NATO
İkinci Dünya Savaşı sonrası giderek keskinleşen ABD ve SSCB arasındaki kutuplaşma; 1947 Truman Doktrini ve 1948 Marshall Planı ile zirve noktasına ulaşmıştır. Soğuk Savaş’ın zirve noktasını yaşadığı bu noktada 1948’de gerçekleşen Prag darbesi, Batı cephesinde yankısını 17 Mart 1948’de Belçika, Fransa, Lüksemburg, Hollanda ve İngiltere arasında imzalanan Brüksel Antlaşması ile bulmuştur. Bu antlaşma, tarafların ortak bir savunma sistemi kurmasını ve sosyoekonomik ilişkilerin güçlendirilmesini amaçlamıştır. Bu antlaşma; taraflardan birinin Avrupa’da bir silahlı saldırıya uğraması durumunda, diğer tarafların tüm olanaklarıyla saldırıya uğrayan tarafa yardım edeceğini taahhüt etmiştir. Bu antlaşma çerçevesinde Batı Birliği Savunma Örgütü adında bir askeri örgüt kurulmuştur.[1] .
ABD; 1823 Monroe Doktrini itibariyle yürüttüğü Avrupa’dan uzak dış politikasını Soğuk Savaş’ın getirdiği şartlar ile kenara bırakmaya başlamış, SSCB'ye karşı bir askeri ittifakın gerekliliği görülmüştür. Senatör Vanderbang, ABD Dışişleri Bakanlığına danışarak bir rapor hazırlamış ve ABD’nin ulusal güvenliğini tehdit edecek bir silahlı saldırı durumunda, temeli BM Antlaşması 51. Maddeye dayandırılan bireysel veya toplu meşru savunma hakkının kullanılması ve barışa katkıda bulunulması yönünde öneriler sunmuştur. Bu öneri 11 Haziran 1948 tarihinde kabul edilmiş; ABD’nin Avrupa’yı da kapsayacak şekilde bir savunma örgütünün içinde yer almasının önü açılmıştır. Yasanın meclisten geçişiyle, Brüksel Antlaşmasının tarafları ile ABD, Kanada, İtalya, Danimarka, Norveç, Portekiz ve İzlanda, Washington’da bir araya gelerek 4 Nisan 1949’da Kuzey Atlantik Antlaşmasını (North Atlantic Treaty) imzalamışlardır. NATO’nun kurucu antlaşması 24 Ağustos 1924’te yürürlüğe girmiş; 18 Şubat 1952’de Türkiye ve Yunanistan, 23 Ekim 1954’te Almanya Federal Cumhuriyeti ve İspanya’nın 30 Mayıs 1982’de yalnızca sivil kanada üye olmasıyla birlikte üye sayısı 16’ya yükselmiştir.[2]
Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle’nin “kendi savunmasını kendi yapabilme” yetkinliği fikri ve NATO’nun ABD’ye bağımlı ve ABD’nin Avrupalı ülkelere “hükmettiği” bir askeri örgüt olduğunu düşünmesi nedeniyle 1 Temmuz 1966’da Fransa NATO’nun askeri kanadından çekilme kararı almıştır.[3] Yunanistan ise Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle 14 Ağustos 1974’te örgütün askeri kanadından çekilme kararı almış, 20 Ekim 1980’de yeniden askeri kanat üyesi olmuştur.[4]
