Bandung Konferansı
Bandung Konferansı, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde bağımsızlıklarını kazanan ve Soğuk Savaş sonrası dönemin ikiye ayırdığı uluslararası politikaya karşı çıkarak tarafsız kalmayı amaçlayan Asya-Afrika ülkelerinin katılımıyla gerçekleşen, Bağlantısızlar Hareketi’nin temelinin atıldığı konferanstır. 18-24 Nisan 1955 tarihlerinde Endonezya’nın Bandung kentinde gerçekleşen ve 29 ülkenin katıldığı bu konferansın amacı bağımsızlıklarını yeni kazanmış bu devletlerin ABD ve Sovyetler Birliği gibi iki büyük nükleer güç karşısında birlik ve dayanışma sağlamaktı.[1]
Konferansın Hazırlık Aşaması
İkinci Dünya Savaşı’nın kazananları olarak dünya siyasetine yön veren ülkeler olarak ABD ve Sovyetler Birliği, güttükleri iki zıt politika sonucunda komünist Doğu Bloğu ve kapitalist Batı Bloğunu yaratmışlardır. Fakat bu konjonktür Üçüncü Blok’un ortaya çıkmasıyla sarsılmıştır.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945 yılından sonra, Batılı devletlerin Asya ve Avrupa’daki sömürgeleri ayaklanmış ve bağımsızlıkları için mücadele etmişlerdir. Bunun sonucunda bu sömürge imparatorlukları yıkılmış ve bağımsız birçok devlet ortaya çıkmıştır. Bu yeni devletler, sömürgeciliğin kendilerinde yarattığı tahribat konusunda ortak bir tarihsel deneyim ve hafızaya sahip olmalarının etkisiyle, ABD veya SSCB arasında yapacakları herhangi bir tercihte yeni bir sömürge düzeninin kucağına düşecekleri korkusuyla iki bloğa da bağlanmayı reddederek bağımsız ve tarafsız bir dış politika izlemiş, ekonomik ve siyasi kalkınmayı ön planda tutmuş ve bu gayeyle hareket etmişlerdir.[2]
Asya ülkeleri arasındaki işbirliği için atılmış ilk adım olarak değerlendirilen Asya İlişkiler Konferansı 23 Mart- 2 Nisan 1947 tarihleri arasında Yeni Delhi’de gerçekleştirilmiştir. Bu konferansta Asya ve Doğu milletlerini bir araya getirme arzusu duyan Hindistan Başbakanı Nehru başkanlığa seçilmiştir. 1949 yılının Ocak ayına gelindiğinde Hollanda’nın Endonezya’yı işgale kalkışması üzerine yine Yeni Delhi’de ikinci bir toplantı düzenlenmiştir. Bir kez daha Hindistan öncülüğünde gerçekleşen bu toplantı; Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nı da harekete geçirmiş ve uluslararası alanda Asya ülkeleri lehine bir etki uyandırmıştır. Bununla birlikte aynı toplantıda alınmış olan iş birliği kararı işletilememiş, birtakım sorunlar nedeniyle ciddi engellerle karşılaşılmıştır.[3]
1949 yılında iki süper gücün ideolojik savaşı Kore ve Çin’e de sıçrayarak bölge ülkelerini tedirgin etmeye başlamıştır. Hindistan ve Endonezya gibi eski sömürgeler, savaşın bölgenin geri kalanına da yayılma ihtimalini düşünüyor; Soğuk Savaş rekabetinin Kore ve Çin’de sıcak olduğunu ve Avrupalıların eski sömürgelerinde nüfuz sahibi olmaya çalıştığını düşünerek endişe duyuyorlardı.[4] Kore Savaşı’ndan sonra Uzakdoğu’da yaşanan anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak için toplanan Cenevre Konferansı’na davet edilmeyen Hindistan, Seylan, Pakistan, Birmanya ve Endonezya devletleri bağımsızlıklarını sürdürebilmek, Batı’nın sömürgeciliğiyle mücadele edebilmek ve ortak bir tutum sergileyebilmek için iş birliği yapmanın hayati önemde olduğu kanısına varmışlardır. Bu amaç doğrultusunda Endonezya Başbakanı Dr. Ali Sastroamidijojo’nun önerisiyle Mayıs 1954’te Endonezya, Sri Lanka (Seylan), Hindistan, Pakistan ve Birmanya’nın katılımıyla Sri Lanka’nın başkenti Colombo şehrinde toplanmışlardır.