekistan’la ilgili eleştiri raporuna Türkiye tarafından verilen destek Özbekler tarafından hoş karşılanmamıştır. 2003 yılına dek gerçekleştirilen ziyaretlerin ardından 2017 yılına kadar iki ülke arasında üst düzey bir ziyaret gerçekleşmemiştir [44] Eylül 2012’de dönemin Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Özbekistan Dışişleri Bakanı Kamilov ile Newyork’ta BMGK kapsamında yaptığı görüşme ile ilişkilerin üzerindeki kara bulutların dağılması için bir adım atılmıştır. Bu görüşmeden yaklaşık 1,5 yıl sonra ise Soçi-2014 Kış Olimpiyatları açılışı için Rusya’nın Soçi kentine giden Recep Tayyip Erdoğan Özbek lider İslam Kerimov ile bir araya gelmiştir. Bu ilişkiler 2003 yılından bu yana Özbekistan ve Türkiye arasında gerçekleştirilen ilk üst düzey temastır. Görüşmenin ardından Taşkent’e Büyükelçi ataması yapılmış ve 10-12 Temmuz 2014 tarihlerinde Ahmet Davutoğlu tarafından bir Özbekistan ziyareti daha gerçekleştirilmiştir [45] Ülkede 4 Aralık 2016’da yapılan seçimin Özbekistan dış politikası için önemli sonuçları olmuştur. 9 bin 378 adet sandığın kurulduğu seçim, 50'ye yakın ülke ile aralarında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Dünya Seçim Organları Birliği (DSOB), Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Bağımsız Devletler Topluluğunun (BDT) da aralarında bulunduğu 600'den fazla uluslararası gözlemci tarafından takip edilmiştir ve ayrıca bu seçimlerde bin 300'e yakın yerli ve yabancı gazeteci görev yapmıştır. Seçimleri Liberal Demokrat Parti adayı Şevket Mirziyoyev %88,61’lik bir oy oranıyla kazanmıştır [46] [47] Bu durum ülkedeki demokratik gelişmelerin en somut örneğidir. Demokratik bir ortamda başarıyla tamamlanan seçimler Özbekistan dış ilişkileri için de iyi bir imaj bırakmış, bu imaj ilişkilerin olumlu seyri açısından büyük bir katkı sağlamıştır. Ülkede yaşanan iktidar değişikliği Türkiye ile olan ilişkiler için de olumlu bir gelişme olmuştur. 2016 yılında Kerimov’un hayatını kaybetmesi ve Mirziyoyev’in cumhurbaşkanlığına seçilmesi üzerine ülkede ‘açıklık ve iyi komşuluk’ dönemi başlamıştır. Ayrıca Mirziyoyev bağlantısızlık politikasını sürdüreceği açıklamasını da yapmıştır [48] Son dönemde ilişkilerin olumlu seyri karşılıklı ziyaretler ile taçlanmıştır.

Türkiye ve Azerbaycan İlişkileri

Siyasi Bağlamda Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Rusya İlişkileri

Bağımsız Kazakistan-Rusya İlişkileri

Bağımsız Kırgızistan-Rusya İlişkileri

Bağımsız Türkmenistan-Rusya İlişkileri

Bağımsız Özbekistan-Rusya İlişkileri

Rusya'nın Orta Asya Güvenlik Politikaları

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Kazakistan İlişkileri

​Rusya’nın küresel güç olma yolunda Orta Asya’yı hayati çıkar alanı olarak tanımlaması, bölgede başka bir gücün hâkimiyet kurmasının önüne geçmek istemesi ve bölge ülkelerinin Rusya’ya olan bağlılığının artmasını istemesi, Rus yönetimi tarafından bölge ülkeleri ile olan ilişkilerin yakın markaja alınması sonucunu doğurmuştur. Rusya için Kazakistan’ın diğer Orta Asya ülkelerine nazaran ayrı bir önemi bulunmaktadır. Rusya ile en uzun kara sınırına sahip olan ve Rusya’ya en yakın Orta Asya Cumhuriyeti olan Kazakistan aynı zamanda Rusya ile Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması imzalayan ilk BDT devletidir. Mayıs 1992’de imzalanan bu anlaşma ile Rusya ve Kazakistan arasında ortak askeri-stratejik alanların kurulması ve iki ülkeden herhangi birinin karşılaşacağı bir tehdit durumunda askeri üslerin, poligonların ve diğer askeri tesislerin ortak kullanılması karara bağlanmıştır. 28 Mart 1994 tarihli Askeri İşbirliği Anlaşması ve takip eden yıllarda yaklaşık altmış adet ikili anlaşmanın imzalanması, iki ülke arasındaki ortaklığı derinleştiren gelişmeler olmuştur [49] Kazakistan; Putin döneminde Kırgızistan ile birlikte ‘güvenilir partner’ olarak değerlendirilmiştir [50] Yine Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün aktif üyesi olan Kazakistan ve Rusya arasında askeri konularda görüş ayrılığı bulunmamaktadır [51] ​Yakın çevre doktrini çerçevesince oluşturulan en büyük SSCB askeri tesisleri Kazakistan sınırları içerisinde yer almaktadır ve bunlar Kazakistan’ın bağımsızlığından sonra Rusya tarafından belirli bir kira bedeli karşılığında işletilmektedir. İkili anlaşmalar gereğince Rusya’nın Kazakistan’da işletilmekte olan 7 büyük askeri üssü bulunmaktadır. Bunlar; Baykonur Uzay İstasyonu, Çkalov 929. Devlet Uçuş Deneme Merkezi, Poligonlar (Şarıgaşan, Emba ve 4. Merkezi Poligon Tesisleri), Balhaş-9 Radyo Teknik Merkezi ve Rusya Hava Kuvvetlerine ait Bağımsız Hava Taşımacılık Birliği’dir. Bunlarla beraber Karaganda şehrinde faaliyet halinde olan 171. Hava Komutanlığı bulunmaktadır. Yine imzalanan ikili anlaşmalar kapsamında; Kazak askeri personeli, güvenlik ve istihbarat bürokrasisi Rusya’da eğitim alabilmektedir [52] [53] Baykonur Uzay istasyonu, Rusya’nın Kazakistan topraklarındaki askeri tesisleri arasında ayrı bir stratejik öneme sahiptir. 1950’li yılların başında inşa edilen bu istasyon toplamda 6717 kilometrekarelik bir alanda yer almaktadır. Ayrıca, Rusya’nın Uzay Programı çerçevesinde yürüttüğü görevlerin %70’i gibi büyük bir kısmına ev sahipliği yapmakta olan istasyonun kira süresi; Ocak 2004’te 2050 yılına kadar uzatılmıştır. Ancak Kazak Hükümeti ile yaşanan mali sorunlar neticesinde Rusya, bu istasyonda gerçekleştirilen faaliyetlerin bir kısmını kendi topraklarına taşımıştır [54] [55] Rusya Baykonur Uzay İstasyonu’nda karşı karşıya kaldığı faaliyet kısıtlamalarını, Sarıgaşan Poligonu’nda yaptığı füze denemeleri ile telafi etmeye çalışmış ve bu vesileyle dikkatler Rusya’nın Kazak topraklarındaki diğer üslerine kaymıştır. 929. Çkalov Devlet Uçuş Deneme Merkezi, Atrau ve Batı Kazakistan bölgelerinde yer alan 4 ayrı deneme merkezinden oluşmaktadır. Kazakistan’ın bu merkezlerde denenen silahları satın alma hakkı da bulunmaktadır [56] Bununla birlikte Kazak hükümeti ve Rus yetkililer arasında Haziran 2003’te güvenlik işbirliği taslak programı hazırlanması Kazakistan ve Rusya’nın güvenlik alanında ortak hareket etme isteğinin bir sonucudur [57] 2006 yılında poligonlar ilgili yapılan reform çalışmaları sonucunda Rusya’nın Kazakistan sınırlarındaki poligonları Rusya’nın Astrahan şehrinde yer alan 4. Merkezi poligon tesislerine bağlanmıştır. Son dönemlere geldiğimizde ise Rusya’nın Kazakistan’da kiraladığı toprakların bir kısmının geri verildiği görülmektedir. Şubat 2016’da Putin tarafından imzalanan bir karar ile kiralanan toprakların geri verilmesi sonucunda Rusya Kazakistan’a ödediği kira miktarını da azaltmıştır. Alınan bu karar sonucunda, Kazakistan Senato üyeleri tarafından Rusya ile imzalanan anlaşmaların gözden geçirilmesi gerektiği açıklaması yapılmıştır [58]