SSCB’nin ve Varşova Paktı’nın dağılmasının ardından Batı’nın gözü Doğu’ya çevrilmiştir. Batı’nın isteği bu ülkelerin Batı sistemine entegre olarak Rus etkisine girmemeleridir. Bu doğrultuda Batı’nın en önemli hamlesi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin NATO ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla 1991 yılında KAİK’i kurmasıdır. Diyalog, ortaklık ve işbirliği amacıyla kurulan KAİK; eski sosyalist ülkeleri; ziyaretler, eğitimler, işbirlikleri ile NATO ile bağlantılı hale getirmeyi amaçlamıştır. Özellikle Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’ın NATO’ya üyelik konusunda istekli olmasıyla birlikte; Rusya’nın tepkisini çekmemek ve ülkeleri de uzaklaştırmamak amacıyla KAİK bünyesinde Barış İçin Ortaklık projesi geliştirilmiş,bu projeye Rusya, doğu Avrupa ülkeleri ve Tacikistan hariç tüm Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri, İsveç, Slovenya ve Finlandiya dahil olmuştur. 1997 yılında KAİK’in yerini Avrupa Atlantik İşbirliği Konseyi almıştır.[5]
1995 yılında NATO, Akdeniz’de yer alan Mısır, Fas, Tunus, İsrail, Ürdün ve Moritanya’nın dahil olduğu bir işbirliği mekanizması olarak Akdeniz Diyaloğunu başlatmış, bu süreci 1997’de NATO-Rusya Daimi Ortaklık Konseyi ve NATO’nun Ukrayna Komisyonun kurulması izlemiştir. Rusya ve Ukrayna ile güvenlik sorunları, kriz yönetimi, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi gibi konuların ele alınması amacıyla resmi temelde ilişkiler başlatılmış ve 2002 yılında NATO-Rusya Konseyi (NATO-Russia Council) kurulmuştur.[6] Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan 1999’da; 2004’te Bulgaristan, Romanya, Litvanya, Slovenya, Slovakya, Letonya, Estonya 2004’te; Arnavutluk ve Hırvatistan 2009’da; Karadağ 2017’de; Kuzey Makedonya 2020’de örgüte üye olmuştur. [7]
Uluslararası güvenliğe dair kaygılar NATO’nun askeri bir ittifak olarak gelişmesine neden olmuştur. NATO’nun 1967’ye kadarki stratejisi “topyekün karşılık” stratejisine odaklı iken, 1970’lerde bu yaklaşım, yumuşama (détente) ile “esnek karşılık” şeklinde revize edilmiş; NATO Avrupa’nın doğusu ile batısı arasında yaşanacak yakınlaşma sürecinde rol oynamış ve dünya düzenindeki statükoyu bozacak şekilde dünya sahnesinde rol almaya başlamıştır. 1979’da Sovyetlerin Afganistan’ı işgaliyle başlayan ve Soğuk Savaşı yeniden yumuşamanın dışına iten süreçte, NATO’nun stratejisi nükleer savunma temelli kurulmaya başlanmış, ancak bu durum 1970’lerin başında bloklar arasındaki diyalogları ve nükleer silahları sınırlandırma antlaşmaları için yapılan görüşmeleri engelleyecek bir durum yaratmamıştır. NATO Soğuk Savaş dönemi boyunca bir yandan Sovyet blokunu askeri bakımdan caydırma yoluyla dengelemiş, diğer yandan uyuşmazlıkları barışçı yolla çözüme ulaştıracak politikalar yürütmüştür. NATO’nun 1990’larla birlikte ittifaka yeni üyeler dahil etmesi ve diğer yandan kurulan ortaklıklar yoluyla görev ve sorumluluk alanlarını genişletmesi beraberinde dönüşümün bir başka boyutu olan NATO misyonlarının genişlemesi ve alan-dışılaşmasını getirmiştir. NATO’nun geleneksel misyonu, üyelerini dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı korumak iken (5. Madde), Soğuk Savaş sonrası dönemde özellikle insani krizlere müdahaleler ile görülen alan dışı misyonlar, NATO’nun başlangıç amacının sapmasına sebep olmuştur. 