Geri Göndermeme İlkesi
Uluslararası özel hukukun temel bir ilkesi olan non-refoulment (geri göndermeme) ilkesi; sığınmacıların ırk, din, milliyet, belli bir sosyal gruba ya da politik bir görüşe mensubiyetlerinden dolayı muhtemel herhangi bir zulüm tehlikesi ile karşılaşacakları ülkelere gönderilmesini engelleyen ilkedir. Bu ilke teamül hukuku kapsamındadır ve 1951 Mültecilerin Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi [1] veya 1967 Protokolüne taraf olmayan devletler için de bağlayıcıdır. Geri göndermeme ilkesinin istisnası 1951 Cenevre Sözleşmesi’nde madde 33’te ayrıca belirtilmiştir [2].
Geri göndermeme ilkesi II. Dünya Savaşı sırasında Nazi rejiminin uyguladığı soykırımlardan kaçan mültecilere, ulusların bir sığınak sağlayamaması sorunu gibi olaylarla savaş döneminden sonra doğmuştur. II. Dünya Savaşı’nda birçok eyalet Holokost'tan kaçan Alman ve Fransız Yahudilerini zorla geri gönderdi veya kabul etmedi. Bu doğrultuda uluslararası toplum II. Dünya Savaşı'ndan sonra, devletlerin mülteciler üzerindeki egemenliklerine ilişkin uluslararası denetimlerin gerekliliğine dair hukuki çözümler üretti. Geri göndermeme ilkesine ilişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesi devletlerin farklı yorumlarını da içerir.
Bununla ilgili en yaygın yorumlar:
Katı yorum: Bu yorum eğer bir sığınmacının fiziksel olarak bir devletin sınırlarına girmişse bu haktan yararlanacağını ifade eder.
Katı ve dar yorum: Sadece belirli mültecilerin bu haktan yararlanacağını ve sığınmacının özgürlüğünü ve yaşamını tehdit etmiyorsa, bu kişinin ülkeye iade edilebilirliğini savunur.
Kolektivist yorum: Bu yaklaşım, bir kişinin sığınma talebinde bulunduğu ülkede sığınma talebini işleme koymak ve bunları diğer ülkeler arasında yeniden dağıtmak için tasarlanmış uluslararası sistemleri içerir. Bu yaklaşım, 33.Madde’nin sığınmacıları alan devletlerin kalıcı olarak kalmalarına izin vermelerini gerektiren bir dil içermediği, yalnızca onları olası bir tehlikeyle karşı karşıya kalacakları bir bölgeye geri göndermeme yükümlülüğünü içermediği mantığına dayanmaktadır. Ülkeler arasındaki mülteci yerleştirme anlaşmaları, yeni ev sahibi ülke tarafından geri gönderilmemelerini sağlamalıdır. Ancak yeni ev sahibi ülkenin 1951 Sözleşmesine taraf olması gerekmez. [3]
Kolektif, sığınmacıların egemen sınırlara ulaşmasını engelleyen yasalarla yapılan yorum: Bu yaklaşım, 33. maddenin bir yorumu değil, onu aşmanın bir yoludur. Katı ve kolektivist yaklaşımları birleştirir. Bu yaklaşımı kullanan devletler, başta seyahat merkezlerinde olmak üzere, sınırları içinde egemen olmayan alanlar kurar. Sığınmacılar, bu tür alanlarda kendilerini gösteren daha sonra iltica taleplerinin işleme konulması için başka bir ülkeye gönderilmektedir. Geleneksel kolektivizmde olduğu gibi, sığınmacı, olası tehlikeyle karşı karşıya olduğu bir ülkeye gönderilemez .[4]
Buna ek olarak, Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesi de iade yasağını açıkça belirtir [5] ve Avrupa Birliği Temel Haklar Şartında[6] da ülkeden çıkarma, sürgün veya iade durumlarında korunma ile bu hakkı garanti altına almıştır.
'Hazırlayan: o-Staj Göç Çalışmaları Programı Lalenur Bakır
- ↑ Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Tesilciliği, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme, 2001, s.11
- ↑ Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Tesilciliği, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme, 2001, s.12
- ↑ D'Angelo, Ellen F. (January 2009). "Non-Refoulement: The Search for a Consistent Interpretation of Article 33" (PDF). Vanderbilt Journal of Transnational Law. 42 (1): 279. Archived from the original (PDF) on 22 February 2017. Retrieved 21 February 2017.
- ↑ D'Angelo, Ellen F. (January 2009). "Non-Refoulement: The Search for a Consistent Interpretation of Article 33" (PDF). Vanderbilt Journal of Transnational Law. 42 (1): 279. Archived from the original (PDF) on 22 February 2017. Retrieved 21 February 2017.
- ↑ İşkence ve Diğer Zalimane Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, 1984, madde.3.1.
- ↑ Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, Avrupa Birliği ile İlişkiler Genel Müdürlüğü, Kasım 2001, madde.19.2.