"Fatin Rüştü Zorlu" sayfasının sürümleri arasındaki fark
33. satır: | 33. satır: | ||
== Ölümü == | == Ölümü == | ||
+ | Fatin Rüştü Zorlu, 16 Eylül 1961’de Hasan Polatkan’ın infazının ardından sehpaya çıkarılmıştır. Başsavcı idam kararının tasdiklendiğini belirttikten sonra şunları söyledi: ''“anlıyorum, hepiniz vazifenizi yaptınız. Hiçbirinize kızgın değilim. Mümkünse bir ricam olacak. Bir mektup yazmak istiyorum ve ayrıca abdest alacağım.“'' Ricası üzerine verilen kağıda şunları yazar: | ||
+ | ''“Sevgili Anneciğim, Emelciğim, Sevinciğim ve Ağabeyciğim: Şimdi Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkıyorum. Sakinim, huzur içerisindeyim. Sizlerin daima sakin ve huzur içerisinde yaşamaları beni daima müsterih edecektir. Bir ve beraber olun. Allah’ın takdiratı böyleymiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah’ın inayetiyle onların huzurunu temin edin. Hepinizi Allah’a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayatta beraber olarak beni huzur içerisinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun.”'' | ||
+ | |||
+ | İdam sehpasında ayaklarının altındaki tabureyi kendisi iterek hayata veda etmiştir.<ref>Demirer, Mehmet Arif. 2009. ''Fatin Rüştü Zorlu Gerçeği.'' İstanbul: Profil Yayın Grubu.</ref> | ||
08.10, 22 Kasım 2022 tarihindeki hâli
Fatin Rüştü Zorlu, 1910 yılında Eminönü'nde dünyaya gelen eski Türk diplomat ve siyasetçidir. Dışişleri bakanlığında yıllarca çalıştıktan sonra Demokrat Parti'den milletvekili olarak siyasete adım atmıştır. Adnan Menderes yönetimi esnasında Başbakan Yardımcılığı (1954-56), Devlet Bakanlığı (1957) ve Dışişleri Bakanlığı (1957-60) görevlerinde bulundu. 16 Eylül 1961'de İmralı'da idam cezasıyla hayata gözlerini yummuştur.
İstanbul Eminönü’nde dünyaya gelen Zorlu’nun babası İbrahim Rüştü Paşa, annesi Hatice Güzide Hanım’dır. Soyadlarını memleketleri olan Artvin’in Zor köyünden alırlar. Dört ağabeyi olmasına rağmen üçü vefat ettiklerinden ağabeyi Rıfkı ile büyür. 1933 yılında Almanya Büyükelçiliği’nde verilen bir davete katılan Zorlu’yu dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın eşi Makbule Hanım görür ve kızı Emel Aras’a uygun bulur. Başkalarının da aracı olmasıyla aileler anlaşır ve Atatürk'ün de izni alınır. 30 Ağustos 1934’te ikili Dolmabahçe Sarayı’nda dünya evine girer. 1936 yılında kızı Sevil Zorlu dünyaya gelir.[1]
Eğitim Hayatı
Eğitim hayatına Galatasaray Lisesi’nin ilkokul kısmında başlar. İstanbul işgal edildiği sırada eğitimine bir yıl ara vermek zorunda kalsa da liseyi başarıyla bitirir. Aslında diş hekimliği okumak için ABD’ye gitmek isteyen Zorlu, annesinin, aynı ağabeyi Rıfkı gibi, diplomat olması konusundaki ısrarları sonucu Paris Siyasi İlimler Mektebi’ne okumaya gider ve eğitimini 1932 yılında Cenevre Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak tamamlar.[2] Türkiye’ye döner dönmez Hariciye Vekaletinin hazırladığı sınava girer ve Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Siyasi İşler Dairesi Birinci Şube’de katiplik görevine başlar.
