"Sabiha Sertel" sayfasının sürümleri arasındaki fark
("'''''Sabiha Sertel: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk profesyonel kadın gazetecisi ve gazeteci Zekeriya Sertel’in eşi''''' Dosya:Sabiha Sertel.jpg|küçük..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
|||
67. satır: | 67. satır: | ||
Anılarını topladığı ''Roman Gibi'' adlı kitabı ölümünden sonra 1969 yılında yayımlandı.1998 yılında Nilgün Eroğlu Maktav tarafından Bir Roman Gibi adıyla hayatını anlatan bir belgesel yapıldı. | Anılarını topladığı ''Roman Gibi'' adlı kitabı ölümünden sonra 1969 yılında yayımlandı.1998 yılında Nilgün Eroğlu Maktav tarafından Bir Roman Gibi adıyla hayatını anlatan bir belgesel yapıldı. | ||
+ | |||
+ | |||
+ | |||
+ | |||
+ | |||
+ | '''''Hazırlayan: Serenay Alsanç''''' | ||
+ | |||
+ | === '''''Kaynakça''''' === | ||
+ | <references /> |
07.04, 10 Ocak 2023 tarihindeki hâli
Sabiha Sertel: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk profesyonel kadın gazetecisi ve gazeteci Zekeriya Sertel’in eşi
Tia O’Brien: ‘Kendi sesiyle bir ülkenin doğumunu anlatıyor ve korkusuz bir savaşçıya benziyor.’[1] Sabiha Sertel, Türkiye Cumhuriyeti'nde gazeteciliği meslek olarak benimsemiş ilk kadın yazardır. Eşi Zekeriya Sertel ile birlikte çıkardıkları gazete ve dergilerde, yeni cumhuriyetin demokratik reformlarının gerçekleşmesi, kadın hakları, basın özgürlüğü, sınıf bilincinin oluşması ve toplumun her kesiminden insanların bilinçlenmesi için zorlu bir mücadele yürüttü.
Hayatı
Sabiha Sertel, 1895 yılında Selanik’te doğmuştur. Tam adı Sabiha Derviş Sertel’dir. Ortaöğretimini Selanik İnas Lisesi ve bir Fransız okulunda tamamlamıştır. Bu sırada yazdığı yazılar Paris’te hukuk okuyan bir yandan da Selanik’te gazetecilik yapan Zekeriya Sertel’in ‘Yeni Felsefe’ dergisinde yayınlanmaya başlamış ve Osmanlı Cemiyeti’nde Kadın yazısı yılın ‘en iyi yazısı’ ödülünü kazanmıştır.
Selanik’in Yunan işgaline uğraması üzerine 1912 yılında ailesiyle İstanbul’a göçtü. Sabiha Sertel, 1915’te Zekeriya Sertel ile evlendi. Şehzadebaşı’nda Suphi Paşa Konağı’nda yapılan nikâhta Sabiha Sertel’in vekilliğini Talat Paşa, Zekeriya Sertel’in vekilliğini ise Tevfik Rüştü Aras Bey yapmıştır.
Evlenmekle Sabiha’nın yaşamı tamamen değişmiştir. Kendi seçtiği ve sevdiği bir adamla evli olması başlı başına bir olay olmuştur. Sabiha, ikincisi Nişantaşı’nda zengin bir muhitten, daha mütevazi bir semte geçmiştir. 1917 yılında ilk çocukları Sevim doğmuş ancak maddi sıkıntı çekmişlerdir.[2]
Gazetecilik Faaliyetleri
Evliliği ile birlikte Sabiha Sertel basın hayatına tam anlamıyla girmiştir. Zekeriya Sertel ile birlikte 1919 yılında da haftalık bir dergi olan ve sadece on yedi sayı yayınlanan Büyük Mecmuayı çıkarmaya başlamışlardır. Bu dergi, ulusal kimliğin öncü yayın organlarından biri olmuştur. Derginin amacı şu şekilde anlatılmıştır. “… Eğer bu topraklarda yaşayan bir millet varsa kötümserliğe gerek yok. Millet var değilse, o zaman herkese düşen görev bir millet olmaya çalışmak ve milletin hars itibariyle yükselmesini ve hakiki bir millet olmasını temine gayret etmektedir.”[3]
Derginin ana hedefi, çağdaşlaşmadır. Laik bir çizgiyi savunan Büyük Mecmua Dergisi toplumun dil, din, ahlak, eğitim, hukuk, bilim, sanat ve müzik gibi alanlarda yozlaştığı ve bütün bu unsurların devletin ve milletin ayakta kalması için yetersiz kaldığı vurgulanmakta ve derginin gündemini bu anlamda yeni bir Türkiye oluşturmaktadır. Derginin ana temalarından bir diğeri ise kadın sorunu ve Türk feminizmidir. Bu konuları işleyen kişi ise Sabiha Sertel’dir.
