"İsrail'in Kuruluşu ve Birinci Arap-İsrail Savaşı (1948)" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(Sayfa oluşturuldu.) |
|||
6. satır: | 6. satır: | ||
2- Kudüs şehrinin sınırları tespit edilerek, ayrı bir varlık (corpus seperatum) olarak ve askersiz hale getirilerek BM'nin gözetimine verilmekteydi. | 2- Kudüs şehrinin sınırları tespit edilerek, ayrı bir varlık (corpus seperatum) olarak ve askersiz hale getirilerek BM'nin gözetimine verilmekteydi. | ||
− | 3-"Komşuları ile barış içinde yaşamak isteyen" Filistinli mültecilerin evlerine dönmelerinin sağlanması, dönmek istemeyenlerin de kayıpları ile zararlarının ödenmesi öngörülmekteydi. | + | 3-"Komşuları ile barış içinde yaşamak isteyen" Filistinli mültecilerin evlerine dönmelerinin sağlanması, dönmek istemeyenlerin de kayıpları ile zararlarının ödenmesi öngörülmekteydi.<ref> |
+ | |||
+ | [[Kaynakça]] | ||
+ | Türel Yılmaz Şahin, ''Uluslararası Politikada Orta Doğu'', Barış Kitap Yayınları, Ankara ,2016, s.62 |
18.40, 29 Ocak 2018 tarihindeki hâli
Birinci Arap-İsrail Savaşı, İsrail'in kurulmasından yaklaşık birkaç saat sonra 14-15 Mayıs gecesi Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak birliklerinin üç yönden Filistin topraklarına girmeleriyle başlamış oldu. Savaşın çıkmasının ardından BM Güvenlik Konseyi, ateşkes sağlanması amacıyla 20 Mayıs 1948'de İsveç Kızılhaç Teşkilatı Başkanı Kont Folke Bernandotte'u BM arabulucusu seçti.
Birinci Arap-İsrail Savaşı Araplar için tam bir hezimet oldu. Savaşta; en başarılı Arap devleti Ürdün oldu. Ürdün Batı Şeria topraklarını ve Kudüs'ün yarısını ele geçirdi. Fakat, Yahudiler Suriye, Lübnan ve Mısır'ı savaşta yendiklerinden dolayı çok fazla toprak kazandılar. Bernandotte'un da girişimleriyle 10 Haziran 1948'de 30 günlük ateşkes sağlandı ; ancak, ateşkese rağmen çatışmalar yer yer 1948 yılı sonlarına kadar devam etti.
BM Genel Kurulu 11 Aralık 1948'de 194 sayılı kararı aldı. Karar özetle üç hususu içermekteydi:
1- Filistin için çok geniş yetkilere sahip bir "BM Filistin Uzlaştırma Komisyonu" kuruldu. Üç üyeli bu Komisyona ABD ve Fransa ile birlikte Türkiye'de seçildi.
2- Kudüs şehrinin sınırları tespit edilerek, ayrı bir varlık (corpus seperatum) olarak ve askersiz hale getirilerek BM'nin gözetimine verilmekteydi.
3-"Komşuları ile barış içinde yaşamak isteyen" Filistinli mültecilerin evlerine dönmelerinin sağlanması, dönmek istemeyenlerin de kayıpları ile zararlarının ödenmesi öngörülmekteydi.<ref>
Kaynakça Türel Yılmaz Şahin, Uluslararası Politikada Orta Doğu, Barış Kitap Yayınları, Ankara ,2016, s.62