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Kırgızistan İlişkileri

​Kırgızistan ülkesinde hem Rus hem ABD üssü bulundurmasından dolayı ayrı bir önem arz etmektedir. Kırgızistan’da Rusya’ya ait askeri tesisler Issık gölü civarında bulunmaktadır. 999. Kant Hava üssü Rusya’nın bölgedeki en önemli hava üslerinden biridir. Rusya’nın Kırgızistan topraklarında sahip olduğu hava üssünün statüsü 22 Eylül 2003 tarihinde imzalanan bir anlaşma ile belirlenmiştir. Kullanım süresinin 15 yıl olması karara bağlanmış; bu süre, dolmasının ardından her 5 yılda bir uzatılmıştır. Kullanım süresinin 2009 yılında imzalanan yeni bir anlaşma ile 49 yıl uzatılması öngörülmüştür. Buradaki hava birliğinin esas görevi Orta Asya hava sahasının kontrolünün sağlanması ve gerektiğinde terör gruplarına karşı müdahale yapılmasıdır. Kant üssü aynı zamanda KGAÖ bünyesindeki Kolektif Acil Müdahale Güçleri’nin (KAMG) Orta Asya’daki bir parçasıdır. Kant üssü hava saldırıları durumunda koruma, Kırgızistan ve Tacikistan hava sahasındaki hedefleri yakalama görevlerinin yanı sıra kargo ve yolcu uçaklarına eşlik edilmesi görevi için de kullanılmaktadır. Orta Asya için büyük bir önemi olan Kant Üssü’nde 500 personel faaliyet göstermektedir. Ayrıca beş adet Su-25 bombardıman uçağı, 2 adet Mi-8 helikopteri, 4 adet L-39 eğitim uçağı bulunmaktadır [59] [60] Issık-Kul gölünün doğu kıyısında bulunan Rus donanmasına ait 954. Denizaltısavar Deneme Merkezi Rusya’nın Kırgızistan topraklarındaki bir diğer önemli askeri tesisidir. Bu tesis 5 Temmuz 1993 tarihinde imzalanan anlaşma ile Rus denetimine bırakılmıştır [61] Topraklarında önemli Rus askeri tesisleri barındıran Kırgızistan; Putin döneminde Kazakistan ile birlikte ‘güvenilir partner’ olarak değerlendirilmiştir [62] Rusya 2013 yılında Kırgızistan’a 1 milyar ABD dolayı değerinde askeri yardım etme kararı almıştır. Bu kararın Kırgızistan Parlamentosu’nda Manas’taki Amerikan üssünün kapatılması oyunun çıkmasından sonra alınması ise dikkat çekmiştir [63]

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Tacikistan İlişkileri

Tacikistan’da 1990’lı yıllarda yaşanan iç savaş ve ülkedeki istikrarsızlığın diğer bölge ülkelerini tehdit etmesi sonucu 1994 yılında Türkmenistan harici ülkelerle imzalanan ortaklık anlaşması gereğince BDT barış koruma gücü oluşturulmuştur. Tüm katılımcı devletlerin asker gönderdiği 25.000 kapasiteye sahip barışı koruma gücü, 1999’a kadar Tacikistan sınırları içerisinde istikrarın sağlanması için faaliyet göstermiştir [64] Rusya Tacikistan ile olan ilişkilerini, Tacikistan istikrarını korumak ve Afganistan’daki ayrılıkçı hareketlerin bölge ülkelerine yayılmasını ve Rusya’ya zarar vermesini önlemek üzerine şekillendirmiştir. Tacikistan sınırları içinde merkezi Duşanbe olan üç yerleşkede askeri üssü bulunan Rusya’nın en büyük kara üssü de Tacikistan sınırları içerisindedir. Bu üslerde 10 askeri birlik ve çeşitli ordu birliklerinden oluşan önemli Rus askeri birlikleri konuşlandırılmıştır. Kurgan-Tube’de konuşlanan 191. Motorize Alayı ve Kulyap’ta bulunan 149. Motorize Alayı’nın amacı Rusya’nın ve Tacikistan’ın güvenlik güçleri ile birlikte Tacikistan’ın güvenliğini korumaktır. 1999 yılında imzalanan ve Tacikistan’daki Rus askeri üssünün statüsünü belirleyen anlaşmaya göre, üssün 2042 yılına kadar bu ülkede faaliyetlerini sürdürmesi kararlaştırılmıştır. Üssün organizasyon ve kadro yapısını konu edinen bir diğer anlaşma ise 16 Ekim 2004 tarihinde imzalanmıştır [65] [66] Okno Elektro-optik Merkezi (Nurek Uzay İzleme İstasyonu) Rusya’nın Tacikistan’da bulunan bir diğer önemli tesisidir. 2200 metre yükseklikte kurulan Nurek, 40.000 km mesafeye kadar olan nesneleri izleme imkânı sunmaktadır. 2005 yılında imzalanan anlaşma uyarınca Okno Elektro-optik Merkezi 49 yıllık süre ile Rusya tarafından sembolik bir rakam karşılığında tekrar kiralanmıştır. Rusya bunun karşılığında Tacikistan’ın 242 milyon dolarlık borcunu silmiş ve 5 yıl içinde ülkeye 2 milyon dolarlık yatırım yapma sözü vermiştir. Tacikistan’da bulunan Rus askeri personeli halen bürokratik görevlerde yer almakta iken; Tacikistan askeri araçlarının modernizasyonu, askeri personelin eğitilmesi, uygun fiyatlar üzerinden yapılan silah ihracatı Rusya’nın Tacikistan’a yönelik yürüttüğü diğer askeri hizmetleridir [67] [68]