Serteller, 1 Şubat 1924'ten itibaren Resimli Ay dergisini çıkarmaya başlamışlardır. Cumhuriyet’in ilanından sonra Zekeriya Sertel tarafından yayımlanmaya başlanan kültür-magazin dergisi olan Resimli Ay dergisi halka yönelik bir dergi olma özelliği göstermiştir.
Sabiha ve Zekeriya Sertel çifti, derginin bu dönem dergilerinden farklı olacağı iddiasıyla yola çıkmışlardır. Derginin yayın hayatı boyunca da bu iddialarını devam ettirmeye çalışmışlardır. Resimli Ay, toplumu ilgilendiren çok farklı konulardan bahseden, eğiticiliği amaçlayan, kadının problemlerini dile getiren bir dergi olmuştur.
Zekeriya Sertel, Resimli Ay dergisinin amacını şu cümlelerle açıklamaktadır;
“...Bizim amacımız okuyucuların okuma ihtiyaçlarını doyurmak ve memleketimizde gerçekçi bir halk dergisi kurmaktadır. Bizce bir makalenin değeri, altındaki imzadan ziyade çok okunmasındadır. Özellikle Resimli Ay’da yayınlanacak makaleler, hikayeler, genel olarak yazılar yalnız dar bir zümrenin edebi zevkine cevap veren yazılar değil fakat insanların hissi, fikri, dimağı, bedii ihtiyaçlarını doyuran genel nitelikte yazılar olacaktır. Bu şekil, dergicilik aleminde yeni bir yoldur.”[4]
Resimli Ay dergisinin Aralık 1929 tarihli 10. sayısında yayımlanmış olan iki yazı da dava konusu olmuştur. Bunlardan biri ‘Savulun Geliyorum’ başlığı taşımaktadır. ‘Lider psikolojisini’ konu alan yazı Sabiha ve Zekeriya Sertel tarafından bir Amerikan psikoloji dergisinden çevrilmiştir. (Semiz 2008) Sabiha Zekeriya Sertel çifti tutuksuz yargılanmış, Şubat 1930 yılı içerisindeki duruşmalarda savcı, yirmi yıla kadar ceza isteminde bulunmuştur. (Semiz 2008) Mahkeme Sabiha Zekeriya Sertel çiftinin ikişer ay hapis ve otuzar lira para cezasına çaptırılmıştır.[5]
1928 yılında Resimli Ay dergisinde yayınlanan ‘Doğu İle Olan Son Rabıtamızı da Kestik’ başlıklı yazısı, Sertel’in rejime ilişkin görüşlerini yansıtması açısından oldukça önemlidir. Sertel, yazısında gericilere, şeriatçılara karşı, cumhuriyet devrimini desteklemekte, gösterilen ilerlemeyi alkışlamaktadır.[6]
Sabiha Sertel, 1943 -1946 yılları arasında Tan gazetesindeki, Görüşler sütununda çıkan yazısında iki ana konu üzerinde durmuştur: ‘Demokrasi’ ve ‘milliyetçilik’. Nazi orduları, Stalingrad önlerinde karlara saplanmış, siperlerinden çıkamaz hale gelmiş oldukları günlerde bile Türk basınının büyük bir bölümü Nazi zaferine inanmaktan vazgeçmemişlerdir. Sabiha Sertel, yazılarında şöyle belirtmiştir:
