Carl Gustav Jung

1875 yılında doğan İsviçreli psikolog ve psikiyatrist Carl G. Jung, Analitik Psikoloji’nin kurucusu olarak anılmaktadır. Aynı zamanda Sigmund Freud ve Alfred Adler ile birlikte kurduğu derinlik psikolojisinin kurucularından biridir. Jung, protestan bir papazın oğludur. Çocukluğunun yalnız ve izole olmuş bir şekilde geçmesine rağmen kuvvetli bir hayal gücüne sahip olan Jung, erken yaşta ebeveynlerinin ve öğretmenlerinin davranışlarını gözlemleyerek çözmeye çalışmıştır. İleriki hayatında kişiler arası ilişkilere değinmemesi yalnız bir çocukluk geçirmesiyle açıklanabilmektedir. Ailesinin iki tarafında da din adamlarının olmasından dolayı kendisini papaz olmak zorunda hissetmesine karşın, gençlik zamanlarında felsefeyi keşfetmesiyle birlikte ilgisi tıpa yönelerek psikiyatrist olmaya karar vermiştir.

1900’de yılında Basel’de tıp eğitimi tamamladıktan sonra 1902 yılında Zurich Üniversitesi’nde doktorasını “Okült Denen Fenomenlerin Psikolojisi ve Patolojisi Üzerine” (On The Psychology and Pathology of So-Called Occult Phenomena) yapmıştır. Bu sırada üniversiteye bağlı olan Burgholzli Akıl Hastanesi’nde Eugen Bleuler’ın yanında yardımcı hekim olarak çalışmıştır. Sigmund Freud’un Rüyaların Yorumu çalışması hakkında bir inceleme yazarak Freud’un fikirleriyle kendi fikirleri arasındaki benzerliğin farkına varmıştır.

1907 yılında Freud ile tanışmalarıyla birlikte aralarındaki mesleki ilişki arkadaşlık ilişkisine dönmüş ve Freud Jung’ı psikanalizin varisi olarak görmeye başlamıştır. Bu arkadaşlık ilişkisi aralarında görüş ayrılıklarının başladığı 1913 yılına kadar sürmüştür. Görüş ayrılıklarının nedeni, Jung’ın nevrozun cinsel temelini Freud kadar önemli görmemesidir. 1912 yılında Jung’ın yayınladığı Wandlungen und Symbole der Libido (Libidonun Simgeleri ve Değişimleri) makalesiyle aralarında büyük bir görüş ayrılığı yaşanmış ve arkadaşlıkları sona ermiştir. Jung, 1911 yılında Uluslararası Psikanaliz Birliğinin ilk başkanı olmasına rağmen Freud ile aralarındaki sıkıntılardan dolayı 1914’te görevinden istifa etmiştir.

Freud ile yaşananlardan sonra kendi zihnini iyice anlamak adına kendini analiz etmeye başlayan Jung, 1913-1921 yılları arasında sadece üç önemli çalışma yayınladı: “Analitik Psikoloji Hakkında İki Deneme” ve “Psikolojik Tipler”.

Psikoloji bilim dalına kompleks, içedönüklük ve dışadönüklük, gölge, arketip, kolektif bilinçdışı, anima ve animus kavramlarını kattı.

1961 yılında Zürih’te hayatını kaybetti.

Başlıca Eserleri "Psikoloji ve Din, Anılar, Düşler, Düşünceler, Dört Arketipler, İnsan Ruhuna Yöneliş, İnsan ve Sembolleri, Kırmızı Kitap, Keşfedilmemiş Benlik."dir.

Hazırlayan: o-Staj Psikoloji Çalışmaları Programı Stajyeri Meltem Kayıkçı