Askeri ve Güvenlik Bağlamında Rusya-Özbekistan İlişkileri

Bölgesel güvenliğini garanti altına almak isteyen Özbekistan Rusya ile işbirliği yapma yoluna gitmiş ancak bu işbirliğinin kendi bağımsızlığını tehdit edici boyutlara ulaşmasını engelleyecek askeri ve güvenlik politikaları benimsemeyi tercih etmiştir. BDT, Özbekistan’ın amacına ulaşmasında bağımsızlığının ilk yılları için mantıklı bir tercihtir. Bu bağlamda Özbekistan BDT dâhilinde ortak bir ordu kurulmasına karşı iken diğer yandan da bu oluşumun NATO tipi bir askeri yönünün olması gerektiğini savunmuştur ve 15 Mayıs 1992’de diğer bölge devletleri ile birlikte ortak savunma anlaşmasını imzalamıştır. 30 Mayıs 1992'de Rusya ile Özbekistan arasında imzalanan anlaşma gereğince ise "Rusya ve Özbekistan topraklarının ortak stratejik askerî bölge oluşturması" konusunda ortak bir tavır benimsenmiştir. Bölgedeki çatışmalar bölgesel tehdit unsuru içermesinden dolayı Özbekistan’ın Rusya ile olan ilişkilerinin düzeyini etkilemiştir. Örneğin, Haziran 1992'da Tacikistan'da yoğunlaşan çatışmalar iki ülke arasında üst düzeyli işbirliğinin olmasını sağlamıştır. Özbekistan İslami köktendinciliğinin yayılmasını önlemek adına Rusya ile ortak hareket etmeyi tercih etmiştir. Kendi askeri gücünü bölgenin en etkin ordusu konumuna getiren ve ordu içerisindeki Özbek kökenli subayların yüzdesel oranını artıran Özbekistan, askeri politikalarında daha özerk davranmaya başlamış ve Rusya’ya olan bağımlılığı nispeten azalmıştır. BDT’nin ortak askeri politikalarına eleştirel bakmaya başlayan Özbekistan, 1990’lı yılların ortalarından itibaren askeri ve teknik anlamda işbirliğini geliştirmek amaçlı sunulan anlaşma tekliflerini geri çevirmiştir. 1995’ten itibaren sınırların korunması ve hava savunması alanında Rusya ile olan işbirliği azaltılmıştır. 27 Mart 1997 tarihinde imzalanan anlaşmada iki ülkenin hava savunması konusundaki işbirliğinin bilgi alışverişi boyutu ile sınırlı kalması bunun göstergesi olmuştur. 1999-2000 döneminde Afganistan'da Taliban faktörünün bölgesel güvenliği ve Özbekistan’ın güvenliğini tehdit etmesi Rusya ile olan ilişkilere yeni bir boyut kazandırmıştır. Yine bu dönemde Rusya başbakanı olan Putin Kazakistan ve Kırgızistan gibi müttefik ülkelerin yanı sıra Türkmenistan ve Özbekistan gibi daha özerk davranmayı tercih eden ülkelere de önem atfetmiş ve 10-12 Aralık 1999'da Putin Özbekistan'ı ziyaret ederek stratejik ortaklık yolunu açan anlaşmanın imzalanmasını sağlamıştır. Askeri ve teknik konularda işbirliğini öngören anlaşmada Özbek askerinin Rusya’da eğitilmesi konusuna da değinilmiştir. Ayrıca, Kerimov Rusya'nın Özbekistan'daki çıkarlarını tanıdığını da belirtmiştir. Mayıs 2000’de tekrar bir araya gelen iki liderin görüşmesindeki ana gündem maddesi bölgesel güvenlik ve terörizm olmuştur ve 21 Haziran 2000 tarihinde BDT Antiterör Merkezî oluşturulması kararını Özbekistan da imzalamıştır. Özbekistan’ın Rusya ile güvenlik alanında olan işbirliğinin bir diğer sonucu da 15 Haziran 2000’de ŞİÖ üyeliği de gerçekleştirilmesi olmuştur. 11 Eylül saldırıları sonrasında Özbekistan, Rusya’ya olan güvenlik bağlamındaki bu bağımlılığını ABD politikalarına destek vererek aşmaya çalışmıştır [69] Rus Savunma Bakanı Ma¬yıs 2004’te Özbekistan’ı ziyareti esnasında iki ülke arasında askeri tatbikatın yapılmasına yönelik anlaşma imzalanmış, bu tatbikat 2005 yılı Eylül ayında gerçekleştirmiştir. Aynı yıl içinde imzalanan bir diğer anlaşmaya göre ise Rusya, Özbekistan’ın hava savunma sistemini modernleştirme karşılığında, Navoi Havaalanını kullanma imkânı elde etmiştir. Bu yakınlaşmadan bir süre sonra tekrar ikili ilişkilere mesafe koymayı tercih eden Özbekistan, bölgede gerçekleştirilen hiçbir askeri tatbikatta yer almamış ve bölgesel bütünleşmeye olumlu bakmadığını her fırsatta belirmiştir. Örneğin, Özbekistan 2011 yılında KGAÖ çerçevesinde gerçekleştirilen “Merkez-2011” tatbikatına ve ŞİÖ’nün 7-24 Eylül 2010’da Kazakistan’da gerçekleştirilen “Barış Görevi-2010” ve 7-14 Haziran 2012’de Tacikistan’da gerçekleştirilen “Barış-2012” as¬keri tatbikatlarına katılmayı tercih etmemiştir. 2005 Andican olayları sonrasında AB tarafından uygulanan ambargoların 2015 yılında kaldırılması ile de AB ülkeleriyle silah alımına ilişkin yeni anlaşmalar imzalamış; Rusya ile bu ülkeler arasında dengeli bir politika yürütmüştür [70] [71]

