"Açık Sınırlar" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
(Kaynakça düzenleme)
k (Başlık değiş paragraf)
44. satır: 44. satır:
 
Benzer şekilde, Afganistan'da 2021'deki hükümet değişikliği ve Taliban'ın iktidarı ele geçirmesi yeni bir sığınmacı krizine neden oldu.<ref>The UN Refugee Agency. “Afghans struggle to seek safety as borders remain shut to most” (Erişim: 24.10.2023) https://www.unhcr.org/news/news-releases/news-comment-unhcr-afghans-struggle-seek-safety-borders-remain-shut-most</ref> ABD ve diğer ülkeler, Afgan sığınmacılarına sığınak sağlama çabalarıyla bu krize yanıt verdiler.
 
Benzer şekilde, Afganistan'da 2021'deki hükümet değişikliği ve Taliban'ın iktidarı ele geçirmesi yeni bir sığınmacı krizine neden oldu.<ref>The UN Refugee Agency. “Afghans struggle to seek safety as borders remain shut to most” (Erişim: 24.10.2023) https://www.unhcr.org/news/news-releases/news-comment-unhcr-afghans-struggle-seek-safety-borders-remain-shut-most</ref> ABD ve diğer ülkeler, Afgan sığınmacılarına sığınak sağlama çabalarıyla bu krize yanıt verdiler.
  
==== Hazırlayan: Göç Çalışmaları O-Staj Programı Zeynep Naz Terzi ====
+
 
 +
'''Hazırlayan: Göç Çalışmaları O-Staj Programı Zeynep Naz Terzi'''
 +
 
  
  
 
<references responsive="0" />
 
<references responsive="0" />

17.36, 25 Ekim 2023 tarihindeki hâli

Açık sınırlar, insanların veya malların ülkeler arasındaki hareketinde hiçbir kısıtlamanın bulunmadığı bir politik sistemi ifade eder. Sınırların açık olduğu bir idealde bireyler vize, pasaport gibi göçmenlik kontrollerine ihtiyaç duymadan tercih ettikleri herhangi bir ülkede seyahat etme, yaşama ve çalışma özgürlüğüne sahip olabilir. Bu fikir genellikle temel insan hakkı olan hareket özgürlüğüne (freedom of movement) olan inançtan doğar.

Hareket özgürlüğü kişinin, sınırlar dahil olmak üzere, dışsal engeller tarafından kısıtlanmadan seçtiği yere serbestçe hareket etme özgürlüğünü ifade eder.[1]Serbestçe hareket etme hakkı bazen temel bir hak veya özgürlük olarak savunulurken araçsal bağlamda savunulması da mümkündür.[2] Örneğin insanların serbestçe hareket etme hakkı, ifade özgürlüğü veya iş arama özgürlüğü gibi diğer temel haklarını korumak aracılığıyla savunulabilir.

Tarihsel Süreç

Kolonyal Dönem (1607-1776)

17 ve 18. yüzyıllarda “Kolonyal Dönem” olarak bilinen süreçte, Avrupalı güçler ticaret ağlarını ve sınırlarını genişletmek amacıyla dünya genelinde koloniler kurdular. Bu durum, ülkeler ve koloniler arasındaki sınırların esnetilerek ticareti teşvik etmekle birlikte yerel halkların haklarının kısıtlanmasıyla sonuçlandı.

Avrupa devletlerinin o dönemdeki ekonomisi, ithalat gümrük vergilerinin arttırılmasını ve yerli endüstrilerin korunarak iç üretimin sağlanmasına ön ayak olan merkantilist politikalar üzerineydi.[3] Merkantilistler vatandaşlarını kaynaklar gibi görüp sınıf, sosyal statü gibi faktörlere bağlı olarak onların hareket özgürlüklerini sınırladılar veya kolonilere göç etmeye zorladılar.[4]

Amerikan Cumhuriyeti’nin Kuruluşu (1776-1830)

