"Avrupalılaşma" sayfasının sürümleri arasındaki fark
Ersin Kopuz (mesaj | katkılar) |
Ersin Kopuz (mesaj | katkılar) |
||
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 5 değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
− | + | [[Dosya:Flag of Europe.svg.png|küçükresim|342x342pik]] | |
+ | Avrupalılaşma konsepti, özellikle Avrupa bütünleşmesi konusunda adından sıkça söz edilen kıymetli bir mevzu olarak belirmiştir. Avrupalılaşma fikri temel olarak Avrupa prensiplerinin, değerlerinin ve normlarının ışığında ulusal bir siyaset oluşturma sürecine işaret etmektedir<ref>Uğur, Ömer ve Aksoy, Metin. Avrupalılaşma Kavramı ve Türkiye’nin Demokratikleşme Sürecine Etkisi. ''KTÜ SBE Sosyal Bilimler Dergisi''. 10 (2015): 163-180. (erişim 11.01.2022)</ref>.Stephen Gorge; Avrupalılaşma sürecine Avrupa Birliği'ne üye devletlerinin ulusal politikalarının, bu örgüte üyeliklerinin akabinde, AB’nin kuvvetli etkisiyle şekillenmesi gibi bir bakış açısıyla yaklaşırken; Radaelli ve Bulmer Avrupalılaşma kavramını: | ||
* Politikaların tertiplenmesi, | * Politikaların tertiplenmesi, | ||
6. satır: | 7. satır: | ||
== '''Avrupalılaşmanın Tarihçesi''' == | == '''Avrupalılaşmanın Tarihçesi''' == | ||
+ | Hitler’in yabancılardan arındırılmış, sadece “Avrupalı”lardan oluşan bir Avrupa oluşturmak yönündeki tarihteki en uçuk hayalinden sonra bir süre Avrupa konsepti entelektüel çevreden neredeyse hiç ilgi görmedi. Avrupa konusu tartışıldığında genelde ismi geçen kavramlar bir süre için yalnızca Ortak Pazar ve bu Ortak Pazarı meydana getiren bileşenlerden ibaretti<ref>Ongur, Hakan Övünç. Avrupalılaşma Avrupalı Mı ?. ''Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi''. 11/1 (2009) 237-258. (erişim 11.01.2022)</ref>. Bu açıdan, günümüz Avrupa Birliği’nin ve Avrupalılaşma sürecinin temellerini de İkinci Cihan Harbi’nin yaratmış olduğu sosyal, politik ve ekonomik yıkımda aramak çok önemlidir. İlerleyen dönemlerde, 1940’lı yılların ikinci yarısında ise Avrupa Federalizmini destekleyen görüşler özellikle İtalya, Fransa ve Almanya gibi savaştan en fazla yara almış ülkelerde destek görmeye başladı. Zira bu dönemde entelektüeller Avrupa’da yaşanabilecek savaşlardan kurtulmanın en iyi yolunu “Avrupa Birleşik Devletleri” biçiminde isimlendirilecek federal bir yapıda bulabileceklerini düşünmüşlerdir<ref>Kaya, Ayhan''. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz''. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.</ref>. | ||
+ | |||
+ | == '''Avrupalılaşma ve Avrupa Birliği''' == | ||
+ | [[Dosya:5021-trtworld-292560-328990.jpg|küçükresim|340x340pik]] | ||
