"İkinci Kahire Konferansı" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
43. satır: 43. satır:
  
 
Sonuç olarak İkinci Kahire Konferansı, Türkiye'nin savaşa katılmasını bir kez daha gündeme getirmiştir. Ancak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve heyeti, Türkiye'nin savaşa girmemesi için askeri yetersizlik mazeretini öne sürmüş, böylece Müttefiklerin baskılarına karşı koyabilmiş ve savaşa girmemeyi başarmıştır.
 
Sonuç olarak İkinci Kahire Konferansı, Türkiye'nin savaşa katılmasını bir kez daha gündeme getirmiştir. Ancak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve heyeti, Türkiye'nin savaşa girmemesi için askeri yetersizlik mazeretini öne sürmüş, böylece Müttefiklerin baskılarına karşı koyabilmiş ve savaşa girmemeyi başarmıştır.
 +
 +
'''Hazırlayan: Yasemin Hilal Sayıner'''
  
 
== Kaynakça ==
 
== Kaynakça ==
 
<references />
 
<references />

22.06, 3 Aralık 2022 tarihindeki hâli

İkinci Kahire Konferansı, 4-6 Aralık 1943 tarihleri arasında Mısır'ın Kahire kentinde W. Churchill, Franklin D. Roosevelt ve İsmet İnönü'nün katılımlarıyla gerçekleşen bir konferanstır. Görüşmede Türkiye'den İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu; ABD'den Roosevelt, Hopkins ve Steinhardt; İngiltere'den Churchill, Eden, A. Cadogan, H. Knatchbull-Hugessen ve Tümgeneral George vardı. [1]

Konferans Süreci

Tahran Konferansı'ndan sonra Stalin, Moskova'ya dönerken Churhcill ve Roosevelt, İsmet İnönü'yü Kahire'ye çağırdı. İnönü, kendisine gelen davete konferansa ancak Türkiye'nin ortak amaca en iyi şekilde nasıl hizmet edebileceğine dair bağımsız, eşit ve önyargısız bir tartışma temelinde olacağı teminatını almak istedi. [2] Müttefik grubu, İnönü'nün isteğinin kabul edildiğini Büyükelçi Steinhardt aracılığı ile kendisine bildirerek toplantının "eşitler arasında özgür tartışma" şeklinde olacağını söyledi. [3] Bu cevabın üzerine İsmet İnönü daveti kabul etti ve 4 Aralık tarihinde aralarında Numan Menemencioğlu'nun da bulunduğu 16 kişilik bir heyetle Kahire'ye gitti. [2]

Tahran'daki görüşmelerde üç devletin (İngiltere, ABD ve Sovyetler), diğer devletlere işbirliği çağrısında bulunması, Kahire'deki görüşmelerin de bu amaçla yapıldığı izlenimini uyandırmıştı. Türkiye, bu zamana kadar Sovyet çekincesi nedeniyle savaş dışı kalmayı başarabilse de daha sonra İngiltere ve ABD'nin Sovyetler ile aynı safta yer alması bu çekinceyi geçersiz hale getirmişti.[4] Yine de Türkiye'nin tarafsızlığı, Müttefiklerin çıkarları ile örtüştüğünden Türkiye hala tarafsızlığını koruyordu. Ancak Almanların Akdeniz'den çıkarılması için Türkiye'nin tarafsızlık politikasını bırakması gerekiyordu. Bu amaçla İkinci Kahire Konferansı'nda, Türkiye'den savaşa girmesi istenmiştir.

