Bağımsız Özbekistan-Rusya İlişkileri

TUİÇ Sözlük sitesinden
Ozge (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 02.05, 10 Nisan 2018 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hâli | Güncel sürüm (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Özbekistan, bağımsızlık kazanımının ardından Rusya ile olan ilişkilerinde mesafeli bir tavır takınmayı tercih etmiştir. Bu durumun iki önemli nedeni bulunmaktadır. İlk neden, uluslararası sorunlarda bakış açılarında farklılık bulunması; ikinci neden ise Özbekistan’ın Rusya’yı bölgesel rakibi olarak görmesidir. Ancak bölge üzerinde iki ülkenin de stratejik öneme sahip olması birbiri ile olan ilişkilerinin tamamen kopmasını engellemiştir. Genel anlamda Özbekistan Rusya’nın ağırlığında olan uluslararası oluşumların üyeliklerinden çekilirken veya pasif üyelik tercih ederken, Rusya ile olan ikili ilişkilerinde işbirliğini üst düzeylerde tutmayı tercih ettiği konular da olmuştur [1] Rusya ise kurulduğu ilk yıllarda Batı ile olan ilişkilerine öncelik vermiş ve Sovyetlerin dağılmasının ardından eşit statüde bulunduğu Orta Asya Cumhuriyetleri ile olan ilişkilerini zamanla bölgesel çıkarlarına yönelik şekillendirmiştir. Yakın çevre doktrini ile yeni stratejiler geliştiren Rus Hükümeti, neo-emperyal politikalar çerçevesinde Orta Asya’da hâkimiyet kurması için kilit konumda olan Özbekistan ile de ilişkilerini revize etme kararı almıştır [2] Rusya ile Özbekistan’ı aynı çizgi etrafında birleştiren konulardan biri radikal İslam ile mücadeledir. Büyük çoğunluğu Özbekistan sınırları içinde bulunan Fergana Vadisi, Orta Asya’daki radikal İslamcı örgütlerin yerleşik olduğu bir coğrafyadır. Kerimov bu tür oluşumlara karşı İslami Partileri kapatmak gibi baskıcı politikalar izlemiştir. Ancak bu baskı yönetimi yasaklanan düşünce şeklinin sempati kazanmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla Özbekistan bu noktada dış yardımlara ihtiyaç duymuş ve ilk destek Rusya’dan gelmiştir. Zaten BDT oluşumu da bölgesel tehditlere karşı ortak bir güvenlik anlayışının benimsenmesi amacıyla kurulmuştur. Özbekistan aynı dönemde ABD’den destek almayı yeğlemiş, böylece Rusya’yı dengelediğini düşünürken El Kaide’nin de tepkisini çekmiştir [3] Başlangıçta bağımsız bir politika izleme düşüncesinde olan Özbekistan, bölge üzerinde Rusya’nın konumunu almak istediği için 1994 yılında Orta Asya Birliği oluşumunun öncülüğünü yapmıştır. 2002 yılında Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Tacikistan’ın katılımıyla Almatı’da yapılan bir toplantı ile Orta Asya Birliği’ne son verilmesi kararı alınmış, Orta Asya İşbirliği Örgütü (OAİÖ) kurulmuştur. Rusya Federasyonu’nu dışarıda tutan bu hamle Moskova yönetimini oldukça rahatsız etmiştir. 2004 yılında Rusya’nın bu örgüte üyeliği alınmış, ardından Rusya bölgede çok fazla işbirliği oluşumunun olması gerekçesiyle OAİÖ’yü Avrasya Ekonomik Topluluğu ile birleştirmek istemiştir. Bu çabalar sonuç vermiş ve bir süre sonra birlik AVET ile aynı çatı altına alınmıştır. Özbekistan’ın böyle bir öneriyi kabulünde 2005 Andican Olayları’nın ardından Rusya ile kurduğu yakın ilişkilerin etkisi bulunmaktadır [4] Putin’in cumhurbaşkanı olmasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerde olumlu değişiklikler yaşanmıştır. 2000 yılında Putin’in ziyaret ettiği ilk ülke Özbekistan olmuştur. Özbekistan İslami Hareketi ve Taliban tehdidinin arttığı bu yıllarda Özbekistan ile ek savunma anlaşması imzalamak istemiştir. Ancak Kerimov böyle bir anlaşmanın Rusya’ya olan bağımlılığı artıracağı düşüncesiyle bu öneriye sıcak bakmamıştır. Yine 2003 yılında Rusya’nın kurucu ve baskın üyelerinden olduğu Şangay İşbirliği Örgütü Taşkent Ofisi açılmıştır. Orta Asya’da renkli devrimlerin yaşanması ve bu sebeple Özbekistan’ın ABD ile olan ilişkilerine mesafe koyması Rusya açısından olumlu bir gelişmedir. Artan terör saldırıları sonucunda ABD’den gelen terörizme karşı işbirliği önerilerini reddeden Kerimov Putin ile görüşmüştür. Putin bu ziyarete karşılık Haziran 2005’te Taşkent’e gitmiş ve Özbekistan-Rusya arasında Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalanmıştır. Ayrıca Ekim 2005’te, Rusya’nın 2004 yılında üye olduğu Orta Asya Anlaşması Örgütü Petersburg’da düzenlenen bir zirve ile EurAsEC ile birleştirilmiştir. 