"ABDÜLKADİR EL-CEZAİRİ" sayfasının sürümleri arasındaki fark
1. satır: | 1. satır: | ||
− | Gerçek bir Cezayir devletinin temellerini oluşturmadan önce 1832'den 1847'ye kadar Fransız ordularına meydan okuyan emir Abdülkadir, bugün bağımsız Cezayir tarafından tarihinin en seçkin şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmektedir.Cezayir'in Fransız kolonizasyonuna karşı ilk direnişçilerinden biri olan Emir Abdülkadir.( Gerçek adı Abdelkader İbn Muhieddine)6 Eylül 1808’de Cezayir'in batısındaki El Guettana kasabasında doğdu. Babası Muhyiddin, Hz. Hasan soyundan olup Kādirî şeyhlerindendi. Çocukluğunda ve gençliğinde sağlam bir din eğitimi görmüş,silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrenmiştir. | + | Gerçek bir Cezayir devletinin temellerini oluşturmadan önce 1832'den 1847'ye kadar Fransız ordularına meydan okuyan emir Abdülkadir, bugün bağımsız Cezayir tarafından tarihinin en seçkin şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmektedir. <ref>[1] Abd el-Kader,Larousse, <nowiki>https://www.larousse.fr/encyclopedie/personnage/Abd_el-Kader/103760</nowiki></ref>Cezayir'in Fransız kolonizasyonuna karşı ilk direnişçilerinden biri olan Emir Abdülkadir.( Gerçek adı Abdelkader İbn Muhieddine)6 Eylül 1808’de Cezayir'in batısındaki El Guettana kasabasında doğdu. Babası Muhyiddin, Hz. Hasan soyundan olup Kādirî şeyhlerindendi. Çocukluğunda ve gençliğinde sağlam bir din eğitimi görmüş,silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrenmiştir.<ref>'''[1]''' ABDÜLKĀDİR el-CEZÂİRÎ,TDV, <nowiki>https://islamansiklopedisi.org.tr/abdulkadir-el-cezairi</nowiki></ref> |
− | 1830 Temmuzunda Fransızlar Cezayir’i işgal etmiş ve ülkedeki üç yüz yıllık Osmanlı idaresine son vermişlerdi. Fransızların 1830’da Cezayir’i işgal etmesinden kısa süre sonra direniş cephesi Emir Abdülkâdir’in liderliğinde kurulmuştur. Yerli Arap ve Berberî kabileleri, yabancı hâkimiyetine karşı koymak maksadıyla Şeyh Muhyiddin’i sultan ilân etmek istediler; fakat o yaşlılığını ileri sürdü ve bu vazifeden oğlu lehine feragat etti. Emir Abdülkadir Fransız işgaline karşı ilk isyan eylemlerine 23 yaşında Fransız ordusu ülkenin en batısındaki Oran'a vardığında başladı. Silahlı mücadelenin öncüsü olarak Abdülkādir, Fas sultanının hükümdarlık hakkını tanıyarak, 22 Kasım 1832’de “emîrü’l-mü’minîn” unvanını aldı. Fas Sultanı Abdurrahman’ın halifesi sıfatıyla Fransızlar’a ve onlarla iş birliğinde bulunanlara karşı mücadeleye devam etti.Nüfusunu Batı ve Orta Cezayir’e kadar genişletti. Büyük Sahra’nın bazı şeyhleri de ona tâbi oldular Daha önce Muasker’de olan idare merkezini Tagdempt’e naklettikten sonra, İslâm esaslarına dayalı bir devlet kurmak için faaliyet gösterdi. Osmanlı zamanında birtakım mükellefiyetler karşılığında vergiden muaf tutulan Mehâzin kabilelerinin imtiyazlarını kaldırdı ve herkesten zekât topladı. Fas yoluyla İngiltere’den sağladığı top ve tüfeklerle düzenli bir ordu kurdu. Bu arada Fransızlar doğuda Osmanlı tâbiiyetini sürdüren ve kendilerine karşı direnen Ahmed Bey’i yenerek 1837 Ekiminde Kostantîne şehrini işgal ettiler.1839 sonbaharında da Kabîliye bölgesine kadar genişlettiği nüfuzunu sınırlandırmak için Abdülkādir’le görüşmek istediler. Red cevabı alınca da kuvvet göndererek Cezayir’i Kostantîne’ye bağlayan Bîbân Geçidi’ni ele geçirdiler. Buna karşı, 19 Kasımda “cihâd-ı mukaddes” ilân eden Abdülkadir, küçük fakat hareket kabiliyeti yüksek birliklerini Fransızlar üzerine yönlendirdi. Ancak, 1840 Aralığında Cezayir umumi iklerini Fransızlar üzerine yönlendirdi. Ancak, 1840 Aralığında Cezayir umumi valiliğine tayin edilen Bugeaud, sayısı arttırılmış kuvvetleri ile Abdülkadir ile savaşa girdi. Fransızlar Tagdempt, Muasker ve Tilimsân şehirlerini işgal ettiler. 