"Yapısal İşsizlik" sayfasının sürümleri arasındaki fark
Dikmenselin (mesaj | katkılar) |
Dikmenselin (mesaj | katkılar) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
Yapısal işsizlik, ekonomide sektörler arasında meydana gelen yapısal değişikliklerin yol açtığı bir işsizlik türüdür. Bu işsizlik türü, sanayi sektöründeki yeniden yapılanmalardan, teknoloji yaşanan bir değişiklikten veya arz-talep dalgalanmalarından kaynaklanabilir. Yapısal işsizlik, ekonomik döngüdeki değişikliklerden ziyade ekonominin yapısında meydana gelen değişiklikten dolayı oluşur. <ref> Yapısal İşsizlik Nedir? - Planports Blog. (2020, January 9). Planports Blog.</ref> | Yapısal işsizlik, ekonomide sektörler arasında meydana gelen yapısal değişikliklerin yol açtığı bir işsizlik türüdür. Bu işsizlik türü, sanayi sektöründeki yeniden yapılanmalardan, teknoloji yaşanan bir değişiklikten veya arz-talep dalgalanmalarından kaynaklanabilir. Yapısal işsizlik, ekonomik döngüdeki değişikliklerden ziyade ekonominin yapısında meydana gelen değişiklikten dolayı oluşur. <ref> Yapısal İşsizlik Nedir? - Planports Blog. (2020, January 9). Planports Blog.</ref> | ||
Dünyada piyasalar sürekli değişiklik gösterirken bazı ekonomiler bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Bu ekonomideki firmalar zamanla denizaşırı ülkelerdeki firmalarla rekabet edemez hale gelebilmekte ve piyasalardaki paylarını kaybetmektedir. <ref> Yıldız, Kemal, “İşsizlik Türleri, Her Bir İşsizlik Türünün Toplam İşsizlikteki Payı ve Çeşitli Demografik Parametrelerle İlişkisi”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı:45, 2014, s. 1-26.</ref> Eğer ekonomideki bu firmalar mevcut değişikliklere ayak uyduramayıp gerekli dönüşümü gerçekleştiremezlerse varlıklarını devam etmekte zorlanırlar ve ettiremezler. Bu dönüşüm sürecinde ortaya çıkan işsizlik yapısal işsizliktir ve bu işsizlik türü işgücü piyasasında dengesizlik meydana getirir. <ref> Hart, P. E. (1990). Types of Structural unemployment in The United Kingdom, International Labour Review, 129(2), 213-228. </ref> Yapısal işsizlik kalıcı özellik gösterebilir, onu azaltmanın tek yolu buna neden olan ekonomik yapıları değiştirmektir ki bu da zor bir adımdır. Yapısal değişiklik birçok ekonomist tarafından kesin şekilde anlaşılamamış bir konudur. Bunun sebepleri, yapısal değişikliklerin ülkeden ülkeye değişmesi ve uzun bir süreçte meydana gelmiş olmasıdır. <ref>Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.</ref> | Dünyada piyasalar sürekli değişiklik gösterirken bazı ekonomiler bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Bu ekonomideki firmalar zamanla denizaşırı ülkelerdeki firmalarla rekabet edemez hale gelebilmekte ve piyasalardaki paylarını kaybetmektedir. <ref> Yıldız, Kemal, “İşsizlik Türleri, Her Bir İşsizlik Türünün Toplam İşsizlikteki Payı ve Çeşitli Demografik Parametrelerle İlişkisi”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı:45, 2014, s. 1-26.</ref> Eğer ekonomideki bu firmalar mevcut değişikliklere ayak uyduramayıp gerekli dönüşümü gerçekleştiremezlerse varlıklarını devam etmekte zorlanırlar ve ettiremezler. Bu dönüşüm sürecinde ortaya çıkan işsizlik yapısal işsizliktir ve bu işsizlik türü işgücü piyasasında dengesizlik meydana getirir. <ref> Hart, P. E. (1990). Types of Structural unemployment in The United Kingdom, International Labour Review, 129(2), 213-228. </ref> Yapısal işsizlik kalıcı özellik gösterebilir, onu azaltmanın tek yolu buna neden olan ekonomik yapıları değiştirmektir ki bu da zor bir adımdır. Yapısal değişiklik birçok ekonomist tarafından kesin şekilde anlaşılamamış bir konudur. Bunun sebepleri, yapısal değişikliklerin ülkeden ülkeye değişmesi ve uzun bir süreçte meydana gelmiş olmasıdır. <ref>Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.</ref> | ||
