Filistin Kurtuluş Örgütü
FKÖ’nün temelleri Ocak 1964’te Kahire’de toplanan Arap Birliği Zirvesi ile atılmıştır. FKÖ’nün kurulmasına Filistinli direniş örgütleri değil Arap hükümetleri öncülük etmiştir. FKÖ’nün kurumsallaşması aşamasında Arap ülkeleri, Filistinlileri mücadele için yetiştirmek amacıyla askerî okullarına almayı teklif etmişlerdir. Ayrıca teşkilatın finansmanı için bir Filistin Millî Fonu oluşturulmuştur. Arap ülkelerinde FKÖ ofisleri açılmış ve o sıralarda Gazze ve Sina’da üslenen bir Filistin Kurtuluş Ordusu kurulmuştur. Bir anlamda Filistin davasının siyasi temsilcisi olan ve çok sayıda Filistinli örgütü bir çatı altında toplayan FKÖ, 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda etkinliğini arttırmıştır. 1968 yılında yapılan Filistin Ulusal Konseyi’nin dördüncü toplantısında FKÖ yeniden örgütlenmiş; komando grupları üye yapılırken sözleşme yeniden gözden geçirilmiş ve Filistin Kurtuluş Ordusu’nun komando kanadı kurulmuştur. FKÖ’nün en önemli organı, Filistin parlamentosuna eş değer olan Ulusal Konsey’dir. Üyeler, Konsey’in mevcut kurulu, komando grupları, Filistin birlikleri, meslek örgütleri ve önde gelen Filistinlilerin görüşleriyle belirlenmektedir. Konsey, FKÖ’nün siyasetini ve programlarını oluşturan en üst kuruldur. FKÖ şemsiyesi altında bulunan gruplar içindeki en büyük örgüt olan el-Fetih’in lideri Arafat 1969’da FKÖ Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. Arafat yönetimi 1973 yılından itibaren diplomasiye ağırlık vererek FKÖ’ye sürgün hükümeti niteliği kazandırmıştır. 1974 yılında örgüt Arap Birliği, İKT ve BM tarafından Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. 1980’li yılların başlarına kadar pek çok değişik grubu bünyesinde taşıyan FKÖ, Filistinlilerin önde gelen örgütü olma özelliğini korumuştur. Örgütün merkezi 1967 Savaşı’ndan sonra Ürdün’e, 1970’te Lübnan’a ve 1982’de İsrail’in Lübnan’ı işgalinin ardından Tunus’a taşınmıştır. FKÖ lideri Arafat, Aralık 1988’de FKÖ adına terörizmi kınadığını açıklayan bir konuşma yapmıştır. ABD bu açıklamanın FKÖ içinde yer alan el-Fetih, Güç 17, Havari Grubu, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ve Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC) gibi örgütleri de bağladığını düşünmüş; fakat ABD ile FKÖ arasındaki diyalog, FHKC’nin 30 Mayıs 1990’da İsrail kıyılarına saldırmasıyla bozulmuştur. 1994’teki Kahire (Gazze-Eriha) Anlaşması ve Eylül 1995’teki Oslo II Anlaşması’yla İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamına yakınının, Batı Şeria’nın ise bazı bölgelerinin yönetimini Filistin Ulusal Otoritesi’ne bırakmıştır. Ocak 1996’da yapılan genel seçimler sonucunda 88 üyeli Filistin Yasama Konseyi oluşturulmuştur. Ayrıca seçimlerin sonunda Arafat, Filistin Ulusal Otoritesi’nin başkanı olarak göreve başlamıştır. Filistin Ulusal Otoritesi kabinesi 23 bakanlıktan oluşmaktaydı fakat önemli kararları alma yetkisi Arafat’a aitti. Ayrıca hükümette önemli pozisyonlar el-Fetih üyelerine verilmekteydi. FKÖ, bugün Filistin Ulusal Otoritesi’ni yürüten siyasi bir parti gibi işlev görmektedir. Filistin direnişinin dinamikleri 1990’lı yılların ortasından itibaren değişirken, FKÖ’nün direnişteki merkezî konumu, kendi dışındaki HAMAS ve İslami Cihad gibi grupların artan eylemselliği ile sarsılmaya başlamıştır. Filistin halkı içindeki tabanı 2000’li yıllarda büyük bir genişleme gösteren HAMAS ve İslami Cihad’ın dâhil olmadığı FKÖ’nün yaşadığı taban sıkıntısı bir yana, bu iki grubun FKÖ’ye üyeliği konusundaki tartışmalar sarsıntılı bir süreci getirmiştir. Direnişin temel ekseni hâline gelen bu iki grup, FKÖ’nün mevcut yönetim yapısı değişmediği ve el-Fetih’in belirleyici rolü tasfiye edilmediği sürece örgüte üyeliği reddetmektedir. FKÖ ise Arafat’ın ölümünden itibaren yaşadığı taban kaybı ve meşruiyet tartışmalarından kurtulmak için tüm grupların katıldığı bir ulusal uzlaşma sürecinin zorunluluğunu görmekle birlikte buna hazır olmayan bir görünüm sergilemektedir. [1]
Hareketin ilkeleri
1) Filistin Arap vatanının bir parçasıdır, Filistin halkı Arap milletinin bir parçasıdır ve mücadelesi Arap milletinin mücadelesinin bir parçasıdır.
2) Filistin halkı bağımsız bir kişiliğe ve kendi geleceğini belirleme hakkına sahiptir. Bütün topraklarında mutlak egemenliği vardır.
3) Filistin devrimi Filistin’in kurtuluşu savaşında Arap milletinin öncüsüdür.
4) Filistin halkının direnişi Siyonizm, sömürü ve dünya emperyalizmle mücadelede dünya halklarının artan direnişinin bir parçasıdır.
5) Filistin’in kurtuluşu savaşı, bütün imkanları, maddi ve manevi kapasiteleriyle Arap milletinin katkıda bulunduğu ulusal bir görevdir.
6) Filistin sorunu konusunda Filistin halkının kendi vatanındaki hakkının çiğnenmesi yönünde Birleşmiş Milletler’den, devletler grubundan veya tek bir devletten çıkan veya çıkacak plan, anlaşma ve kararlar geçersizdir ve kabul edilemez.
7) Siyonizm, düşünce, hedef, örgütlenme ve yöntem açısından saldırgan emperyalist faşist bir harekettir.
8) Filistin’deki İsrail varlığı yayılmacı emperyalist temelli saldırgan Siyonist bir işgaldir. Siyonizm, sömürgenin ve küresel emperyalizmin doğal müttefikidir.
9) Filistin’in kurtuluşu ve kutsallıklarının savunulması dini ve insani Arap görevidir.
10) Filistin ulusal kurtuluş hareketi Fetih bağımsız devrimci ulusal bir harekettir, Filistin halkının devrimci öncüsünü temsil etmektedir.
11) Kurtuluşa katılan devrimci kitleler toprağın sahibi ve Filistin’in malikidir.[2]
- ↑ Fatma Tunç Yaşar,Sevinç Alkan Özcan,Zahide Tuba Kor:Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine FİLİSTİN,11. Basım, İHH Kitap,2011 S.127-128
- ↑ http://www.aljazeera.com.tr/dosya/filistin-kurtulus-hareketi-fetih