Rusya'nın Orta Asya Güvenlik Politikası Araçları ve İşbirliği Mekanizmaları

Bağımsız Devletler Topluluğu

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) SSCB’nin dağılmasının ardından Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin ABD, NATO ve AB’nin etkisi altına girmesiyle, Rusya’nın üstünlük sağlamak istediği bölge de yakın çevresi olmuştur. Bu bağlamda Rusya, ulusal güvenliğinin yakın coğrafyasıyla bağlantılı olduğunu düşünmüştür. Ulusal güvenliğini üst düzeyde tutmak isteyen Rusya, güvenliğiyle bağlantılı olduğunu düşündüğü yakın coğrafyasında etkinlik kurabilmek adına da Bağımsız Devletler Topluluğu gibi bir oluşuma ihtiyaç duymuştur. Rusya’nın yeniden büyük bir güç olarak varlığını sürdürmesi, BDT’nin güçlenerek varlığını sürdürmesine bağlıdır ve sonuç olarak Rusya BDT bünyesindeki devletler ile arasındaki güvenlik bağlarını güçlendirmek istemiştir [72] Yakın çevre doktrini bağlamında Rusya’nın benimsediği politikalar sonucu eski Sovyet cumhuriyetleri ile oluşturulan birliğin kuruluşu iki aşama ile gerçekleştirilmiştir. Bunlardan ilki Soljenitsin’in fikirlerinden esinlenerek 8 Aralık 1991’de Rusya, Belarus ve Ukrayna arasında BDT Ortaklık Anlaşması imzalanmıştır. İkinci aşamada ise, 21 Aralık 1991 tarihinde Almatı’da Orta Asya Devletleri’nin BDT’ye katılımını öngören anlaşmaya imza atılmıştır. Böylece Kazakistan, Azerbaycan, Ermenistan, Belarus, Kırgızistan, Moldova, Tacikistan, Türkmenistan ve Ukrayna BDT çatısı altında yer alan devletler olmuştur. Topluluğun oluşumundaki temel amaç, birliğe üye devletler üzerinde başka devletlerin etki kurmasını engellemek ve bu devletlerin Rusya’ya olan bağlılığını artırmaktır. Rusya, BDT Ortak Savunma Anlaşması çerçevesinde yakın çevresinde askeri üs edinme imkânı bulabilmiştir [73]

Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü

BDT’nin kurulmasının ardından dış politikada güvenliğin sağlanması açısından 15 Mayıs 1992 tarihinde Ermenistan, Kazakistan, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan arasında Kolektif Güvenlik Anlaşması (KGA) imzalanmıştır. Gürcistan, Azerbaycan ve Beyaz Rusya da 1993 yılında anlaşmaya taraf olmasıyla bu oluşum örgüt niteliği almıştır. Örgütün mali yükümlülüğü büyük ölçüde Rusya’ya aittir ve esas amacı Afganistan kaynaklı istikrarsızlığın diğer bölge ülkelerini etkilemesinin önüne geçmek ve radikal İslami hareketleri kontrol altında tutmaktır. 1990’lı yıllarda bölge ülkelerinin güvenliğini sağlama konusunda yetersiz kalan KGAÖ’den; Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan 1999 yılında çekilme kararı almıştır. Yine aynı yıl içerisinde Özbekistan İslami Hareketi’nin Kırgızistan ve Özbekistan topraklarında sıcak çatışmalara girmesi bölge ülkelerinin askeri açıdan zafiyetlerini ortaya koymuş ve bu tarihten itibaren Orta Asya coğrafyası KGAÖ’nün temel faaliyet alanı olarak belirlenmiştir. Ekim 2000 tarihinde Bişkek’te toplanan KGAÖ zirvesinde anlaşmaya yönelik kolektif güvenlik güçlerinin oluşturulması fikri ortaya atılmış, bir sonraki zirve olan Mayıs 2001’de ise Orta Asya’da Kolektif Hızlı Güvenlik Güçleri’nin kurulması kararlaştırılmıştır. 2002 yılında Moldova, Beyaz Rusya, Ermenistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan KGAÖ tüzüğünü imzalama kararı almışlardır. Bu şekilde örgüte üye devletler arasında bir müttefiklik ilişkisi söz konusu olmuştur. Alınan karar gereğince; üye devletlerin güvenliğine yönelik herhangi bir tehdit algısında ortak hareket edilecektir. KGAÖ 18 Eylül 2003 tarihinde Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı’na (KGAT) dönüştürülerek uluslararası bir bölgesel teşkilat niteliği kazanmıştır. 2004 yılında KGAT’ye BM Genel Kurulu’nda gözlemci statüsü verilmiştir [74] [75] 11 Eylül sonrası Taliban yönetiminin bölgede tehdit unsuru haline gelmesi ve ABD’nin bu bölge üzerinde yürüttüğü politikalar Rusya’nın da bölge üzerindeki faaliyetlerinin artmasını beraberinde getirmiştir. Bu noktada 2002’de Kırgızistan’ın Kant şehrinde Rus uçaklarının konuşlandırılmaya başlanması, bu tarihten itibaren Kant’ın Kolektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı’nın bölge üzerindeki dayanak noktası olmuştur [76] 2006 yılında Özbekistan’ın KGAÖ’ye tekrar üye olması ile beraber BDT coğrafyasında ilk askeri ve siyasi oluşumun gerçekleştirildiği söylenebilir. Örgütün kuruluş anlaşması gereğince; üye devletler başka herhangi bir askeri birliğe üye olamayacak, birbirlerine yönelik yapılan operasyonlarda yer almayacak ve birine yönelik yapılan saldırı diğer tüm devletlere yapılmış sayılacaktır. 2009 yılında KGAÖ kapsamında Kolektif Operatif Harekât Birliği kurulmuştur. Rusya KGAÖ sayesinde Kırgızistan’ın Kant şehrinde ve Tacikistan’da kuvvet konuşlandırma imkânı elde etmiştir [77]

