"John Locke" sayfasının sürümleri arasındaki fark
Dikmenselin (mesaj | katkılar) |
Dikmenselin (mesaj | katkılar) |
||
3. satır: | 3. satır: | ||
John Locke (1632 –1704), liberal düşüncenin öncüsü İngiliz filozoftur. John Locke, Oxford Üniversitesi’nde doğa bilimleri ve tıp alanında eğitim gördükten sonra yazarlık ve siyaset alanlarında çalışmaya başladı. Brendenbur Dükalığı'nda İngiliz büyükelçiliği katibi olarak görev yaptı. İngiltere'ye döndükten sonra 8 yıl Shaftsbury adlı İngiliz aristokratın yanında özel doktor olarak çalıştı. Locke, 1683'te Shaftsbury'nin Hollanda'ya kaçması gerektiğinde İngiltere'den ayrıldı. Ancak 1689'da İkinci İngiliz Devrimi başarılı olduğunda İngiltere'ye dönebildi. Siyasal görüşleri, İngiliz Devrimi’nin arka planına karşıt olarak gelişti ve bu devrimle şekillendi. Genellikle erken liberalizmin kilit düşünürlerinden biri olarak görülen Locke, tutarlı bir mutlakiyet karşıtıdır ve 1688'de anayasal monarşiyi kuran "Şanlı Devrim" in filozofu olarak anılır. <ref> Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013) </ref> Temsili hükümetin ve hoşgörünün bir destekçisi olarak Locke'un görüşlerinin Amerikan Devrimi üzerinde ciddi bir etkisi oldu. <ref> Andrew Heywood, "Siyaset", çev: Bekir Berat Özipek, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla, Hasan Yücel Başdemir, (Ankara: Adres Yayınları, 2017) </ref> Hemen hemen tüm liberaller Locke'un temel fikirlerinden etkilenmiş olsa da, Locke liberalizminin son dönemdeki tipik ve en önemli temsilcisi, Amerikalı siyaset felsefecisi Robert Nozick'tir. | John Locke (1632 –1704), liberal düşüncenin öncüsü İngiliz filozoftur. John Locke, Oxford Üniversitesi’nde doğa bilimleri ve tıp alanında eğitim gördükten sonra yazarlık ve siyaset alanlarında çalışmaya başladı. Brendenbur Dükalığı'nda İngiliz büyükelçiliği katibi olarak görev yaptı. İngiltere'ye döndükten sonra 8 yıl Shaftsbury adlı İngiliz aristokratın yanında özel doktor olarak çalıştı. Locke, 1683'te Shaftsbury'nin Hollanda'ya kaçması gerektiğinde İngiltere'den ayrıldı. Ancak 1689'da İkinci İngiliz Devrimi başarılı olduğunda İngiltere'ye dönebildi. Siyasal görüşleri, İngiliz Devrimi’nin arka planına karşıt olarak gelişti ve bu devrimle şekillendi. Genellikle erken liberalizmin kilit düşünürlerinden biri olarak görülen Locke, tutarlı bir mutlakiyet karşıtıdır ve 1688'de anayasal monarşiyi kuran "Şanlı Devrim" in filozofu olarak anılır. <ref> Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013) </ref> Temsili hükümetin ve hoşgörünün bir destekçisi olarak Locke'un görüşlerinin Amerikan Devrimi üzerinde ciddi bir etkisi oldu. <ref> Andrew Heywood, "Siyaset", çev: Bekir Berat Özipek, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla, Hasan Yücel Başdemir, (Ankara: Adres Yayınları, 2017) </ref> Hemen hemen tüm liberaller Locke'un temel fikirlerinden etkilenmiş olsa da, Locke liberalizminin son dönemdeki tipik ve en önemli temsilcisi, Amerikalı siyaset felsefecisi Robert Nozick'tir. | ||