− | İş piyasalarına göre emek arz ve talepleri farklılık göstermektedir. Bir iş piyasasında emek arzı fazla iken diğerinde emek talebi fazlalığı mevcuttur. Bu dengesizliğin birincil nedeni açık işlerin gerektirdiği beceriler ile iş arayan bireyin becerilerinin uyuşmaması durumudur. Bu uyuşmazlığın sebebi teknolojik gelişmeler olabilmektedir. Böyle bir durumda yapısal işsizlik teknolojik işsizlik adını almaktadır. Fakat bu iki işsizlik aynı başlık altında | + | İş piyasalarına göre emek arz ve talepleri farklılık göstermektedir. Bir iş piyasasında emek arzı fazla iken diğerinde emek talebi fazlalığı mevcuttur. Bu dengesizliğin birincil nedeni, açık işlerin gerektirdiği beceriler ile iş arayan bireyin becerilerinin uyuşmaması durumudur. Bu uyuşmazlığın sebebi ise teknolojik gelişmeler olabilmektedir. Böyle bir durumda yapısal işsizlik teknolojik işsizlik adını almaktadır. Fakat bu iki işsizlik aynı başlık altında değil; ayrı ayrı incelenmelidir. Yapısal işsizlik işgücü taleplerinin niteliksel eksiklikten dolayı karşılanamaması iken; teknolojik işsizlik ise işgücünün yerini mekanizasyon ve otomasyonun almasıdır ve bu ikili bu noktada birbirinden ayrılır. <ref> Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150. </ref> İşgücü piyasasının esnekliğini sınırlayan kurallar var ise bunları kaldırmak yapısal işsizliğin azaltılması için yardımcı olabilmektedir. Fakat bu durum, insanların yerini alan otomasyonun (robot, yapay zeka vb.) artması durumundan kaynaklanıyorsa çözüm daha zordur ve uzun sürer. |
+ | |||
+ | |||
==Yapısal sorunlara sebep olan faktörler== | ==Yapısal sorunlara sebep olan faktörler== | ||
− | Guy Standing’e göre ekonomideki yapısal sorunlara sebep olan yedi önemli faktör:<ref>Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.</ref> | + | Guy Standing’e göre ekonomideki yapısal sorunlara sebep olan yedi önemli faktör: <ref>Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.</ref> |
'''1. Endüstriyel yapılarda meydana gelen değişim''': Tarım ekonomisinden sanayi ve hizmet ekonomisine geçen yerlerde görüldüğü üzere ülkelerin ana ekonomik yapılarında meydana gelen değişimlerden doğan gereksinimlerdir. | '''1. Endüstriyel yapılarda meydana gelen değişim''': Tarım ekonomisinden sanayi ve hizmet ekonomisine geçen yerlerde görüldüğü üzere ülkelerin ana ekonomik yapılarında meydana gelen değişimlerden doğan gereksinimlerdir. | ||
22. satır: | 24. satır: | ||
d)İşgücünün yaşlanması: Özellikle gelişmiş ülkelerde görülen bu durum, işgücünün büyük bir kesiminin yaşlanması sebebiyle potansiyel yetenekler ve coğrafi mobilitelerin azalması sonucu meydana gelir. Toplumda yaşlı popülasyonunun arttığı ve emeklilik yaşının da düşük olduğu ülkelerde emeklilerin işgücüne yeniden kazandırılması için çalışmalar yapılmaktadır. | d)İşgücünün yaşlanması: Özellikle gelişmiş ülkelerde görülen bu durum, işgücünün büyük bir kesiminin yaşlanması sebebiyle potansiyel yetenekler ve coğrafi mobilitelerin azalması sonucu meydana gelir. Toplumda yaşlı popülasyonunun arttığı ve emeklilik yaşının da düşük olduğu ülkelerde emeklilerin işgücüne yeniden kazandırılması için çalışmalar yapılmaktadır. | ||
− | '''5. Kurumsal katılıklar''': Bu durum hem firmanın istenenden düşük ücret teklif etmesi hem de işçinin verilen ücretten daha yüksek ücret istemesi şeklinde oluşmaktadır. İngiltere, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerde kişiler düşük ücretle çalışıp işsizlikte sağlanan faydalardan mahrum kalacaklarına işsiz kalmayı tercih etmektedirler. Bu durum ‘Fakirlik | + | '''5. Kurumsal katılıklar''': Bu durum hem firmanın istenenden düşük ücret teklif etmesi hem de işçinin verilen ücretten daha yüksek ücret istemesi şeklinde oluşmaktadır. İngiltere, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerde kişiler düşük ücretle çalışıp işsizlikte sağlanan faydalardan mahrum kalacaklarına işsiz kalmayı tercih etmektedirler. Bu durum ''‘Fakirlik Kapanı’''dır. |