16 Mayıs 1843’te emîrin seyyar ordugâhını bastılar. Emir Abdülkadir Fas’a sığınmak zorunda kaldı. Peşini bırakmayan Bugeaud, 1844 Ağustosunda Isly’de Fas ordusunu yendi; 1844 Ekiminde imzalanan Tanca Antlaşması’yla Fas Sultanı Abdurrahman b. Hişâm’ı, Abdülkādir’i desteklemekten vazgeçirdi. Bunun üzerine Emir Abdülkadir Cezayir topraklarına döndü 1846 yazında tekrar Fas’a sığındı. Sultanın kuvvetlerinin yenilmesi üzerine, 23 Aralık 1847’de Fransızlar’a teslim oldu. Yaklaşık 15 sene boyunca Emir Abdülkâdir’in dirâyet ve zekayla idare ettiği direniş stratejisi Fransızlar için kâbusa dönüşerek büyük bir kayba yol açtı. Nihayet bu meseleye köklü bir çözüm bulma arayışına giren Fransızlar, askerî bakımdan ciddi bir kuvvetle direniş cephesini çökertmeyi başarmış, 1847 yılında teslim olan Emir Abdülkâdir Fransa’ya götürülerek burada beş sene rehin tutulmuştu. Fransa’nın elde ettiği zafer, belirttiğimiz gibi muvakkat olacak, sonraki yüzyılda Kuzey Afrika’nın diğer bazı ülkelerinden olduğu gibi Fransa’nın Cezayir’den de çıkartılması tamamlanacaktı. Fransa’da alıkonulan Emir Abdülkâdir, 1852’de serbest bırakıldığında Osmanlı topraklarına gitmiştir. Victor Hugo, Abdelkader'i “düşünceli, sert ve nazik emir” olarak nitelendirirken, Arthur Rimbaud onun “Jugurtha'nın torunu” olduğunu söylemiş ve Gustave Flaubert şunları kaydetmiştir.: “Emir. Sadece Abdülkadir'den bahsederken söylenir. | + | 1830 Temmuzunda Fransızlar Cezayir’i işgal etmiş ve ülkedeki üç yüz yıllık Osmanlı idaresine son vermişlerdi. Fransızların 1830’da Cezayir’i işgal etmesinden kısa süre sonra direniş cephesi Emir Abdülkâdir’in liderliğinde kurulmuştur. Yerli Arap ve Berberî kabileleri, yabancı hâkimiyetine karşı koymak maksadıyla Şeyh Muhyiddin’i sultan ilân etmek istediler; fakat o yaşlılığını ileri sürdü ve bu vazifeden oğlu lehine feragat etti. Emir Abdülkadir Fransız işgaline karşı ilk isyan eylemlerine 23 yaşında Fransız ordusu ülkenin en batısındaki Oran'a vardığında başladı. Silahlı mücadelenin öncüsü olarak Abdülkādir, Fas sultanının hükümdarlık hakkını tanıyarak, 22 Kasım 1832’de “emîrü’l-mü’minîn” unvanını aldı. Fas Sultanı Abdurrahman’ın halifesi sıfatıyla Fransızlar’a ve onlarla iş birliğinde bulunanlara karşı mücadeleye devam etti.Nüfusunu Batı ve Orta Cezayir’e kadar genişletti. Büyük Sahra’nın bazı şeyhleri de ona tâbi oldular Daha önce Muasker’de olan idare merkezini Tagdempt’e naklettikten sonra, İslâm esaslarına dayalı bir devlet kurmak için faaliyet gösterdi. Osmanlı zamanında birtakım mükellefiyetler karşılığında vergiden muaf tutulan Mehâzin kabilelerinin imtiyazlarını kaldırdı ve herkesten zekât topladı. Fas yoluyla İngiltere’den sağladığı top ve tüfeklerle düzenli bir ordu kurdu. Bu arada Fransızlar doğuda Osmanlı tâbiiyetini sürdüren ve kendilerine karşı direnen Ahmed Bey’i yenerek 1837 Ekiminde