"Kosova'nın Bağımsızlığı" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
(1999 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1244 sayılı kararıyla Sırbistan’a bağlı kabul edilen Kosova, 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş, ''“Pandora’nın Kutusu”'' olarak dünya gündeminde yer tutan bu olay dünya siyaseti açısından da pek çok etkiye sahip olmuştur.)
 
k (Yer değiştirme)
17. satır: 17. satır:
  
 
Yaşananlar neticesinde ilk olarak 23 Aralık 1989’da İbrahim Rugova liderliğindeki Kosova Demokratik Birliği Partisi (LDK) adında bir siyasi parti kurulmuş ve bu parti pasif direniş fikrini desteklemeye başlamıştır.<ref>Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.</ref> LDK tarafından düzenlenen Kosova’nın kendi kaderini tayin deklarasyonu çerçevesinde Eylül 1991’de halkın %87’sinin katıldığı referandumda %99,8 evet oyu çıkmıştır.<ref>Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.</ref> Bunun üzerine Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından 19 Ekim 1991’de bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin kurulduğu resmen ilan edilmiş olmasına karşın diğer devletler tarafından bir dönüş olmamıştır.
 
Yaşananlar neticesinde ilk olarak 23 Aralık 1989’da İbrahim Rugova liderliğindeki Kosova Demokratik Birliği Partisi (LDK) adında bir siyasi parti kurulmuş ve bu parti pasif direniş fikrini desteklemeye başlamıştır.<ref>Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.</ref> LDK tarafından düzenlenen Kosova’nın kendi kaderini tayin deklarasyonu çerçevesinde Eylül 1991’de halkın %87’sinin katıldığı referandumda %99,8 evet oyu çıkmıştır.<ref>Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.</ref> Bunun üzerine Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından 19 Ekim 1991’de bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin kurulduğu resmen ilan edilmiş olmasına karşın diğer devletler tarafından bir dönüş olmamıştır.
 +
  
 
Arnavutlar şiddet kullanmadan istediklerine ulaşamayacakları gerekçesiyle, 1995 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu’nu (UÇK- Ustria Çlirimtare e Kosoves) kurmuş ve 1996 yılında Sırp hedeflere karşı saldırılara başlamışlardır. UÇK’nın faaliyetlerinin hızlanmasının ardından Sırbistan, 28 Şubat 1998’de Kosova’ya geniş çaplı bir harekât başlatmış ve yaşanan çatışmalar sonucunda Kosovalı Arnavutlardan binlerce kişi öldürülmüş ve bir milyon sivil evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.<ref>Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.</ref>
 
Arnavutlar şiddet kullanmadan istediklerine ulaşamayacakları gerekçesiyle, 1995 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu’nu (UÇK- Ustria Çlirimtare e Kosoves) kurmuş ve 1996 yılında Sırp hedeflere karşı saldırılara başlamışlardır. UÇK’nın faaliyetlerinin hızlanmasının ardından Sırbistan, 28 Şubat 1998’de Kosova’ya geniş çaplı bir harekât başlatmış ve yaşanan çatışmalar sonucunda Kosovalı Arnavutlardan binlerce kişi öldürülmüş ve bir milyon sivil evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.<ref>Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.</ref>
41. satır: 42. satır:
  
 
{{KAYNAKÇA}}
 
{{KAYNAKÇA}}
 
Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
 

03.58, 17 Şubat 2022 tarihindeki hâli

1999 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1244 sayılı kararıyla Sırbistan’a bağlı olduğu kabul edilen Kosova, 17 Şubat 2008 tarihinde tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş, “Pandora’nın Kutusu” olarak dünya gündeminde yer tutan bu olay dünya siyaseti açısından da pek çok etkiye sahip olmuştur.

Kosovanin-7-bagimsiz-yilinda-anlamli-etkinlik.jpg

Soğuk Savaş sonrası dönemde iki kutuplu düzenin ve çöküşünün yarattığı etkiler, çeşitli etnik ve dini grupları içerisinde bulunduran bir bölge olan Balkanlar açısından çeşitli sorunların doğmasına yol açmıştır. Çeşitli dinamikleri bulunan ve bölgeyi bir arada tutan bir yapıya sahip olan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin dağılması da hem Balkanlar için hem de Kosova için önemli bir dönüm noktasıdır.[1] Bu etkilerin yaşandığı bir bölge olan Kosova, bağımsızlığını ilan ettikten sonra bölgesel dengeleri değiştirmekle beraber dünya siyaseti açısından da pek çok etki yaratmıştır.