− | Locke'a göre insanlar doğal durumdan siyasal toplumsal düzene geçerken doğal haklarını saklı tutmuş ve bu hakları korumak için devlete görev ve yetki vermişlerdir. Locke bu hakları “hayat, hürriyet, mülkiyet” olarak özetlemiştir. Herkes eşit ve özgür doğduğu için, onun üzerindeki her türlü yönetim için rızanın meşru olmasını gerektirir. Dolayısıyla toplum, bir sosyal sözleşmeden doğar. Hükümeti kurmanın amacı, bireysel yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını güvence altına almaktır. Locke'a göre, meşru devlet faaliyetinin amacı sadece yönetilenlerin haklarının korunmasıyla sınırlı kalmaz, hiç kimse onların rızası olmadan başkaları üzerinde meşru siyasi güç iddia edemez. <ref> David Conway, "Klasik Realizm", çev: Atilla Yayla, (Liberal Düşünce, 2011) </ref> Bu hakların uygulanması ve korunması hem kanunlar hem de kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Hukukun üstünlüğü, demokratik hesap verebilirlik, adil yargılama, kuvvetler ayrılığı ve düzenli seçimler bu ihtiyaçları kapsamaktadır. Kanunlar tüm vatandaşlara eşit olarak uygulanmalı ve belirli bölgesel çıkarları desteklememeli ve yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin bir bölümü olmalıdır. | + | Locke'a göre insanlar doğal durumdan siyasal toplumsal düzene geçerken doğal haklarını saklı tutmuş ve bu hakları korumak için devlete görev ve yetki vermişlerdir. Locke bu hakları '''“hayat, hürriyet, mülkiyet”''' olarak özetlemiştir. Herkes eşit ve özgür doğduğu için, onun üzerindeki her türlü yönetim için rızanın meşru olmasını gerektirir. Dolayısıyla toplum, bir sosyal sözleşmeden doğar. Hükümeti kurmanın amacı, bireysel yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını güvence altına almaktır. Locke'a göre, meşru devlet faaliyetinin amacı sadece yönetilenlerin haklarının korunmasıyla sınırlı kalmaz, hiç kimse onların rızası olmadan başkaları üzerinde meşru siyasi güç iddia edemez. <ref> David Conway, "Klasik Realizm", çev: Atilla Yayla, (Liberal Düşünce, 2011) </ref> Bu hakların uygulanması ve korunması hem kanunlar hem de kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Hukukun üstünlüğü, demokratik hesap verebilirlik, adil yargılama, kuvvetler ayrılığı ve düzenli seçimler bu ihtiyaçları kapsamaktadır. Kanunlar tüm vatandaşlara eşit olarak uygulanmalı ve belirli bölgesel çıkarları desteklememeli ve yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin bir bölümü olmalıdır. |
Locke’a göre, özel mülkiyet herkese fayda sağlar. İnsanların emeklerinin, birikimlerinin ve yatırım yaptıkları mülklerinden yararlanmalarını sağlayarak, refah yaratılmasına ve insan yaşamının maddi gelişimine elverişli koşullar yaratır. Ancak özel mülkiyet kendisine yönelik ihlallere başkanlık edecek ortak bir yargıç olmadan çok güvensiz kalır. Mülklerini güvence altına alma çabası, hükümet kurulması için temel motivasyonlardan biridir ve bu hükümetin birincil amacı da bu mülkü korumaktır. Locke'a göre, mülkiyetin korunması, hükümetten ve diğer insanlardan bağımsız özel bir alanda yaşam ve özgürlük haklarını korur. Nitekim, tiranlığın kriterlerinden biri, hükümetin mülklere hukuka aykırı olarak el koymasıdır. Locke’un özel mülkiyeti savunması, klasik liberalizmin temel ilkelerinden biri haline gelmiştir. İnsanlar başkasının iradesine boyun eğmeden hareket edebilir, ancak herkes istediğini yapamaz, özgürdür ancak başkasının hayatını sona