"Görünmez El" sayfasının sürümleri arasındaki fark

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
("Görünmez el, Adam Smith’in 1759 senesinde yazdığı Ahlaki Duygular Kuramı kitabında ilk kez kullandığı, kısaca arz-talep kanunu ifade eden bir tab..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
1. satır: 1. satır:
Görünmez el, Adam Smith’in 1759 senesinde yazdığı Ahlaki Duygular Kuramı kitabında ilk kez kullandığı, kısaca arz-talep kanunu ifade eden bir tabirdir. Görünmez el, serbest piyasa ekonomisini hareket ettiren görünmeyen güçler için bir metafordur. Görünmez el metaforu, hiçbiri bu tür sonuçlara yol açma niyetinde olmayan bireylerin birikmiş çıkarcı eylemlerinden yararlı sosyal ve ekonomik sonuçların ortaya çıkabileceği mekanizmaları karakterize eder. Görünmez el, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin yarattığı istenmeyen daha büyük sosyal faydaları ve kamu yararını tanımlar. Bir başka deyişle, her bireyin kendi bireysel çıkarlarını gözetmesi, sanki bu bireyler bir görünmez el tarafından yönlendiriliyormuş gibi, toplumsal faydanın en üst düzeye taşınmasına yol açar. Bireylerin bunu bilinçsizce yapmalarının nedeni, arzularına ulaşmak için diğer insanların işbirliğine ihtiyaç duymaları ve bu işbirliğini başarmak için bu insanları ödüllendirmeleri gerekmesidir. Bireysel çıkar ve üretim özgürlüğünün yanı sıra tüketim yoluyla, bir bütün olarak toplumun en yüksek yararı yerine getirilir. Piyasa arz ve talebi üzerindeki bireysel baskıların sürekli etkileşimi, fiyatların doğal hareketine ve ticaret akışına neden olur.  
+
Görünmez el, [[Adam Smith]]’in 1759 senesinde yazdığı Ahlaki Duygular Kuramı kitabında ilk kez kullandığı, kısaca '''arz-talep kanunu''' ifade eden bir tabirdir. Görünmez el, serbest piyasa ekonomisini hareket ettiren görünmeyen güçler için bir metafordur. Görünmez el metaforu, hiçbiri bu tür sonuçlara yol açma niyetinde olmayan bireylerin birikmiş çıkarcı eylemlerinden yararlı sosyal ve ekonomik sonuçların ortaya çıkabileceği mekanizmaları karakterize eder. Görünmez el, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin yarattığı istenmeyen daha büyük sosyal faydaları ve kamu yararını tanımlar. Bir başka deyişle, her bireyin kendi bireysel çıkarlarını gözetmesi, sanki bu bireyler bir görünmez el tarafından yönlendiriliyormuş gibi, toplumsal faydanın en üst düzeye taşınmasına yol açar. Bireylerin bunu bilinçsizce yapmalarının nedeni, arzularına ulaşmak için diğer insanların işbirliğine ihtiyaç duymaları ve bu işbirliğini başarmak için bu insanları ödüllendirmeleri gerekmesidir. Bireysel çıkar ve üretim özgürlüğünün yanı sıra tüketim yoluyla, bir bütün olarak toplumun en yüksek yararı yerine getirilir. Piyasa arz ve talebi üzerindeki bireysel baskıların sürekli etkileşimi, fiyatların doğal hareketine ve ticaret akışına neden olur.  
  
 
Görünmez el, piyasaya "bırakın yapsınlar" anlamına gelen laissez-faire yaklaşımının bir parçasıdır. Başka bir deyişle, yaklaşım, piyasanın doğal olmayan kalıplara zorlayan hükümet veya diğer müdahaleler olmadan dengesini bulacağını savunur. <ref> D. Slater & F. Tonkiss, “Market Society: Markets and Modern Social Theory”, (Cambridge: Polity Press, 2001) </ref> Görünmez el metaforu iki kritik fikri sunar. Birincisi, serbest piyasada gönüllü ticaret, kasıtsız ve yaygın faydalar üretir. İkincisi, bu faydalar düzenlenmiş ve planlı bir ekonominin faydalarından daha fazladır.  
 
Görünmez el, piyasaya "bırakın yapsınlar" anlamına gelen laissez-faire yaklaşımının bir parçasıdır. Başka bir deyişle, yaklaşım, piyasanın doğal olmayan kalıplara zorlayan hükümet veya diğer müdahaleler olmadan dengesini bulacağını savunur. <ref> D. Slater & F. Tonkiss, “Market Society: Markets and Modern Social Theory”, (Cambridge: Polity Press, 2001) </ref> Görünmez el metaforu iki kritik fikri sunar. Birincisi, serbest piyasada gönüllü ticaret, kasıtsız ve yaygın faydalar üretir. İkincisi, bu faydalar düzenlenmiş ve planlı bir ekonominin faydalarından daha fazladır.  

