Açık Deniz
Açık denizin tanımı ve açık denizlerde ülkelere verilen yetkiler, 1958 Cenevre Antlaşması ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) ile düzenlenmiştir. Cenevre Antlaşması'na göre açık deniz; devletlerin kara suları ya da iç suları dışında kalıp herhangi bir devletin tekelinde bulunmayan deniz alanlarına denir. B.M.D.H.S açık denizi herhangi bir devletin münhasır ekonomik bölgesine, karasularına, iç sularına ve takımada sularına dahil olmayan, denize kıyısı olsun olmasın bütün uluslara açık ve ulusların eşit haklarla yararlanabileceği deniz alanlarına denmektedir.
“Açık denizlerin serbestliği” ilkesi[1] açık deniz rejiminin temel ilkesidir fakat yalnızca barışçıl amaçlarla gerçekleştirilen faaliyetleri kapsar ve sırasıyla 2. Maddede belirtildiği şekliyle şöyledir:[2]
Denizden ulaşım serbestliği yalnızca bir ülkenin bayrağını taşıyan gemiler ve deniz altlarının serbest ulaşımını kapsar. Havadan uçuş serbestliği açık deniz üzerinde bulunan hava sahasını uluslararası hava sahası olarak kabul eder fakat antlaşmada belirtildiği üzere hava ulaşımı konusunda antlaşma hava hukukuna uymaktadır. Antlaşmada belirtildiği gibi “Bölge ve kaynakları insanlığın ortak mirasıdır”[3] dolayısıyla balıkçılık serbestliği, canlı kaynakları tehlikeye düşürmediği sürece her devlete ve vatandaşına balık avlama hakkı tanır. Bilimsel araştırma yapma serbestliği barışçıl amaçlara yönelik olan devletlerin bilimsel faaliyetlerini kapsar ve tüm devletler eşit haklara sahip olduğundan bir devletin çalışması diğer devletlerin haklarını gasp etmemelidir. Yapay ada inşası ve deniz altından kablo ve boru geçirme serbestlikler de devletlere tanınan özgürlüklerdir