"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin İlanı" sayfasının sürümleri arasındaki fark
2. satır: | 2. satır: | ||
Coğrafik özellikler bir devletin üzerinde dış güçlerin ilgisinin olmasında önemli etkenlerdendir. Kıbrıs tarihten günümüze denizi ve deniz taşımacılığı ile üzerinde ilgiyi toplamıştır. Kıbrıs’ta bilinen diğer bir gerçek ise Mora Ayaklanması ve Enosis ile Rumların Türklere karşı olan tavırlarıdır. Osmanlı-Rus Savaşı yaşanmış ve sonucunda İngiltere’ye vergi vermesi kararı alınmıştır. Enosis için 1931 tarihinden itibaren ayaklanmalar başlamış ve 1943 yılından itibaren İngiliz Hükümetleri sömürgelere uyguladığı sert politikayı uygulamayı bırakmıştır. Ancak Enosis’i gerçekleştirmek için EOKA denilen terör örgütü faaliyet göstermiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına Rumlar aykırı davranmış ve uygulamaya geçmemesi 1967’de yaşananlardan sonra, sonuç olarak “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimini” meydana getirmiştir. Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi bu tarih başlangıçlı Makarios yönetiminden ayrı şekilde devlet yetkilerini icra etmiştir. Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, Kıbrıs Barış Harekâtından sonra oluşan yeni durumun hukukiliği için, toplumda huzur, düzen ve güveni oluşturmak için 13 Şubat 1975 tarihli Kıbrıs Türk Federe Devletini ilân edilmiştir. Geçici Türk Yönetimi tarafından anayasa hazırlanmıştır. Federe Devlet statüsünün barış ve uzlaşma yolunu açmadığı, Rumların anlaşma niyeti taşımadıkları iyice anlaşılınca, Türk tarafı 15 Kasım 1983’te elinde kalan tek seçeneği kullanmış ve self-determinasyon hakkını kullanarak, kuzeyde kendi özgür, bağımsız devletini kurmuş ve bunu tüm dünyaya ilân etmiştir. Böylece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur. | Coğrafik özellikler bir devletin üzerinde dış güçlerin ilgisinin olmasında önemli etkenlerdendir. Kıbrıs tarihten günümüze denizi ve deniz taşımacılığı ile üzerinde ilgiyi toplamıştır. Kıbrıs’ta bilinen diğer bir gerçek ise Mora Ayaklanması ve Enosis ile Rumların Türklere karşı olan tavırlarıdır. Osmanlı-Rus Savaşı yaşanmış ve sonucunda İngiltere’ye vergi vermesi kararı alınmıştır. Enosis için 1931 tarihinden itibaren ayaklanmalar başlamış ve 1943 yılından itibaren İngiliz Hükümetleri sömürgelere uyguladığı sert politikayı uygulamayı bırakmıştır. Ancak Enosis’i gerçekleştirmek için EOKA denilen terör örgütü faaliyet göstermiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına Rumlar aykırı davranmış ve uygulamaya geçmemesi 1967’de yaşananlardan sonra, sonuç olarak “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimini” meydana getirmiştir. Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi bu tarih başlangıçlı Makarios yönetiminden ayrı şekilde devlet yetkilerini icra etmiştir. Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, Kıbrıs Barış Harekâtından sonra oluşan yeni durumun hukukiliği için, toplumda huzur, düzen ve güveni oluşturmak için 13 Şubat 1975 tarihli Kıbrıs Türk Federe Devletini ilân edilmiştir. Geçici Türk Yönetimi tarafından anayasa hazırlanmıştır. Federe Devlet statüsünün barış ve uzlaşma yolunu açmadığı, Rumların anlaşma niyeti taşımadıkları iyice anlaşılınca, Türk tarafı 15 Kasım 1983’te elinde kalan tek seçeneği kullanmış ve self-determinasyon hakkını kullanarak, kuzeyde kendi özgür, bağımsız devletini kurmuş ve bunu tüm dünyaya ilân etmiştir. Böylece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur. | ||
Kıbrıs Harekatı | Kıbrıs Harekatı | ||
