"Küba Füze Krizi" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
(Bir diğer kullanıcıdan 2 ara revizyon gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
Soğuk Savaş döneminin önemli kilometre taşlarından birini teşkil eden '''Küba Füze Krizi''', ABD'nin çevreleme politikasının bir uzantısı olarak Türkiye'de bulunan Jüpiter füzelerine bir nevi misilleme olarak SSCB tarafından Küba topraklarına konuşlandırılan nükleer füzelerin, 14 Ekim 1962 tarihinde ABD'ye ait U-2 keşif uçakları tarafından ortaya çıkarılmasıyla gelişen ve tüm dünyaya nükleer savaş korkusu yaşatan süreçtir.  
+
Soğuk Savaş döneminin önemli kilometre taşlarından birini teşkil eden '''Küba Füze Krizi''', ABD'nin çevreleme politikasının bir uzantısıdır. Ek olarak, Türkiye'de bulunan Jüpiter füzelerine bir nevi misilleme olarak SSCB tarafından Küba topraklarına konuşlandırılan nükleer füzelerin, 14 Ekim 1962 tarihinde ABD'ye ait U-2 keşif uçakları tarafından ortaya çıkarılmasıyla gelişen ve tüm dünyaya nükleer savaş korkusu yaşatan süreçtir.  
  
İkinci Dünya Savaşı sürecinde faşist yayılmacılığına karşı aynı safta yer alan ABD ve SSCB, savaşın bitimiyle iki süper güç olarak ortaya çıkmış ve ideolojik karşıtlığa dayalı iki kutuplu bir dünya düzeninin doğmasına sebep olmuşlardır. Kutuplar arası güç mücadelesinin kaçınılmaz sonucu ise silahlanma yarışı olmuştur. Nükleer silahların geliştirilmesi ile tepe noktasına ulaşan bu güç mücadelesi, mesafelerin önemini ortadan kaldırmış ve karşılıklı tehdit algısını çok ciddi boyutlara taşımıştır. Buna göre; CIA tarafından SSCB'nin Sputnik yapay uydusunu uzaya fırlatması üzerine hazırlanan 7 Kasım 1957 tarihli “''Nükleer Çağda Caydırıcılık ve Hayatta Kalma” (Deterrence & Survival in the Nuclear Age)'' raporu Milli Güvenlik Konseyi’nin Türkiye’de nükleer silahların konuşlandırılması kararına neden olmuştur. Bu gelişmelerin tetiklediği Küba Füze Krizi ise bu iki süper gücün doğrudan karşı karşıya geldiği ilk ve tek örnektir.   
+
İkinci Dünya Savaşı sürecinde faşist yayılmacılığına karşı aynı safta yer alan ABD ve SSCB, savaşın bitimiyle iki süper güç olarak ortaya çıkmış ve ideolojik karşıtlığa dayalı iki kutuplu bir dünya düzeninin doğmasına sebep olmuşlardır. Kutuplar arası güç mücadelesinin kaçınılmaz sonucu ise silahlanma yarışı olmuştur. Nükleer silahların geliştirilmesi ile tepe noktasına ulaşan bu güç mücadelesi, mesafelerin önemini ortadan kaldırmış ve karşılıklı tehdit algısını çok ciddi boyutlara taşımıştır.<ref>Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 1.</ref> Buna göre; CIA tarafından SSCB'nin ''Sputnik'' yapay uydusunu uzaya fırlatması üzerine hazırlanan 7 Kasım 1957 tarihli “''Nükleer Çağda Caydırıcılık ve Hayatta Kalma” (Deterrence & Survival in the Nuclear Age)'' raporu Milli Güvenlik Konseyi’nin Türkiye’de nükleer silahların konuşlandırılması kararına neden olmuştur.<ref>Kaan Kutlu Ataç ve Begüm Sezin ÖZCAN, 1962 Küba Krizi: Amerikan Arşivleri Üzerinden Bir Okuma. (Güvenlik Stratejileri Dergisi, 17, 39, 2021), 523.</ref> Bu gelişmelerin tetiklediği Küba Füze Krizi ise bu iki süper gücün doğrudan karşı karşıya geldiği ilk ve tek örnektir.   
  
