Ötekileştirme
Ötekileştirme, kimlik farklılıklarının özselleştirilmesi, yani doğal farklılıklarmış gibi algılanması ilkesine dayanır. Ötekileştirme, kimliklerin, toplumsal süreçlerin sonunda ortaya çıkmış, inşa edilmiş, kurulmuş karakterlerini görmezden gelerek, bir toplumsal gruba ait farklı bir özelliğin, sadece bu gruba özgü, bu grubun tüm üyelerince paylaşılan, doğal, içkin, kalıcı, değişmez bir “öz” teşkil ettiği iddiasını tartışılmaz bir gerçek olarak kabul eder. [1]
Ötekileştirme sürecinde birkaç grup meydana gelir. Bu gruplardan biri bu ayrımı belirginleştirmek isteyip iç grup dediğimiz ‘’biz’’ ve ‘biz’den olmayanları farklılaştırarak dış grup haline getirilen ‘’onlar’’dır. Bu gruplandırma yapılırken birçok ayrım ele alınabilir. Genelde, din, dil, ırk gibi konular gruplaşmanın amacını oluşturan ana etmenlerdendir ve dış gruptan olanlara belirli birtakım özellikler biçilerek ‘’onlar’’ olmalarını sağlayacak genellemeler yapılır. Dış gruplara atfedilen bu genel-geçer özellikler bir şekilde meşrulaştırılmalıdır. Çünkü aslında iç grup, dış grup olmadan var olamaz. Ötekinin varlığı, iç grubun üyelerini birbirilerine yaklaştırır ve bir dayanışma halini doğurur. İç grup kendi kimliğini ötekisinin üzerinden kurar. Daha doğrusu ötekisi olmamak üzerinden kurar. Bu durum her zaman olumsuz sonuçlara ve ayrımcılıklara yol açmak zorunda değildir. Sonuçta Ötekinin olmadığı bir toplum arayışı anlamsızdır. [2]
- ↑ Hakan Yılmaz. 2010. “Türkiye'de 'Biz'lik, 'Öteki'lik, Ötekileştirme ve Ayrımcılık: Kamuoyundaki Algılar ve Eğilimler”. Tamamlanma Tarihi: Haziran 2010.
- ↑ Merve Tekgürler, Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Merkezi Öğrenci Forumu Bülteni, <https://www.academia.edu/15845996/%C3%96teki_Nedir_Nas%C4%B1l_Olu%C5%9Fur> Erişim Tarihi:3 Mart 2018