5. Maddeye dayalı ortak savunma misyonu Soğuk Savaş sonrasında yalnızca bir kez, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında yerine getirilmiştir. NATO’nun faaliyet alanı Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika’ya kadar genişlemiştir. Kuruluş amacındaki dönüşüm, ilk kez 1999 Stratejik Konseptinde kabul edilmiş, 2010 Stratejik Konseptinde de onaylanmıştır. [8]
ÖRGÜTÜN YAPISI VE KARAR ALMA SÜRECİ
NATO’nun temel vazifeleri kriz yönetimi ve ortaklıklar yoluyla güvenlik sağlama ve kolektif savunmadır. Örgütün sekreteryası Brüksel’de bulunmaktadır. NATO’da kararlar oybirliği ile alınır ve her bir üye veto hakkına sahiptir. NATO’nun askeri gücü, üye ülkelerin örgütün kullanımına tahsis ettiği ulusal silahlı kuvvetlerinden oluşmaktadır. NATO, bu kuvvetlerin örgüte uyumlu olması amacıyla eğitimler vermekle yükümlüdür. Örgüt faaliyetlerini yürütmek amacıyla düzenlenen yönetim yapısı şu organlardan oluşmaktadır:
- Kuzey Atlantik Konseyi, örgütün en yüksek karar alma organıdır. Dışişleri bakanları düzeyinde yılda iki defa toplanmaktadır. Örgütün üyelerinin atadıkları sürekli temsilcileri aracılığıyla konsey işleri yürütülmektedir. Konsey toplantılarına Genel Sekreter başkanlık etmektedir. Konsey toplantılarında hükümet ya da devlet başkanları ülkelerini temsil edebilirler. 1966’da Fransa’nın örgütün askeri kanadından çekilmesi üzerine Konsey’in yapısı yeniden düzenlenmiş, askeri konular için Savunma Planlama Komitesi kurulmuştur.
- Genel Sekreter örgütün en yüksek düzeyli sivil memuru, aynı zamanda ittifakın sözcüsüdür. Genel Sekreter üye ülkelerin uluslararası alanda saygınlık kazanmış üst düzey yöneticileri arasından seçilir. Genel Sekreter, üyeler arası danışma ve karar alma mekanizmasının işletilmesinden sorumludur. Konsey ve diğer önemli NATO organlarının toplantılarına başkanlık eder, uluslararası personel yapılanmasının yönetiminden de sorumludur. Genel Sekreterliğe bağlı çeşitli uzmanlık daireleri bulunmaktadır. Bunlar, Siyasi İşler Dairesi, Savunma Planlaması ve Politikası Dairesi, Savunma Desteği İşleri Dairesi, Bilimsel İşler Dairesi, Altyapı-Lojistik ve Konsey Harekât Dairesidir.
- Askeri Komite örgütün en üst düzey askeri organıdır ve üye ülkelerin genelkurmay başkanlarından oluşmaktadır. Üye her ülke, genelkurmay başkanını temsilen komiteye bir daimî askeri temsilci atamaktadır. Askeri Komite, Konsey’e ve Genel Sekretere danışmanlık yapmaktadır. Barış döneminde NATO bölgesinin ortak savunması ile ilgili tedbirleri Konsey’e tavsiye etmekle yükümlüdür. Başlıca NATO komutanlıkları da Komiteye karşı sorumludurlar.
NATO’nun komuta yapısı şu organlardan oluşmaktadır:
- Müttefik Harekât Komutanlığı (AOC) : İttifakın tüm askeri operasyonlarının planlaması ve yürütülmesinden sorumludur. Komutanlığını Avrupa Müttefik Yüksek Komutanı (SACEUR) yapmaktadır.