 
=='''Küba Füze Krizi'nin Tarihsel Arka Planı'''==
 
=='''Küba Füze Krizi'nin Tarihsel Arka Planı'''==
  
Krizin ortaya çıkması sürecinde önemli rol oynayan fakat daha sonrasında geri planda kalan Küba’nın SSCB ile yakınlaşması '''Küba Devrimi''' ile başlar. Askeri bir darbeyle başa gelen ve ABD’nin desteğiyle yönetimini sürdüren Fulgencio Batista’nın politikaları o dönemde çeşitli kesimlerden tepki görmeye başlamıştı. Batista’nın yönetimine karşı ilk tepki Fidel Castro’dan gelmiştir. 26 Temmuz 1953 yılında gerçekleştirdiği başarısız girişim sonucunda 15 yıl hapse mahkum edilen Castro, 1956-1958 yılları arasında “isyan ordusu” adını verdiği birliklerle beraber 25 ay boyunca gerilla savaşı sürdürmüştür. ABD tarafından beklediği desteği alamayan Batista’nın 1 Ocak 1959 tarihinde Küba’yı terk etmesi sonucunda Küba Devrimi gerçekleşmiş, Castro iktidara gelmiştir.
+
Krizin ortaya çıkması sürecinde önemli rol oynayan fakat daha sonrasında geri planda kalan Küba’nın SSCB ile yakınlaşması '''Küba Devrimi''' ile başlar. Askeri bir darbeyle başa gelen ve ABD’nin desteğiyle yönetimini sürdüren Fulgencio Batista’nın politikaları o dönemde çeşitli kesimlerden tepki görmeye başlamıştı. Batista’nın yönetimine karşı ilk tepki Fidel Castro’dan gelmiştir. 26 Temmuz 1953 yılında gerçekleştirdiği başarısız girişim sonucunda 15 yıl hapse mahkûm edilen Castro, 1956-1958 yılları arasında “isyan ordusu” adını verdiği birliklerle beraber 25 ay boyunca gerilla savaşı sürdürmüştür. ABD tarafından beklediği desteği alamayan Batista’nın 1 Ocak 1959 tarihinde Küba’yı terk etmesi sonucunda Küba Devrimi gerçekleşmiş, Castro iktidara gelmiştir.<ref>Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 5-7.</ref>
  
Başlangıçta dönemin ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower yönetimi Küba Devrimi’ni memnuniyetle karşılamıştır. ABD, Küba’da acil sosyal reformları hayata geçirecek dostane, demokratik, istikrarlı ve güvenilir bir hükümetle işbirliği yapabileceğini düşünmüş ancak bu görüşler uzun sürmemiştir. Zira Küba’daki yeni hükümet ekonomiyi millileştirmiş, ABD varlıklarını kamulaştırmış; bu devlet ise ülkedeki sorunların kaynağı olarak görülmüş, adada büyük bir nefretle anılır olmuştur. ABD ile ilişkilerin gerginleştiği dönemde Küba’yı destekleyecek bir güç arayışına giren Castro ise çareyi SSCB ile yakınlaşmakta bulmuştur. Castro'nun Sovyetler Birliği ile ittifak kurma niyetinde olduğu netleşince, Başkan Eisenhower Küba ile diplomatik bağları kesmiş ve Castro'yu devirmek ve onun yerine ABD'ye daha uygun birini getirmek için acil durum planları hazırlamaya başlamıştır. Dönemin yeni başkanı John F. Kennedy de aynı politikayı sürdürmüştür.
+
Başlangıçta dönemin ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower yönetimi Küba Devrimi’ni memnuniyetle karşılamıştır. ABD, Küba’da acil sosyal reformları hayata geçirecek dostane, demokratik, istikrarlı ve güvenilir bir hükümetle iş birliği yapabileceğini düşünmüş ancak bu görüşler uzun sürmemiştir. Zira Küba’daki yeni hükümet ekonomiyi millileştirmiş, ABD varlıklarını kamulaştırmış; bu devlet ise ülkedeki sorunların kaynağı olarak görülmüş, adada büyük bir nefretle anılır olmuştur.<ref>Sibel Turan, Küba Krizi, (Dora Yayıncılık, Bursa, 2021), 371.</ref> ABD ile ilişkilerin gerginleştiği dönemde Küba’yı destekleyecek bir güç arayışına giren Castro ise çareyi SSCB ile yakınlaşmakta bulmuştur. Castro'nun Sovyetler Birliği ile ittifak kurma niyetinde olduğu netleşince, Başkan Eisenhower Küba ile diplomatik bağları kesmiş ve Castro'yu devirmek ve onun yerine ABD'ye daha uygun birini getirmek için acil durum planları hazırlamaya başlamıştır.<ref name=":0">Khan Academy, "The Cuban Missile Crisis", 2019. Erişim Tarihi" 15.03.2022, <nowiki>https://www.khanacademy.org/humanities/us-history/postwarera/1960s-america/a/the-cuban-missile-crisis</nowiki></ref> Dönemin yeni başkanı John F. Kennedy de aynı politikayı sürdürmüştür.
 
[[Dosya:656a2694e7597dee37d8637dbeb1d96f0be7b9a1.jpg|küçükresim|Fidel Castro ve Nikita Kruşçev]]
 