'''6. İşsizlik yeteneği''': İşsizlik yeteneği yetenek kaybının ekstrem bir formudur. Yeteneği olmayan bazı bireyler kendilerini iş için uygun hale getirmek için zaman harcamaktadırlar. | '''6. İşsizlik yeteneği''': İşsizlik yeteneği yetenek kaybının ekstrem bir formudur. Yeteneği olmayan bazı bireyler kendilerini iş için uygun hale getirmek için zaman harcamaktadırlar. | ||
− | '''7.Sermaye-yeniden yapılanma işsizliği''': Son zamanlarda kullanılan bir kavramdır. Yeni endüstrileşen, ücretlerin düşük ve organize olmamış işçilerin var olduğu ülkelerde hükümetler parasal teşvikler ile yatırımları | + | '''7.Sermaye-yeniden yapılanma işsizliği''': Son zamanlarda kullanılan bir kavramdır. Yeni endüstrileşen, ücretlerin düşük ve organize olmamış işçilerin var olduğu ülkelerde hükümetler parasal teşvikler ile yatırımları artırmaktadırlar. Bu sebeple sermaye, yüksek ücretli ve sigorta sisteminin gelişmiş olduğu yerlerden bu yerlere doğru akış sağlar ve işsizliğe sebep olur. |
+ | |||
===Yapısal İşsizliğin Özellikleri=== | ===Yapısal İşsizliğin Özellikleri=== | ||
− | |||
− | |||
− | Konjonktürel işsizliğin çok düşük ya da sıfır olduğu dönemlerde yapısal işsizlik yükselirken | + | Yapısal işsizliğin ölçümü konjonktürel ve mevsimsel bir etkinin var olmadığı zamanlarda kabaca yeni işe girişlerin piyasadaki açık işlere bölünmesi şeklinde yapılabilmektedir. (Schwartz vd., 1986:268). TÜİK aracılığıyla yeni işe girenlerin tespiti yapılabilirken, piyasadaki açık işlerin sayısının tespit edilebileceği veri bulunmamaktadır. Türkiye’de mevsimlik ve konjonktürel işsizliğin olmasına karşı esas olarak yaşanan işsizlik yapısal işsizliktir. Bu yapısal işsizliğe sebebiyet veren faktörler, nüfus artışı ve köyden kente gerçekleşen göçle birlikte işgücünün tarım sektöründen hizmet sektörüne geçiş yapmak zorunda kalmasıdır.<ref> Güney, A. (2009). İşsizlik, Nedenleri, Sonuçları ve Mücadele Yöntemleri, Kamu-İş Dergisi, 10, 135-159.</ref> Yapısal işsizliğin başlıca göstergelerinden biri olan uzun dönemli işsizlik ise AB ülkelerine kıyasla Türkiye’de oldukça düşüktür. |
+ | |||
+ | Konjonktürel işsizliğin çok düşük ya da sıfır olduğu dönemlerde yapısal işsizlik yükselirken ekonomik kriz dönemlerinde ise yapısal işsizlikte düşüş gözlemlenmektedir. Friksiyonel işsizlikten farklı olarak yapısal işsizlik belirli gruplar arasında yoğunlaşmaktadır. Yapısal işsizliğin ikinci önemli özelliği ise uzun süreli olmasıdır. Bunun sebebi ise yapısal problem ya kişinin becerisini değiştirip kendini geliştirmesinden ya da göç etmesinden sonra ancak düzelebilmesidir. Bu süreçler yavaş işleyen ve uzun zaman alan süreçlerdir. Yapısal işsizliğin son özelliği ise eğitim düzeyi ile yapısal işsizlik arasındaki ters yönlü ilişkidir. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde hizmet sektörünün genişlemesiyle yapısal işsizlik ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmekte olan yeni ekonomiler daha eğitimli ve daha esnek işgücüne ihtiyaç duyulmaktadır.<ref>Zagler, M. (2009). Economic Growth, Structural Change, and Search Unemployment, Journal of Economics, 96(1), 63-78.</ref> | ||
+ | |||
+ | |||
Hazırlayan:Arzu Işık | Hazırlayan:Arzu Işık | ||
{{Kaynakça}} | {{Kaynakça}} |
23.53, 10 Haziran 2021 tarihindeki hâli