Anti-Terörizm Merkezi

Rusya’nın Orta Asya coğrafyasında terörle mücadele anlamında yürüttüğü politikalarına BDT ve ŞİÖ gibi bölgesel oluşumlar aracılık etmektedir. Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yer almakta olan anti- terörizm merkezinin daimi bir niteliği bulunmakla beraber, merkezin ilk sekreteri Özbek Casymov’dur. ŞİÖ bünyesinde faaliyet gösteren bölgesel anti-terör Ajansı sayesinde ŞİÖ terör ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konularında bölgesel işbirliğinin sağlanmasına vesile olmuştur [78] ​Putin’in iktidara gelmesi ve Orta Asya’da artan aşırılıkçı ayrılıkçı hareketler ve terörist akımlarla mücadelenin ön plana alınmasıyla beraber ise 2000 yılında gerçekleştirilen BDT Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde BDT Anti-Terör Programı kabul edilmiştir. Bu hamle neticesinde Rus gizli servisi, bölge devletleriyle işbirliği yapma ve paylaşımda bulunma imkânı elde etmiştir. Ayrıca böyle bir yapının oluşturulmasında bölge devletleri kendi çıkarlarını da düşünerek hareket etmişlerdir. Bölgesel terörizmle mücadele, bu sayede iç istikrarın sağlanması ve iktidarın sağlamlaştırılması konularında Rusya ve diğer bölge güçlerinden faydalanma düşüncesi oluşumda yer alan devletler açısından olumlu karşılanmıştır [79]

Şanghay İşbirliği Örgütü

Rusya 1993 yılında ilan ettiği ‘Yakın Çevre Doktrini’ ile Batı’dan kısmen uzaklaşmış ve kendi yaşam alanı olarak tanımladığı coğrafyada Çin ile işbirliği yapma yoluna gitmiştir. Bu yakınlaşmanın yaşanmasında etkili olan bir diğer faktör, Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD’nin tek kutuplu bir sistem oluşturma çabası olmuştur. Rusya ABD’nin bölge üzerinde artan askeri ve ekonomik varlığını bölgedeki diğer rakibi Çin ile işbirliği yaparak dengelemek istemiştir. Rusya’nın Orta Asya bölgesinde sınır güvenliğini sağlamak ve terörizmle mücadele etmek amacıyla oluşumuna öncülük ettiği bir diğer yapı 1996’da oluşturulan Şanghay Beşlisi’dir. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Rusya ve Çin Şanghay Beşlisi’ni oluşturan ülkelerdir. 2001 yılında Özbekistan’ın üye oluşuyla Şanghay İşbirliği Örgütü adını alan bu oluşum; siyasi, iktisadi, güvenlik, askeri gibi birçok konuda işbirliğini öngören çok yönlü bir yapı niteliği taşımaktadır. Ayrıca Afganistan, Belarus, Moğolistan ve İran örgütte gözlemci statüsündedir. Türkiye, Azerbaycan, Sri Lanka, Ermenistan, Kamboçya ve Nepal ise örgütte diyalog ortağı olan ülkelerdir [80] [81] [82] 2001 yılında Özbekistan’ın üye yapıldığı toplantıda ayrıca, “Terörizm, Ayrılıkçılık ve Köktencilikle Mücadele Hakkında Şanghay Sözleşmesi” imzalanmıştır. 16 Ağustos 2007’de Bişkek’te düzenlenen ŞİÖ’ye Üye Ülkeler Devlet Başkanları 7. Zirvesi’nde imzalanan ‘Uzun Vadeli İyi Komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Anlaşması’ ve kabul edilen Bişkek Bildirisi ile örgütte yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. Bişkek Bildirisi ile önceden kabul edilen ilkeler doğrultusunda ve ortak mekanizmalar aracılığı ile bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit eden durumların önleneceği ifade edilmiş ayrıca ŞİÖ’nün ekonomik ve kültürel bir oluşum olmanın ötesinde güvenlik temalı bir örgüt olduğuna dikkat çekilmiştir. Rusya, Çin ve ŞİÖ’ye üye diğer devletlerin katılımıyla düzenlenen ortak tatbikatlar ile ŞİÖ’nün bölgedeki askeri anlamdaki işlevselliğini artırma çabasındadır. Örgüt Rusya’ya bölgesel düzeyde Batı’ya karşı kullanılabilecek alternatif bir güç niteliği taşımaktadır. 8-9 Haziran 2017 tarihlerinde Astana’da gerçekleştirilen ŞİÖ Devlet Başkanları Zirvesi’nde örgütün genişlemesi konusu gündemi oluşturmuş ve bu toplantıda Hindistan ile Pakistan örgütte tam üyelik hakkı elde etmiştir [83] [84] [85] ŞİÖ Orta Asya coğrafyasını tehdit eden sınır problemleri, etnik problemler, uyuşturucu kaçakçılığı, terörizm, ayrılıkçı ve aşırılıkçı hareketler gibi sorunların çözümünde önemli bir rol üstlenmesini sağlayacak ekonomik, demografik, askeri ve stratejik kaynak potansiyeline sahiptir. 30 milyon 189 bin metrekarelik bir coğrafya ve 1,5 milyar nüfusa sahip olan örgütün etkinliğini artıracak en önemli unsurlardan biri de nükleer güce sahip dokuz ülkeden dördünü (Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan) sınırları içinde barındırmasıdır. Küresel bir güç olmak isteyen Rusya, örgüt aracılığı ile bölgedeki etkinliğini artırma ve jeopolitik varlığını güçlendirme niyetindedir. Örgüt bünyesinde çözülmesi ön planda tutulan sorunlara (terörizm, ayrılıkçı ve aşırılıkçı hareketler, sınır güvenliği…) karşı geliştirilen söylem ile Çeçenistan’a yapılan müdahaleyi meşrulaştırmayı ve uluslararası toplumun tepkisini azaltmayı amaçlamaktadır. İmzalanan anlaşmalar, kabul edilen bildiriler, düzenlenen tatbikatlar aracılığı ile öncelikli sorunlara ortak çözümler üretmeyi hedefleyen örgütün etkinliği potansiyelinin altında kalmaktadır. Bunun sebebi ise kurumsal yapısının henüz tamamlanmamış olması, uluslararası örgütlerle etkin bir işbirliğine gidilememesi, sağlam bir bütçesinin olmaması ve örgütte yetkin bürokratların görev almamasıdır. Örgütün mevcut potansiyeli doğru kullanıldığı zaman Orta Asya’nın NATO alternatifi önemli bir unsur haline gelecektir [86]