[[Dosya:656a2694e7597dee37d8637dbeb1d96f0be7b9a1.jpg|küçükresim|Fidel Castro ve Nikita Kruşçev]]
Eisenhower’ın emri üzerine 1960 yılında CIA tarafından Küba'daki Castro rejimini devirmek üzere bir askeri harekât planlanmıştır. Buna göre CIA, Küba'daki ''Bahia de Cochinos (Bay of Pigs)'' yani ''Domuzlar Körfezi''<nowiki/>'ne bir çıkarma yapılmasını, körfezin yarımadası olan Zapata burnunun geçilerek, Escambray Dağları'ndaki Castro karşıtı güçlerle birleşilerek, Castro'nun devrilmesini planlamıştı. Başarısızlıkla sonuçlanan bu harekat Küba-SSCB ilişkilerinin gelişmesini hızlandırmıştır. Sovyetler Küba ile çok sayıda ticaret ve yardım anlaşması imzalamış, Castro'ya silah sağlamış, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda Küba Devrimi'ne siyasi destek vermiştir. Bu bağlamda Sovyet hükümeti tarafından silah desteği ilk kez 1959 sonbaharında gerçekleştirilmiştir. 1962 başlarında Sovyet hükümeti, 12 Nisan’da Küba’ya 180 SA-2 füzesinin teslim edilmesini onaylayarak herhangi bir istilaya karşı ihtiyatlı önlemler alınmasını da onaylamıştır. Raul Castro başkanlığındaki Küba heyetinin Temmuz’da Moskova’ya gelmesi sonucuyla Küba’ya konuşlandırılacak füzelerin ve silah sevkiyatlarının görüşmesi yapılmış ve temmuz sonunda ilk sevkiyatın yapılması kararlaştırılmıştır. Kruşçev, Küba'ya bu denli yüklü bir nükleer silah gücü sağlamasının sebebinin Küba Devrimi'ni ABD saldırganlığına karşı korumak ve küresel güç dengesini Sovyetler Birliği lehine değiştirmek olduğunu iddia etmiştir.
+
Eisenhower’ın emri üzerine 1960 yılında CIA tarafından Küba'daki Castro rejimini devirmek üzere bir askerî harekât planlanmıştır. Buna göre CIA, Küba'daki ''Bahia de Cochinos (Bay of Pigs)'' yani ''Domuzlar Körfezi''<nowiki/>'ne bir çıkarma yapılmasını, körfezin yarımadası olan Zapata burnunun geçilerek, Escambray Dağları'ndaki Castro karşıtı güçlerle birleşilerek, Castro'nun devrilmesini planlamıştı.<ref>Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 16.</ref> Başarısızlıkla sonuçlanan bu harekât Küba-SSCB ilişkilerinin gelişmesini hızlandırmıştır. Sovyetler Küba ile çok sayıda ticaret ve yardım anlaşması imzalamış, Castro'ya silah sağlamış, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda Küba Devrimi'ne siyasi destek vermiştir. Bu bağlamda Sovyet hükümeti tarafından silah desteği ilk kez 1959 sonbaharında gerçekleştirilmiştir. 1962 başlarında Sovyet hükümeti, 12 Nisan’da Küba’ya 180 SA-2 füzesinin teslim edilmesini onaylayarak herhangi bir istilaya karşı ihtiyatlı önlemler alınmasını da onaylamıştır. Raul Castro başkanlığındaki Küba heyetinin Temmuz’da Moskova’ya gelmesi sonucuyla Küba’ya konuşlandırılacak füzelerin ve silah sevkiyatlarının görüşmesi yapılmış ve temmuz sonunda ilk sevkiyatın yapılması kararlaştırılmıştır. Kruşçev, Küba'ya bu denli yüklü bir nükleer silah gücü sağlamasının sebebinin Küba Devrimi'ni ABD saldırganlığına karşı korumak ve küresel güç dengesini Sovyetler Birliği lehine değiştirmek olduğunu iddia etmiştir.<ref name=":0" />
 
[[Dosya:U-2 Uçakları Tarafından Çekilen Görüntüler.jpg|küçükresim|U-2 Uçakları Tarafından Çekilen ve Küba'da Sovyet Füzelerinin Varlığını Kanıtlayan Belgeler]]
 
[[Dosya:U-2 Uçakları Tarafından Çekilen Görüntüler.jpg|küçükresim|U-2 Uçakları Tarafından Çekilen ve Küba'da Sovyet Füzelerinin Varlığını Kanıtlayan Belgeler]]
  
 
=='''Küba Füze Krizi Süreci'''==
 
=='''Küba Füze Krizi Süreci'''==
  
Bu dönemde Kennedy, CIA ve Pentagon’a Küba’daki faaliyetlerin izlenmesi konusunda emir verdi. 22 Ağustos’ta CIA tarafından Küba’daki Sovyet askeri varlığının tehlikeli boyuta vardığı raporu üzerine yayınlanan ''Eylül Tahmini''’nde ''(September Estimate)'' Küba’nın henüz ABD için bir sorun yaratmayacağı kanaatine varılmıştır. 29 Ağustos tarihinde Kuzey Küba üzerinde keşif uçuşları yapan ABD’ye ait U-2 uçakları, burada Sovyet füzelerini keşfetmişti fakat Kennedy bunu, Sovyet Elçisi Dobrynin’in SSCB’nin ne Berlin’de ne de Güney Doğu Asya’da ABD için sorun yaratmayacağına yönelik sözüne güvenerek Küba’nın kendisini savunmak için giriştiği bir hazırlık şeklinde yorumlamıştı. 19 Eylül’de yayınlanan ''Özel Milli İstihbarat Değerlendirmesi (Special National İntelligence Estimate)'' raporunda ise SSCB’nin amacının ABD’nin Küba’ya karşı olası saldırısını önlemek ve Castro rejiminin savunmasının geliştirilerek ABD’nin herhangi bir girişimini önlemek olduğu belirtildi. Fakat ABD hükümeti 14 Ekim’de yanıldığının farkında vardı.  
+
Bu dönemde Kennedy, CIA ve Pentagon’a Küba’daki faaliyetlerin izlenmesi konusunda emir verdi. 22 Ağustos’ta CIA tarafından Küba’daki Sovyet askeri varlığının tehlikeli boyuta vardığı raporu üzerine yayınlanan ''Eylül Tahmini''’nde ''(September Estimate)'' Küba’nın henüz ABD için bir sorun yaratmayacağı kanaatine varılmıştır.<ref>Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 37-39.</ref> 29 Ağustos tarihinde Kuzey Küba üzerinde keşif uçuşları yapan ABD’ye ait U-2 uçakları, burada Sovyet füzelerini keşfetmişti fakat Kennedy bunu, Sovyet Elçisi Dobrynin’in SSCB’nin ne Berlin’de ne de Güney Doğu Asya’da ABD için sorun yaratmayacağına yönelik sözüne güvenerek Küba’nın kendisini savunmak için giriştiği bir hazırlık şeklinde yorumlamıştı.<ref>Hasan Köni, Küba Buhranı, Uluslararası Alana Etkisi ve Türkiye, (Ankara İktisat ve Ticaret İlimleri Akademisi Dergisi, VI/1-2, 1974), 173.</ref> 19 Eylül’de yayınlanan ''Özel Milli İstihbarat Değerlendirmesi (Special National İntelligence Estimate)'' raporunda ise SSCB’nin amacının ABD’nin Küba’ya karşı olası saldırısını önlemek ve Castro rejiminin savunmasının geliştirilerek ABD’nin herhangi bir girişimini önlemek olduğu belirtildi.<ref>Kaan Kutlu Ataç ve Begüm Sezin Özcan, 1962 Küba Krizi: Amerikan Arşivleri Üzerinden Bir Okuma. (Güvenlik Stratejileri Dergisi, 17, 39, 2021), 525.</ref> Fakat ABD hükümeti 14 Ekim’de yanıldığının farkında vardı.  
 