Amerikan kolonistleri 4 Temmuz 1776’da Bağımsızlık Bildirisi’ni (Declaration of Independence) yayımlayarak kendilerini bağımsız bir ulus olarak ilan ettiler.[5] Ülkenin kurulduğu günden itibaren siyasetçilerin ilk uğraştığı konulardan birisi vatandaşlık yasasıydı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin vatandaşlık yasasında üç temel kavram bulunmaktadır. 1- Jus soli (toprak hakkı): ABD topraklarında doğanlar otomatik olarak vatandaşlık hakkına sahiptir.[6] 2- Jus sanguinis (kan hakkı): ABD vatandaşlığına sahip kişilerin çocuğu, yurt dışında doğsa bile otomatik olarak ABD vatandaşlığı kazanır.[7]

3- Sadakat yemini: Amerika Birleşik Devletleri'ne sivil olarak bağlılık gösterenler Amerikan vatandaşı olurlar. Sadakat yemini, göçmenin Amerika'ya gönüllü olarak taşınma süreciyle ilgilidir ve Amerikan siyasi yaşamına vatandaşlık yoluyla tam olarak katılmak için hükümete sadakat yemini etmek anlamına gelir.[8]

Bu yasaların açık sınırlara ve hareket özgürlüğüne yönelik olumlu vurguları, geçmişten günümüze Amerika Birleşik Devletleri’ne doğru gerçekleşen büyük göç dalgasını şekillendirmiştir.

Yeni dalga göç hareketlerinin göçmen popülasyonunu dikkat çekici rakamlara ulaştırmasıyla ABD kongresi, mevcut göç yasalarına yönelik bir soruşturma başlattı. Kongre, soruşturma sonucunda tespit ettiği kaçakçılık vakalarının ardından 1891 Göç Yasası’nı (Immigration Act of 1891) yürürlüğe soktu.[9]

I. ve II. Dünya Savaşı Dönemi (1910-1965)

Birinci Dünya Savaşı, Avrupa'da büyük göç hareketlerine neden oldu. Savaşın etkisiyle birçok kişi ülkelerini terk edip güvenli liman aradı ve bu durum sınırların geçici olarak daha açık hale geldiği bir dönemdi.

I. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından ABD’yi etkileyebilecek potansiyel göç dalgası, Kongre’yi göçü kısıtlayıcı hareketlerde bulunmasına teşvik etti. 1921 Acil Durum Kota Yasası (The Emergency Quota Act of 1921) ve 1924 Ulusal Kökenler Kanunu (National Origins Act) ile devletin ülkeye alacağı göçmen konusunda seçici olma yetkisi pekişmiştir.

Büyük Buhran (The Great Depression) döneminde ekonomik çöküşte olan ABD, yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesinin Amerikalı yerli vatandaşlar için iş olanakları yaratacağına inandı. ABD, “geri gönderme (repatriation)" olarak ifade edilen bir politika başlattı.[10] Sonucunda bir milyondan fazla Meksikalı ve Meksika kökenli birey sınır dışı edildi. II. Dünya Savaşı sırasında milyonlarca kişi yerlerinden edildi ve mülteci durumuna düştü. Birçok ülke savaşın yıkıcı etkileri nedeniyle mültecilere sığınak sağlama konusunda daha insancıl politikalar benimsemeye başladı. Savaş sonrası dönemde 1951 Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesi (Cenevre Sözleşmesi olarak da bilinir) kabul edildi ve bu sözleşme, mültecilere koruma ve yardım sağlama amacını taşıdı.[11] II. Dünya Savaşı sonrası Soğuk Savaş (Cold War) dönemi başladı. Bu dönemde Doğu Bloğu ve Batı Bloğu arasındaki sınırlar sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. Bu durum sınırların geçişlerini zorlaştı.

Açık Sınır Politikalarının Yaygınlaşması (1965-2000)

1921-24 yasalarını geçersiz kılan 1965 Göç ve Vatandaşlık Kanunu (Immigration and Nationality Act of 1965) ırk ve etnik kökene dayalı göçmen kabul politikasını sona erdirdi ve hem yasal hem de yasal olmayan büyük ölçekli göçün yolunu açtı.[3] Aynı zamanda Hart-Celler Kanunu olarak da bilinir.