Kostantîne şehrini işgal ettiler.1839 sonbaharında da Kabîliye bölgesine kadar genişlettiği nüfuzunu sınırlandırmak için Abdülkādir’le görüşmek istediler. Red cevabı alınca da kuvvet göndererek Cezayir’i Kostantîne’ye bağlayan Bîbân Geçidi’ni ele geçirdiler. Buna karşı, 19 Kasımda “cihâd-ı mukaddes” ilân eden Abdülkadir, küçük fakat hareket kabiliyeti yüksek birliklerini Fransızlar üzerine yönlendirdi. Ancak, 1840 Aralığında Cezayir umumi iklerini Fransızlar üzerine yönlendirdi. Ancak, 1840 Aralığında Cezayir umumi valiliğine tayin edilen Bugeaud, sayısı arttırılmış kuvvetleri ile Abdülkadir ile savaşa girdi. Fransızlar Tagdempt, Muasker ve Tilimsân şehirlerini işgal ettiler. 16 Mayıs 1843’te emîrin seyyar ordugâhını bastılar. Emir Abdülkadir Fas’a sığınmak zorunda kaldı. Peşini bırakmayan Bugeaud, 1844 Ağustosunda Isly’de Fas ordusunu yendi; 1844 Ekiminde imzalanan Tanca Antlaşması’yla Fas Sultanı Abdurrahman b. Hişâm’ı, Abdülkādir’i desteklemekten vazgeçirdi. Bunun üzerine Emir Abdülkadir Cezayir topraklarına döndü 1846 yazında tekrar Fas’a sığındı. Sultanın kuvvetlerinin yenilmesi üzerine, 23 Aralık 1847’de Fransızlar’a teslim oldu. <ref>ABDÜLKĀDİR el-CEZÂİRÎ,TDV, <nowiki>https://islamansiklopedisi.org.tr/abdulkadir-el-cezairi</nowiki></ref>Yaklaşık 15 sene boyunca Emir Abdülkâdir’in dirâyet ve zekayla idare ettiği direniş stratejisi Fransızlar için kâbusa dönüşerek büyük bir kayba yol açtı. Nihayet bu meseleye köklü bir çözüm bulma arayışına giren Fransızlar, askerî bakımdan ciddi bir kuvvetle direniş cephesini çökertmeyi başarmış, 1847 yılında teslim olan Emir Abdülkâdir Fransa’ya götürülerek burada beş sene rehin tutulmuştu. Fransa’nın elde ettiği zafer, belirttiğimiz gibi muvakkat olacak, sonraki yüzyılda Kuzey Afrika’nın diğer bazı ülkelerinden olduğu gibi Fransa’nın Cezayir’den de çıkartılması tamamlanacaktı. Fransa’da alıkonulan Emir Abdülkâdir, 1852’de serbest bırakıldığında Osmanlı topraklarına gitmiştir. <ref>'''[4]''' Cezayirli Mücahidin Osmanlı Diyarındaki Son Yılları,Derin Tarih,26.05.2022, <nowiki>https://www.gzt.com/derin-tarih/cezayirli-mucahidin-osmanli-diyarindaki-son-yillari-3650004</nowiki> |
+ | |||
+ | </ref> | ||
+ | |||
+ | Victor Hugo, Abdelkader'i “düşünceli, sert ve nazik emir” olarak nitelendirirken, Arthur Rimbaud onun “Jugurtha'nın torunu” olduğunu söylemiş ve Gustave Flaubert şunları kaydetmiştir.: “Emir. Sadece Abdülkadir'den bahsederken söylenir.’’ <ref>'''[5]''' Algérie : l’émir Abdelkader de retour à Marseille,Jeune Afrique,12.06.2022, <nowiki>https://www.jeuneafrique.com/1344918/culture/algerie-lemir-abdelkader-de-retour-a-marseille/</nowiki></ref> Abdülkādir cesur, akıllı ve dindar bir idareciydi. Fransızlar’la mücadelesinde askerlik kabiliyeti yanında siyasî maharetini de ispat etmiştir. Gerektiğinde sert davranmakla beraber, adaleti gözetirdi ve mizaç itibariyle merhametliydi. O aynı zamanda iyi bir şair, değerli bir fikir adamıydı. Şiirleri Nüzhetü’l-ḫâṭır fî ḳarîżi’l-emîr ʿAbdülḳādir adı ile Kahire’de basılmış, felsefî mahiyette Ẕikrü’l-ʿâḳil ve tenbîhü’l-ġāfil adlı kitabının da Arapça aslı Beyrut’ta, Fransızca tercümesi 1858’de Paris’te yayımlanmıştır. <ref>'''ABDÜLKĀDİR el-CEZÂİRÎ,TDV,''' '''<nowiki>https://islamansiklopedisi.org.tr/abdulkadir-el-cezairi</nowiki>'''</ref>Gerçek bir Cezayir devletinin temellerini oluşturmadan önce 1832'den 1847'ye kadar Fransız ordularına meydan okuyan Emir Abdülkadir, bugün bağımsız Cezayir tarafından tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri olarak kabul ediliyor. <ref>[7] Abd el-Kader,Larousse, <nowiki>https://www.larousse.fr/encyclopedie/personnage/Abd_el-Kader/103760</nowiki></ref> | ||