[[Dosya:Imageseyhtd.jpg|küçükresim|ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi Toplantısı]]
 
[[Dosya:Imageseyhtd.jpg|küçükresim|ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi Toplantısı]]
U-2 uçakları tarafınca sağlanan hava keşif raporları Küba’da saldırı amaçlı Sovyet füzelerinin varlığını kanıtladı. Bunun üzerine Kennedy bir çözüm bulmak amacıyla 16 Ekim’de ''Uusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi'ni (ExComm)'' topladı. Günler boyu yapılan toplantılarda ABD'nin derhal Küba'yı işgali (veya füze sahalarına hava saldırıları), adanın ablukası veya daha ileri diplomatik manevralar gibi alternatifleri dikkatle değerlendirildikten sonra, Kennedy, Sovyetlerin daha fazla füze göndermesini önlemek için Küba'ya bir deniz “karantinası” uygulamaya karar verdi.
+
U-2 uçakları tarafınca sağlanan hava keşif raporları Küba’da saldırı amaçlı Sovyet füzelerinin varlığını kanıtladı. Bunun üzerine Kennedy bir çözüm bulmak amacıyla 16 Ekim’de ''Uusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi'ni (ExComm)'' topladı. Günler boyu yapılan toplantılarda ABD'nin derhal Küba'yı işgali (veya füze sahalarına hava saldırıları), adanın ablukası veya daha ileri diplomatik manevralar gibi alternatifleri dikkatle değerlendirildikten sonra, Kennedy, Sovyetlerin daha fazla füze göndermesini önlemek için Küba'ya bir deniz “karantinası” uygulamaya karar verdi.<ref name=":1">Britannica, "Cuban Missile Crisis", 2016. Erişim Tarihi: 16.03.2022, https://www.britannica.com/event/Cuban-missile-crisis, </ref>
  
22 Ekim'de karantinayı duyuran Kennedy, ABD kuvvetlerinin Sovyet gemilerinin Küba'ya ulaştırmaya çalışabileceği “saldırı silahlarını ve ilgili malzemeleri” ele geçireceği konusunda uyardı. “Karantina” kelimesinin kullanılması, bu eylemi, bir savaş halinin var olduğunu varsayan bir ablukadan yasal olarak ayırdı ve ayrıca “abluka” yerine “karantina” kullanılması, Amerika Birleşik Devletleri'nin Amerikan Devletleri Örgütü'nün desteğini almasını da sağladı.  
+
22 Ekim'de karantinayı duyuran Kennedy, ABD kuvvetlerinin Sovyet gemilerinin Küba'ya ulaştırmaya çalışabileceği “saldırı silahlarını ve ilgili malzemeleri” ele geçireceği konusunda uyardı. “Karantina” kelimesinin kullanılması, bu eylemi, bir savaş halinin var olduğunu varsayan bir ablukadan yasal olarak ayırdı ve ayrıca “abluka” yerine “karantina” kullanılması, Amerika Birleşik Devletleri'nin Amerikan Devletleri Örgütü'nün desteğini almasını da sağladı.<ref name=":2">Office of The Historian, "The Cuban Missile Crisis, October 1962". Erişim Tarihi: 16.03.2022, https://history.state.gov/milestones/1961-1968/cuban-missile-crisis</ref>
  
