"Devlet ve Egemenlik" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(" Modern anlamda devlet, sınırları belirlenmiş bir ülke toprağı üzerinde yaşayan halkın, belli bir hükümetle yönetildiği, hukuksal bakımdan egem..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
k |
||
5. satır: | 5. satır: | ||
Geçmişte Yunan ve İtalyan kent devletleri, Roma İmparatorluğu veya Kutsal Roma İmparatorluğu gibi doğuda ya da batıda tarihte modern ulus-devlet olarak tanımlanmamıştır. Modern anlamda devlet, sınırları belirlenmiş bir toprak parçasında yaşayan ve devlete sadakat duygusu ile bağlı bir halka, egemen bir hükümete sahip siyasal topluluk anlamına gelmektedir. Bu bağlamda modern ulus-devletin temel unsurları dört ana başlıkta toplanabilir: ülke toprağı, ulus ya da halk, hükümet ve egemenlik. <ref> Arı, a.g.e., s.39-40. </ref> | Geçmişte Yunan ve İtalyan kent devletleri, Roma İmparatorluğu veya Kutsal Roma İmparatorluğu gibi doğuda ya da batıda tarihte modern ulus-devlet olarak tanımlanmamıştır. Modern anlamda devlet, sınırları belirlenmiş bir toprak parçasında yaşayan ve devlete sadakat duygusu ile bağlı bir halka, egemen bir hükümete sahip siyasal topluluk anlamına gelmektedir. Bu bağlamda modern ulus-devletin temel unsurları dört ana başlıkta toplanabilir: ülke toprağı, ulus ya da halk, hükümet ve egemenlik. <ref> Arı, a.g.e., s.39-40. </ref> | ||
+ | |||
+ | {{Kaynakça}} |
15.12, 1 Şubat 2018 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Modern anlamda devlet, sınırları belirlenmiş bir ülke toprağı üzerinde yaşayan halkın, belli bir hükümetle yönetildiği, hukuksal bakımdan egemen olan bir örgütlenmedir. Siyaset literatüründe devlet farklı yaklaşımlar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. [1] Örneğin; Marksist teze göre devlet, bir sınıfın diğer sınıfları egemenliği altında bulundurduğu bir örgütlenmedir. Belli bir gelişim süreci sonunda muhakkak yok olup gidecektir. Anarşistler ise onun yok olup gitmesini beklemekten ziyade bir an evvel ortadan kaldırılması için her şeyin mübah olduğunu düşünmektedirler.
Belirli sınırlara sahip ve bu sınırlar içinde tek bir hukuk sisteminin uygulandığı egemen siyasal topluluklar anlamın gelen modern ulus-devletin Avrupa'da doğuşu, Protestanlığın ve Avrupa'da laiklik anlayışının doğmasına yol açan otuz yıl savaşlarını sona erdiren 1648 Westfalya Antlaşması'na dayandırılmaktadır. Bu anlamdaki devlet, uluslararası ilişkilerin temel ve biricik aktörü ya da çok sayıda aktör içinden en önemlisi olmaya devam etmektedir. Westfalya Antlaşması'nın aynı zamanda modern uluslararası sistemin siyasal temelini oluşturduğuna da inanılmaktadır. Bu dönemde Avrupa'da yaşanan gelişmeler sonucunda devlet en önemli siyasal, ekonomik ve toplumsal varlık haline gelmiş; bu gelişmelerin yanında Avrupa'da kapitalizmin gelişmeye başlamasına, bir dünya ekonomisi kavramının ortaya çıkmasına ve Avrupa'nın gücünün ve etkisinin sömürgeleştirme süreciyle tüm dünyaya yayılmasına yol açmıştır. Dolayısıyla 1648 sonrasında devlet uluslararası siyasal sistemin temel aktörü haline gelmiştir.
Geçmişte Yunan ve İtalyan kent devletleri, Roma İmparatorluğu veya Kutsal Roma İmparatorluğu gibi doğuda ya da batıda tarihte modern ulus-devlet olarak tanımlanmamıştır. Modern anlamda devlet, sınırları belirlenmiş bir toprak parçasında yaşayan ve devlete sadakat duygusu ile bağlı bir halka, egemen bir hükümete sahip siyasal topluluk anlamına gelmektedir. Bu bağlamda modern ulus-devletin temel unsurları dört ana başlıkta toplanabilir: ülke toprağı, ulus ya da halk, hükümet ve egemenlik. [2]