+ | Avrupa’yı potansiyel yeni bir savaştan korumak için kurulması hayal edilen ulus-ötesi yapının akıbeti Hollanda’nın Lahey kentinde 1948 yılında gerçekleştirilen Avrupa Konferansı’nda belli olmuştur. Winston Churchill’in söz konusu ulus-ötesi yapının, ülkesinin ulusal egemenlik haklarına ters olacağını öne sürmesinden dolayı federal birlik hayali kuran çevrenin beklentisi tam olarak karşılanamamış, bunun yerine ancak ulusal hükümetlerin ayrı ayrı katılım sağlayabildiği [[''Avrupa Konseyi'']] kurulmuştur. Bütünleşme yanlılarının lehine olan en erken gelişme ise 1950 yılında Fransa’nın en başarılı teknokratlarının başında gelen Jean Monnet tarafından oluşturulan ve dönemin Fransız Dışişleri Bakanı [[Robert Schuman]]’ın açıkladığı ''Schuman Planı’''dır. Bu planın öngörüsüne göre; başlangıçta Fransa ve Almanya kömür ve demir madenlerini ortaklaşa işletecek, daha sonrasında ise bu endüstriyel ortaklık diğer Avrupa devletlerinin katılımına açık hale getirilecektir. Bu çerçevede, 1957 yılında bir araya gelen Batı Almanya, Belçika, İtalya, Hollanda, Lüksemburg ve Fransa, Roma Antlaşması’nı imza etmiş ve bu sayede kurulan [[''Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'']] ile ortak pazarın ilk adımları atılmış ve aynı dönemde bir de [[Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu]] ''(Eurotom)'' oluşturulmuştur. 1960’lı yılların başından 80’li yılların ortalarına kadar zaman zaman bunalımlı zaman zaman gayet akıcı bir seyir izleyen AET [ya da 1967’den itibaren yeni adıyla Avrupa Topluluğu (AT)] 1986 yılında imza edilen Avrupa Tek Senedi ile entegrasyon çalışmalarında büyük bir atılım gerçekleştirmiştir<ref>Kaya, Ayhan''. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz''. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.</ref>. [[Avrupa Tek Senedi'nin]] akabinde 1993 yılında imzalanan [[Maastricht Antlaşması]] ile topluluk [[Avrupa Birliği]] ismini alarak yepyeni bir hale evrilmiştir. Avrupalılaşma ve Avrupa entegrasyonu sürecinde açılan bu yeni sayfayla birlikte Avrupa Birliği karar alma dönemlerinde “ağırlıklı oy çokluğu” sistemi hayata geçirilmiş ve haliyle birliğin gelişen ulus-üstü mekanizması üye devletlerin egemenliklerinin aşınmasıyla sonuçlanmıştır. | ||
+ | |||
+ | == '''Avrupalılaşma’nın Öne Çıkan İsimleri''' == | ||
+ | [[Dosya:Robert-schumann-1.jpg|küçükresim|Robert Schumann]] | ||
+ | Avrupalılaşma konseptine önemli katkılar veren isimlerden olan [[Stephen George]] bu kavramın etkisini tek yönlü olarak nitelendirmiş, Avrupa Birliği’nin üye devletlerin politik mekanizmasını kuvvetli bir şekilde etkileyerek yeniden biçimlendirdiğini öne sürmüştür. Bu görüşün aksine Peterson ve Bomberg ise sadece Avrupa Birliği’nin üye devletlerin iç siyasi mekanizmasını değiştirmediğini, ama ayrıca üye devletlerin de AB mekanizmasına önemli derecede etkileri bulunduğunu söyleyerek, sürecin iki taraflı olarak gerçekleştiğini bilirmiştir<ref>Çörtoğlu, Feza Sencer. Avrupalılaşma Sürecinde AB Çevre Politikası ve Yerindenlik (Subsidiarity) İlkesi . ''Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi''. 