+ | [[Dosya:EMİR ABDÜLKADİR.jpg|küçükresim]] | ||
+ | Emir Abdülkadir 26 Mayıs 1883’te Şam’da vefat etmiştir. Cezayir istiklâline kavuştuktan sonra kemikleri Cezayir’e nakledilerek şehidler kabristanına gömülmüştür. | ||
---- | ---- |
04.18, 15 Ağustos 2022 tarihindeki hâli
Gerçek bir Cezayir devletinin temellerini oluşturmadan önce 1832'den 1847'ye kadar Fransız ordularına meydan okuyan emir Abdülkadir, bugün bağımsız Cezayir tarafından tarihinin en seçkin şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilmektedir. [1]Cezayir'in Fransız kolonizasyonuna karşı ilk direnişçilerinden biri olan Emir Abdülkadir.( Gerçek adı Abdelkader İbn Muhieddine)6 Eylül 1808’de Cezayir'in batısındaki El Guettana kasabasında doğdu. Babası Muhyiddin, Hz. Hasan soyundan olup Kādirî şeyhlerindendi. Çocukluğunda ve gençliğinde sağlam bir din eğitimi görmüş,silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrenmiştir.[2]
1830 Temmuzunda Fransızlar Cezayir’i işgal etmiş ve ülkedeki üç yüz yıllık Osmanlı idaresine son vermişlerdi. Fransızların 1830’da Cezayir’i işgal etmesinden kısa süre sonra direniş cephesi Emir Abdülkâdir’in liderliğinde kurulmuştur. Yerli Arap ve Berberî kabileleri, yabancı hâkimiyetine karşı koymak maksadıyla Şeyh Muhyiddin’i sultan ilân etmek istediler; fakat o yaşlılığını ileri sürdü ve bu vazifeden oğlu lehine feragat etti. Emir Abdülkadir Fransız işgaline karşı ilk isyan eylemlerine 23 yaşında Fransız ordusu ülkenin en batısındaki Oran'a vardığında başladı. Silahlı mücadelenin öncüsü olarak Abdülkādir, Fas sultanının hükümdarlık hakkını tanıyarak, 22 Kasım 1832’de “emîrü’l-mü’minîn” unvanını aldı. Fas Sultanı Abdurrahman’ın halifesi sıfatıyla Fransızlar’a ve onlarla iş birliğinde bulunanlara karşı mücadeleye devam etti.Nüfusunu Batı ve Orta Cezayir’e kadar genişletti. Büyük Sahra’nın bazı şeyhleri de ona tâbi oldular Daha önce Muasker’de olan idare merkezini Tagdempt’e naklettikten sonra, İslâm esaslarına dayalı bir devlet kurmak için faaliyet gösterdi. Osmanlı zamanında birtakım mükellefiyetler karşılığında vergiden muaf tutulan Mehâzin kabilelerinin imtiyazlarını kaldırdı ve herkesten zekât topladı. Fas yoluyla İngiltere’den sağladığı top ve tüfeklerle düzenli bir ordu kurdu. Bu arada Fransızlar doğuda Osmanlı tâbiiyetini sürdüren ve kendilerine karşı direnen Ahmed Bey’i yenerek 1837 Ekiminde Kostantîne şehrini işgal ettiler.1839 sonbaharında da Kabîliye bölgesine kadar genişlettiği nüfuzunu sınırlandırmak için Abdülkādir’le görüşmek istediler. Red cevabı alınca da kuvvet göndererek Cezayir’i Kostantîne’ye bağlayan Bîbân Geçidi’ni ele geçirdiler. Buna karşı, 19 Kasımda “cihâd-ı mukaddes” ilân eden Abdülkadir, küçük fakat hareket kabiliyeti yüksek birliklerini Fransızlar üzerine yönlendirdi. Ancak, 1840 Aralığında Cezayir umumi iklerini Fransızlar üzerine yönlendirdi. Ancak, 1840 Aralığında Cezayir umumi valiliğine tayin edilen Bugeaud, sayısı arttırılmış kuvvetleri ile Abdülkadir ile savaşa girdi. Fransızlar Tagdempt, Muasker ve Tilimsân şehirlerini işgal ettiler. 