Aynı gün Kennedy, Kruşçev'e ABD'nin Küba'ya saldırı silahlarının teslim edilmesine izin vermeyeceğini bildiren bir mektup gönderdi. Bu mektupta Sovyetlerden inşa halindeki veya tamamlanmış füze üslerini dağıtmasını ve tüm saldırı silahlarını SSCB'ye iade etmesini istedi. 24 Ekim'de Kruşçev, Kennedy'nin mesajına, ABD'nin “ablukasının” bir “saldırganlık eylemi” olduğunu ve Küba'ya giden Sovyet gemilerine ilerleme emri verileceğini ifade ederek yanıt verdi. Bu dönemde Adalet Bakanı Robert F. Kennedy, Ekim ayında SSCB Büyükelçisi Anatoly Fyodorovich Dobrynin ile gizlice üç kez bir araya geldi. Bu toplantılar kritik önem taşımış ve ABD Başkanı Kennedy ile Sovyetler Birliği Başkanı Kruşçev’in iletişim kurmasını sağlamıştır. Yaklaşık iki hafta boyunca Kennedy ve Kruşçev füze krizine barışçıl bir sonuç için müzakere ettiler. 28 Ekim'de Kruşçev, Kennedy'ye füze sahalarındaki çalışmaların durdurulacağını ve Küba'da bulunan füzelerin Sovyetler Birliği'ne iade edileceğini bildirdi. Karşılığında Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri'ni Küba'yı asla işgal etmeme taahhüdünde bulundu. ayrıca, ABD'nin önceki yıllarda Türkiye'ye yerleştirdiği nükleer silahlı füzeleri geri çekeceğine dair gizli bir anlaşmaya vardılar. İlerleyen günlerde taraflar verdiği sözleri yerine getirse de IL-28 uçakları bir süre daha sorun teşkil etmiştir.
+
Aynı gün Kennedy, Kruşçev'e ABD'nin Küba'ya saldırı silahlarının teslim edilmesine izin vermeyeceğini bildiren bir mektup gönderdi. Bu mektupta Sovyetlerden inşa halindeki veya tamamlanmış füze üslerini dağıtmasını ve tüm saldırı silahlarını SSCB'ye iade etmesini istedi. 24 Ekim'de Kruşçev, Kennedy'nin mesajına, ABD'nin “ablukasının” bir “saldırganlık eylemi” olduğunu ve Küba'ya giden Sovyet gemilerine ilerleme emri verileceğini ifade ederek yanıt verdi.<ref name=":2" /> Bu dönemde Adalet Bakanı Robert F. Kennedy, Ekim ayında SSCB Büyükelçisi Anatoly Fyodorovich Dobrynin ile gizlice üç kez bir araya geldi. Bu toplantılar kritik önem taşımış ve ABD Başkanı Kennedy ile Sovyetler Birliği Başkanı Kruşçev’in iletişim kurmasını sağlamıştır. Yaklaşık iki hafta boyunca Kennedy ve Kruşçev füze krizine barışçıl bir sonuç için müzakere ettiler.<ref name=":0" /> 28 Ekim'de Kruşçev, Kennedy'ye füze sahalarındaki çalışmaların durdurulacağını ve Küba'da bulunan füzelerin Sovyetler Birliği'ne iade edileceğini bildirdi. Karşılığında Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri'ni Küba'yı asla işgal etmeme taahhüdünde bulundu. Ayrıca, ABD'nin önceki yıllarda Türkiye'ye yerleştirdiği nükleer silahlı füzeleri geri çekeceğine dair gizli bir anlaşmaya vardılar.<ref name=":1" /> İlerleyen günlerde taraflar verdiği sözleri yerine getirse de IL-28 uçakları bir süre daha sorun teşkil etmiştir.
  
 
=='''Küba Füze Krizi'nin Sonuçları'''==
 
=='''Küba Füze Krizi'nin Sonuçları'''==
  
Soğuk Savaş döneminin iki süper gücünün nükleer silahlanma yarışı sebebiyle karşı karşıya geldiği 13 gün süren bu kriz, yine bu liderlerin ılımlı yollara yönelmesi sayesinde sıcak bir çatışma yaşanmadan çözülmüştür. Yaşanan krizin ardından ABD ve SSSCB tarafından tansiyonu düşürmek için atılan adımlar Doğu-Batı blokları arasında yumuşamanın önünü açmış; olası bir durumda Washington ve Moskova arasına doğrudan bir iletişimi sağlamak amacıyla Kırmızı Hat (Hot Line) kurulmuştur. Ayrıca, iki liderin de isteği üzerine nükleer silahların yayılmasını önlemek için 5 Temmuz 1963’te Moskova’da “''Kısmi Deneme Yasağı Sözleşmesi''” imzalanmış, bu anlaşma ile atmosferde, uzayda ve denizaltında nükleer denemeler yasaklanmış ancak toprak altındaki nükleer denemelere müsaade edilmiştir. 1968 yılında ise ''Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşmas''ı imzalanmıştır. Son olarak, Soğuk Savaş’ın gidişatını değiştiren bu kriz Kennedy’nin Domuzlar Körfezi Çıkarması’nda sergilediği başarısızlığının göz ardı edilmesini ve halkın kendisine yönelik desteğinin artmasını sağlamışken Kruşçev’in “fazla maceracı” olduğu gerekçesiyle görevden alınmasına sebep olmuştur.
+
Soğuk Savaş döneminin iki süper gücünün nükleer silahlanma yarışı sebebiyle karşı karşıya geldiği 13 gün süren bu kriz, yine bu liderlerin ılımlı yollara yönelmesi sayesinde sıcak bir çatışma yaşanmadan çözülmüştür. Yaşanan krizin ardından ABD ve SSCB tarafından tansiyonu düşürmek için atılan adımlar<ref>Laurie Collier Hillstrom, (Defining Moments)The Cuban Missile Crisis, (Omnigraphics, Inc., 2015), 69.</ref> Doğu-Batı blokları arasında yumuşamanın önünü açmış; olası bir durumda Washington ve Moskova arasına doğrudan bir iletişimi sağlamak amacıyla Kırmızı Hat ''(Hot Line)'' kurulmuştur. <ref>David Andrew Welch, The Cuban Missile Crisis, (The Oxford Handbook of Modern Diplomacy, Oxford University Pres, 2013), 4.</ref>Ayrıca, iki liderin de isteği üzerine nükleer silahların yayılmasını önlemek için 5 Temmuz 1963’te Moskova’da “''Kısmi Deneme Yasağı Sözleşmesi''” imzalanmış, bu anlaşma ile atmosferde, uzayda ve denizaltında nükleer denemeler yasaklanmış ancak toprak altındaki nükleer denemelere müsaade edilmiştir.<ref>Erdem Denk, Bir Kitle İmha Silahı Olarak Nükleer Silahların Yasaklanmasına Yönelik Çabalar, (Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2011, Cilt 66, No. 3), 93-136.</ref> 1968 yılında ise ''Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşmas''ı imzalanmıştır. Son olarak, Soğuk Savaş’ın gidişatını değiştiren bu kriz Kennedy’nin Domuzlar Körfezi Çıkarması’nda sergilediği başarısızlığının göz ardı edilmesini ve halkın kendisine yönelik desteğinin artmasını sağlamışken Kruşçev’in “fazla maceracı” olduğu gerekçesiyle görevden alınmasına sebep olmuştur.
  
