"Mary Wollstonecraft" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
1. satır: 1. satır:
Mary Wollstonecraft, 18. yüzyıl feminist düşünürüdür. Wollstonecraft, 1759'da Londra'da doğmuştur. Babasının, annesine karşı kötü davranışlar sergilediği bir ortamda büyüyen Wollstonecraft, kadınlık, evlilik gibi kavramları sorgulamaya başlamıştır. 19 yaşında evinden ayrıldığından itibaren kendini geliştirmeye başlamıştır. Bu süreçte feminist ideolojisinin şekillenmesinde ablasının kçtü giden evliliği de etkili olmuştur. Kadınların, maddi imkansızlıklar nedeniyle eşlerinden ayrılamadığı bir dönemde, ablasının destekçisi olarak ayrılmasını sağlamıştır. Bu dönemden itibaren Wollstonecraft, kadınların eğitim görmesini ve meslek sahibi olmasını savunmuştur. Bu düşüncelerine ise eserlerinde yer vermiştir. Evliliği ataerkil bir kurum olarak görerek eleştirdiği ve sevgi ile şefkat ihtiyacını romantik bir arkadaşlık ihtiyacında olduğunu 1786’da Mary: A fiction isimli ilk romanında ele almıştır. O, mutsuzluğun en temel sebebinin eğitimli erkeklerin, kadınların eğitimini ve özyönetimini reddetmesi olarak görmektedir. Bu düşünceler içerisinde zamanla güçlenen Wollstonecraft, evli ve düşünemeyen kadınlardan farklı olduğu görüp yolunda ilerlemiştir. 1787’de Londra’ya giderek Joseph Johnson’ın Analytical Review dergisinde çalıştığı dönemde ise evleneceği kişi olan felsefeci ve yazar William Godwin ile tanışmıştır.
 
  
 +
[[Dosya:Marywollstonecraft.jpg|küçükresim|sağ|Mary Wollstonecraft (1759-1797)]]
 +
[[Dosya:Avindicationoftherightsofwomen.jpg|küçükresim|sağ|Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi Eseri]]
  
Kadınların sosyal varoluşu üzerine çalışan Wollstonecraft, Fransız Devrimi'nin yalnızca erkeklere eşitlik getirdiğini, erkeklerin insanlığın gerçek sahibi olarak görüldüğünü, kadınların baskılanarak aşağılandığını belirterek eleştirmiştir. Döneminde çığır açan düşünceleri nedeniyle de feminizmin annesi olarak bilinmektedir. Wollstonecraft, döneminin diğer bir düşünürü olan Jean-Jacque Roussoe’nun, kadınların duygusal oluşlarından dolayı yüksek eğitim alamayacağı yönündeki görüşlerini, kendisini geliştirerek çürütmüştür.
+
'''Mary Wollstonecraft''' (27 Nisan 1759 – 10 Eylül 1797), İngiltere’deki kadın hakları mücadelesinde akla gelen ilk isimdir. Kadın hakları savunuculuğunun yanı sıra öğretmen, yazar ve filozof olarak da tanımlanmaktadır. Otuz sekiz yıllık yaşamında felsefi inceleme yazıları, roman ve çocuk kitabı gibi farklı türlerde eserler yayımlamıştır. 
 +
Döneminin özellikleri ve aile yaşantısından gördükleri ile kadınların hem toplum hem de erkekler tarafından tahakküm altına alındıklarını dile getiren Wollstonecraft, kadın hakları savunusunda mücadeleci bir yol izlemiş bu bağlamda da radikal feminist ve düşünür olarak da nitelendirilmiştir. Bilinirliğini ise 1792’de yayımlanmış olan ‘’Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi’’ ile sağlamıştır. Bu eseriyle, Rousseau’nun ‘kadınların görevleri’ kapsamında ele aldığı erkek şovenizmini yansıtan görüşlerinin karşısında durarak eleştirmiştir. Döneminin burjuva erkek egemen anlayışına kafa tutan Mary Wollstonecraft devrimci dalgadan etkilenerek devrimci fikirlerini hemcinslerine de aşılayarak kadınların erkeklerle eşit koşullarda, eşit haklara sahip olabileceğini dile getirmiştir.<ref>Coşar, H. 2013: 75. Tarih ve Günümüzde KADIN. Sınırsız Yayıncılık: Ankara.</ref>
  