Türk Dünyası Kurumları

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY)

Türkçe Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (TDİK-TÜRK Keneşi)

Uluslararası Türk Akademisi

  1. Özbekistan Ülke Künyesi, (t.y.), http://www.mfa.gov.tr/ozbekistan-kunyesi.tr.mfa
  2. Özbekistan, (t.y.), https://www.tbmm.gov.tr/kultursanat/yayinlar/yayin064
  3. Karaağaçlı, Abbas (2013), Ortadoğu’dan Orta Asya’ya Farklı Bir Bakış, 1. Baskı, İstanbul: Yeniyüzyıl Yayınları
  4. Çolpan Kavuncu, Ayşe (2015), Sosyal Dinamikler, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi, s.239
  5. Özbekistan’ın Siyasi Yapısı, (t.y.), https://turk-dunyasi.cokbilgi.com/ozbekistan-siyasi-yapisi/
  6. Çolpan Kavuncu, Ayşe (2015), Sosyal Dinamikler, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi, s.241
  7. Çolpan Kavuncu, Ayşe (2015), Sosyal Dinamikler, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi,s.241
  8. Toprak Karaman, Zerrin. Atak, Şermin (1997), ‘’ Özbekistan’da Yönetimin Yeniden Yapılanması’’, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 1 (6), s.31-39, http://www.todaie.edu.tr/yayinlar/dergi_goster.php?kodu=1066&dergi=2
  9. Çolpan Kavuncu, Ayşe (2015), Sosyal Dinamikler, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi, s.242
  10. Çolpan Kavuncu, Ayşe (2015), Sosyal Dinamikler, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi, s.243-249
  11. Özbekistan Yeni Devlet Başkanı Belli Oldu’, (05.12.2016), https://www.birgun.net/haber-detay/ozbekistan-in-yeni-devlet-baskani-belli-oldu-138306.html
  12. Oğan, Gökçe (2016), ‘’ Kerimov: ‘Özbek tipi’ Demokrasinin Mimarı’’, http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kerimov-ozbek-tipi-demokrasinin-mimari
  13. Ekonomi Bakanlığıa, https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/%C3%96zbekistan/html-viewer-ulkeler?contentId=UCM%23dDocName%3AEK-160702&contentTitle=D%C4%B1%C5%9F%20Ticaret&_afrLoop=15121701365103259&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=6pubzt1c2&_adf.ctrl-state=mex7rmykz_286#!%40%40%3F_afrWindowId%3D6pubzt1c2%26_afrLoop%3D15121701365103259%26contentId%3DUCM%2523dDocName%253AEK-160702%26contentTitle%3DD%25C4%25B1%25C5%259F%2BTicaret%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3Dmex7rmykz_290
  14. Karluk, Rıdvan, Gencer Hiç, Ayşen (2016), ‘’Orta Asya’da Oluşturulan Ekonomik ve Siyasi Entegrasyonlar Kapsamında Türkiye- Özbekistan İlişkileri’’, https://www.avekon.org/papers/1466.pdf
  15. Devlet Planlama Teşkilatı (2000), ‘’Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri ve Bölge Ülkeleri İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu Raporu’’, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara
  16. Bulut, Cihan (2013), ‘’Azerbaycan’ın Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde Karşılaştığı Sorunlar ve Çözüm Arayışları’’, Sarı, A. Selahattin ve diğerleri (Ed.), International Conference on Eurasian Economies, (394-403)
  17. Aras, Osman Nuri (2005), Azerbaycan Ekonomisi ve Yatırım İmkanları, 1. Baskı, Bakü: TÜSİAB Yayınları
  18. DEİK (2012), ‘’Azerbaycan Ülke Bülteni’’, https://www.deik.org.tr/uploads/azerbaycan-ulke-bulteni.pdf
  19. Aras, Osman Nuri (2005), Azerbaycan Ekonomisi ve Yatırım İmkanları, 1. Baskı, Bakü: TÜSİAB Yayınları
  20. Aras, Osman Nuri (2005), Azerbaycan Ekonomisi ve Yatırım İmkanları, 1. Baskı, Bakü: TÜSİAB Yayınları
  21. Ekonomi Bakanlığı (2016a), https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/Azerbaycan/html-viewer-ulkeler?contentId=UCM%23dDocName%3AEK-159556&contentTitle=Genel%20Ekonomik%20Durum&_afrLoop=14754125710855848&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=t61zpgwfo&_adf.ctrl-state=1d0zqppg3t_175#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dt61zpgwfo%26_afrLoop%3D14754125710855848%26contentId%3DUCM%2523dDocName%253AEK-159556%26contentTitle%3DGenel%2BEkonomik%2BDurum%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3D1d0zqppg3t_186
  22. Aras, Osman Nuri (2005), Azerbaycan Ekonomisi ve Yatırım İmkanları, 1. Baskı, Bakü: TÜSİAB Yayınları, s.245
  23. DEİK (2012), ‘’Azerbaycan Ülke Bülteni’’, https://www.deik.org.tr/uploads/azerbaycan-ulke-bulteni.pdf
  24. Ekonomi Bakanlığı (2016b), https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/Azerbaycan/html-viewer-ulkeler?contentId=UCM%23dDocName%3AEK-159558&contentTitle=Do%C4%9Frudan%20Yabanc%C4%B1%20Yat%C4%B1r%C4%B1mlar&_afrLoop=14754462371837162&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=t61zpgwfo&_adf.ctrl-state=1d0zqppg3t_224#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dt61zpgwfo%26_afrLoop%3D14754462371837162%26contentId%3DUCM%2523dDocName%253AEK-159558%26contentTitle%3DDo%25C4%259Frudan%2BYabanc%25C4%25B1%2BYat%25C4%25B1r%25C4%25B1mlar%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3D1d0zqppg3t_235