8/2 (2009) 29-46. (erişim 11.01.2022)</ref>.Öte yandan Fransız teknokrat Jean Monnet ve Fransız Dış İşleri Bakanı [[Robert Schuman]]’ın çabasıyla oluşturulan Schuman Planı, Avrupa Bütünleşmesi ve Avrupalılaşma’nın önemli adımlarındandır<ref>Kaya, Ayhan''. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz''. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.</ref> | ||
+ | |||
+ | |||
+ | |||
+ | '''Hazırlayan: o- Staj European Studies Çalışmaları Stajyeri Tugay Karayel''' | ||
+ | |||
+ | {{Kaynakça}} |
17.57, 25 Mart 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Avrupalılaşma konsepti, özellikle Avrupa bütünleşmesi konusunda adından sıkça söz edilen kıymetli bir mevzu olarak belirmiştir. Avrupalılaşma fikri temel olarak Avrupa prensiplerinin, değerlerinin ve normlarının ışığında ulusal bir siyaset oluşturma sürecine işaret etmektedir[1].Stephen Gorge; Avrupalılaşma sürecine Avrupa Birliği'ne üye devletlerinin ulusal politikalarının, bu örgüte üyeliklerinin akabinde, AB’nin kuvvetli etkisiyle şekillenmesi gibi bir bakış açısıyla yaklaşırken; Radaelli ve Bulmer Avrupalılaşma kavramını:
- Politikaların tertiplenmesi,
- İnanç ve değerlerin yaygın bir duruma getirilmesi,
- Gayriresmi ya da resmi fark etmeksizin normların ve kuralların siyasi değerler serisinde politik yapı ve kamu politikalarında var olması şeklinde üç ana başlık üzerinden değerlendirmektedir[2]. Kısaca Avrupalılaşma, ulusal perspektiften de öte Avrupa Birliği düzeyinde yeni bakış açıları, normların meydana gelmesi ve bu durumun adaylık aşamasında olan veya halihazırda üye olan devletleri etkilemesi olarak özetlenebilir[3].
Avrupalılaşmanın Tarihçesi
Hitler’in yabancılardan arındırılmış, sadece “Avrupalı”lardan oluşan bir Avrupa oluşturmak yönündeki tarihteki en uçuk hayalinden sonra bir süre Avrupa konsepti entelektüel çevreden neredeyse hiç ilgi görmedi. Avrupa konusu tartışıldığında genelde ismi geçen kavramlar bir süre için yalnızca Ortak Pazar ve bu Ortak Pazarı meydana getiren bileşenlerden ibaretti[4]. Bu açıdan, günümüz Avrupa Birliği’nin ve Avrupalılaşma sürecinin temellerini de İkinci Cihan Harbi’nin yaratmış olduğu sosyal, politik ve ekonomik yıkımda aramak çok önemlidir. İlerleyen dönemlerde, 1940’lı yılların ikinci yarısında ise Avrupa Federalizmini destekleyen görüşler özellikle İtalya, Fransa ve Almanya gibi savaştan en fazla yara almış ülkelerde destek görmeye başladı. Zira bu dönemde entelektüeller Avrupa’da yaşanabilecek savaşlardan kurtulmanın en iyi yolunu “Avrupa Birleşik Devletleri” biçiminde isimlendirilecek federal bir yapıda bulabileceklerini düşünmüşlerdir[5].
