"Demokratik Barış Teorisi" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(" Uluslararası İlişkiler disiplininde ana akım kuramlar olarak realizm ve liberalizmin bulunmasına karşın disiplini zenginleştiren ve farklı..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
|
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |
(Fark yok)
|
02.47, 29 Mart 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Uluslararası İlişkiler disiplininde ana akım kuramlar olarak realizm ve liberalizmin bulunmasına karşın disiplini zenginleştiren ve farklı bakış açıları sunan kuramlar da 1980'ler sonrası süreçte gelişmeye başlamıştır. Bunlardan biri de Demokratik Barış Teorisi (Democratic Peace Theory)'dir. Bu kuram Immanel Kant’ın “Ebedi Barış” (Perpetual Peace) çalışması ile gelişmiş ve literatürdeki yerini almıştır. Kant bu eserinde, demokratik rejimlerin birbiriyle savaşmayacağını ve liberal rejimlerin daha barışçıl olduğunu savunmuştur. Ona göre, savaşları sonlandırma gücü demokratik rejimlerden ve bunların yaygınlaşmasında mevcuttur. Demokratik rejimlerde halkın görüşleri önemlidir ve yönetimde söz sahibi olurlar. Bu durumda toplum ekonomik, sosyal ve siyasi refahı için savaştan uzak durmayı seçecektir. Diğer türlü, yalnızca küçük bir grubun veya bir kişinin elinde toplanan güç, kişisel karar almanın önünü açıp savaşa yatkınlığı arttırmaktadır.Kurama göre demokratik rejimler diğer rejimlere kıyasla daha barışçıl nitelikte ve uzlaşma yolu ile sorun çözme eğilimindedir. Ancak kuramın buradaki önemli vurgusu demokratik rejimlerin birbirleriyle savaşmayacağıdır. Bu ise demokratik rejimlerin, demokratik olmayan rejimlerle de savaşmayacağı anlamını taşımamakta ve böylesi çatışmaların yaşanabileceğidir.
Demokratik Barış Teorisi liberal anlayışını bir uzantısı niteliğindedir. Ortaya koyduğu yaklaşımların yanı sıra farklı noktalarda eleştirilere de tabi olmaktadır. Bu eleştiriler şu şekilde sınıflandırılabilir;
1-) Savaşı önleyen temel etken demokratik rejimler değil, devletlerin uluslararası örgütlerle olan bağlantısıdır. Bu şekilde kurulan ulus-ötesi bağlantılar ile ülkeler arasında dostane ilişkiler kurulur. Ancak tabi ki bu noktada demokratik rejimler ulus-ötesi işbirlikleri kurmaya daha yatkındır.
2-) Küreselleşen dünya ile ülkeler arasında coğrafi uzaklıklar kısalmış ve insanlar arasındaki etkileşim artmıştır.
3-) Müttefiklik bağları savaşları engellemiştir.
4-) Ekonomik refah ve siyasal istikrar nedeniyle demokratik ülkeler savaşmazlar.
5-) Demokratik Barış Teorisi'nde “demokrasi” kavramının net bir tanımı yapılamamaktadır. Demokrasi tanımı net şekilde yapılsa bile, demokrasi ve barış arasında nedensel bir ilişki kurulması için yeterli veri yoktur.
6-) Kuramın vurguladığı savaş kavramının tanımı net değildir. Demokratik ülkelerde de iç savaşlar ve isyanlar, terör olayları yaşanabilmektedir. Ayrıca demokratik ülkeler de zaman zaman birbirleriyle örtülü (proxy war) ya da soğuk savaş (cold war) şeklinde ilişkiler içerisine girebilirler.
Kurama katkı yapan bir diğer kişi ise Michael Doyle'dur. Doyle, demokratik rejimler arasında savaş olmamasını 3 temel sebep ile açıklamıştır;
1-) Demokratik rejimlerin sahip olduğu anayasa, kanunlar ve bu kanunların güçler ayrılığı ilkesi ile gücü sınırlandırması,
2-) BM gibi uluslararası örgütlerin benimsediği kanunlar (Uluslararası hukuk ve kurumların gelişmesi ve iç hukuk düzenlerinin de buna uygun olarak düzenlenmesi),
3-) Demokratik ülkeler arasındaki yaygın ekonomik, kültürel, ticari, sosyopolitik faaliyetler ve ortak çıkarların kurulmasıdır [1]
- ↑ Örmeci, O. (2016). DEMOKRATİK BARIŞ TEORİSİ. Uluslararası Politika Akademisi. http://politikaakademisi.org/2016/10/14/demokratik-baris-teorisi/ Erişim Tarihi: 09.03.2018