- Müttefik Dönüşüm Komutanlığı (ACT): NATO Müttefik Dönüşüm Yüksek Komutanına (SACT) bağlı bir komutanlıktır. İttifakın imkân ve kabiliyetlerinin geliştirilmesinden ve şartlara uyum sağlayacak şekilde düzenlenmesinden sorumludur. [10]
ÖRGÜTÜN FAALİYETLERİ
NATO kuvvetleri, potansiyel saldırıyı caydırmak amacıyla temellendirdiği kuruluş ilkesinden hareketle Soğuk Savaş döneminde askeri bir müdahale gerçekleştirmemiştir. 1995'te Bosna-Hersek’teki müdahale ile bu ilkeden cayılmıştır. Savaşın başında Bosna-Hersek'te bulunma nedeni BM'in silah ambargosuna destek vermek olsa da; 20 Aralık 1995'te gerçekleştirilen 12 günlük hava harekatıyla fiilen askeri operasyonu üstlenmiş ve Dayton Barış Anlaşması ile de ilk kez kuvvet konuşlandırmıştır. NATO’nun Balkanlar’da ikinci varlığı, 1999 yılında Kosova’ya insan hakları ihlali nedeniyle gerçekleştirilen 1999 yılındaki hava harekatıyla görülmüştür. Bu harekat BM Güvenlik Konseyi’nin kararı beklenmeden başlatılmış, bu yüzden de tartışmalı bir operasyondur. NATO kuvvetleri (KFOR) bugün de Kosova’da konuşlanmış durumdadır. 2001 yılında ise Makedonya hükümetinin talebi üzerine bölgeye operasyon başlatan NATO, buradaki varlığını 2003 yılında Avrupa Birliği’ne devretmiştir. 11 Eylül saldırıları sonrası NATO, 2001’de ilk kez 5. madde kapsamında Afganistan’a gerçekleştirilen askeri müdahaleye destek olmuş, ardından Uluslararası Güvenlik Gücü’nün (ISAF) komutasını üstlenmiştir. 2004’te Irak güvenlik güçlerinin eğitimini üstlenmek üzere NATO Eğitim Misyonu başlatılmış, görev 2011’de sona ermiştir. NATO, Aden Körfezi ve Somali’deki korsanlık faaliyetlerine karşı 2009’dan 2016’ya kadar Birleşik Görev Gücü kapsamında devriye görevi yürütmüş, 2011 yılında ise R2P (Responsibilty to Protect) kavramının ilk kez NATO tarafından hayata geçirildiği bir operasyon ile Libya’daki insan hakları ihlallerini sonlandırmak amacıyla ve BM Güvenlik Konseyi kararına dayanılarak Birleşik Koruyucu Harekât gerçekleştirilmiştir. Yardım amaçlı insani destek operasyonları ise; 2005’de Katrina Kasırgası sonrası ABD’ye ve 2005’te deprem sonrası Pakistan’a gerçekleştirilmiştir. [11]
Hazırlayan: Hande Büyükyörük
- ↑ Sander, Oral, (2019), Siyasi Tarih 1918-1994, 28. Baskı, Ankara: İmge.,
- ↑ Erhan, Çağrı, (2019), "NATO'nun Kuruluşu ve Genişlemesi", Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, cilt I, 23.Baskı, İstanbul: İletişim.
- ↑ Demirkıran, Özlem, (2007), "Fransa'nın Güvenlik Politikası: De Gaulle Dönemi (1958-1969)", Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, v.3, s.5, ss. 79-92
- ↑ Erhan, Çağrı, (2019), "NATO'nun Kuruluşu ve Genişlemesi", Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, cilt I, 23.Baskı, İstanbul: İletişim.
- ↑ Uzgel, İlhan, (2018), "NATO'nun Genişlemesi", Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, cilt II, 16.Baskı, İstanbul: İletişim.
- ↑ Aksu Ereker, Fulya, “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü - NATO”, Güvenlik Yazıları Serisi, No.28, Ekim 2019. https://trguvenlikportali.com/wp-content/uploads/2019/11/NATO_FulyaAksuEreker_v.1.pdf
- ↑ https://www.nato.int/nato-welcome/index_tr.html
- ↑ Aksu Ereker, Fulya, “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü - NATO”, Güvenlik Yazıları Serisi, No.28, Ekim 2019. https://trguvenlikportali.com/wp-content/uploads/2019/11/NATO_FulyaAksuEreker_v.1.pdf
- ↑ https://www.nato.int/nato-welcome/index_tr.html
- ↑ Aksu Ereker, Fulya, “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü - NATO”, Güvenlik Yazıları Serisi, No.28, Ekim 2019. https://trguvenlikportali.com/wp-content/uploads/2019/11/NATO_FulyaAksuEreker_v.1.pdf
- ↑ Aksu Ereker, Fulya, “Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü - NATO”, Güvenlik Yazıları Serisi, No.28, Ekim 2019. https://trguvenlikportali.com/wp-content/uploads/2019/11/NATO_FulyaAksuEreker_v.1.pdf
- ↑ https://www.dw.com/tr