14 Kasım 2005 tarihinde imzalanan bir başka ortaklık anlaşması ile Özbekistan-Rusya ilişkilerinde doruk noktaya ulaşılmıştır. Bunun en önemli sonuçlarından birisi, 2006 yılında Özbekistan’ın 1999’da ayrılmayı tercih ettiği KGAÖ’ye üyeliğinin gerçekleştirilmesidir. Gelişen ilişkilere rağmen Özbekistan yönetimi Rusya’ya karşı olan endişelerini bir kenara bırakamamıştır. 2009-2010 yıllarından sonra gelen süreçte Rusya’nın, Kırgızistan ve Afganistan gibi ülkelerde artan gerginliklere fazlasıyla müdahil olması ve KGAÖ’yü bölgesel politikaları için bir araç haline getirmesi Özbekistan’ı rahatsız etmiştir. Özbekistan’ın da üye olduğu bu örgütte yaşanabilecek böyle bir dönüşüm hem Özbekistan-ABD arasındaki mesafeyi artırabilir hem de Özbekistan’ın Rusya’ya daha çok bağlılığına neden olabilirdi. Bu gerekçelerle ve 2011’den sonra ABD ile artan yakınlığı sonucunda Özbekistan, 2012 yılında KGAÖ’den bir kez daha ayrılmıştır [5] Son dönemlerde iki ülke arasındaki ilişkilere bakıldığında tekrar olumlu esintiler olduğundan söz edilebilir. 2016 yılında Kerimov’un hayatını kaybetmesi ve Mirziyoyev’in cumhurbaşkanlığına seçilmesi üzerine ülkede ‘açıklık ve iyi komşuluk’ dönemi başlamıştır. Ayrıca Mirziyoyev bağlantısızlık politikasını sürdüreceği açıklamasını da yapmıştır [6]. Benimsenen politika çerçevesinde hemen somut adımlar atmaya başlayan Özbekistan; 26 Eylül 2017 tarihinde düzenlenen Özbekistan-Rusya İş Forumu’nda 2018-2019 yıllarına yönelik işbirliği memorandumunun icraate konulması için bir yol haritası imzalanmıştır [7]. 12 yıl aradan sonra 3-7 Ekim 2017 tarihlerinde Özbekler ve Ruslar arasında ilk defa ortak bir tatbikat düzenlenmiştir. Bu tatbikatın amacı iki ülke arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi, istikrarın pekiştirilmesi ve terör, aşırılıkçılık, ayrılıkçılık gibi küresel tehditlere gözdağı vermektir [8]. Ayrıca Mirziyoyev, 11 Ekim tarihinde BDT Devlet Başkanları Konseyi Toplantısı’na katılmak için gittiği Soçi’de Rus mevkiidaşı Putin ile görüşmüş ve ikili son bir yılda iki ülke arasındaki ilişkilerin son derece geliştiği mesajını vermiştir [9]. Son olarak 3 Kasım’da Özbekistan’da gerçekleştirilen BDT ülkeleri başbakanlar toplantısına Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev de katılmıştır. BDT oluşumu içerisinde önemli bir hukuki altyapının oluşturulmaya çalışıldığının ve tüm üye devletler ile işbirliği mekanizması içinde hareket edileceğinin altı çizilmiştir [10]



  1. Sarı, Yaşar (2015), Özbekistan Dış Politikası, Ed. Demirtepe, Turgut. Yılmaz, Murat. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Yıllığı 2013, Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi
  2. Sönmez, Sait (2013), ‘’Güvenlik Sorunları ve Bağımsızlaşma Kıskacında Özbekistan-Rusya İlişkileri (1991-2013)’’, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6 (28), s.318-339
  3. Adıbelli, Barış (2008), Avrasya Jeopolitiğinde Büyük Oyun, 1. Baskı, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık
  4. Kaya, Sezgin (2013), Rusya’nın Doğu Politikası, 1. Baskı, Bursa: Ekin Yayınevi
  5. Sönmez, Sait (2013), ‘’Güvenlik Sorunları ve Bağımsızlaşma Kıskacında Özbekistan-Rusya İlişkileri (1991-2013)’’, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 6 (28), s.318-339
  6. ‘Özbekistan’da Mirziyoyev’in Cumhurbaşkanı Seçilmesi’, (05.12.2016),http://www.medyaradar.com/ozbekistanda-mirziyoyevin-cumhurbaskani-haberi-538579
  7. ‘Özbekistan-Rusya İş Forumu’, (26.09.2017), http://www.sonhaberler.com/genel/ozbekistan-rusya-is-forumu-h436385.html
  8. ‘Özbekistan’da Rusya İle Ortak Tatbikat’, (05.10.2017), http://qha.com.ua/tr/turk-dunyasi/ozbekistan-da-rusya-ile-ortak-tatbikat/160130/
  9. ‘Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev Rus Mevkidaşı Putin ile Görüştü’, (11.10.2017), https://www.timeturk.com/ozbekistan-cumhurbaskani-mirziyoyev-rus-mevkidasi-putin-ile-gorustu
  10. ‘BDT Ülkeleri Özbekistan’da Toplandı’, (03.11.2017), http://www.yeniakit.com.tr/haber/bdt-ulkeleri-ozbekistanda-toplandi-391253.html