[5] Konferansta Pakistan hariç diğer ülkeler, Hindistan Başbakanı Nehru’nun tarafsızlık ilkesini benimsemiş ve bölgede kurulacak askerî bir teşkilatın Güney Asya’nın güvenliğini tehdit edeceği gerekçesiyle SEATO’ya katılmama kararı almışlardır. Ayrıca ‘barış içinde bir arada yaşama’ ilkesi konusunda anlaştıklarını duyuran Hindistan ve Çin arasında da bir anlaşma imzalanmıştır. (tr basını 41) (I.T, 1954:293 vd; Özay, 2016:6) Bunun yanında Endonezya’nın önerisiyle bir Asya - Afrika ülkeleri konferansı toplanması için zemin araştırılması yönünde bir karar alınmış ve bu amaçla, Aralık 1954’te Endonezya’nın Bogor kentinde bir toplantı düzenlenmiştir. Burada Bandung Konferansı’nın nasıl ve hangi ülkelerin katılımlarıyla toplanacağını belirlemek için Colombo Beşleri olarak adlandırılan ülkeler yirmi dört ülkenin davet edilmesine karar vermişlerdir. Ancak aynı coğrafyada yer alan Yeni Zelanda, Avustralya, İsrail, Kore, Moğolistan ve Güney Afrika konferansa davet edilmemişlerdir. Yeni Zelanda ve Avustralya bölgede Anglo-Sakson hâkimiyetini temsil ettikleri gerekçesiyle diğerleriyse Batı dünyasıyla olan ilişkileri nedeniyle konferansa davet edilmemişlerdir. İsrail ise, konferansa davet edilecek olan Arap ülkeleriyle yaşadığı sorunlar sebebiyle davet edilmemiştir. (tr basın)
Konferansın Toplanması ve Görüşülen Konular
Bandung Konferansı, diğer adıyla Asya – Afrika Konferansı, 18 Nisan 1955’te Endonezya’nın Bandung şehrinde, bir milyardan fazla insanın yaşadığı 29 devletin katılmasıyla, birleşmiş bir Asya ve Afrika olmadan dünya barışının korunamayacağı bildirilerek açılmıştır. SEATO’ nun teşkiline doğrudan doğruya verilmiş bir cevap gibi görünen Bandung Konferansı’na katılan 29 devlet sırasıyla şöyledir: Afganistan, Birmanya (Burma), Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Etiyopya (Habeşistan), Filipinler, Gana, Hindistan, Irak, İran, Japonya, Kamboçya, Laos, Liberya, Libya, Lübnan, Mısır, Nepal, Pakistan, Seylan, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tayland (Siyam), Türkiye, Ürdün, Vietnam (Kuzey ve Güney) ve Yemen. (5125 sayfa 52 ve tr basını 42)
Bandung Konferansı’nda bir araya gelen bu ülkelerin politikaları değerlendirildiğinde türdeş bir devletler grubu özelliği taşımadıkları görülmektedir. Yukarıda sıralanan ülkeler içinde Batı yanlısı bir politika sürdüren ve tek NATO üyesi ülke konumunda olan Türkiye; SSCB karşıtlığıyla Konferansta öne çıkmıştı. Yine Batı yanlısı politikalar içinde yer alan Irak, Ürdün, Lübnan ve Libya gibi Arap ülkeleriyle birlikte Pakistan ve Seylan gibi Asya ülkeleri vardı. Komünist bir rejime sahip olan Çin veya Komünizme sempati duyan Mısır ve Hindistan gibi ülkelerin yanı sıra bağlantısız bir duruş sergiledikleri gözlenen Suudi Arabistan, Yemen gibi Ortadoğu Arap ülkeleriyle Birmanya ve Endonezya toplantıda yer almışlardı (Armaoğlu, 1992: 624-625). (tr basını 42)
Konferansın açılış konuşması Endonezya Cumhurbaşkanı Dr. Ahmet Sokarno tarafından yapılmıştır. Konferansın ilk görevinin katılımcı 29 ülke arasında bir anlaşma havası yaratmak olduğunu belirten Sukarno, bu konferansın insanlığa rehberlik edip sulh ve güvenliğe ulaşmak için hangi yolu takip etmesi gerektiğini göstereceğini söylemiştir. Sokarno’nun konuşmasının ardından konferans başkanlığı seçimi yapılmış ve bu göreve Endonezya Başbakanı Dr. Ali Sastroamidijojo getirilmiştir. Endonezya Başbakanı Dr. Ali Sastroamidijojo konferans başkanı sıfatıyla yaptığı konuşmasında (tr basını 43) sömürgecilik meselesi üzerinde durmuş, atom bombası gibi insanlığın topluca yok olmasına sebep olabilecek bir tehlikeyi ortadan kaldırmak için her türlü çareye başvurulacağını belirtmiştir. (368) Böylece konferansın temel ilkeleri siyasal bağımsızlık, egemenliğe karşılıklı saygı, saldırgan olmayan dış siyaset, büyük güçlerin küçük devletlerin iç işlerine karışmaması ve eşitlik olarak belirlenmişti. Bunun yanında, konferansta komünizm, self-determinasyon hakkı, ırkçılık, İsrail meselesi, atom enerjisinin kullanılması ve kitle imha silahları gibi konular tartışılmıştır.