  25. Ekonomi Bakanlığı (2016a), https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/Azerbaycan/html-viewer-ulkeler?contentId=UCM%23dDocName%3AEK-159556&contentTitle=Genel%20Ekonomik%20Durum&_afrLoop=14754125710855848&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=t61zpgwfo&_adf.ctrl-state=1d0zqppg3t_175#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dt61zpgwfo%26_afrLoop%3D14754125710855848%26contentId%3DUCM%2523dDocName%253AEK-159556%26contentTitle%3DGenel%2BEkonomik%2BDurum%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3D1d0zqppg3t_186
  26. Aras, Osman Nuri (2005), Azerbaycan Ekonomisi ve Yatırım İmkanları, 1. Baskı, Bakü: TÜSİAB Yayınları, s.269-274
  27. DEİK (2012), ‘’Azerbaycan Ülke Bülteni’’, https://www.deik.org.tr/uploads/azerbaycan-ulke-bulteni.pdf
  28. Kurbanov, Tariyel (2012), ‘’Azerbaycan’da Milli Ekonomik Gelişmenin Yönleri’’, Karadeniz Araştırmaları, Sayı 34, s.39
  29. Kurbanov, Tariyel (2012), ‘’Azerbaycan’da Milli Ekonomik Gelişmenin Yönleri’’, Karadeniz Araştırmaları, Sayı 34, s.42
  30. Ekonomi Bakanlığı (2016c), https://www.ekonomi.gov.tr/portal/faces/home/disIliskiler/ulkeler/ulke-detay/Azerbaycan/html-viewer-ulkeler?contentId=UCM%23dDocName%3AEK-159556&contentTitle=Genel%20Ekonomik%20Durum&_afrLoop=14755014970734402&_afrWindowMode=0&_afrWindowId=null&_adf.ctrl-state=1d0zqppg3t_336#!%40%40%3F_afrWindowId%3Dnull%26_afrLoop%3D14755014970734402%26contentId%3DUCM%2523dDocName%253AEK-159556%26contentTitle%3DGenel%2BEkonomik%2BDurum%26_afrWindowMode%3D0%26_adf.ctrl-state%3D1d0zqppg3t_340
  31. DEİK (2012), ‘’Azerbaycan Ülke Bülteni’’, https://www.deik.org.tr/uploads/azerbaycan-ulke-bulteni.pdf
  32. Kökböri, Erkin (2010), ‘’ Türkiye-Özbekistan ‘’İlişkileri ve de İşbirliğini Güçlendirmek’’, http://www.turansam.org/makale.php?id=1804
  33. ‘’Türkiye Özbekistan Siyasi İlişkileri’’, (2011a), http://www.mfa.gov.tr/turkiye-ozbekistan-cumhuriyeti-siyasi-iliskileri.tr.mfa
  34. Devlet Planlama Teşkilatı (2000), ‘’Türkiye ile Türk Cumhuriyetleri ve Bölge Ülkeleri İlişkileri Özel İhtisas Komisyonu Raporu’’, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara
  35. Erdoğan, Hasan, Çolakoğlu, Selçuk, Bağımsızlığının İlk Yıllarında Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri İle İlişkileri, http://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/ERDO%C4%9EAN-Hasan-%C3%87OLAKO%C4%9ELU-Sel%C3%A7uk-BA%C4%9EIMSIZLI%C4%9EININ-%C4%B0LK-YILLARINDA-T%C3%9CRK%C4%B0YE-VE-T%C3%9CRK-CUMHUR%C4%B0YETLER%C4%B0-%C4%B0L%C4%B0%C5%9EK%C4%B0LER%C4%B0.pdf
  36. Yılmaz, Meşküre (2010), ‘’İnsan Hakları ve Türkiye Özbekistan İlişkileri’’, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/ozbekistan/2010/09/30/5591/insan-haklari-ve-turkiye-ozbekistan-iliskileri
  37. Yılmaz, Meşküre (2010), ‘’İnsan Hakları ve Türkiye Özbekistan İlişkileri’’, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/ozbekistan/2010/09/30/5591/insan-haklari-ve-turkiye-ozbekistan-iliskileri
  38. Adalet Bakanlığı, (t.y.), http://www.uhdigm.adalet.gov.tr/sozlesmeler/b%C3%BCrolardan%20gelen%20s%C3%B6zle%C5%9Fmeler/D%C3%BCzenlenen%20s%C3%B6zle%C5%9Fmeler/hukuk-ceza/%C3%96ZBEK%C4%B0STAN%20hukuk%20ceza.pdf
  39. Merdanoğlu, Süleyman (2008), ‘Türkiye Özbekistan Siyasi İlişkileri’, http://www.turansam.org/makale.php?id=106
  40. Ekenci, İlknur (2016), Bağımsızlıktan Günümüze Türkiye-Özbekistan ve Türkiye-Tacikistan İlişkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Galatasaray Üniversitesi: İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
  41. Merdanoğlu, Süleyman (2008), ‘Türkiye Özbekistan Siyasi İlişkileri’, http://www.turansam.org/makale.php?id=106
  42. Ekenci, İlknur (2016), Bağımsızlıktan Günümüze Türkiye-Özbekistan ve Türkiye-Tacikistan İlişkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Galatasaray Üniversitesi: İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
  43. Oğan, Gökçe (2016), ‘’ Kerimov: ‘Özbek tipi’ Demokrasinin Mimarı’’, http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kerimov-ozbek-tipi-demokrasinin-mimari
  44. Yılmaz, Meşküre (2010), ‘’İnsan Hakları ve Türkiye Özbekistan İlişkileri’’, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/ozbekistan/2010/09/30/5591/insan-haklari-ve-turkiye-ozbekistan-iliskileri
  45. ‘Özbekistan’la İnişli Çıkışlı İlişkiler’, (t.y.), http://www.aljazeera.com.tr/haber/ozbekistanla-inisli-cikisli-iliskiler
  46. ‘Özbekistan’ın Yeni Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’, 05.12.2016, http://ekoavrasya.net/Manset.aspx?pid=422&lang=TR
  47. Buluz, Necdet (2016), ‘Özbekistan Cumhurbaşkanını Seçiyor’, http://ekoavrasya.net/duyuru.aspx?did=230&Lang=TR
  48. ‘Özbekistan’da Mirziyoyev’in Cumhurbaşkanı Seçilmesi’, (05.12.2016),http://www.medyaradar.com/ozbekistanda-mirziyoyevin-cumhurbaskani-haberi-538579
  49. Nogayeva, Ainur (2011), ‘‘Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin: Stratejik Denge Arayışları’’ ,Ankara:USAK Yayınları
  50. Cafersoy, Nazım, ‘’Bağımsızlık Sonrası Rusya-Özbekistan İlişkileri’’, (t.y.), https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=357804&/Ba%C4%9F%C4%B1ms%C4%B1zl%C4%B1k-Sonras%C4%B1-Rusya-%C3%96zbekistan-%C4%B0li%C5%9Fkileri-/-N%C3%A2z%C4%B1m-Cafersoy
  51. ’Orta Asya: Büyük Oyunun Yeni Aşaması’’, (25.09.2013), http://politikaakademisi.org/2013/09/25/orta-asya-buyuk-oyunun-yeni-asamasi/