“Bugünlerde ırkçılar bir milliyetçilik savaşı açmışlardır. Bu maske altında Nazizm'in ideolojisini savunuyor, varlık vergisini övüyor, azınlık düşmanlığını her tarafa yayılmıştır. Ben Tan’da yazdığım yazılarda Yahudi düşmanlığının, anti-semitizmin Türkiye’de hiçbir zaman yer bulmadığını, genel olarak ırk düşmanlığı bulunmadığını yazdım... Bunun hem kanunlara, hem de Anayasa’ya aykırı olduğunu belirttim. Türk milliyetçiliğinin ancak memleketi sömüren yabancı sermayeye karşı, milli varlığı koruma niteliği taşıdığını, anti-emperyalist bir milliyetçilik olduğunu anlattım... Atatürk, emperyalist nitelik taşıyan Türkçülüğü tasfiye etmiş, bu fikri yürüten Ziya Gökalp’i ve diğerlerini kenara atmıştı. Atatürk, Türk ırklarını birleştirmek, idaresi altına almak gibi emperyalist bir amaç gütmüyordu.”[7]
ABD'de Öğrenim Yılları
1919 yılında Halide Edip Adıvar’ın önerisiyle burs imkanından yararlanarak yüksek tahsil için eşi ve kızı Sevim ile birlikte ABD’ye gitti. Columbia Üniversite’nde sosyoloji eğitimi gördü. Sosyoloji ile tanışması bu döneme rastlamaktadır. Eğitimi sırasında Marx ve Engels’in eserleri aracılığıyla sınıf analizi ve diyalektik materyalist yöntemle tanıştı.
1923 yılında karı-koca öğrenimlerini tamamladıktan sonra Türkiye’ye döndüler. 1924-1931 yılları arasında eşiyle beraber Resimli Ay dergisini çıkardı. Makalelerinde işçi sınıfının haklarını savundu ve sosyal politik düzeni eleştiren yazılar yazdı.
Sertel, Amerika’da eğitim gördüğü sırada özellikle Türk işçilerinin sorunlarına eğilmiş. ‘Türk Teavün Cemiyeti’ adlı bir dernek kurarak, Anadolu'da sürmekte olan Kurtuluş Savaşı’na maddi destek sağlanmasına çalışmıştır.[8]
“Amerika’da kaldığım üç yıl hayatımın en önemli yıllarıdır…” dediği bu üç yıl onun yaşamında ve düşüncelerinde önemli değişikliklerin olduğu bir dönemdir.[9]
Tan Gazetesi ve Matbaası Baskını-4 Aralık 1945
Tan Gazetesi ve Matbaası yayın hayatına 1935'te başlamıştır. Ahmet Emin Yalman'ın 1938'de başyazarlıktan ayrılmasının üzerine, başyazarlığı ve gazetenin fikir yönetimini Zekeriya ve Sabiha Sertel ele aldı.
Tan gazetesi, Sertellerin yönetiminde 7 yıl boyunca hükümetin bazı uygulamalarını ve söz verilen reformların gerçekleştirilmemesini eleştirdi, ırkçılığa ve faşist ideolojiye karşı çıktı. Türkiye'de sol düşüncenin önde gelen yayın organlarından biri oldu ve tek parti yönetimini eleştirdi.
Yayın çizgisi, Tan Gazetesi'ni iktidarın, milliyetçi ve İslamcı çevrelerin açık hedefi haline getirdi.
Sertellerin, tek parti yönetimine karşı ikinci bir parti kurmak için hazırlık yapan Celal Bayar ve Tevfik Rüştü Aras gibi isimlerin de aralarında olduğu bir grupla çıkardığı ancak sadece bir kez yayınlanabilen Görüşler dergisi, okları iyice üzerlerine çekmelerine sebep oldu.
Oku yaydan çıkaran olay ise Hüseyin Cahit Yalçın'ın 4 Aralık 1945 tarihinde Tanin gazetesinde yayınlanan "Kalkın ey ehli vatan" başlıklı yazısı oldu.