Konferansta ilk sözü alan ABD Başkanı Roosevelt, sadece savaşı kazanmanın değil, savaş sonrası barışı sağlama döneminin de önemli olduğunu ve Türkiye'nin de bu dönemde rol alması gerektiğini ifade etmiştir. [3]

Churchill ise Adana Görüşmelerinde Türkiye'yi zora sokmamak için Türkiye'nin savaşa girmesinde ısrar edilmeyeceğini taahhüt etse de gelinen noktada Almanların çok zayıf düştüğünü ve Türkiye'ye bir tehlike oluşturamayacak kadar bitap olduklarını belirterek Türkiye için artık bir sorun kalmadığını, Sovyetlere karşı olan çekincelerin ise Türkiye'nin savaşa girmesi ile birlikte iki dost ülke olarak ortadan kalkacağını ifade etmiştir. [5] Ayrıca 15 Şubat'ta İngiliz ve Amerikan filosunun Türkiye'ye gelmesinin kararlaştırıldığını ve bunun için hareket serbestisi verilmesini talep etmiştir. Eğer Türkiye hareket serbestisi vermezse Türkiye'nin yalnız kalacağını ve ilişkilerin dondurulacağını belirtmiştir. İnönü, bunu kabul etmenin Almanya'nın saldırısına neden olacağını düşünüyordu. Türkiye, Alman ordusu dışında yalnız kalabilirdi. İnönü, bu düşüncelerinde haklı çıktı. Von Papen, Türkiye havaalanlarının Müttefik hava kuvvetleri tarafından kullanılmasının Almanya tarafından savaş ilanı olarak kabul edileceğinin belirtti. Churchill, bu haklı endişelere karşı Almanya'nın Türkiye'ye savaş açması durumunda Sovyetlerin de Bulgaristan'a savaş açacağı güvencesini verdi. [3]

İki liderden sonra söz alan İnönü, Türkiye'nin askeri durumunu Müttefiklere karşı kullanarak olası bir saldırı karşısında Türkiye'nin kendisini savunabilecek durumda olmadığını söylemiştir. İnönü, savaşa girmek için iki şey istedi: Türkiye'ye tedarik gönderimini içeren bir hazırlık planı ve işbirliği planı.

Churchill, Türkiye'nin savaşa hazırlanması konusunun görüşülmesi sırasında belirlediği maddeleri açıkladı: [6]

  • Konferansın ardından Türk politikasının değişmediğini tebliğ eden bir bildirge yayınlanacak,
  • Tahminen altı hafta içerisinde özellikle hava savunmasına yönelik teçhizatın Türkiye’ye gönderileceği bir periyod belirlenecek,
  • İvedilikle İngiliz ve Amerikan hava filoları yenilenen havaalanlarına yerleştirilecek,
  • Alman tepkisine Türkiye’nin diplomatik cevap vererek istikrarlı şekilde takviye ve hazırlıklara devam edilecek,
  • Bu süre boyunca Türkiye Almanya’ya krom dahil, tabi az olmak kaydıyla, mal göndermeye devam edecek.

Konferansın ilk oturumunda dikkat çeken şey, Churchill'in Türkiye'ye savaşa dâhil olmazsa Sovyetler tehlikesi ile yalnız kalabileceğini vurgulayarak Türkiye'yi savaşa sokmaya çalışmasıdır.

İkinci oturumda ise Roosevelt, Türkiye'nin savaşa dâhil olması ile ilgili bir planı açıkladı. İlk önce Adana'ya gönderilecek olan teçhizatlar en kısa sürede temin edilecek; ikinci olarak İngiliz-Türk-Amerikan askeri komitesi kurulacak; üçüncü olarak ise Ruslarla sıkı bir iletişim kurulacaktı. İnönü'ye göre bu aşamalar, eksiksiz olarak yerine getirilmeliydi. Çünkü bahsedilen tarihlerde ısrar edilirse Türkiye, birkaç hafta içinde savaşla karşı karşıya kalacaktı. [3]

İkinci oturumun akşamında Hopkins, Eden ve Menemencioğlu bir araya gelerek savaş hazırlıklarına yönelik planların ayrıntıları ve hangi sayıda ne tür teçhizata gerek olduğu gibi konuları tartıştılar. Bu görüşmede Müttefikler ne kadar silah ve personele ihtiyaç olduğu gibi konuların üstünde dururken Menemencioğlu, toplantının odak noktasını tasarımsal bağlama çekmek istiyordu. Çünkü hazırlıkların yapılması Almanların dikkatini çekecekti. Türkiye, hazırlıklar bitmeden Almanların tepkisinden uzak durmak istiyordu. İsmet İnönü de askeri malzeme sürecinin belirlenmesiyle bütün meselenin çözüleceğinin düşünüyordu ancak böyle bir hazırlık süreci tam olarak tasavvur edilmemiştir. [3]