1990'ların başında Yugoslavya'nın çöküşü ve Balkanlar'da yaşanan çatışmalar, bölgedeki sınırların değişmesine ve yerinden edilen insanların hareket etmesine yol açmıştır. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ABD, Kanada ve Meksika arasındaki ticareti kolaylaştırmış ve bu bölgeler arasında serbest ticareti teşvik etmiştir. Bu anlaşma, 1990'ların ortalarında yürürlüğe girmiştir.[12] Avrupa Birliği'nin kurulması ve genişlemesi, Avrupa'da serbest ticareti teşvik etmiştir. Schengen Anlaşması birçok Avrupa ülkesinin sınırlarını kaldırarak bireylerin ve malların serbestçe seyahat etmelerine olanak tanımıştır. Bu durum, 1990'ların sonlarına doğru ve 2000'lerin başlarında Avrupa'da açık sınırların geliştiği bir dönemi işaret etmektedir.

21. Yüzyılda Göç Politikaları (2000-2022)

11 Eylül terör saldırıları sonrası ABD'deki göç ve göçmenlik politikalarında önemli değişimler yaşandı. Sınırlardaki güvenlik kontrolleri artırıldı, duvarlar inşa edildi ve sınır güvenliği teknolojisi geliştirildi.[3] Ayrıca göçmenlerin vize, yeşil kart ve vatandaşlık başvuruları daha sıkı bir denetime tabi tutuldu. 2010'ların ortalarından itibaren Suriye, Afganistan ve diğer ülkelerdeki çatışmalar nedeniyle büyük sığınmacı krizleri yaşandı. Bu kriz, birçok ülkenin sığınmacıların kabulü ve yerleştirilmesi konusunda kararlar almasını sağladı. Örneğin Almanya, Suriye'den gelen sığınmacılara yönelik “kapılarını açma politikası”nı benimseyerek büyük bir sığınmacı akınına izin verdi.[13] Benzer şekilde, Afganistan'da 2021'deki hükümet değişikliği ve Taliban'ın iktidarı ele geçirmesi yeni bir sığınmacı krizine neden oldu.[14] ABD ve diğer ülkeler, Afgan sığınmacılarına sığınak sağlama çabalarıyla bu krize yanıt verdiler.


Hazırlayan: Göç Çalışmaları O-Staj Programı Zeynep Naz Terzi


  1. Lenard, Patti. “Culture, Free Movement, and Open Borders”. The Review of Politics, 72/4 (2010): 627-652. Erişim 18.10.2023
  2. Ibid.
  3. 3,0 3,1 3,2 Baxter, Andrew vd. “A Brief History of U.S. Immigration Policy from the Colonial Period to the Present Day”. Policy Analysis no. 919, Cato Institute (2021): 1-33. Erişim 20.10.2023
  4. Ibid.
  5. 1-     Office of The Historian. “The Declaration of Independence, 1776”. (Erişim: 21.10.2023) https://history.state.gov/milestones/1776-1783/declaration#:~:text=By%20issuing%20the%20Declaration%20of,political%20connections%20to%20Great%20Britain.
  6. Travel.State.Gov. “U.S. Citizenship Laws and Policy”. (Erişim: 23.10.2023) https://travel.state.gov/content/travel/en/legal/travel-legal-considerations/us-citizenship.html#:~:text=U.S.%20citizenship%20may%20be%20acquired,U.S.%20citizenship%20under%20certain%20circumstances.
  7. Ibid.
  8. Ibid.
  9. 1-     U.S Customs and Border Protection. “1891: Immigration Inspection Expands”. (Erişim: 23.10.2023) https://www.cbp.gov/about/history/1891-imigration-inspection-expands
  10. Hoffman, Abramam. “Unwanted Mexican Americans in the Great Depression: Repatriation Pressures” United States: University of Arizona Press, 1974
  11. The UN Refugee Agency. “The 1951 Refugee Convention”. (Erişim: 23.04.2023) https://www.unhcr.org/about-unhcr/who-we-are/1951-refugee-convention
  12. Ackerman, Edwin. “NAFTA and Gatekeeper: A Theoretical Assessment of Border Enforcement in the Era of the Neoliberal State” Berkeley Journal of Sociology vol. 55 (2011): 40-56. Erişim 23.10.2023
  13. Bojadžijev, Manuela & Mezzadra, Sandro. “Refugee crisis” or crisis of European migration policies?” Central European University (2015): 1-5. Erişim 24.10.2023
  14. The UN Refugee Agency. “Afghans struggle to seek safety as borders remain shut to most” (Erişim: 24.10.2023) https://www.unhcr.org/news/news-releases/news-comment-unhcr-afghans-struggle-seek-safety-borders-remain-shut-most