− | Bu harekatın gidişatına bakmadan önce ENOSİS kavramına değinmekte fayda var çünkü bir olay oluyorsa bunun da bir sebebi olmalıdır. ENOSİS bu adayı Yunanistan topraklarının bir parçası haline getirme gayesidir. EOKA örgütüne karşı TMT kurulmuştur. Türkiye'de Başbakan Bülent Ecevit adada federasyon istiyor, Necmettin Erbakan da her şekliyle ABD karşıtı bir pozisyon tutarak Ecevit'e destek veriyordu. Geçen on yıl içinde Türkiye askeri kapasitesini arttırmış, gerekli hazırlıklarını tamamlamıştı. Adadaki saldırı ve ölümlerin devam etmesi üzerine 'Garanti Anlaşması'nın 4. maddesi kullanılarak, 20 Temmuz 1974'te adaya meşru müdahale olarak tanımlanan birinci harekat yapıldı. Uluslararası anlamda çok çeşitli konferanslar yapılmıştır. Ancak tam net bir sonuç çıkmamıştır. 14 Ağustos’ta "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci aşaması başladı ve 16 Ağustos'ta ateşkes ilan edildi. Bu harekat başarılı olmuş böylece diğer ülkelerin gayeleri tam manasıyla sağlanamamış ve Türkler güvene sahip olmuşlardır. Ancak buna rağmen Rum askerler birçok Türk insanı öldürmüştür. Bu harekatta binlerce insan şehit olmuştur. Barış harekatı sonrası Kıbrıslı Türkler kendi yönetimlerini kurdu. Kıbrıs'ın bugünkü sınırlarının çizilmesine vesile olan harekatın hemen ardından Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974'te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi'ni kurdu. Kurulan yeni yönetimin ilk Cumhurbaşkanı, Kıbrıslı Türklerin mücadelelerine ilk günden beri ortak olan Rauf Denktaş oldu. Ancak bu durum asıl sonucunu Kasım 1983'te Bağımsız KKTC ilan edilmesiyle vermiştir. KKTC İlanı Sonrası Durum | + | Bu harekatın gidişatına bakmadan önce ENOSİS kavramına değinmekte fayda var çünkü bir olay oluyorsa bunun da bir sebebi olmalıdır. ENOSİS bu adayı Yunanistan topraklarının bir parçası haline getirme gayesidir. EOKA örgütüne karşı TMT kurulmuştur. Türkiye'de Başbakan Bülent Ecevit adada federasyon istiyor, Necmettin Erbakan da her şekliyle ABD karşıtı bir pozisyon tutarak Ecevit'e destek veriyordu. Geçen on yıl içinde Türkiye askeri kapasitesini arttırmış, gerekli hazırlıklarını tamamlamıştı. Adadaki saldırı ve ölümlerin devam etmesi üzerine 'Garanti Anlaşması'nın 4. maddesi kullanılarak, 20 Temmuz 1974'te adaya meşru müdahale olarak tanımlanan birinci harekat yapıldı. Uluslararası anlamda çok çeşitli konferanslar yapılmıştır. Ancak tam net bir sonuç çıkmamıştır. 14 Ağustos’ta "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci aşaması başladı ve 16 Ağustos'ta ateşkes ilan edildi. Bu harekat başarılı olmuş böylece diğer ülkelerin gayeleri tam manasıyla sağlanamamış ve Türkler güvene sahip olmuşlardır. Ancak buna rağmen Rum askerler birçok Türk insanı öldürmüştür. Bu harekatta binlerce insan şehit olmuştur. Barış harekatı sonrası Kıbrıslı Türkler kendi yönetimlerini kurdu. Kıbrıs'ın bugünkü sınırlarının çizilmesine vesile olan harekatın hemen ardından Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974'te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi'ni kurdu. Kurulan yeni yönetimin ilk Cumhurbaşkanı, Kıbrıslı Türklerin mücadelelerine ilk günden beri ortak olan Rauf Denktaş oldu. Ancak bu durum asıl sonucunu Kasım 1983'te Bağımsız KKTC ilan edilmesiyle vermiştir. |
+ | |||
+ | KKTC İlanı Sonrası Durum | ||
Rumlar, Türkler, BM gibi devletler ve organizasyonlar Kıbrıs Meselesi ile yakından ilgilidir. Bu anlamda çeşitli raporlar, planlar, görüştürmeler gerçekleştirilmiştir. Bunlara örnek olarak Kofi Annan Planı verilebilir. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002'de "Annan Planı" olarak da bilinen "Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli" belgesini ortaya koydu. Denktaş ve o zamanki Rum lider Tasos Papadopulos, "Annan Planı" çerçevesinde çeşitli görüşmeler yaptı ve plan 24 Nisan 2004'te iki tarafta referanduma sunuldu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde referandumda Türklerin 64 evet oyu olmasına rağmen Rumlar AB’ye tam üye yapılmıştır. Buradan itibaren Mehmet Ali Talat ve Rum lider Dimitris Hristofyas arasında gerçekleşenler gibi çok çeşitli müzakere süreçleri başlamıştır. Buna ilave olarak İsviçre'nin Crans Montana şehrinde 28 Haziran 2017'de tekrarlanan ve yaklaşık 10 gün yoğun şekilde süren Kıbrıs Konferansı da Kıbrıs müzakerelerinde çözüme yaklaşılan dönemlerde öne gelmiştir. Kapalı Maraş Açılımı adlı olay da dikkat çekicidir. Öte yandan, Kıbrıs müzakerelerinde birçok kez pazarlık konusu olan, Annan Planı ve daha önceki görüşmelerde Rum kesiminin kontrolüne verilmesi gündeme gelen Kapalı Maraş konusunda da yeni bir gelişme yaşandı. KKTC sınırları içerisinde bulunan ve 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın kamuya ait olan bir kısmı 8 Ekim'de halkın kullanımına açıldı. Rum tarafının uzlaşmaz tavrı yüzünden 46 yıldır kapalı olan ve "Hayalet Şehir" olarak da anılan Maraş'ta yaşanan son gelişme, Türk tarafının eski paradigmalarla hareket etmeyeceğine işaret ediyor. | Rumlar, Türkler, BM gibi devletler ve organizasyonlar Kıbrıs Meselesi ile yakından ilgilidir. Bu anlamda çeşitli raporlar, planlar, görüştürmeler gerçekleştirilmiştir. Bunlara örnek olarak Kofi Annan Planı verilebilir. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002'de "Annan Planı" olarak da bilinen "Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli" belgesini ortaya koydu. Denktaş ve o zamanki Rum lider Tasos Papadopulos, "Annan Planı" çerçevesinde çeşitli görüşmeler yaptı ve plan 24 Nisan 2004'te iki tarafta referanduma sunuldu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde referandumda Türklerin 64 evet oyu olmasına rağmen Rumlar AB’ye tam üye yapılmıştır. Buradan itibaren Mehmet Ali Talat ve Rum lider Dimitris Hristofyas arasında gerçekleşenler gibi çok çeşitli müzakere süreçleri başlamıştır. Buna ilave olarak İsviçre'nin Crans Montana şehrinde 28 Haziran 2017'de tekrarlanan ve yaklaşık 10 gün yoğun şekilde süren Kıbrıs Konferansı da Kıbrıs müzakerelerinde çözüme yaklaşılan dönemlerde öne gelmiştir. Kapalı Maraş Açılımı adlı olay da dikkat çekicidir. Öte yandan, Kıbrıs müzakerelerinde birçok kez pazarlık konusu olan, Annan Planı ve daha önceki görüşmelerde Rum kesiminin kontrolüne verilmesi gündeme gelen Kapalı Maraş konusunda da yeni bir gelişme yaşandı. KKTC sınırları içerisinde bulunan ve 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın kamuya ait olan bir kısmı 8 Ekim'de halkın kullanımına açıldı. Rum tarafının uzlaşmaz tavrı yüzünden 46 yıldır kapalı olan ve "Hayalet Şehir" olarak da anılan Maraş'ta yaşanan son gelişme, Türk tarafının eski paradigmalarla hareket etmeyeceğine işaret ediyor. |
03.08, 13 Kasım 2021 tarihindeki hâli
Kuzey Kıbrıs Kısa Tarihi
Coğrafik özellikler bir devletin üzerinde dış güçlerin ilgisinin olmasında önemli etkenlerdendir. Kıbrıs tarihten günümüze denizi ve deniz taşımacılığı ile üzerinde ilgiyi toplamıştır. Kıbrıs’ta bilinen diğer bir gerçek ise Mora Ayaklanması ve Enosis ile Rumların Türklere karşı olan tavırlarıdır. Osmanlı-Rus Savaşı yaşanmış ve sonucunda İngiltere’ye vergi vermesi kararı alınmıştır. Enosis için 1931 tarihinden itibaren ayaklanmalar başlamış ve 1943 yılından itibaren İngiliz Hükümetleri sömürgelere uyguladığı sert politikayı uygulamayı bırakmıştır. Ancak Enosis’i gerçekleştirmek için EOKA denilen terör örgütü faaliyet göstermiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına Rumlar aykırı davranmış ve uygulamaya geçmemesi 1967’de yaşananlardan sonra, sonuç olarak “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimini” meydana getirmiştir. Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi bu tarih başlangıçlı Makarios yönetiminden ayrı şekilde devlet yetkilerini icra etmiştir. Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, Kıbrıs Barış Harekâtından sonra oluşan yeni durumun hukukiliği için, toplumda huzur, düzen ve güveni oluşturmak için 13 Şubat 1975 tarihli Kıbrıs Türk Federe Devletini ilân edilmiştir. Geçici Türk Yönetimi tarafından anayasa hazırlanmıştır. Federe Devlet statüsünün barış ve uzlaşma yolunu açmadığı, Rumların anlaşma niyeti taşımadıkları iyice anlaşılınca, Türk tarafı 15 Kasım 1983’te elinde kalan tek seçeneği kullanmış ve self-determinasyon hakkını kullanarak, kuzeyde kendi özgür, bağımsız devletini kurmuş ve bunu tüm dünyaya ilân etmiştir. Böylece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Kıbrıs Harekatı Bu harekatın gidişatına bakmadan önce ENOSİS kavramına değinmekte fayda var çünkü bir olay oluyorsa bunun da bir sebebi olmalıdır. ENOSİS bu adayı Yunanistan topraklarının bir parçası haline getirme gayesidir. EOKA örgütüne karşı TMT kurulmuştur. Türkiye'de Başbakan Bülent Ecevit adada federasyon istiyor, Necmettin Erbakan da her şekliyle ABD karşıtı bir pozisyon tutarak Ecevit'e destek veriyordu. Geçen on yıl içinde Türkiye askeri kapasitesini arttırmış, gerekli hazırlıklarını tamamlamıştı. Adadaki saldırı ve ölümlerin devam etmesi üzerine 'Garanti Anlaşması'nın 4. maddesi kullanılarak, 20 Temmuz 1974'te adaya meşru müdahale olarak tanımlanan birinci harekat yapıldı. Uluslararası anlamda çok çeşitli konferanslar yapılmıştır. Ancak tam net bir sonuç çıkmamıştır. 14 Ağustos’ta "Ayşe tatile çıksın" parolasıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci aşaması başladı ve 16 Ağustos'ta ateşkes ilan edildi. Bu harekat başarılı olmuş böylece diğer ülkelerin gayeleri tam manasıyla sağlanamamış ve Türkler güvene sahip olmuşlardır. Ancak buna rağmen Rum askerler birçok Türk insanı öldürmüştür. Bu harekatta binlerce insan şehit olmuştur. Barış harekatı sonrası Kıbrıslı Türkler kendi yönetimlerini kurdu. Kıbrıs'ın bugünkü sınırlarının çizilmesine vesile olan harekatın hemen ardından Kıbrıslı Türkler, 1 Ekim 1974'te Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi'ni kurdu. Kurulan yeni yönetimin ilk Cumhurbaşkanı, Kıbrıslı Türklerin mücadelelerine ilk günden beri ortak olan Rauf Denktaş oldu. Ancak bu durum asıl sonucunu Kasım 1983'te Bağımsız KKTC ilan edilmesiyle vermiştir. KKTC İlanı Sonrası Durum Rumlar, Türkler, BM gibi devletler ve organizasyonlar Kıbrıs Meselesi ile yakından ilgilidir. Bu anlamda çeşitli raporlar, planlar, görüştürmeler gerçekleştirilmiştir. Bunlara örnek olarak Kofi Annan Planı verilebilir. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002'de "Annan Planı" olarak da bilinen "Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli" belgesini ortaya koydu. Denktaş ve o zamanki Rum lider Tasos Papadopulos, "Annan Planı" çerçevesinde çeşitli görüşmeler yaptı ve plan 24 Nisan 2004'te iki tarafta referanduma sunuldu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde referandumda Türklerin 64 evet oyu olmasına rağmen Rumlar AB’ye tam üye yapılmıştır. Buradan itibaren Mehmet Ali Talat ve Rum lider Dimitris Hristofyas arasında gerçekleşenler gibi çok çeşitli müzakere süreçleri başlamıştır. Buna ilave olarak İsviçre'nin Crans Montana şehrinde 28 Haziran 2017'de tekrarlanan ve yaklaşık 10 gün yoğun şekilde süren Kıbrıs Konferansı da Kıbrıs müzakerelerinde çözüme yaklaşılan dönemlerde öne gelmiştir. Kapalı Maraş Açılımı adlı olay da dikkat çekicidir. Öte yandan, Kıbrıs müzakerelerinde birçok kez pazarlık konusu olan, Annan Planı ve daha önceki görüşmelerde Rum kesiminin kontrolüne verilmesi gündeme gelen Kapalı Maraş konusunda da yeni bir gelişme yaşandı. KKTC sınırları içerisinde bulunan ve 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın kamuya ait olan bir kısmı 8 Ekim'de halkın kullanımına açıldı. Rum tarafının uzlaşmaz tavrı yüzünden 46 yıldır kapalı olan ve "Hayalet Şehir" olarak da anılan Maraş'ta yaşanan son gelişme, Türk tarafının eski paradigmalarla hareket etmeyeceğine işaret ediyor.