Metodolojik Bireycilik

TUİÇ Sözlük sitesinden
İrem.damla (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 21.05, 15 Kasım 2021 tarihli sürüm ("Metodolojik Bireycilik ya da orijinal adıyla ‘Methodische Individualismus’; yalnızca bireylerin karakteristik özelliklerini, değerlerini ve inançlar..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Metodolojik Bireycilik ya da orijinal adıyla ‘Methodische Individualismus’; yalnızca bireylerin karakteristik özelliklerini, değerlerini ve inançlarını idrak edebilmenin tüm sosyal-toplumsal olguları açıklamaya yeteceğini iddia eden bir ilkedir. İlke, sosyal fenomenlerin ferdi aktivitelerden nasıl ortaya çıktıklarını göstererek bu fenomenleri açıklar ve bunun da bireysel özneleri motive eden kasti durumlara değinilerek açıklanması gerektiğini öne sürer. Diğer bir tanım olarak, Talcott Parsons’ın sosyo-bilimsel açıklamada “eylem çerçevesi” (Parsons 1937:43-51) şeklinde isimlendireceği durumun önceliğine bağlılığı içerir. Bazen “makro” sosyal fenomenlerin izahlarının eylem-teorik mekanizma belirleyen “mikro” temellerle açıklanabileceğini iddia eden ilke olarak da bilinir (Alexander, 1987).

Metodolojik Bireycilik ifadesinden Max Weber’in talebesi Joseph Schumpeter’in 1908 tarihli Das Wesen und der Hauptinhalt der theoretischen Nationalökonomie isimli çalışmasında “Methodische Individualismus” şeklinde ilk defa bahsedilmiştir. Schumpeter 1909 Quarterly Journal of Economics, “On the Concept of Social Value” başlıklı makalesinde bu terimden bahsederek İngiliz literatürüne bu terimi kazandırmıştır (Udehn 2001,214). Fakat her ne kadar akademik literatürde metodolojik bireyciliği ilk kullanan kişi Schumpeter olsa da öğretinin teorik şekilde ele alınması Max Weber’le olmuştur.

Metodolojik Bireycilik ilkesi; bireylerin çoğu zaman diğer bireylerin de refahını hedeflemesi, bireylerin genelde bireyüstü mekanizmalarla alakalı fikirlere sahip olması, bireyin doğru tanımının diğer bireylere atıfta bulunularak mümkün olabileceği gibi 3 tane ana mantıksal çerçeveye dayanmaktadır.

Ayrıca bu öğreti; bireylerin bilişsel, duygusal ve sosyal etkileşimleri etrafında şekillenen davranışsal strateji için vazgeçilmezdir. 80’ler sonrasında bu öğreti, birtakım kişilerin “rasyonel seçim emperyalizmi” dediği şeyle büyük oranda ilişkilendirilmiştir.