  

00.24, 20 Mart 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Soğuk Savaş döneminin önemli kilometre taşlarından birini teşkil eden Küba Füze Krizi, ABD'nin çevreleme politikasının bir uzantısıdır. Ek olarak, Türkiye'de bulunan Jüpiter füzelerine bir nevi misilleme olarak SSCB tarafından Küba topraklarına konuşlandırılan nükleer füzelerin, 14 Ekim 1962 tarihinde ABD'ye ait U-2 keşif uçakları tarafından ortaya çıkarılmasıyla gelişen ve tüm dünyaya nükleer savaş korkusu yaşatan süreçtir.

İkinci Dünya Savaşı sürecinde faşist yayılmacılığına karşı aynı safta yer alan ABD ve SSCB, savaşın bitimiyle iki süper güç olarak ortaya çıkmış ve ideolojik karşıtlığa dayalı iki kutuplu bir dünya düzeninin doğmasına sebep olmuşlardır. Kutuplar arası güç mücadelesinin kaçınılmaz sonucu ise silahlanma yarışı olmuştur. Nükleer silahların geliştirilmesi ile tepe noktasına ulaşan bu güç mücadelesi, mesafelerin önemini ortadan kaldırmış ve karşılıklı tehdit algısını çok ciddi boyutlara taşımıştır.[1] Buna göre; CIA tarafından SSCB'nin Sputnik yapay uydusunu uzaya fırlatması üzerine hazırlanan 7 Kasım 1957 tarihli “Nükleer Çağda Caydırıcılık ve Hayatta Kalma” (Deterrence & Survival in the Nuclear Age) raporu Milli Güvenlik Konseyi’nin Türkiye’de nükleer silahların konuşlandırılması kararına neden olmuştur.[2] Bu gelişmelerin tetiklediği Küba Füze Krizi ise bu iki süper gücün doğrudan karşı karşıya geldiği ilk ve tek örnektir.

Küba Füze Krizi'nin Tarihsel Arka Planı

Krizin ortaya çıkması sürecinde önemli rol oynayan fakat daha sonrasında geri planda kalan Küba’nın SSCB ile yakınlaşması Küba Devrimi ile başlar. Askeri bir darbeyle başa gelen ve ABD’nin desteğiyle yönetimini sürdüren Fulgencio Batista’nın politikaları o dönemde çeşitli kesimlerden tepki görmeye başlamıştı. Batista’nın yönetimine karşı ilk tepki Fidel Castro’dan gelmiştir. 26 Temmuz 1953 yılında gerçekleştirdiği başarısız girişim sonucunda 15 yıl hapse mahkûm edilen Castro, 1956-1958 yılları arasında “isyan ordusu” adını verdiği birliklerle beraber 25 ay boyunca gerilla savaşı sürdürmüştür. ABD tarafından beklediği desteği alamayan Batista’nın 1 Ocak 1959 tarihinde Küba’yı terk etmesi sonucunda Küba Devrimi gerçekleşmiş, Castro iktidara gelmiştir.[3]

Başlangıçta dönemin ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower yönetimi Küba Devrimi’ni memnuniyetle karşılamıştır. ABD, Küba’da acil sosyal reformları hayata geçirecek dostane, demokratik, istikrarlı ve güvenilir bir hükümetle iş birliği yapabileceğini düşünmüş ancak bu görüşler uzun sürmemiştir. Zira Küba’daki yeni hükümet ekonomiyi millileştirmiş, ABD varlıklarını kamulaştırmış; bu devlet ise ülkedeki sorunların kaynağı olarak görülmüş, adada büyük bir nefretle anılır olmuştur.[4] ABD ile ilişkilerin gerginleştiği dönemde Küba’yı destekleyecek bir güç arayışına giren Castro ise çareyi SSCB ile yakınlaşmakta bulmuştur. Castro'nun Sovyetler Birliği ile ittifak kurma niyetinde olduğu netleşince, Başkan Eisenhower Küba ile diplomatik bağları kesmiş ve Castro'yu devirmek ve onun yerine ABD'ye daha uygun birini getirmek için acil durum planları hazırlamaya başlamıştır.[5] Dönemin yeni başkanı John F. Kennedy de aynı politikayı sürdürmüştür.