Yapısal işsizlik, ekonomide sektörler arasında meydana gelen yapısal değişikliklerin yol açtığı bir işsizlik türüdür. Bu işsizlik türü, sanayi sektöründeki yeniden yapılanmalardan, teknoloji yaşanan bir değişiklikten veya arz-talep dalgalanmalarından kaynaklanabilir. Yapısal işsizlik, ekonomik döngüdeki değişikliklerden ziyade ekonominin yapısında meydana gelen değişiklikten dolayı oluşur. [1] Dünyada piyasalar sürekli değişiklik gösterirken bazı ekonomiler bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Bu ekonomideki firmalar zamanla denizaşırı ülkelerdeki firmalarla rekabet edemez hale gelebilmekte ve piyasalardaki paylarını kaybetmektedir. [2] Eğer ekonomideki bu firmalar mevcut değişikliklere ayak uyduramayıp gerekli dönüşümü gerçekleştiremezlerse varlıklarını devam etmekte zorlanırlar ve ettiremezler. Bu dönüşüm sürecinde ortaya çıkan işsizlik yapısal işsizliktir ve bu işsizlik türü işgücü piyasasında dengesizlik meydana getirir. [3] Yapısal işsizlik kalıcı özellik gösterebilir, onu azaltmanın tek yolu buna neden olan ekonomik yapıları değiştirmektir ki bu da zor bir adımdır. Yapısal değişiklik birçok ekonomist tarafından kesin şekilde anlaşılamamış bir konudur. Bunun sebepleri, yapısal değişikliklerin ülkeden ülkeye değişmesi ve uzun bir süreçte meydana gelmiş olmasıdır. [4] İş piyasalarına göre emek arz ve talepleri farklılık göstermektedir. Bir iş piyasasında emek arzı fazla iken diğerinde emek talebi fazlalığı mevcuttur. Bu dengesizliğin birincil nedeni, açık işlerin gerektirdiği beceriler ile iş arayan bireyin becerilerinin uyuşmaması durumudur. Bu uyuşmazlığın sebebi ise teknolojik gelişmeler olabilmektedir. Böyle bir durumda yapısal işsizlik teknolojik işsizlik adını almaktadır. Fakat bu iki işsizlik aynı başlık altında değil; ayrı ayrı incelenmelidir. Yapısal işsizlik işgücü taleplerinin niteliksel eksiklikten dolayı karşılanamaması iken; teknolojik işsizlik ise işgücünün yerini mekanizasyon ve otomasyonun almasıdır ve bu ikili bu noktada birbirinden ayrılır. [5] İşgücü piyasasının esnekliğini sınırlayan kurallar var ise bunları kaldırmak yapısal işsizliğin azaltılması için yardımcı olabilmektedir. Fakat bu durum, insanların yerini alan otomasyonun (robot, yapay zeka vb.) artması durumundan kaynaklanıyorsa çözüm daha zordur ve uzun sürer.
Yapısal sorunlara sebep olan faktörler
Guy Standing’e göre ekonomideki yapısal sorunlara sebep olan yedi önemli faktör: [6]
1. Endüstriyel yapılarda meydana gelen değişim: Tarım ekonomisinden sanayi ve hizmet ekonomisine geçen yerlerde görüldüğü üzere ülkelerin ana ekonomik yapılarında meydana gelen değişimlerden doğan gereksinimlerdir.
2. Niteliklerin yetersizliği: Açık olan işler için uygun işgücünün bulunamamasıdır.
3. Coğrafi engeller: Farklı coğrafi bölgelerde mevcut farklı iş taleplerinin mobilizasyon yetersizliği sebebiyle karşılanamama durumudur.
4. Demografik değişimler: Birçok endüstride yapısal değişiminden dolayı doğal işsizlik oranı artmaktadır.
a)Kadın işgücü: Birçok ülkede kadınların iş hayatına katılmasıyla birlikte işgücü sayısı hızla artmakta ve bu da işe giriş ve çıkış oranlarını arttırmaktadır. Kadınlarda işsizlik oranı daha yüksektir. Bunun sebebi ise kadınların erkeklere oranla iş arama sürelerinin daha esnek olmasıdır.
b)Genç işsizler: Bu grup yüksek işgücü devrine ve uzun iş arama sürelerine sahiptir. Deneyimsiz olmaları sebebiyle daha düşük ücretlerde ve sigortasız işlerde çalışmaktadırlar.
c)Göçmen işçilerin davranışları: Kriz olan yerlerden diğer ülkelere göçen işçiler yapısal problemlere sebep olmaktadır.
d)İşgücünün yaşlanması: Özellikle gelişmiş ülkelerde görülen bu durum, işgücünün büyük bir kesiminin yaşlanması sebebiyle potansiyel yetenekler ve coğrafi mobilitelerin azalması sonucu meydana gelir. Toplumda yaşlı popülasyonunun arttığı ve emeklilik yaşının da düşük olduğu ülkelerde emeklilerin işgücüne yeniden kazandırılması için çalışmalar yapılmaktadır.
