"Sosyal Demokrat Devletler" sayfasının sürümleri arasındaki fark
Dikmenselin (mesaj | katkılar) |
Dikmenselin (mesaj | katkılar) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
− | Sosyal demokrat devlet, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra doğdu ve 1970'lere kadar, kapitalist ekonomiler büyüdü, aynı zamanda sosyal haklar tanındı ve refah devleti uygulandı. Sosyal demokratik ideoloji, savunmasız vatandaşa sosyal koruma ve hizmet hakkı verir ve aynı zamanda kapitalist sistemin varlığını kabul eder. Gelişmiş refah devletleri tipik olarak, gelişmiş piyasa odaklı demokrasilerdeki siyasi, sosyal ve ekonomik değişimin özelliklerini vurgular. Her şartta ekonomik faaliyet, emek statüsünün yasal koruması, feodal çalışma örgütlenme biçimlerinin çözülmesi, işyerinde katılımcı süreçlerin başlatılması ve refah devletinin getirilmesi yoluyla siyasal denetim altında sosyal demokrasi tarafından tabi tutulur. Refah önlemlerinin entegrasyonu yoluyla, kapitalist sistem, öncelikle bireysel varoluşsal riskleri en aza indiren ve telafi eden, ikinci olarak işçilerin içsel çıkarlarını koruyan ve üçüncüsü, devleti işçileri destekleyen arabulucu bir kurum olarak gören örgütsel bir biçim olarak ortaya çıkar. Sosyal politika, sosyal demokrasinin egemen olduğu kapitalizm koşulları altında sosyal fikrin kurumsal ifadesidir. Sosyal politika, işçilerin korunmasına yönelik bir dizi kural ve düzenlemedir ve bu anlamda, sermayenin iş üzerindeki gücünü bir ölçüde azaltır. | + | Sosyal demokrat devlet, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra doğdu ve 1970'lere kadar, kapitalist ekonomiler büyüdü, aynı zamanda sosyal haklar tanındı ve refah devleti uygulandı. Sosyal demokratik ideoloji, savunmasız vatandaşa sosyal koruma ve hizmet hakkı verir ve aynı zamanda kapitalist sistemin varlığını kabul eder. Gelişmiş refah devletleri tipik olarak, gelişmiş piyasa odaklı demokrasilerdeki siyasi, sosyal ve ekonomik değişimin özelliklerini vurgular. Her şartta ekonomik faaliyet, emek statüsünün yasal koruması, feodal çalışma örgütlenme biçimlerinin çözülmesi, işyerinde katılımcı süreçlerin başlatılması ve refah devletinin getirilmesi yoluyla siyasal denetim altında sosyal demokrasi tarafından tabi tutulur. Refah önlemlerinin entegrasyonu yoluyla, kapitalist sistem, öncelikle bireysel varoluşsal riskleri en aza indiren ve telafi eden, ikinci olarak işçilerin içsel çıkarlarını koruyan ve üçüncüsü, devleti işçileri destekleyen arabulucu bir kurum olarak gören örgütsel bir biçim olarak ortaya çıkar. Sosyal politika, sosyal demokrasinin egemen olduğu kapitalizm koşulları altında sosyal fikrin kurumsal ifadesidir. Sosyal politika, işçilerin korunmasına yönelik bir dizi kural ve düzenlemedir ve bu anlamda, sermayenin iş üzerindeki gücünü bir ölçüde azaltır. Öte yandan, sosyal politika, sistemin düzgün işleyişi için kapitalist sisteme katılımı gerekli olan sosyal hareketin fikirlerini emdiği sürece, kapitalizmi devrim ve istikrarsızlık tehlikesinden korur. |
Sosyal demokrasi, başlangıçta toplumun kapitalizmden sosyalizme barışçıl bir evrimsel geçişini yerleşik politik süreçler kullanarak savunan politik ideoloji. Sosyal demokrasi, artan bir biçimde devrimci sosyalizmin aksine demokratik sosyalizme işaret etmek için kullanılıyordu. <ref> Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013) </ref> 20. yüzyılın ikinci yarısında, üretim araçlarının ve kapsamlı sosyal refah programlarının devlet mülkiyetinden ziyade genellikle devlet düzenlemesini benimseyen doktrinin daha ılımlı bir versiyonu ortaya çıktı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, sosyal demokrat partiler Batı Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde- örneğin Batı Almanya, İsveç ve Büyük Britanya- iktidara geldiler ve modern Avrupa sosyal refah programlarının temellerini attılar. Sosyal demokrasi, ekonomik büyümeyi ve adil geliri daha da ilerletmek için yeterli olarak iş ve sanayinin devlet düzenlemesi hedefini giderek daha fazla benimsedi. İskandinav refah devletleri, genel olarak, kapsamlı ve evrensel kapsama ve nispeten eşitlikçi fayda yapılarına sahip, kamu tarafından