Fidel Castro ve Nikita Kruşçev

Eisenhower’ın emri üzerine 1960 yılında CIA tarafından Küba'daki Castro rejimini devirmek üzere bir askerî harekât planlanmıştır. Buna göre CIA, Küba'daki Bahia de Cochinos (Bay of Pigs) yani Domuzlar Körfezi'ne bir çıkarma yapılmasını, körfezin yarımadası olan Zapata burnunun geçilerek, Escambray Dağları'ndaki Castro karşıtı güçlerle birleşilerek, Castro'nun devrilmesini planlamıştı.[6] Başarısızlıkla sonuçlanan bu harekât Küba-SSCB ilişkilerinin gelişmesini hızlandırmıştır. Sovyetler Küba ile çok sayıda ticaret ve yardım anlaşması imzalamış, Castro'ya silah sağlamış, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlarda Küba Devrimi'ne siyasi destek vermiştir. Bu bağlamda Sovyet hükümeti tarafından silah desteği ilk kez 1959 sonbaharında gerçekleştirilmiştir. 1962 başlarında Sovyet hükümeti, 12 Nisan’da Küba’ya 180 SA-2 füzesinin teslim edilmesini onaylayarak herhangi bir istilaya karşı ihtiyatlı önlemler alınmasını da onaylamıştır. Raul Castro başkanlığındaki Küba heyetinin Temmuz’da Moskova’ya gelmesi sonucuyla Küba’ya konuşlandırılacak füzelerin ve silah sevkiyatlarının görüşmesi yapılmış ve temmuz sonunda ilk sevkiyatın yapılması kararlaştırılmıştır. Kruşçev, Küba'ya bu denli yüklü bir nükleer silah gücü sağlamasının sebebinin Küba Devrimi'ni ABD saldırganlığına karşı korumak ve küresel güç dengesini Sovyetler Birliği lehine değiştirmek olduğunu iddia etmiştir.[5]

U-2 Uçakları Tarafından Çekilen ve Küba'da Sovyet Füzelerinin Varlığını Kanıtlayan Belgeler

Küba Füze Krizi Süreci

Bu dönemde Kennedy, CIA ve Pentagon’a Küba’daki faaliyetlerin izlenmesi konusunda emir verdi. 22 Ağustos’ta CIA tarafından Küba’daki Sovyet askeri varlığının tehlikeli boyuta vardığı raporu üzerine yayınlanan Eylül Tahmini’nde (September Estimate) Küba’nın henüz ABD için bir sorun yaratmayacağı kanaatine varılmıştır.[7] 29 Ağustos tarihinde Kuzey Küba üzerinde keşif uçuşları yapan ABD’ye ait U-2 uçakları, burada Sovyet füzelerini keşfetmişti fakat Kennedy bunu, Sovyet Elçisi Dobrynin’in SSCB’nin ne Berlin’de ne de Güney Doğu Asya’da ABD için sorun yaratmayacağına yönelik sözüne güvenerek Küba’nın kendisini savunmak için giriştiği bir hazırlık şeklinde yorumlamıştı.[8] 19 Eylül’de yayınlanan Özel Milli İstihbarat Değerlendirmesi (Special National İntelligence Estimate) raporunda ise SSCB’nin amacının ABD’nin Küba’ya karşı olası saldırısını önlemek ve Castro rejiminin savunmasının geliştirilerek ABD’nin herhangi bir girişimini önlemek olduğu belirtildi.[9] Fakat ABD hükümeti 14 Ekim’de yanıldığının farkında vardı.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi Toplantısı

U-2 uçakları tarafınca sağlanan hava keşif raporları Küba’da saldırı amaçlı Sovyet füzelerinin varlığını kanıtladı. Bunun üzerine Kennedy bir çözüm bulmak amacıyla 16 Ekim’de Uusal Güvenlik Konseyi Yürütme Komitesi'ni (ExComm) topladı. Günler boyu yapılan toplantılarda ABD'nin derhal Küba'yı işgali (veya füze sahalarına hava saldırıları), adanın ablukası veya daha ileri diplomatik manevralar gibi alternatifleri dikkatle değerlendirildikten sonra, Kennedy, Sovyetlerin daha fazla füze göndermesini önlemek için Küba'ya bir deniz “karantinası” uygulamaya karar verdi.[10]

22 Ekim'de karantinayı duyuran Kennedy, ABD kuvvetlerinin Sovyet gemilerinin Küba'ya ulaştırmaya çalışabileceği “saldırı silahlarını ve ilgili malzemeleri” ele geçireceği konusunda uyardı. “Karantina” kelimesinin kullanılması, bu eylemi, bir savaş halinin var olduğunu varsayan bir ablukadan yasal olarak ayırdı ve ayrıca “abluka” yerine “karantina” kullanılması, Amerika Birleşik Devletleri'nin Amerikan Devletleri Örgütü'nün desteğini almasını da sağladı.[11]