 +
Bugün Mary Wollstonecraft, eşitlik için mücadelede baş mimar olarak tanınmakta ve çalışmaları hala dünya çapında yayımlanmaktadır.<ref>https://www.bbc.co.uk/teach/mary-wollstonecraft-britains-first-feminist/zkpk382</ref>
  
'''Çalışmalarından bazılaɾı şunlaɾdıɾ;'''
 
  
 +
== Yaşamı ve Düşünceleri ==
  
Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi
+
1759 yılında Londra’da dünyaya gelen Mary Wollstonecraft doğumundan itibaren döneminin özellikleri nedeniyle erkek egemen dayatmalarla karşı karşıya kalmıştır. Refah içinde doğmasına rağmen alkol bağımlısı olan babası John’un servetlerini boş yere harcaması ile Wollstonecraft ailesinin ekonomik durumu kötüleşmiş ve Mary de gençliğini sürekli taşınarak geçirmiştir. Ekonomik durumla birlikte babasının annesine karşı davranışları da kötüleşmeye başlamış ve şiddetin boyutu artmıştır. Mary Wollstonecraft, tüm bu olanlar karşısında genç yaşlarında kadın ve evlilik kavramlarını sorgulamaya başlamıştır.
  
Mary: A fiction
+
Feminist mücadelesi oldukça erken yaşlarda başlayan Mary Wollstonecraft’ın abisi Ned’in tam teşeküllü bir okula gitmesine izin verilirken Wollstonecraft ev işleri ve kardeşleriyle ilgilenmek zorunda bırakılmıştır. Döneminde erkeklere özgü bir ayrıcalık olmasına rağmen okuma yazmayı öğrendiği bilinmektedir.
 +
On dokuz yaşında ise evden ayrılarak kendi yaşamını kazanmak için mürebbiyelik yapmıştır. Bu sayede kız çocuklarının eğitimi hakkında bilgilenirken kendini de geliştirmeye fırsatı olmuştur. Sadece mürebbiyelik değil birçok farklı iş yaparak ekonomik özgürlüğünü elinde tutmuştur. Evden ayrılmasına rağmen kız kardeşleri için bir anne figürü olan Wollstonecraft kardeşi Eliza’nın boşanma sürecinde ona destek olmuş. Bu noktada Mary’i kardeşinin boşanmasına ikna ettiği gibi söylenceler türemiştir.
 +
 
 +
Yirmili yaşlarında mürebbiyelik yaptığı evden ayrılarak yakın arkadaşı Fanny (Frances Blood) ile eve çıkmıştır. 1784 yılında birlikte bir okul açtılar fakat Fanny’nin sağlık durumu hamile kalmasının ardından kötüleşmeye devam etti ve nitekim vefat etti. Arkadaşının ölümü ile derinden etkilenen Wollstonecraft’ın da okulu geri planda bırakması okulun kapanmasına neden olmuştur. 
 +
 
 +
Bu süre zarfında ise ilk kitabı olan ''‘’Kız Çocuklarının Eğitimi Üzerine Düşünceler’’'' (1787) ve Fanny’nin ölümünün ilham kaynağı olduğu romanı ''‘’Mary: A Fiction’’'' ise 1788’de yayımlanmıştır. Bu romanıyla evliliği ataerkil bir kurum olarak görmesinden dolayı eleştirmiş ve roman kahramanını sevgisiz bir evlilik içinde olan kadının sevgi ihtiyacını karşılayacak bir arkadaşlık ihtiyacında olarak tasvir etmiştir. Fanny’nin ölümünden sonra mürebbiyelik yapmaya gittiği İrlanda’da ise 1788 yılında yayımlanan ''‘’Original Stories  from Real Life’’'' adlı çocuk kitabını yazmış ve çocuklara gerçek hayatın masallardan ibaret olmadığını anlatmaya çalışmıştır. 1787’ye Londraya’ya geri dönerek Josehp Johnson’un Analytical Review dergisinde çalışmaya başlamıştır. Burada enetelektüel ve sanatçılardan oluşan topluluklarda bulunmaya başlamış ve daha sonradan evleneceği William Godwin ile tanışmıştır. Bu dönemde yazdığı ''Vindication of the Rights of Men'' ise Henry Fuseli ile olan ilişkisi nedeniyle gölgede kalmıştır. 1792’ye gelindiğinde Rights of Men’de ele aldığı düşüncelerini genişleterek en bilinen eseri ''‘’Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi’’''ni yazmıştır. Bu eserinde ise Fransız Devrimi’nin sadece erkeklere eşitlik ve demokrasi getirdiğini eleştirdi. Kadınların sosyal varoluşları üzerine çalışmalar gerçekleştirerek tahakküm altında olmalarını ve kadınlara takılan ‘’sığ’’ ve ‘’aptal’’ gibi sıfatların kadınların varoluşlarından öte gelmediğini erkeklerin bu sıfatları yarattıklarından söz etti.<ref>https://gaiadergi.com/aydinlanma-caginin-radikal-kadini-mary-wollstonecraft/</ref>
 +
 
