Düvel-i Muazzama
Literatüre göre Düvel-i Muazzama, “The Great Power” teriminin karşılığı olarak düşünülmüş ve bu süper güçleri İngiltere, Fransa, Rusya ve Avusturya- Macaristan oluşturmuştur. Genel kanı Düvel-i Muazzama’nın dünya siyasetini domine ettiği yönündedir. Osmanlı Devleti ise çağının gerisinde kalan, küçülen ve bu devletlerin isteklerine boyun eğen ve hukuki açıdan da bu devletlerle bir denkliği bulunmayan bir devlettir. Düvel-i Muazzama terimi 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başında I. Dünya Savaşı’na kadar kullanılmıştır.
İlber Ortaylı’ya göre ise Osmanlı büyük bir devlettir ve bu grubun içindedir. Ortaylı, durumu kısaca şöyle açıklıyor: Büyük devletler büyükelçi teati ederler. Osmanlı Devleti’nin büyükelçi bulundurduğu ve Osmanlı Devleti’nde büyükelçi bulunduran devletler içinde Büyük Britanya, Fransa, Avusturya- Macaristan, Prusya-Alman İmparatorluğu, Almanya, İtalya ve Rusya vardır. Bu durumda Osmanlı da Düvel-i Muazzama’dan biridir. Ancak süper güçlerin farklı hedefleri ve güç yansıtma karakterleri vardır. Mesela 19. asrın sonlarında, büyük devletler etkilemek istedikleri gruplara birtakım gazeteler veya besledikleri gazeteciler ve misyonerler aracılığıyla nüfuz etmeye başladılar. Bu tip operasyonları Osmanlı Devleti de güderdi. Avrupa’da birtakım gazeteleri veya yazarları satın alır ve kendi çıkarlarına göre yazdırırdı.
Osmanlı İmparatorluğu, her şeye karışan, her şeyi düzenlemeye çalışan bir büyük devlet olmaya çalışmamışken İngiltere ise her istediğini yapmış; yapamasa bile istemediğini yaptırmamıştır. Fransa, razı olmadığı bazı şeylere de göz yummak zorunda kalmıştır. Avusturya-Macaristan çok daha derecesiz ve etkisizdir. Rusya’nın birtakım taleplerine karşı öbür devletler ittifak etmişlerdir. Alman İmparatorluğu, geç kalmış olarak bu lige girmiş ve çıkarttığı sorunların sonu gelmemiştir ama her zaman muvaffak olamamıştır. [1]
Kaynakça
- ↑ İlber Ortaylı, Üç Kıtada Osmanlılar,İstanbul, Timaş Yayınları, 2007, s. 90.