  52. Nogayeva, Ainur (2011), ‘‘Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin: Stratejik Denge Arayışları’’ ,Ankara:USAK Yayınları
  53. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  54. Nogayeva, Ainur (2011), ‘‘Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin: Stratejik Denge Arayışları’’ ,Ankara:USAK Yayınları
  55. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  56. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  57. Barut, Evren (2010), ‘’ Orta Asya’da Küresel Güç Olarak Rusya’nın Yeniden Yükselişi’’,https://www.academia.edu/1993719/Orta_Asyada_Rusyan%C4%B1n_Yeniden_Y%C3%BCkseli%C5%9Fi
  58. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  59. Nogayeva, Ainur (2011), ‘’ Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin Stratejik Denge Arayışları’’, 1. Baskı, Ankara:USAK Yayınları
  60. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  61. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  62. Cafersoy, Nazım, ‘’Bağımsızlık Sonrası Rusya-Özbekistan İlişkileri’’, (t.y.), https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=357804&/Ba%C4%9F%C4%B1ms%C4%B1zl%C4%B1k-Sonras%C4%B1-Rusya-%C3%96zbekistan-%C4%B0li%C5%9Fkileri-/-N%C3%A2z%C4%B1m-Cafersoy
  63. ‘’Orta Asya: Büyük Oyunun Yeni Aşaması’’, (25.09.2013), http://politikaakademisi.org/2013/09/25/orta-asya-buyuk-oyunun-yeni-asamasi/
  64. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  65. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  66. Nogayeva, Ainur (2011), ‘‘Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin: Stratejik Denge Arayışları’’ ,Ankara:USAK Yayınları
  67. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  68. Nogayeva, Ainur (2011), ‘‘Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin: Stratejik Denge Arayışları’’ ,Ankara:USAK Yayınları
  69. Cafersoy, Nazım, ‘’Bağımsızlık Sonrası Rusya-Özbekistan İlişkileri’’, (t.y.), https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=357804&/Ba%C4%9F%C4%B1ms%C4%B1zl%C4%B1k-Sonras%C4%B1-Rusya-%C3%96zbekistan-%C4%B0li%C5%9Fkileri-/-N%C3%A2z%C4%B1m-Cafersoy
  70. Aliyev, Bayram, ‘’ Rusya’nın Orta Asya’daki Askeri Üsleri’’, (20.07.2016), http://www.bilgesam.org/incele/2490/-rusya-nin-orta-asya-daki-askeri-usleri/#.Wk1ZK1Vl_IU
  71. Nogayeva, Ainur (2011), ‘‘Orta Asya’da ABD, Rusya, Çin: Stratejik Denge Arayışları’’ ,Ankara:USAK Yayınları
  72. İşyar, Göksel (2013), ‘’Avrasya ve Avrasyacılık’’, 2. Baskı, Bursa: Dora Yayınları, s.177
  73. Barut, Evren (2010), ‘’ Orta Asya’da Küresel Güç Olarak Rusya’nın Yeniden Yükselişi’’,https://www.academia.edu/1993719/Orta_Asyada_Rusyan%C4%B1n_Yeniden_Y%C3%BCkseli%C5%9Fi
  74. Somuncuoğlu, Anar, ‘’ Rusya’nın Orta Asya İlişkilerinde Kolektif Güvenlik ‘’, (05.01.2011), http://www.21yyte.org/tr/arastirma/orta-asya-arastirmalari-merkezi/2011/01/05/6053/rusya-orta-asya-iliskilerinde-kolektif-guvenlik
  75. Erol, Mehmet Seyfettin ve Demir, Sertif (2013), ‘’Rusya Federasyonu’nun Orta Asya Politikaları’’, Sezgin Kaya (Ed.), Rusya’nın Doğu Politikası, 1. Baskı içinde (311-349), Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtım
  76. Somuncuoğlu, Anar, ‘’ Rusya’nın Orta Asya İlişkilerinde Kolektif Güvenlik ‘’, (05.01.2011), http://www.21yyte.org/tr/arastirma/orta-asya-arastirmalari-merkezi/2011/01/05/6053/rusya-orta-asya-iliskilerinde-kolektif-guvenlik
  77. Erol, Mehmet Seyfettin ve Demir, Sertif (2013), ‘’Rusya Federasyonu’nun Orta Asya Politikaları’’, Sezgin Kaya (Ed.), Rusya’nın Doğu Politikası, 1. Baskı içinde (311-349), Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtım
  78. http://politikaakademisi.org/2012/06/09/sanghay-isbirligi-orgutu/
  79. Erol, Mehmet Seyfettin (2004), ‘’Orta Asya’da Güvenlik Sorunları’’, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 1 (1). Erol, Mehmet Seyfettin ve Demir, Sertif (2013), ‘’Rusya Federasyonu’nun Orta Asya Politikaları’’, Sezgin Kaya (Ed.), Rusya’nın Doğu Politikası, 1. Baskı içinde (311-349), Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtım
  80. Erol, Mehmet Seyfettin ve Demir, Sertif (2013), ‘’Rusya Federasyonu’nun Orta Asya Politikaları’’, Sezgin Kaya (Ed.), Rusya’nın Doğu Politikası, 1. Baskı içinde (311-349), Bursa: Ekin Basın Yayın Dağıtım
  81. Kamalov, İlyas (2011), Türk Cumhuriyetleri'nin Bağımsızlıklarının 20. Yılında Rusya'nın Orta Asya Politikaları, Yayın No:2, Ankara: SFN Tasarım-Baskı
  82. Dışişleri Bakanlığı (2011), http://www.mfa.gov.tr/sanghay-isbirligi-orgutu.tr.mfa
  83. Dışişleri Bakanlığı (2011), http://www.mfa.gov.tr/sanghay-isbirligi-orgutu.tr.mfa
  84. Adıbelli, Barış (2008), ‘’Avrasya Jeopolitiğinde Büyük Oyun’’, 1. Baskı, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık
  85. Kamalov, İlyas (2011), Türk Cumhuriyetleri'nin Bağımsızlıklarının 20. Yılında Rusya'nın Orta Asya Politikaları, Yayın No:2, Ankara: SFN Tasarım-Baskı
  86. Aydın, Aydın (2016), ‘’Orta Asya’daki Güvenlik Sorunlarının Çözümünde Şangay İşbirliği Örgütü’nün Etkinliği’’, International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume, 11(1), s.148-158