 +
İlişkileri ve yaşam tarzıyla sürekli topa tutulan Wollstonecraft, her ne kadar evlilik kurumunu gerekli görmese de 1795’te daha önce tanışmış olduğu radikal anarşist yazar William Godwin ile evlenmiş ve bu evliliğinden yıllar sonra Frankenstein’ı yazacak olan kızı doğmuştur. Mary Wollstonecraft kızının doğumundan sadece on gün sonra yaşama gözlerini kapamıştır.
 +
 
 +
 
 +
Hazırlayan: Gülce Çanka
  
A Vindication of the Rights of Men
 
  
Thoughts on the Education of Daughters <ref>https://Kaya, Ş. (2017). Aydınlanma Çağı’nın radikal kadını: Mary Wollstonecraft. Gaia Dergi. gaiadergi.com/aydinlanma-caginin-radikal-kadini-mary-wollstonecraft/ Erişim Tarihi: 06.07.2018 </ref>.
 
  
 
{{Kaynakça}}
 
{{Kaynakça}}

04.09, 30 Nisan 2021 tarihindeki hâli

Mary Wollstonecraft (1759-1797)
Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi Eseri

Mary Wollstonecraft (27 Nisan 1759 – 10 Eylül 1797), İngiltere’deki kadın hakları mücadelesinde akla gelen ilk isimdir. Kadın hakları savunuculuğunun yanı sıra öğretmen, yazar ve filozof olarak da tanımlanmaktadır. Otuz sekiz yıllık yaşamında felsefi inceleme yazıları, roman ve çocuk kitabı gibi farklı türlerde eserler yayımlamıştır. Döneminin özellikleri ve aile yaşantısından gördükleri ile kadınların hem toplum hem de erkekler tarafından tahakküm altına alındıklarını dile getiren Wollstonecraft, kadın hakları savunusunda mücadeleci bir yol izlemiş bu bağlamda da radikal feminist ve düşünür olarak da nitelendirilmiştir. Bilinirliğini ise 1792’de yayımlanmış olan ‘’Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi’’ ile sağlamıştır. Bu eseriyle, Rousseau’nun ‘kadınların görevleri’ kapsamında ele aldığı erkek şovenizmini yansıtan görüşlerinin karşısında durarak eleştirmiştir. Döneminin burjuva erkek egemen anlayışına kafa tutan Mary Wollstonecraft devrimci dalgadan etkilenerek devrimci fikirlerini hemcinslerine de aşılayarak kadınların erkeklerle eşit koşullarda, eşit haklara sahip olabileceğini dile getirmiştir.[1]

Bugün Mary Wollstonecraft, eşitlik için mücadelede baş mimar olarak tanınmakta ve çalışmaları hala dünya çapında yayımlanmaktadır.[2]


Yaşamı ve Düşünceleri

1759 yılında Londra’da dünyaya gelen Mary Wollstonecraft doğumundan itibaren döneminin özellikleri nedeniyle erkek egemen dayatmalarla karşı karşıya kalmıştır. Refah içinde doğmasına rağmen alkol bağımlısı olan babası John’un servetlerini boş yere harcaması ile Wollstonecraft ailesinin ekonomik durumu kötüleşmiş ve Mary de gençliğini sürekli taşınarak geçirmiştir. Ekonomik durumla birlikte babasının annesine karşı davranışları da kötüleşmeye başlamış ve şiddetin boyutu artmıştır. Mary Wollstonecraft, tüm bu olanlar karşısında genç yaşlarında kadın ve evlilik kavramlarını sorgulamaya başlamıştır.