Kosova coğrafyası tarih boyunca birçok kavim ve devletin istilasına uğramıştır. Yaşanan pek çok istila ile tarihin farklı dönemlerinde, çeşitli devletlerin hakimiyeti altında bulunmuş olan Kosova’nın önemli kentlerinden biri olan İpek’te (Peć, Peja) 1219 yılında Sırp Ortodoks Kilisesi kurulmuştur. Sırpların kendilerini Kosova’nın tarihi mirasçıları olarak kabul etmelerinde söz konusu bu Kilisenin de payı büyüktür.[2]

Kosova


Bölge tarihsel olarak birçok kez farklı devletlerin hakimiyetine girmekle beraber en önemli dönemlerinden birisini Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti (YSFC) altında özerk bölge iken geçirmiştir. YSFC, bölgede yaşayan halkların birbirleri üzerinde egemenlik kurmadan yaşamaları fikri ile kurulmuştur.[3] Altı cumhuriyetten (Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna Hersek, Makedonya ve Karadağ) ve iki özerk bölgeden (Kosova ve Voyvodina) oluşan Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı ise Josip Broz Tito seçilmiştir. 4 Mayıs 1980’de Tito’nun ölmesinin ardından Balkanlarda uzun süreli barışı sağlayan dönem de kapanmış; bölgede din, mezhep ve milliyetçilik gibi ayrıştırıcı unsurlar tekrar gündeme gelmeye başlamıştır.

Bir Sırp milliyetçisi olan Slobodan Miloseviç ise bu unsurların yükselişiyle birlikte kolayca iktidara gelmiştir. Başkan olduktan sonra Voyvodina’nın özerkliğini kaldıran Miloseviç, ayrılıkçı Arnavutlara karşı ise Yugoslavya’nın birliğini koruma gerekçesiyle, Kosova’ya Sırp asker ve polisini göndererek bu bölgeyi fiilen işgal etmiştir.[4] Yalnızca işgal ile de kalmayan Miloseviç yaptığı anayasal değişiklikler ile de Kosova’nın özerkliğini zedeleyen düzenlemeler getirmiş, buna karşı yapılan gösterileri ise şiddetle bastırmıştır.

Yaşananlar neticesinde ilk olarak 23 Aralık 1989’da İbrahim Rugova liderliğindeki Kosova Demokratik Birliği Partisi (LDK) adında bir siyasi parti kurulmuş ve bu parti pasif direniş fikrini desteklemeye başlamıştır.[5] LDK tarafından düzenlenen Kosova’nın kendi kaderini tayin deklarasyonu çerçevesinde Eylül 1991’de halkın %87’sinin katıldığı referandumda %99,8 evet oyu çıkmıştır.[6] Bunun üzerine Kosova Cumhuriyeti Meclisi tarafından 19 Ekim 1991’de bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin kurulduğu resmen ilan edilmiş olmasına karşın diğer devletler tarafından bir dönüş olmamıştır.


Arnavutlar şiddet kullanmadan istediklerine ulaşamayacakları gerekçesiyle, 1995 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu’nu (UÇK- Ustria Çlirimtare e Kosoves) kurmuş ve 1996 yılında Sırp hedeflere karşı saldırılara başlamışlardır. UÇK’nın faaliyetlerinin hızlanmasının ardından Sırbistan, 28 Şubat 1998’de Kosova’ya geniş çaplı bir harekât başlatmış ve yaşanan çatışmalar sonucunda Kosovalı Arnavutlardan binlerce kişi öldürülmüş ve bir milyon sivil evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.[7]

Yaşananlar Batılı ülkeleri harekete geçirmiş ve Kosova konusunda uluslararası arabuluculuk gündeme gelmiştir. Görüşmelerin tıkanmasının ardından Arnavutlar ile Sırplar arasındaki çatışmalar hızlanmış ve BM Güvenlik Konseyi 1199 Sayı ve 1998 Eylül tarihli kararı ile acil ateşkes ve taraflar arası siyasi diyalog çağrısında bulunmuştur.