Dışişleri Bakanlığı’nda Memurluk Dönemi
İkinci Dünya Savaşı yaklaşmaktayken ülke gündeminde Hatay ve Boğazlar meselesi bulunmaktaydı. Fatin Rüştü Zorlu, Boğazlar Meselesi’nin tartışılacağı 22 Haziran-20 Temmuz 1936’da Montreux’ta toplanılacak konferansa Türk heyetinden Büyükelçilik sekreteri olarak katılır. Konferansın başarısı üzerine takdirname ile mükafatlandırılmıştır. Konferansın ardından “Cemiyet-i Akvam”ın çalışmalarını takip etmekle görevlendirilir. 1937 yılında Hatay meselesi üzerine yapılan müzakerelere tekrardan Türk heyetinden görevli olarak katılır. Bu müzakereler sonuncunda yine takdirname ile mükafatlandırılır. 1938 yılında Bern Büyükelçiliği’ne başkatip ve Siyaset Dairesi’ne I. Şube Müdürü olarak atansa da kariyerindeki bu hızlı yükseliş Atatürk’ün ölümüyle bir süreliğine yavaşlar.[3]
1939 yılında İkinci Dünya Savaşı başladıktan sonra Paris Büyükelçiliğine başkatip olarak atanır. Paris’in Alman işgalinin üzerine büyükelçiliğin Paris’ten Vichy’ye taşınmasını sağlar ve burada Fransa ile iyi ilişkiler geliştirir. Fransa tarafından “Legion d’onheur” nişanıyla ödüllendirilir.[2] İsmet İnönü’nün başta olduğu bu dönemde Fransa’dan dönen Zorlu, 1941 yılında siyasi sebeplerden dolayı çok sevilmeyen diplomatların atandığı Şifre Müdürlüğü’ne gönderilir. Bu bölümün ismini Siyaset Planlama Dairesi olarak değiştirtir ve burada dış temsilciliklerden gelen telgraflardan önemli gördüklerini genel sekreterliğe ve dışişleri bakanına götürür. Bir sonraki yıl Sovyetler Birliği’nin başkentinin değişmesiyle Türk büyükelçiliğini taşımakla görevlendirilir. Kuybişef’te Başkatiplik ve Ortaelçilik Müsteşarlığı yapar.[1]
1943 yılında Beyrut Başkonsolosluğu’na atanır ve burada yaptığı çalışmalarla 1944’te takdirname ve "Cedres" nişanının “Komandör” rütbesiyle ödüllendirilir.[4] Beyrut görevi bittikten sonra Ankara’da Ticaret ve İktisat Dairesi’nde çalışmaya başlar. Bu dönemde Havana Konferansı’na katılır ancak istenen anlaşma imzalanamaz. Ardından 1951’de Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatında Genel Sekreterliğe terfi edilir. 1952’de ise Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle NATO Daimî Temsilcisi olur.
Dışişleri Bakanlığı'nda Aldığı Görevlerin Listesi[5]
- 1935’te Siyaset Dairesi Genel Müdürlüğünde memur
- 1936’da Hukuk Müşavirliğinde Müşavir Muavini
- 1937’de Ticaret ve İktisat Dairesinde II. Şube Şefi
- 1938’de Siyaset Dairesinde I. Şube Şefi ve Bern Büyükelçiliğinde (Birleşmiş Milletler İşlerine bakmak üzere) Başkatiplik
- 1939’da Paris Büyükelçiliğinde Başkatip
- 1941’de Siyaset Planlama Dairesinde Müdür
- 1942’de Kuybişef (Moskova) Büyükelçiliğinde Başkatiplik ve Ortaelçilik Müsteşarı
- 1943’te Beyrut Başkonsolosluğunda Başkonsolos
- 1946’da Ticaret ve İktisat Dairesinde Umum Müdürü
- 1949’da Ticaret ve İktisat Dairesinde Daire Reisi
- 1950’de Umumi Katiplik İktisadi İşler Muavini
- 1951’de Devlet Bakanlığında Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatında Genel Sekreterlik
- 1952’de Kuzey Atlantik Paktı Paris Türkiye Daimî Temsilciliğinde Büyükelçi Daimi Temsilciliği
Siyasi Hayatı
Ölümü
Fatin Rüştü Zorlu, 16 Eylül 1961’de Hasan Polatkan’ın infazının ardından sehpaya çıkarılmıştır. Başsavcı idam kararının tasdiklendiğini belirttikten sonra şunları söyledi: “anlıyorum, hepiniz vazifenizi yaptınız. Hiçbirinize kızgın değilim. Mümkünse bir ricam olacak. Bir mektup yazmak istiyorum ve ayrıca abdest alacağım.“ Ricası üzerine verilen kağıda şunları yazar:
“Sevgili Anneciğim, Emelciğim, Sevinciğim ve Ağabeyciğim: Şimdi Cenab-ı Hakkın huzuruna çıkıyorum. Sakinim, huzur içerisindeyim. Sizlerin daima sakin ve huzur içerisinde yaşamaları beni daima müsterih edecektir. Bir ve beraber olun. Allah’ın takdiratı böyleymiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah’ın inayetiyle onların huzurunu temin edin. Hepinizi Allah’a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayatta beraber olarak beni huzur içerisinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun.”
İdam sehpasında ayaklarının altındaki tabureyi kendisi iterek hayata veda etmiştir.[6]
Hazırlayan: Yasemin Vatansever
- ↑ 1,0 1,1 Günver, Semih. 1984. Fatin Rüştü Zorlu'nun Öyküsü. Ankara: Bilgi Yayınevi.
- ↑ 2,0 2,1 Koç, Rasim. 2018. İdam Sehpasındaki Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu. İstanbul: Kopernik Kitap.
- ↑ Önal, Tekin. 2014. «Fatin Rüştü Zorlu’nun Siyasi Mücadelesi (Mayıs 1954-Mayıs 1960).» Gazi Akademik Bakış, 1 Aralık: 161-188.
- ↑ Kan, Kürşat. 2017. Dış Poltikada Liderlik: Fatin Rüştü Zorlu Örneği. Konya: Çizgi Kitabevi.
- ↑ T.C. Dışişleri Bakanlığı. tarih yok. Sayın Fatin Rüştü Zorlu'nun Özgeçmişi (1910-1960). Erişildi: Kasım 19, 2022. https://www.mfa.gov.tr/sayin-fatin-rustu-zorlu_nun-ozgecmisi_1910--1960_.tr.mfa.
- ↑ Demirer, Mehmet Arif. 2009. Fatin Rüştü Zorlu Gerçeği. İstanbul: Profil Yayın Grubu.