Türk delegesi olarak konferansa katılan Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu, konferansa katılan devletlerin bağımsızlıklarına saygı duymakla birlikte konferansın ana düşüncesi olan tarafsızlık fikrine sıcak bakmadığını konferans oturumlarında dile getirmiştir. Türkiye’nin takip ettiği bu politikanın nedeni ise Hindistan ve Mısır gibi devletlerin Türkiye için bir tehdit oluşturan Sovyetler birliği ile yakın ilişkileri ve konferansa katılan Çin Halk Cumhuriyeti’nin de komünist bir rejime sahip olmasıdır. Bu durum Türkiye’nin konferansta bir nevi Batı dünyasının temsilcisi olarak davranmasına ve tarafsızlık fikrine karşı bir refleks geliştirmesine neden olmuştur. (tr basını)
Konferansın Sonucu ve Alınan Kararlar
24 Nisan 1955 tarihinde son oturumu yapılan konferansta katılımcı devletlerin yürüttüğü politikalarda bir birlik görülmese de birtakım ortak kararlar alınmıştır. Bu kararlar şöyle özetlenebilir: Öncelikle, sömürgecilik ve ırkçılık kınanmıştır. Sömürgecilik kavramının tarifi için de Fatin Rüştü Zorlu’nun teklif ettiği formül dikkate alınmış ve yalnız klasik sömürgeciliğin değil modern sömürgeciliğin de kınanması konusunda anlaşmaya varılmıştır. Dünya barışının kurulması ve korunması amacıyla Asya -Afrika devletlerinin çabalarına devam etmesi kararlaştırılmıştır. Atom ve hidrojen bombalarının saldırı ve savaş aracı olarak kullanılması yasaklanması ve bunun için bir kontrol sistemi kurularak silahsızlanmanın sağlanması için çalışılması gerektiği belirtilmiştir. Son olarak bölge müdafaa anlaşmaları Birleşmiş Milletler anayasası hükümlerine uygun olmak ve büyük devletlerden biri aleyhinde olmamak şartıyla kabul edilmiştir. (5125 72)
Sonuç olarak özetlemek gerekirse, Bandung Konferansı’nın bir başlangıç noktası olması ve üyelerinin karmaşık durumu dolayısıyla, Doğu ve Batı blokları karşısında yer alabilecek yeni bir anlayış ve felsefeyi hemen oluşturamamış olmasına rağmen bir hareketi başlattığı da bir gerçektir. Fakat bu hareket başlangıçta düşünüldüğü gibi bir Asya Afrika hareketi olmamış bunun yerine daha geniş çapta olmak üzere milletlerarası politikada bir bağlantısızlık akımı ortaya çıkmıştır. (5373 376)
Hazırlayan: Gaye SOLMAZ
- ↑ Fahir Armaoğlu, 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1980), (Ankara,1994), 624.
- ↑ Marco Vieria, Understanding Resilience in International Relations: The Non- Aligned Movement and Ontological Security, (International Studies Review, No:18, 2016) ss. 292.
- ↑ Mehmet Korkud Aydın, Bandung Konferansı ve Türk Basınına Yansımaları, (Electronic Turkish Studies, 13.24, 2018), 40.
- ↑ Faruk Sönmezoğlu, Bağlantısız Üçüncü Dünya’dan Çevre Ülkeleri’ne, (İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 41, İstanbul, Ekim 2009), 3.
- ↑ Davut Dursun, BANDUNG, (TDV İslam Ansiklopedisi, C. 5, 1992), s. 55-56.