erdirme özgürlüğü yoktur. Mallarını istedikleri gibi kullanabilirler, ancak başka birinin malına zarar verme veya elinden alma özgürlükleri yoktur. Kısacası özgürlük vardır ama bu özgürlük en faydalı ve en zararsız şekilde kullanılacaktır. | Locke’a göre, özel mülkiyet herkese fayda sağlar. İnsanların emeklerinin, birikimlerinin ve yatırım yaptıkları mülklerinden yararlanmalarını sağlayarak, refah yaratılmasına ve insan yaşamının maddi gelişimine elverişli koşullar yaratır. Ancak özel mülkiyet kendisine yönelik ihlallere başkanlık edecek ortak bir yargıç olmadan çok güvensiz kalır. Mülklerini güvence altına alma çabası, hükümet kurulması için temel motivasyonlardan biridir ve bu hükümetin birincil amacı da bu mülkü korumaktır. Locke'a göre, mülkiyetin korunması, hükümetten ve diğer insanlardan bağımsız özel bir alanda yaşam ve özgürlük haklarını korur. Nitekim, tiranlığın kriterlerinden biri, hükümetin mülklere hukuka aykırı olarak el koymasıdır. Locke’un özel mülkiyeti savunması, klasik liberalizmin temel ilkelerinden biri haline gelmiştir. İnsanlar başkasının iradesine boyun eğmeden hareket edebilir, ancak herkes istediğini yapamaz, özgürdür ancak başkasının hayatını sona erdirme özgürlüğü yoktur. Mallarını istedikleri gibi kullanabilirler, ancak başka birinin malına zarar verme veya elinden alma özgürlükleri yoktur. Kısacası özgürlük vardır ama bu özgürlük en faydalı ve en zararsız şekilde kullanılacaktır. | ||
22. satır: | 22. satır: | ||
* On The Reasonableness Of Christianity (Hristiyanlığın Akla Uygunluğu Üstüne) | * On The Reasonableness Of Christianity (Hristiyanlığın Akla Uygunluğu Üstüne) | ||
+ | |||
+ | |||
33. satır: | 35. satır: | ||
'''4.''' [https://youtu.be/5JXgPDgXJC0 John Locke's Theory of Natural Law] | '''4.''' [https://youtu.be/5JXgPDgXJC0 John Locke's Theory of Natural Law] | ||
+ | |||
+ | |||
Hazırlayan: Selin Dikmen | Hazırlayan: Selin Dikmen | ||
{{Kaynakça}} | {{Kaynakça}} |
21.47, 30 Mart 2021 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
John Locke (1632 –1704), liberal düşüncenin öncüsü İngiliz filozoftur. John Locke, Oxford Üniversitesi’nde doğa bilimleri ve tıp alanında eğitim gördükten sonra yazarlık ve siyaset alanlarında çalışmaya başladı. Brendenbur Dükalığı'nda İngiliz büyükelçiliği katibi olarak görev yaptı. İngiltere'ye döndükten sonra 8 yıl Shaftsbury adlı İngiliz aristokratın yanında özel doktor olarak çalıştı. Locke, 1683'te Shaftsbury'nin Hollanda'ya kaçması gerektiğinde İngiltere'den ayrıldı. Ancak 1689'da İkinci İngiliz Devrimi başarılı olduğunda İngiltere'ye dönebildi. Siyasal görüşleri, İngiliz Devrimi’nin arka planına karşıt olarak gelişti ve bu devrimle şekillendi. Genellikle erken liberalizmin kilit düşünürlerinden biri olarak görülen Locke, tutarlı bir mutlakiyet karşıtıdır ve 1688'de anayasal monarşiyi kuran "Şanlı Devrim" in filozofu olarak anılır. [1] Temsili hükümetin ve hoşgörünün bir destekçisi olarak Locke'un görüşlerinin Amerikan Devrimi üzerinde ciddi bir etkisi oldu. [2] Hemen hemen tüm liberaller Locke'un temel fikirlerinden etkilenmiş olsa da, Locke liberalizminin son dönemdeki tipik ve en önemli temsilcisi, Amerikalı siyaset felsefecisi Robert Nozick'tir.