Aynı gün İstanbul Üniversitesi'nde toplanan öğrenci kalabalığı, Cağaloğlu'ndaki Tan gazetesinin önüne giderek "Kahrolsun Komünizm", "Kahrolsun Serteller", "Yaşasın İnönü", "Ne Faşistiz Ne Komünist" sloganları atarak matbaayı basıp, yağmaladı. Grup daha sonra Beyoğlu'na çıkarak Yeni Dünya ve La Turquie Kemaliste gazetelerine saldırdı.[10]
Şiddet olayının ardından Tan gazetesi yayın hayatına son vermek durumunda kaldı. Zekeriya ve Sabiha Sertel hakkında ise daha önce yayınlanmış bazı yazılarından dolayı "meclisin ve hükümetin manevi şahsiyetlerine hakaret" suçlamalarıyla davalar açıldı. Zekeriya Sertel, Hatırladıklarım kitabında Tan baskını öncesi Tanin gazetesinde yayımlanan yazının emrinin, dönemin hükümeti tarafından verildiğini savundu.
Sürgün Yılları
Sabiha ve Zekeriya çifti Tan olayından ve davalardan çok yıpranmaları nedeniyle 1950 yılında ülkeyi terk ettiler.
Sabiha Sertel sürgün yıllarını Paris, Viyana, Budapeşte, Moskova ve Bakü’de geçirdi. Türkiye Komünist Partisi’nin çalışmalarına katıldı. Budapeşte Radyosu’nun Türkçe yayınlar servisinde çalıştı. Son yıllarında Türkiye’ye dönmeye çalıştı ancak reddedildi.
Ölümü
Sabiha Sertel 2 Eylül 1968 tarihinde Bakü, Azerbaycan’da 73 yaşında ölmüştür.
Anılarını topladığı Roman Gibi adlı kitabı ölümünden sonra 1969 yılında yayımlandı.1998 yılında Nilgün Eroğlu Maktav tarafından Bir Roman Gibi adıyla hayatını anlatan bir belgesel yapıldı.
Hazırlayan: Serenay Alsanç
Kaynakça
- ↑ Sabiha Sertel.BBC Türkçe.Sabiha Sertel: Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk profesyonel kadın gazetecisi - BBC News Türkçe. Erişim, 9 Ocak 2023.
- ↑ Hülya Semiz, ''İkinci Dünya Savaşı Döneminde Gazeteci Sabiha Sertel'in Döneme İlişkin Görüşleri'' İstanbul Üniversitesi: Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, 2008, sayfa,18
- ↑ Zafer Toprak, ‘Sabiha Sertel ve Türk Feminizmi’, Toplumsal Tarih Dergisi, Sayı.51. 1998, s.7
- ↑ M. Nuri İnuğur, Türk Basın Tarihi, İstanbul, Gazeteciler Cemiyeti Yayınları, 1992, s.61.
- ↑ Hülya Semiz, ''İkinci Dünya Savaşı Döneminde Gazeteci Sabiha Sertel'in Döneme İlişkin Görüşleri'' İstanbul Üniversitesi: Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi,2008, sayfa 24
- ↑ Yıldız Sertel, Annem Sabiha Sertel Kimdi Neler Yazdı, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları, 1994, s.141-143.
- ↑ Sabiha Sertel “Yahudi Düşmanlığı Kavgası Amerika Sokaklarında Faşizme Karşı Yumruklar Sıkılıyor”, Tan Gazetesi Görüşler Sütunu, 11 Temmuz Pazar 1937, s.5.
- ↑ Hülya Semiz, ''İkinci Dünya Savaşı Döneminde Gazeteci Sabiha Sertel'in Döneme İlişkin Görüşleri'' İstanbul Üniversitesi:Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi,2008, sayfa 21
- ↑ Anabritanica, Mehmet Zekeriya Sertel maddesi, 1987, s.96.
- ↑ Sabiha Sertel.BBC Türkçe.Sabiha Sertel: Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk profesyonel kadın gazetecisi - BBC News Türkçe. Erişim 9 Ocak 2023