Feminist mücadelesi oldukça erken yaşlarda başlayan Mary Wollstonecraft’ın abisi Ned’in tam teşeküllü bir okula gitmesine izin verilirken Wollstonecraft ev işleri ve kardeşleriyle ilgilenmek zorunda bırakılmıştır. Döneminde erkeklere özgü bir ayrıcalık olmasına rağmen okuma yazmayı öğrendiği bilinmektedir. On dokuz yaşında ise evden ayrılarak kendi yaşamını kazanmak için mürebbiyelik yapmıştır. Bu sayede kız çocuklarının eğitimi hakkında bilgilenirken kendini de geliştirmeye fırsatı olmuştur. Sadece mürebbiyelik değil birçok farklı iş yaparak ekonomik özgürlüğünü elinde tutmuştur. Evden ayrılmasına rağmen kız kardeşleri için bir anne figürü olan Wollstonecraft kardeşi Eliza’nın boşanma sürecinde ona destek olmuş. Bu noktada Mary’i kardeşinin boşanmasına ikna ettiği gibi söylenceler türemiştir.

Yirmili yaşlarında mürebbiyelik yaptığı evden ayrılarak yakın arkadaşı Fanny (Frances Blood) ile eve çıkmıştır. 1784 yılında birlikte bir okul açtılar fakat Fanny’nin sağlık durumu hamile kalmasının ardından kötüleşmeye devam etti ve nitekim vefat etti. Arkadaşının ölümü ile derinden etkilenen Wollstonecraft’ın da okulu geri planda bırakması okulun kapanmasına neden olmuştur.

Bu süre zarfında ise ilk kitabı olan ‘’Kız Çocuklarının Eğitimi Üzerine Düşünceler’’ (1787) ve Fanny’nin ölümünün ilham kaynağı olduğu romanı ‘’Mary: A Fiction’’ ise 1788’de yayımlanmıştır. Bu romanıyla evliliği ataerkil bir kurum olarak görmesinden dolayı eleştirmiş ve roman kahramanını sevgisiz bir evlilik içinde olan kadının sevgi ihtiyacını karşılayacak bir arkadaşlık ihtiyacında olarak tasvir etmiştir. Fanny’nin ölümünden sonra mürebbiyelik yapmaya gittiği İrlanda’da ise 1788 yılında yayımlanan ‘’Original Stories from Real Life’’ adlı çocuk kitabını yazmış ve çocuklara gerçek hayatın masallardan ibaret olmadığını anlatmaya çalışmıştır. 1787’ye Londraya’ya geri dönerek Josehp Johnson’un Analytical Review dergisinde çalışmaya başlamıştır. Burada enetelektüel ve sanatçılardan oluşan topluluklarda bulunmaya başlamış ve daha sonradan evleneceği William Godwin ile tanışmıştır. Bu dönemde yazdığı Vindication of the Rights of Men ise Henry Fuseli ile olan ilişkisi nedeniyle gölgede kalmıştır. 1792’ye gelindiğinde Rights of Men’de ele aldığı düşüncelerini genişleterek en bilinen eseri ‘’Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi’’ni yazmıştır. Bu eserinde ise Fransız Devrimi’nin sadece erkeklere eşitlik ve demokrasi getirdiğini eleştirdi. Kadınların sosyal varoluşları üzerine çalışmalar gerçekleştirerek tahakküm altında olmalarını ve kadınlara takılan ‘’sığ’’ ve ‘’aptal’’ gibi sıfatların kadınların varoluşlarından öte gelmediğini erkeklerin bu sıfatları yarattıklarından söz etti.[3]

İlişkileri ve yaşam tarzıyla sürekli topa tutulan Wollstonecraft, her ne kadar evlilik kurumunu gerekli görmese de 1795’te daha önce tanışmış olduğu radikal anarşist yazar William Godwin ile evlenmiş ve bu evliliğinden yıllar sonra Frankenstein’ı yazacak olan kızı doğmuştur. Mary Wollstonecraft kızının doğumundan sadece on gün sonra yaşama gözlerini kapamıştır.


Hazırlayan: Gülce Çanka