Locke'a göre insanlar doğal durumdan siyasal toplumsal düzene geçerken doğal haklarını saklı tutmuş ve bu hakları korumak için devlete görev ve yetki vermişlerdir. Locke bu hakları “hayat, hürriyet, mülkiyet” olarak özetlemiştir. Herkes eşit ve özgür doğduğu için, onun üzerindeki her türlü yönetim için rızanın meşru olmasını gerektirir. Dolayısıyla toplum, bir sosyal sözleşmeden doğar. Hükümeti kurmanın amacı, bireysel yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarını güvence altına almaktır. Locke'a göre, meşru devlet faaliyetinin amacı sadece yönetilenlerin haklarının korunmasıyla sınırlı kalmaz, hiç kimse onların rızası olmadan başkaları üzerinde meşru siyasi güç iddia edemez. [3] Bu hakların uygulanması ve korunması hem kanunlar hem de kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Hukukun üstünlüğü, demokratik hesap verebilirlik, adil yargılama, kuvvetler ayrılığı ve düzenli seçimler bu ihtiyaçları kapsamaktadır. Kanunlar tüm vatandaşlara eşit olarak uygulanmalı ve belirli bölgesel çıkarları desteklememeli ve yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin bir bölümü olmalıdır.
Locke’a göre, özel mülkiyet herkese fayda sağlar. İnsanların emeklerinin, birikimlerinin ve yatırım yaptıkları mülklerinden yararlanmalarını sağlayarak, refah yaratılmasına ve insan yaşamının maddi gelişimine elverişli koşullar yaratır. Ancak özel mülkiyet kendisine yönelik ihlallere başkanlık edecek ortak bir yargıç olmadan çok güvensiz kalır. Mülklerini güvence altına alma çabası, hükümet kurulması için temel motivasyonlardan biridir ve bu hükümetin birincil amacı da bu mülkü korumaktır. Locke'a göre, mülkiyetin korunması, hükümetten ve diğer insanlardan bağımsız özel bir alanda yaşam ve özgürlük haklarını korur. Nitekim, tiranlığın kriterlerinden biri, hükümetin mülklere hukuka aykırı olarak el koymasıdır. Locke’un özel mülkiyeti savunması, klasik liberalizmin temel ilkelerinden biri haline gelmiştir. İnsanlar başkasının iradesine boyun eğmeden hareket edebilir, ancak herkes istediğini yapamaz, özgürdür ancak başkasının hayatını sona erdirme özgürlüğü yoktur. Mallarını istedikleri gibi kullanabilirler, ancak başka birinin malına zarar verme veya elinden alma özgürlükleri yoktur. Kısacası özgürlük vardır ama bu özgürlük en faydalı ve en zararsız şekilde kullanılacaktır.
John Locke, modern felsefe olarak adlandırılan dönemde farklı bir boyut kazanan empirist hareketin önde gelen isimlerinden biridir. Locke, zihnimizdeki her türlü fikrin duyu verilerinden türetildiğini savunarak, doğuştan gelen ideler fikrine karşı çıktı. İnsan zihnin ilk doğduğunda bunun boş bir sayfa veya klasik terimlerle "tabula rasa" olduğunu düşünür. Ona göre, doğuştan gelen hiçbir bilgi yoktur. Tüm bilgilerin kaynağı deneyimdir; bu kağıt dış cisimlerden gelen duyusal verilerle dolmaya başlar.
Eserleri
Locke’un siyasetle ilgili en önemli eserleri;
- A Letter Concerning Toleration (Hoşgörü Üstüne Bir Mektup)
- Two Treaties of Government (Hükümet Üzerine İki İnceleme)
- An Essay Concerning Human Understanding (İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme)
- Some Thoughts Concerning Education (Eğitim Üzerine Bazı Düşünceler)
- On The Reasonableness Of Christianity (Hristiyanlığın Akla Uygunluğu Üstüne)
Konuyla İlgili Ek Videolar:
1. John Locke
3. John Locke and Natural Rights
4. John Locke's Theory of Natural Law
Hazırlayan: Selin Dikmen
- ↑ Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013)
- ↑ Andrew Heywood, "Siyaset", çev: Bekir Berat Özipek, Bahattin Seçilmişoğlu, Atilla Yayla, Hasan Yücel Başdemir, (Ankara: Adres Yayınları, 2017)
- ↑ David Conway, "Klasik Realizm", çev: Atilla Yayla, (Liberal Düşünce, 2011)