"Ulusçuluk" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
("Kendilerini birleştiren dil, tarih, kültür bağlarından dolayı ulusal bir topluluk oluşturma bilincine varan ve bağımsız bir devlet kurmak isteyen ki..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
 
1. satır: 1. satır:
Kendilerini birleştiren dil, tarih, kültür bağlarından dolayı ulusal bir topluluk oluşturma bilincine varan ve bağımsız bir devlet kurmak isteyen kimselerin oluşturduğu siyasi bir harekettir. Kendi ulusuna bağlılığının uluslararası ilkelere bağlılıktan ya da bireysel çıkarlardan daha önemli olduğunu ileri süren görüştür. <ref>Anonim, Ulusçuluk, < https://www.turkcebilgi.com/ulus%C3%A7uluk >, erişim: 21 Şubat 2018.</ref> Ulusçuluğun ilk olarak Avrupa’da Fransız İhtilali ile ortaya çıktığı ve yayıldığı düşünülür. Ulusçuluk aynı zamanda, etnik sınırların siyasal sınırların ötesine taşmamasını ve özellikle –aslında genel ilkenin dışladığı bir olumsallık olarak- bir devletin içindeki etnik sınırların iktidar sahipleriyle yönetilenleri birbirinden ayırmamasını öngören bir siyasal meşrutiyet kuramıdır. <ref>Ernest  Gellner, Uluslar ve Ulusçuluk, < http://www.altinicizdiklerim.com/resimler/UluslarVeUlusculuk.pdf >, erişim: 21 Şubat 2018.</ref> Basit anlamda ulusçuluk bireylerin kendilerini bir millete ait görüp bağlılık hissetmesi olarak da tanımlanabilir. Ancak burada bir diğer önemli nokta da kültür birliğidir. Aralarında dilsel, kültürel birlik olan bireyler arasında ulusçuluk bağı oluşabilir. Yani bir nevi aynı kültürdeki ve milletteki insanlar dayanışma için bir araya gelerek ulusçuluğu oluştururlar. Oluşan bu bağ ile bireyler kendilerinin üstünde bir kimliğe de sahip olmuş olurlar. Ulusçuluk, ulusu kuşatan sembollerin oluşturulmasını zorunlu hale getirir ve en azından belirli bir derecede de olsa bireyin kişiliğinin değişmesine neden olarak yeni bir kolektif kişilik temin eder. Bu kolektif kişilik sayesinde toplum içerisinde bulunan farklı gruplar için ulusçuluk birleştirici, bütünleştirici bir sembolizmdir. <ref>Peter Ludwig Berger, Modernleşme ve Bilinç, Pınar Yayınları, İstanbul, 1958, s. 186.</ref>
+
: Ulusçuluk kavramı, kendilerini birleştiren kültürel, tarihsel ve dilsel bağlardan dolayı ulusal bir topluluk oluşturma bilincine dayanan ve bağımsız bir devlet kurmak isteyen toplumların oluşturduğu siyasal hareket olarak tanımlanabilir. Bu görüşe göre, bireyin kendi ulusuna bağlılığı, uluslararası ilkelere bağlılıktan ya da bireyin kendi çıkarlarından daha önemlidir. Anarşizm dışındaki tüm ideolojiler (liberaller, sosyalistler, faşistler vb.)milliyetçiliğe ilgi duymuşlardır. Bununla beraber de milliyetçilik çeşitleri artmıştır. Liberal Milliyetçilik, Muhafazakar Milliyetçilik, Yayılmacı Milliyetçilik, Anti-emperyalist milliyetçilik bunların başlıcalarıdır. Liberal milliyetçilik, milleti doğal bir varlık olarak görmekle Rousseau`nun halk egemenliği fikrinin birleşmiş halidir. Muhafazakar milliyetçilik, ulusların kendi kaderlerini tayin ilkesi yerine yurtseverlik ve sosyal bütünlük ilkeleri üzerine kuruludur. Ulusun tehdit altında olduğu algısından ilham alır. Yayılmacı milliyetçiliğe göre ise, ulus her şey birey hiçbir şeydir. Bireyin varlığı ancak kendini ulus için feda ederse anlamlı olur. Milliyetçiliğin bu yorumu, farklı biçimlerde şovenizmle ilişkilendirilir. Anti-emperyalist milliyetçiliğe baktığımızda ise, özellikle Asya ve Afrika`da sömürgeci yönetimlere karşı mücadeleyle ortaya çıktığını görebiliriz. Ulus kavramının 16. Yüzyılda Alman, İngiliz ve İspanyol halkları arasında geliştiğini unutmamakla beraber, ulusçuluk kavramının asıl dönüm noktası Fransız İhtilali’dir. İhtilal, ulusçuluk kavramını siyasallaştırmıştır. Fransız İhtilali’ne göre, ulus, siyasi bilince sahip tüm vatandaşlardan meydana gelen, herkesin eşitliğine ve halk egemenliğine dayanan bir yapıydı.
 +
 
 +
 
 +
{{Kaynakça}}
 +
 
 +
Anonim, “ulusçuluk” < https://www.turkcebilgi.com/ulus%C3%A7uluk>,

23.48, 20 Mayıs 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Ulusçuluk kavramı, kendilerini birleştiren kültürel, tarihsel ve dilsel bağlardan dolayı ulusal bir topluluk oluşturma bilincine dayanan ve bağımsız bir devlet kurmak isteyen toplumların oluşturduğu siyasal hareket olarak tanımlanabilir. Bu görüşe göre, bireyin kendi ulusuna bağlılığı, uluslararası ilkelere bağlılıktan ya da bireyin kendi çıkarlarından daha önemlidir. Anarşizm dışındaki tüm ideolojiler (liberaller, sosyalistler, faşistler vb.)milliyetçiliğe ilgi duymuşlardır. Bununla beraber de milliyetçilik çeşitleri artmıştır. Liberal Milliyetçilik, Muhafazakar Milliyetçilik, Yayılmacı Milliyetçilik, Anti-emperyalist milliyetçilik bunların başlıcalarıdır. Liberal milliyetçilik, milleti doğal bir varlık olarak görmekle Rousseau`nun halk egemenliği fikrinin birleşmiş halidir. Muhafazakar milliyetçilik, ulusların kendi kaderlerini tayin ilkesi yerine yurtseverlik ve sosyal bütünlük ilkeleri üzerine kuruludur. Ulusun tehdit altında olduğu algısından ilham alır. Yayılmacı milliyetçiliğe göre ise, ulus her şey birey hiçbir şeydir. Bireyin varlığı ancak kendini ulus için feda ederse anlamlı olur. Milliyetçiliğin bu yorumu, farklı biçimlerde şovenizmle ilişkilendirilir. Anti-emperyalist milliyetçiliğe baktığımızda ise, özellikle Asya ve Afrika`da sömürgeci yönetimlere karşı mücadeleyle ortaya çıktığını görebiliriz. Ulus kavramının 16. Yüzyılda Alman, İngiliz ve İspanyol halkları arasında geliştiğini unutmamakla beraber, ulusçuluk kavramının asıl dönüm noktası Fransız İhtilali’dir. İhtilal, ulusçuluk kavramını siyasallaştırmıştır. Fransız İhtilali’ne göre, ulus, siyasi bilince sahip tüm vatandaşlardan meydana gelen, herkesin eşitliğine ve halk egemenliğine dayanan bir yapıydı.



Anonim, “ulusçuluk” < https://www.turkcebilgi.com/ulus%C3%A7uluk>,