Yargı Kararları
Yargı Kararları:
UAD Statüsü'nün 38. maddesi yardımcı kaynak olarak yargı kararlarından (içtihat-judicial decisions) bahsetmiş ve 59. madde hükmünü saklı tutmuştur. 59. madde UAD kararlarının sadece ilgili olayda ve ilgili taraflar açısından sonuç doğuracağını belirtmektedir. Taraflar aynı olsa ve ileride benzeri bir anlaşmazlık ortaya çıksa bile geçmişteki yargı kararının bu yeni olayda uygulanması, tarafların rızası olmadıkça, mümkün değildir. İngiliz hukukunun (common law) bir kuralı olarak geçmişteki yargı kararlarının hukukun bağlayıcı kaynağı olarak kabul edilerek hukuk kuralı olarak gelecekteki benzer olaylarda da uygulanması ve emsal oluşturması (stare decisis) uluslararası hukukta kabul edilmemektedir. Türk hukukunda da mahkeme kararları (içtihat) yardımcı kaynak kabul edilmekte kararları bağlayıcı kabul edilmektedir.
Yargı kararlarının yardımcı kaynak olarak kabul edilmesi uluslararası hukuk gibi kurallarının görece gelişme aşamasında olduğu ve çok sınırlı sayıda yargı kararına sahip olan bir hukuk alanında bunların önemini azaltmamaktadır. Uluslararası uyuşmazlıkların çözmekle yükümlü organların hemen her zaman daha önceki yargı kararlarını incelediklerini ve çoğu zaman da karar metninde önceki kararlara atıfta bulunduklarını ve bu kararlardan alıntılar yaptıklarını görmekteyiz. Bunun bir nedeni, var olan uluslararası hukukun ne olduğunun kanıt olarak önceki davaların gösterilmesi iken diğer bir nedeni de önceki kararı veren yargıçlarla sonraki davaya bakan yargıçların aynı kişiler olabilmesidir. Ayrıca anlaşmazlığa taraf devletler de kendi görüş ve iddialarını desteklemek amacıyla mahkemeye sundukları belgelerde yargı kararlarını anmaktadırlar.
Uluslararası hukukta mahkeme kararları yeni hukuk oluşturma fonksiyonuna sahip değildir. Kural olarak mahkeme kararlar sadece mevcut kuralların yorumunda yardımcı olmak gibi bir fonksiyona sahiptir. Ancak, uygulamada mahkemeler bu genel kuralı oldukça zorlamaktalar ve yorum yolu ile sanki yeni kurallar oluşturma fonksiyonu da görebilmekteler. Sınırlı da olsa uygulamada bazı örneklere rastlanmaktadır. Yine Onarımlar (Reparations) danışma görüşünde UAD, 15 uluslararası örgüt olan BM'nin bir devlete karşı kendi görevlilerinin uğradığı zarardan dolayı dava açabileceğini kabul etmiştir. Bu davada da UAD daha önce uluslararası hukukta bulunmayan kural ve ilkeleri kendisi oluşturarak eldeki olaya uygulamış gözükmektedir. Bu davalar daha sonraki yargı kararları tarafından da benimsenerek uygulama alanı bulmuşlar hatta deniz hukukuna ilişkin hem yapılageliş hukukunun hem de onu kodifiye eden antlaşma hükümlerinin bir parçasını oluşturarak kendilerinden sonrası için önemli hukuksal sonuçlar doğurmuşlardır.
Uluslararası hukukun bir kaynağı olarak sözü edilen yargı kararlarının sade uluslararası yargı kararlarını kapsamadığı ulusal yargı kararlarının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği genellikle kabul edilmektedir. Bu bağlamda özellikle federal devletlerin yüksek yargı organlarının kararları iki federe devlet arasındaki anlaşmazlığı çözdüğünden ve kısmen bunlar uluslararası hukuktaki devletlere benzediğinden dolayı uluslararası hukuk tarafından dikkate alınmalıdır. Ayrıca bazen iç hukukta yeterli kural olmadığı zaman federal yargı, federe devletler arasındaki anlaşmazlığa ilişkin olarak uluslararası hukuk kurallarını uygulayarak onları yorumlayabilmektedir. Uluslararası akarsuların kullanımına ilişkin federal yargı kararları ile uluslararası hukuk kurallar arasında böyle bir ilişki mevcuttur. Yargı kararlarının bağlayıcı olmadığı göz önüne alındığında uluslararası hukuka ilişkin çözmekle görevli yargıçların iç hukuku da yardımcı kaynak olarak göz önüne almasının hiçbir sakıncası bulunmamaktadır. [1]
- ↑ Acer, Yücel. Kaya, İbrahim. Uluslararası Hukuk . 6. Basım. Ankara: Seçkin Yayınları, 2015. s.58-59.