Avrupalılaşma ve Avrupa Birliği
Avrupa’yı potansiyel yeni bir savaştan korumak için kurulması hayal edilen ulus-ötesi yapının akıbeti Hollanda’nın Lahey kentinde 1948 yılında gerçekleştirilen Avrupa Konferansı’nda belli olmuştur. Winston Churchill’in söz konusu ulus-ötesi yapının, ülkesinin ulusal egemenlik haklarına ters olacağını öne sürmesinden dolayı federal birlik hayali kuran çevrenin beklentisi tam olarak karşılanamamış, bunun yerine ancak ulusal hükümetlerin ayrı ayrı katılım sağlayabildiği ''Avrupa Konseyi'' kurulmuştur. Bütünleşme yanlılarının lehine olan en erken gelişme ise 1950 yılında Fransa’nın en başarılı teknokratlarının başında gelen Jean Monnet tarafından oluşturulan ve dönemin Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın açıkladığı Schuman Planı’dır. Bu planın öngörüsüne göre; başlangıçta Fransa ve Almanya kömür ve demir madenlerini ortaklaşa işletecek, daha sonrasında ise bu endüstriyel ortaklık diğer Avrupa devletlerinin katılımına açık hale getirilecektir. Bu çerçevede, 1957 yılında bir araya gelen Batı Almanya, Belçika, İtalya, Hollanda, Lüksemburg ve Fransa, Roma Antlaşması’nı imza etmiş ve bu sayede kurulan ''Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'' ile ortak pazarın ilk adımları atılmış ve aynı dönemde bir de Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Eurotom) oluşturulmuştur. 1960’lı yılların başından 80’li yılların ortalarına kadar zaman zaman bunalımlı zaman zaman gayet akıcı bir seyir izleyen AET [ya da 1967’den itibaren yeni adıyla Avrupa Topluluğu (AT)] 1986 yılında imza edilen Avrupa Tek Senedi ile entegrasyon çalışmalarında büyük bir atılım gerçekleştirmiştir[6]. Avrupa Tek Senedi'nin akabinde 1993 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması ile topluluk Avrupa Birliği ismini alarak yepyeni bir hale evrilmiştir. Avrupalılaşma ve Avrupa entegrasyonu sürecinde açılan bu yeni sayfayla birlikte Avrupa Birliği karar alma dönemlerinde “ağırlıklı oy çokluğu” sistemi hayata geçirilmiş ve haliyle birliğin gelişen ulus-üstü mekanizması üye devletlerin egemenliklerinin aşınmasıyla sonuçlanmıştır.
Avrupalılaşma’nın Öne Çıkan İsimleri
Avrupalılaşma konseptine önemli katkılar veren isimlerden olan Stephen George bu kavramın etkisini tek yönlü olarak nitelendirmiş, Avrupa Birliği’nin üye devletlerin politik mekanizmasını kuvvetli bir şekilde etkileyerek yeniden biçimlendirdiğini öne sürmüştür. Bu görüşün aksine Peterson ve Bomberg ise sadece Avrupa Birliği’nin üye devletlerin iç siyasi mekanizmasını değiştirmediğini, ama ayrıca üye devletlerin de AB mekanizmasına önemli derecede etkileri bulunduğunu söyleyerek, sürecin iki taraflı olarak gerçekleştiğini bilirmiştir[7].Öte yandan Fransız teknokrat Jean Monnet ve Fransız Dış İşleri Bakanı Robert Schuman’ın çabasıyla oluşturulan Schuman Planı, Avrupa Bütünleşmesi ve Avrupalılaşma’nın önemli adımlarındandır[8]
Hazırlayan: o- Staj European Studies Çalışmaları Stajyeri Tugay Karayel
- ↑ Uğur, Ömer ve Aksoy, Metin. Avrupalılaşma Kavramı ve Türkiye’nin Demokratikleşme Sürecine Etkisi. KTÜ SBE Sosyal Bilimler Dergisi. 10 (2015): 163-180. (erişim 11.01.2022)
- ↑ Çörtoğlu, Feza Sencer. Avrupalılaşma Sürecinde AB Çevre Politikası ve Yerindenlik (Subsidiarity) İlkesi . Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi. 8/2 (2009) 29-46. (erişim 11.01.2022)
- ↑ [1] Kaya, Ayhan. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013
- ↑ Ongur, Hakan Övünç. Avrupalılaşma Avrupalı Mı ?. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 11/1 (2009) 237-258. (erişim 11.01.2022)
- ↑ Kaya, Ayhan. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.
- ↑ Kaya, Ayhan. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.
- ↑ Çörtoğlu, Feza Sencer. Avrupalılaşma Sürecinde AB Çevre Politikası ve Yerindenlik (Subsidiarity) İlkesi . Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi. 8/2 (2009) 29-46. (erişim 11.01.2022)
- ↑ Kaya, Ayhan. Avrupa Birliği Hakkında Merak Ettikleriniz. İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2013.