Sonuç

İkinci Kahire Konferansı'ndaki görüşmeler sonrasında 6 Aralık'ta bir bildiri yayınlandı: [7]

"Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bay Roosevelt, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Büyük Britanya Başbakanı Bay Churchill 4, 5 ve 6 Aralık 1943 tarihinde bir araya geldiler. Britanya Dışişleri Bakanı Bay Anthony Eden, Türkiye Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu ve Harry L. Hopkins müzakerelerde yer aldılar.

Birleşik Devletler, İngiliz ve Sovyet hükümetleri tarafından kendisine yöneltilen samimi davete yanıt olarak Türk Devlet Başkanının konferansa katılımı, Büyük Britanya ve Türkiye’yi birleştiren ittifakın gücünü ve Türkiye Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki sıkı dostluğu ifade etmektedir.

Başkan Roosevelt, Cumhurbaşkanı İnönü ve Başbakan Churchill genel politik durumu gözden geçirdiler ve üç ülkenin ortak ve farklı çıkarlarını dikkate alarak takip edilecek politikayı incelediler.

Bütün sorunların anlayış ve sadakat ruhuyla incelenmesi, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve Büyük Britanya arasında dünyadaki vaziyet ile ilgili tutumları bakımından yakın bir birlikteliğin varlığını göstermiştir.

Kahire’deki görüşmeler sonuç olarak temsil edilen dört ülke arasındaki ilişkilerin geleceği için oldukça yararlı ve verimli olmuştur.

Amerikan ve İngiliz demokrasilerinin, Sovyetler Birliği ile olan menfaat ve görüş birliği ve bu güçler ile Türkiye arasında var olan geleneksel dostluk ilişkileri Kahire Konferansı boyunca teyit edilmiştir."

Sonuç olarak İkinci Kahire Konferansı, Türkiye'nin savaşa katılmasını bir kez daha gündeme getirmiştir. Ancak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve heyeti, Türkiye'nin savaşa girmemesi için askeri yetersizlik mazeretini öne sürmüş, böylece Müttefiklerin baskılarına karşı koyabilmiş ve savaşa girmemeyi başarmıştır.

Hazırlayan: Yasemin Hilal Sayıner

Kaynakça

  1. Office of The Historian. 2-7 Aralık 1943. https://history.state.gov/historicaldocuments/frus1943CairoTehran/d425 (erişildi: Aralık 3, 2022).
  2. 2,0 2,1 Dışişleri Bakanlığı. Kahire Konferansı'nın 55. Yıldönümü Paneli. Kahire, 7 Aralık 1999.
  3. 3,0 3,1 3,2 3,3 3,4 Geçer, Abdussamed. "II. Dünya Savaşı'nın Dönüm Noktasında Türk Dış Politikası." Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, 2018.
  4. Sertel, Zekeriya Mehmet. “Kahire Buluşması Münasebetiyle Aydınlanan Meseleler I”, Tan, 12 Aralık 1943.
  5. Otaç, Tuğrul. «İkinci Dünya Savaşında Müttefik Konferansları ve Türkiye İçin Önemi.» Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2019: 97-126
  6. Yuluğ Tekin Kurat. "Kahire Konferansı Tutanakları(4-7 Aralık 1943) ve Türkiye'yi Savaşa Sokma Girişimleri" Belleten 47, no. (1983): 295-338. https://doi.org/10.37879/belleten.1983.295.
  7. Sülün, Burak. "İkinci Dünya Savaşı Sırasında Yapılan Konferanslar ve Türkiye." Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, 2016.