Ekim 1998’de taraflar arasında ateşkes sağlanmıştır. Miloseviç’in Kosova’daki askerlerin geri çekileceği ve mültecilerin evlerine geri dönüşlerinin sağlanacağına yönelik taahhütlerinin yerini getirilip getirmeyeceğinin tespiti için aynı yıl Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) bölgede görev yapmaya başlamıştır.[8] Ancak AGİT üyelerinin herhangi bir yaptırım yetkisinin bulunmaması Miloseviç’in şiddet olaylarını devam ettirmesine neden olmuştur. "Miloseviç’in uzlaşmaz tutumu, NATO’nun tarihinde ilk kez BM kararı olmadan, kendi inisiyatifiyle, bir ülkeyi bombalamasıyla sonuçlanmıştır. NATO yetkilileri Kosova’ya yapılan müdahalenin gerekçesinin; bölgede yaşanan insani krizin durdurulması olduğunu ifade etmişlerdir. Buna göre Yugoslav askeri ve milis güçlerinin yaptıkları insan hakları ihlali NATO müdahalesinin meşru zeminini oluşturmuştur."[9] Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ne karşı yapılan NATO Hava Harekâtı 24 Mart 1999’da başlamıştır.

Yetmiş dokuz gün süren harekâtın ardından 9 Haziran 1999’da Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ile NATO arasında Sırp ve Yugoslav birliklerinin on bir gün içinde tamamen bölgeden çekilmesini öngören Askeri ve Teknik Antlaşma imzalanmıştır. 10 Haziran 1999’da ise BM Güvenlik Konseyi, 1244 sayılı kararı kabul etmiştir. "Karar açık bir biçimde Kosova’nın Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’nin (ya da bugünkü Sırbistan’ın) toprağı olduğunu kabul ederken; nihai statü tartışmalarına da atıfta bulunarak bir nevi açık uçluluk getirmiştir."[10] Karar sonrası Kosova’nın nihai statüsü çeşitli tartışmalara yol açmıştır.

Kosova Bağımsızlığı

Kosova’nın statüsünün daha fazla bu şekilde kalamayacağının farkına varan Batı, 2004 yılından itibaren Kosova’ya yönelik politikasını değiştirmiş ve 24 Ekim 2005’te Kosova’nın nihai statüsünü belirlenmesinin yolunu açan müzakereler için çalışmalara başlamıştır. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kosova’nın geleceğine dair görüşmelerin başlamasını sağlamış ve bu konuda eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari’yi görevlendirmiştir. Ahtisaari, Kosova’nın statüsü üzerine hazırladığı iki parçadan oluşan nihai raporunu 14 Mart 2007’de dönemin BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a iletmiştir. Bu süreç devam ederken yaşanan durumlar boşluk yaratmış ve Kosova Meclisi’nde tek taraflı olarak okunan “Bağımsızlık Bildirgesi” ile 17 Şubat 2008’de Kosova bağımsızlığını ilan etmiştir.[11]

Kosova'nın bağımsızlığını aralarında Türkiye'nin de bulunduğu çok sayıda ülke hemen tanımıştır. Ancak Sırbistan'ın uluslararası arenadaki en büyük destekçisi olarak bilinen Rusya'nın vetosu nedeniyle Kosova hala BM üyesi olamamıştır.

Pandora'nın Kutusu olarak dünya gündemine yansıyan Kosova'nın bağımsızlığı olayı Balkanlar için önemli bir dönüm noktası olmakla birlikte dünya üzerinde ve özellikle azınlıklar arasında olmakla birlikte büyük bir etkiye sahip olmuş, yalnızca siyaseten değil uluslararası hukuk açısından da çeşitli tartışmalara yol açmıştır.



Hazırlayan: Hatice Yağmur Kara


Şablon:KAYNAKÇA

  1. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  2. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  3. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  4. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  5. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  6. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  7. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  8. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  9. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  10. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  11. Nas, Selin. 2020. “Kosova Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığı ve Devlet Inşa Süreci.” Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.