Aynı gün Kennedy, Kruşçev'e ABD'nin Küba'ya saldırı silahlarının teslim edilmesine izin vermeyeceğini bildiren bir mektup gönderdi. Bu mektupta Sovyetlerden inşa halindeki veya tamamlanmış füze üslerini dağıtmasını ve tüm saldırı silahlarını SSCB'ye iade etmesini istedi. 24 Ekim'de Kruşçev, Kennedy'nin mesajına, ABD'nin “ablukasının” bir “saldırganlık eylemi” olduğunu ve Küba'ya giden Sovyet gemilerine ilerleme emri verileceğini ifade ederek yanıt verdi.[11] Bu dönemde Adalet Bakanı Robert F. Kennedy, Ekim ayında SSCB Büyükelçisi Anatoly Fyodorovich Dobrynin ile gizlice üç kez bir araya geldi. Bu toplantılar kritik önem taşımış ve ABD Başkanı Kennedy ile Sovyetler Birliği Başkanı Kruşçev’in iletişim kurmasını sağlamıştır. Yaklaşık iki hafta boyunca Kennedy ve Kruşçev füze krizine barışçıl bir sonuç için müzakere ettiler.[5] 28 Ekim'de Kruşçev, Kennedy'ye füze sahalarındaki çalışmaların durdurulacağını ve Küba'da bulunan füzelerin Sovyetler Birliği'ne iade edileceğini bildirdi. Karşılığında Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri'ni Küba'yı asla işgal etmeme taahhüdünde bulundu. Ayrıca, ABD'nin önceki yıllarda Türkiye'ye yerleştirdiği nükleer silahlı füzeleri geri çekeceğine dair gizli bir anlaşmaya vardılar.[10] İlerleyen günlerde taraflar verdiği sözleri yerine getirse de IL-28 uçakları bir süre daha sorun teşkil etmiştir.

Küba Füze Krizi'nin Sonuçları

Soğuk Savaş döneminin iki süper gücünün nükleer silahlanma yarışı sebebiyle karşı karşıya geldiği 13 gün süren bu kriz, yine bu liderlerin ılımlı yollara yönelmesi sayesinde sıcak bir çatışma yaşanmadan çözülmüştür. Yaşanan krizin ardından ABD ve SSCB tarafından tansiyonu düşürmek için atılan adımlar[12] Doğu-Batı blokları arasında yumuşamanın önünü açmış; olası bir durumda Washington ve Moskova arasına doğrudan bir iletişimi sağlamak amacıyla Kırmızı Hat (Hot Line) kurulmuştur. [13]Ayrıca, iki liderin de isteği üzerine nükleer silahların yayılmasını önlemek için 5 Temmuz 1963’te Moskova’da “Kısmi Deneme Yasağı Sözleşmesi” imzalanmış, bu anlaşma ile atmosferde, uzayda ve denizaltında nükleer denemeler yasaklanmış ancak toprak altındaki nükleer denemelere müsaade edilmiştir.[14] 1968 yılında ise Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması imzalanmıştır. Son olarak, Soğuk Savaş’ın gidişatını değiştiren bu kriz Kennedy’nin Domuzlar Körfezi Çıkarması’nda sergilediği başarısızlığının göz ardı edilmesini ve halkın kendisine yönelik desteğinin artmasını sağlamışken Kruşçev’in “fazla maceracı” olduğu gerekçesiyle görevden alınmasına sebep olmuştur.


Hazırlayan: Gaye SOLMAZ


  1. Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 1.
  2. Kaan Kutlu Ataç ve Begüm Sezin ÖZCAN, 1962 Küba Krizi: Amerikan Arşivleri Üzerinden Bir Okuma. (Güvenlik Stratejileri Dergisi, 17, 39, 2021), 523.
  3. Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 5-7.
  4. Sibel Turan, Küba Krizi, (Dora Yayıncılık, Bursa, 2021), 371.
  5. 5,0 5,1 5,2 Khan Academy, "The Cuban Missile Crisis", 2019. Erişim Tarihi" 15.03.2022, https://www.khanacademy.org/humanities/us-history/postwarera/1960s-america/a/the-cuban-missile-crisis
  6. Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 16.
  7. Bülent Varlı, 1962 Küba Füze Krizi ve Uluslararası Alandaki Yansımaları, (Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2020), 37-39.
  8. Hasan Köni, Küba Buhranı, Uluslararası Alana Etkisi ve Türkiye, (Ankara İktisat ve Ticaret İlimleri Akademisi Dergisi, VI/1-2, 1974), 173.
  9. Kaan Kutlu Ataç ve Begüm Sezin Özcan, 1962 Küba Krizi: Amerikan Arşivleri Üzerinden Bir Okuma. (Güvenlik Stratejileri Dergisi, 17, 39, 2021), 525.
  10. 10,0 10,1 Britannica, "Cuban Missile Crisis", 2016. Erişim Tarihi: 16.03.2022, https://www.britannica.com/event/Cuban-missile-crisis,
  11. 11,0 11,1 Office of The Historian, "The Cuban Missile Crisis, October 1962". Erişim Tarihi: 16.03.2022, https://history.state.gov/milestones/1961-1968/cuban-missile-crisis
  12. Laurie Collier Hillstrom, (Defining Moments)The Cuban Missile Crisis, (Omnigraphics, Inc., 2015), 69.
  13. David Andrew Welch, The Cuban Missile Crisis, (The Oxford Handbook of Modern Diplomacy, Oxford University Pres, 2013), 4.
  14. Erdem Denk, Bir Kitle İmha Silahı Olarak Nükleer Silahların Yasaklanmasına Yönelik Çabalar, (Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2011, Cilt 66, No. 3), 93-136.