05.49, 30 Ocak 2021 tarihindeki hâli

Görünmez el, Adam Smith’in 1759 senesinde yazdığı Ahlaki Duygular Kuramı kitabında ilk kez kullandığı, kısaca arz-talep kanunu ifade eden bir tabirdir. Görünmez el, serbest piyasa ekonomisini hareket ettiren görünmeyen güçler için bir metafordur. Görünmez el metaforu, hiçbiri bu tür sonuçlara yol açma niyetinde olmayan bireylerin birikmiş çıkarcı eylemlerinden yararlı sosyal ve ekonomik sonuçların ortaya çıkabileceği mekanizmaları karakterize eder. Görünmez el, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin yarattığı istenmeyen daha büyük sosyal faydaları ve kamu yararını tanımlar. Bir başka deyişle, her bireyin kendi bireysel çıkarlarını gözetmesi, sanki bu bireyler bir görünmez el tarafından yönlendiriliyormuş gibi, toplumsal faydanın en üst düzeye taşınmasına yol açar. Bireylerin bunu bilinçsizce yapmalarının nedeni, arzularına ulaşmak için diğer insanların işbirliğine ihtiyaç duymaları ve bu işbirliğini başarmak için bu insanları ödüllendirmeleri gerekmesidir. Bireysel çıkar ve üretim özgürlüğünün yanı sıra tüketim yoluyla, bir bütün olarak toplumun en yüksek yararı yerine getirilir. Piyasa arz ve talebi üzerindeki bireysel baskıların sürekli etkileşimi, fiyatların doğal hareketine ve ticaret akışına neden olur.

Görünmez el, piyasaya "bırakın yapsınlar" anlamına gelen laissez-faire yaklaşımının bir parçasıdır. Başka bir deyişle, yaklaşım, piyasanın doğal olmayan kalıplara zorlayan hükümet veya diğer müdahaleler olmadan dengesini bulacağını savunur. [1] Görünmez el metaforu iki kritik fikri sunar. Birincisi, serbest piyasada gönüllü ticaret, kasıtsız ve yaygın faydalar üretir. İkincisi, bu faydalar düzenlenmiş ve planlı bir ekonominin faydalarından daha fazladır.

Görünmez el doktrininin en önemli siyasi sonucu, devletin asgari düzeyde olmasıdır. Bu devlet, iç güvenliği, ulusal savunmayı, adaletin dağıtımını ve piyasanın sağlayamayacağı karsız kamu işlerinin yürütülmesini üstlenmelidir; başka hiçbir şeye müdahale etmemelidir.

Invisible Hand

The invisible hand is a term used by Adam Smith for the first time in his book The Theory of Moral Emotions written in 1759, which briefly expresses the law of supply and demand. The invisible hand is a metaphor for the invisible forces driving the free market economy. The invisible hand metaphor characterizes the mechanisms by which beneficial social and economic consequences can arise from the accumulated self-seeking actions of individuals, none of whom intend to lead to such consequences. The invisible hand describes the greater undesirable social benefits and public good created by individuals acting in their own interests. In other words, the fact that each individual looks after his own individual interests leads to the maximization of social benefit, as if these individuals were guided by an invisible hand. The reason individuals do this unconsciously is because they need other people's cooperation to achieve their desires, and they need to reward these people for achieving that collaboration. The highest benefit of society as a whole is fulfilled through consumption, as well as individual interest and freedom of production. The constant interaction of individual pressures on market supply and demand causes natural movement of prices and trade flow.

The invisible hand is part of the laissez-faire approach to the market, which means "let them do". In other words, the approach argues that the market will find its equilibrium without government or other intervention forcing unnatural patterns. The invisible hand metaphor presents two critical ideas. First, voluntary trade in the free market produces unintentional and widespread benefits. Second, these benefits outweigh the benefits of a regulated and planned economy.

The most important political consequence of the invisible hand doctrine is that the state is at a minimum level. This state should undertake internal security, national defense, the distribution of justice and the conduct of unprofitable public affairs that the market cannot provide; it should not interfere with anything else.

Hazırlayan: Selin Dikmen


  1. D. Slater & F. Tonkiss, “Market Society: Markets and Modern Social Theory”, (Cambridge: Polity Press, 2001)