Uluslararası Hukuk
Uluslararası Hukuk Kavramı:
Uluslararası hukuku diğer hukuk dallarından ayırt eden kendine has bazı temel nitelikleri vardır. Bu nitelikler, kendisini hem uluslararası hukuk kurallarının doğuşunda (kurallarının konmasında) hem de uygulanmasının sağlanmasında gösterir. Bu iki açı dan da uluslararası hukukun farklılıklar göstermesi, onun siyasi olarak ileri de-recede örgütlenmiş herhangi bir toplumun değil, uluslararası toplumun hukuku olmasından kaynaklanır. O nedenle, uluslararası hukuku anlayabilmek için öncelikle uluslararası toplumun kendine has niteliklerini kavramamız gereklidir.
Uluslararası Toplum:
Bir topluluğu, bir grup varlığın aynı fiziksel mekânı paylaşmaları ile değil de, etkileşim içerisinde olmaları ile tanımlayabiliriz. Bir topluluğu tanımlayan de, etkileşim içe şey karşılıklı etkileşimdir. Etkileşim değişik şekillerde olabilir. Bunlar ekonomik ihtiyaçların karşılıklı temininden kültürel veya sosyal etkileşim biçimlerine kadar uzanır. Şüphesiz ki insanlar öncelikle etkileşimi en fazla olan diğer insanlarla bir topluluk oluştururlar ve bu topluluklar uzun süreden beri de devlet tarafından temsil edilen ulusal topluluklardır.
Bir topluluğu, bir grup varlığın aynı fiziksel mekânı paylaşmaları ile değil de, etkileşim içerisinde olmaları ile tanımlamak gerektiğine göre, dünya üzerin deki insanların, yer kürede bulunuyor olmalarından değil, birbirleri ile etkileşim içerisinde bulunuyor olmalarından dolayı bir topluluk oluşturdukları kabul edilmelidir. Günümüzde, bir ulus içerisinde yaşayan insanlar, kendi ulusunun fertleri kadar olmasa da başka uluslardan fertlerle de iletişim içerisindedirler. Bu nedenle de dünyada bulunan bütün insanların bir "dünya toplumu" oluşturdukları kabul edilebilir. Ancak belirli bir devlet içerisinde yaşayan ve bir topluluk oluşturan insanlar, başka topluluklarla daha ziyade devletleri vasıtası ile etkileşim içerisindedirler. Dünya üzerindeki insan topluluklarının temsilcisi olan toplum uluslararası karşılıklı etkileşimi ile oluşan topluma geleneksel manada ‘’uluslararası toplum’’ denmektedir.
Bu aktörlerin oluşturduğu uluslararası bir toplumun varlığı kesin bir kabul olunca, bu toplumun ne tür temel niteliklere sahip olduğu da incelenmeye başlanabilir. Bu özelliklerden ilki, uluslararası toplumun örgütlenmesine ilişkindir. Uluslararası toplum içerisinde, uluslararası toplumun bütün unsurları üzerinde egemen olan bir siyasal ve hukuksal güç oluşmuş değildir. Ancak uluslararası toplumun kendi içinde bir üstün siyasal güç oluşturamamış olması onun kendi içinde siyasal örgütlenmeyi hiçbir düzeyde başaramadığı anlamına gelmez. Ulusal devletlerdeki üstün siyasal ve hukuksal otorite olan devlet tarzındaki genel örgütlenme yerine uluslararası toplum, devletlerin hukuksal ve siyasal üstünlük açısından eşit olduğu bir sisteme dayanmaktadır. Özellikle 1648 Vestefalya Barışı'ndan beri Avrupalı devletler arasında oluşan ve Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler antlaşmaları ile bütün dünya devletleri arasında açıkça kabul gören temel prensibe göre, devletler "egemen eşit" birimlerdir.
Devletlerin kendi aralarında oluşturdukları örgütlenmelerin neredeyse tamamı uluslar-üstü olmaktan ziyade uluslararasıdır. Uluslararası örgütlenmeler kendilerini oluşturan devletlerin tamamının katıldığı irade ile hareket edebilmektedir. Devletler günümüze kadar ancak sınırlı sayıda ve sınırlı konulara ilişkin uluslar-üstü yetkiye sahip örgütlenmeler oluşturabilmişlerdir. Örneğin, Birleşmiş Milletler, ana organlarından birisi olan Güvenlik Konseyi vasıtası ile sadece uluslararası barışın ve güvenliğin korunması maksadı ile bazı uluslar-üstü yetkiler kullanabilmektedir. Bir başka örnek Avrupa Birliği olabilir ki bu örgütlenme de sınırlı sayıda ülke üzerinde ve sınırlı konularda uluslar-üstü yetkiler kullanabilmektedir. Uluslararası toplumun bu temel nitelikleri, bu toplum içerisindeki ilişkileri düzenleyen uluslararası hukukun da temel niteliklerini şekillendirmektedir. [1]
- ↑ Acer, Yücel. Kaya, İbrahim. Uluslararası Hukuk . 6. Basım. Ankara: Seçkin Yayınları, 2015. s.25-26-27.