16 Mayıs 1843’te emîrin seyyar ordugâhını bastılar. Emir Abdülkadir Fas’a sığınmak zorunda kaldı. Peşini bırakmayan Bugeaud, 1844 Ağustosunda Isly’de Fas ordusunu yendi; 1844 Ekiminde imzalanan Tanca Antlaşması’yla Fas Sultanı Abdurrahman b. Hişâm’ı, Abdülkādir’i desteklemekten vazgeçirdi. Bunun üzerine Emir Abdülkadir Cezayir topraklarına döndü 1846 yazında tekrar Fas’a sığındı. Sultanın kuvvetlerinin yenilmesi üzerine, 23 Aralık 1847’de Fransızlar’a teslim oldu. [3]Yaklaşık 15 sene boyunca Emir Abdülkâdir’in dirâyet ve zekayla idare ettiği direniş stratejisi Fransızlar için kâbusa dönüşerek büyük bir kayba yol açtı. Nihayet bu meseleye köklü bir çözüm bulma arayışına giren Fransızlar, askerî bakımdan ciddi bir kuvvetle direniş cephesini çökertmeyi başarmış, 1847 yılında teslim olan Emir Abdülkâdir Fransa’ya götürülerek burada beş sene rehin tutulmuştu. Fransa’nın elde ettiği zafer, belirttiğimiz gibi muvakkat olacak, sonraki yüzyılda Kuzey Afrika’nın diğer bazı ülkelerinden olduğu gibi Fransa’nın Cezayir’den de çıkartılması tamamlanacaktı. Fransa’da alıkonulan Emir Abdülkâdir, 1852’de serbest bırakıldığında Osmanlı topraklarına gitmiştir. [4]
Victor Hugo, Abdelkader'i “düşünceli, sert ve nazik emir” olarak nitelendirirken, Arthur Rimbaud onun “Jugurtha'nın torunu” olduğunu söylemiş ve Gustave Flaubert şunları kaydetmiştir.: “Emir. Sadece Abdülkadir'den bahsederken söylenir.’’ [5] Abdülkādir cesur, akıllı ve dindar bir idareciydi. Fransızlar’la mücadelesinde askerlik kabiliyeti yanında siyasî maharetini de ispat etmiştir. Gerektiğinde sert davranmakla beraber, adaleti gözetirdi ve mizaç itibariyle merhametliydi. O aynı zamanda iyi bir şair, değerli bir fikir adamıydı. Şiirleri Nüzhetü’l-ḫâṭır fî ḳarîżi’l-emîr ʿAbdülḳādir adı ile Kahire’de basılmış, felsefî mahiyette Ẕikrü’l-ʿâḳil ve tenbîhü’l-ġāfil adlı kitabının da Arapça aslı Beyrut’ta, Fransızca tercümesi 1858’de Paris’te yayımlanmıştır. [6]Gerçek bir Cezayir devletinin temellerini oluşturmadan önce 1832'den 1847'ye kadar Fransız ordularına meydan okuyan Emir Abdülkadir, bugün bağımsız Cezayir tarafından tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri olarak kabul ediliyor. [7]
Emir Abdülkadir 26 Mayıs 1883’te Şam’da vefat etmiştir. Cezayir istiklâline kavuştuktan sonra kemikleri Cezayir’e nakledilerek şehidler kabristanına gömülmüştür.
- ↑ [1] Abd el-Kader,Larousse, https://www.larousse.fr/encyclopedie/personnage/Abd_el-Kader/103760
- ↑ [1] ABDÜLKĀDİR el-CEZÂİRÎ,TDV, https://islamansiklopedisi.org.tr/abdulkadir-el-cezairi
- ↑ ABDÜLKĀDİR el-CEZÂİRÎ,TDV, https://islamansiklopedisi.org.tr/abdulkadir-el-cezairi
- ↑ [4] Cezayirli Mücahidin Osmanlı Diyarındaki Son Yılları,Derin Tarih,26.05.2022, https://www.gzt.com/derin-tarih/cezayirli-mucahidin-osmanli-diyarindaki-son-yillari-3650004
- ↑ [5] Algérie : l’émir Abdelkader de retour à Marseille,Jeune Afrique,12.06.2022, https://www.jeuneafrique.com/1344918/culture/algerie-lemir-abdelkader-de-retour-a-marseille/
- ↑ ABDÜLKĀDİR el-CEZÂİRÎ,TDV, https://islamansiklopedisi.org.tr/abdulkadir-el-cezairi
- ↑ [7] Abd el-Kader,Larousse, https://www.larousse.fr/encyclopedie/personnage/Abd_el-Kader/103760