5. Kurumsal katılıklar: Bu durum hem firmanın istenenden düşük ücret teklif etmesi hem de işçinin verilen ücretten daha yüksek ücret istemesi şeklinde oluşmaktadır. İngiltere, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerde kişiler düşük ücretle çalışıp işsizlikte sağlanan faydalardan mahrum kalacaklarına işsiz kalmayı tercih etmektedirler. Bu durum ‘Fakirlik Kapanı’dır.
6. İşsizlik yeteneği: İşsizlik yeteneği yetenek kaybının ekstrem bir formudur. Yeteneği olmayan bazı bireyler kendilerini iş için uygun hale getirmek için zaman harcamaktadırlar.
7.Sermaye-yeniden yapılanma işsizliği: Son zamanlarda kullanılan bir kavramdır. Yeni endüstrileşen, ücretlerin düşük ve organize olmamış işçilerin var olduğu ülkelerde hükümetler parasal teşvikler ile yatırımları artırmaktadırlar. Bu sebeple sermaye, yüksek ücretli ve sigorta sisteminin gelişmiş olduğu yerlerden bu yerlere doğru akış sağlar ve işsizliğe sebep olur.
Yapısal İşsizliğin Özellikleri
Yapısal işsizliğin ölçümü konjonktürel ve mevsimsel bir etkinin var olmadığı zamanlarda kabaca yeni işe girişlerin piyasadaki açık işlere bölünmesi şeklinde yapılabilmektedir. (Schwartz vd., 1986:268). TÜİK aracılığıyla yeni işe girenlerin tespiti yapılabilirken, piyasadaki açık işlerin sayısının tespit edilebileceği veri bulunmamaktadır. Türkiye’de mevsimlik ve konjonktürel işsizliğin olmasına karşı esas olarak yaşanan işsizlik yapısal işsizliktir. Bu yapısal işsizliğe sebebiyet veren faktörler, nüfus artışı ve köyden kente gerçekleşen göçle birlikte işgücünün tarım sektöründen hizmet sektörüne geçiş yapmak zorunda kalmasıdır.[7] Yapısal işsizliğin başlıca göstergelerinden biri olan uzun dönemli işsizlik ise AB ülkelerine kıyasla Türkiye’de oldukça düşüktür.
Konjonktürel işsizliğin çok düşük ya da sıfır olduğu dönemlerde yapısal işsizlik yükselirken ekonomik kriz dönemlerinde ise yapısal işsizlikte düşüş gözlemlenmektedir. Friksiyonel işsizlikten farklı olarak yapısal işsizlik belirli gruplar arasında yoğunlaşmaktadır. Yapısal işsizliğin ikinci önemli özelliği ise uzun süreli olmasıdır. Bunun sebebi ise yapısal problem ya kişinin becerisini değiştirip kendini geliştirmesinden ya da göç etmesinden sonra ancak düzelebilmesidir. Bu süreçler yavaş işleyen ve uzun zaman alan süreçlerdir. Yapısal işsizliğin son özelliği ise eğitim düzeyi ile yapısal işsizlik arasındaki ters yönlü ilişkidir. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde hizmet sektörünün genişlemesiyle yapısal işsizlik ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmekte olan yeni ekonomiler daha eğitimli ve daha esnek işgücüne ihtiyaç duyulmaktadır.[8]
Hazırlayan:Arzu Işık
- ↑ Yapısal İşsizlik Nedir? - Planports Blog. (2020, January 9). Planports Blog.
- ↑ Yıldız, Kemal, “İşsizlik Türleri, Her Bir İşsizlik Türünün Toplam İşsizlikteki Payı ve Çeşitli Demografik Parametrelerle İlişkisi”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı:45, 2014, s. 1-26.
- ↑ Hart, P. E. (1990). Types of Structural unemployment in The United Kingdom, International Labour Review, 129(2), 213-228.
- ↑ Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.
- ↑ Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.
- ↑ Standing, G. (1983). The Notion of Structural Unemployment, International Labour Review, 122(2), 137-150.
- ↑ Güney, A. (2009). İşsizlik, Nedenleri, Sonuçları ve Mücadele Yöntemleri, Kamu-İş Dergisi, 10, 135-159.
- ↑ Zagler, M. (2009). Economic Growth, Structural Change, and Search Unemployment, Journal of Economics, 96(1), 63-78.