finanse edilen ve yönetilen programlarla karakterize edilir. Geleneksel olarak, hem işe yönelik vurgular hem de tam istihdamı vurgulayan ekonomi politikaları açısından, yeniden dağıtıcı genel vergiler ve güçlü iş yönelimleri ile desteklenmişlerdir. <ref> Duane Swank, "Social Democratic Welfare States in a Global Economy: Scandinavia in Comparative Perspective", (London: Palgrave Macmillan, 2000) </ref> En yaygın örnekler Norveç, İsveç, Danimarka, İzlanda ve Finlandiya'dır. Güçlü bir piyasa ekonomisini büyük bir refah devleti ve güçlü sendikalaşma ile birleştirerek çok fazla hükümet müdahalesi olmadan işçi haklarına izin verirler. İskandinav Modeli, hükümetin nerede ve nerede müdahale etmemesi gerektiğini bilmekte en iyisidir ve bu nedenle en iyi örnektir. | Sosyal demokrasi, başlangıçta toplumun kapitalizmden sosyalizme barışçıl bir evrimsel geçişini yerleşik politik süreçler kullanarak savunan politik ideoloji. Sosyal demokrasi, artan bir biçimde devrimci sosyalizmin aksine demokratik sosyalizme işaret etmek için kullanılıyordu. <ref> Andrew Heywood, "Siyasi İdeolojiler", çev: Ahmet K. Bayram, Özgür Tüfekçi, Hüsamettin İnaç, Şeyma Akın, Buğra Kalkan, (Ankara: Adres Yayınları, 2013) </ref> 20. yüzyılın ikinci yarısında, üretim araçlarının ve kapsamlı sosyal refah programlarının devlet mülkiyetinden ziyade genellikle devlet düzenlemesini benimseyen doktrinin daha ılımlı bir versiyonu ortaya çıktı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, sosyal demokrat partiler Batı Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde- örneğin Batı Almanya, İsveç ve Büyük Britanya- iktidara geldiler ve modern Avrupa sosyal refah programlarının temellerini attılar. Sosyal demokrasi, ekonomik büyümeyi ve adil geliri daha da ilerletmek için yeterli olarak iş ve sanayinin devlet düzenlemesi hedefini giderek daha fazla benimsedi. İskandinav refah devletleri, genel olarak, kapsamlı ve evrensel kapsama ve nispeten eşitlikçi fayda yapılarına sahip, kamu tarafından finanse edilen ve yönetilen programlarla karakterize edilir. Geleneksel olarak, hem işe yönelik vurgular hem de tam istihdamı vurgulayan ekonomi politikaları açısından, yeniden dağıtıcı genel vergiler ve güçlü iş yönelimleri ile desteklenmişlerdir. <ref> Duane Swank, "Social Democratic Welfare States in a Global Economy: Scandinavia in Comparative Perspective", (London: Palgrave Macmillan, 2000) </ref> En yaygın örnekler Norveç, İsveç, Danimarka, İzlanda ve Finlandiya'dır. Güçlü bir piyasa ekonomisini büyük bir refah devleti ve güçlü sendikalaşma ile birleştirerek çok fazla hükümet müdahalesi olmadan işçi haklarına izin verirler. İskandinav Modeli, hükümetin nerede ve nerede müdahale etmemesi gerektiğini bilmekte en iyisidir ve bu nedenle en iyi örnektir. |
07.06, 28 Ekim 2020 tarihindeki hâli
Sosyal demokrat devlet, Büyük Buhran ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra doğdu ve 1970'lere kadar, kapitalist ekonomiler büyüdü, aynı zamanda sosyal haklar tanındı ve refah devleti uygulandı. Sosyal demokratik ideoloji, savunmasız vatandaşa sosyal koruma ve hizmet hakkı verir ve aynı zamanda kapitalist sistemin varlığını kabul eder. Gelişmiş refah devletleri tipik olarak, gelişmiş piyasa odaklı demokrasilerdeki siyasi, sosyal ve ekonomik değişimin özelliklerini vurgular. Her şartta ekonomik faaliyet, emek statüsünün yasal koruması, feodal çalışma örgütlenme biçimlerinin çözülmesi, işyerinde katılımcı süreçlerin başlatılması ve refah devletinin getirilmesi yoluyla siyasal denetim altında sosyal demokrasi tarafından tabi tutulur. Refah önlemlerinin entegrasyonu yoluyla, kapitalist sistem, öncelikle bireysel varoluşsal riskleri en aza indiren ve telafi eden, ikinci olarak işçilerin içsel çıkarlarını koruyan ve üçüncüsü, devleti işçileri destekleyen arabulucu bir kurum olarak gören örgütsel bir biçim olarak ortaya çıkar. Sosyal politika, sosyal demokrasinin egemen olduğu kapitalizm koşulları altında sosyal fikrin kurumsal ifadesidir. Sosyal politika, işçilerin korunmasına yönelik bir dizi kural ve düzenlemedir ve bu anlamda, sermayenin iş üzerindeki gücünü bir ölçüde azaltır. Öte yandan, sosyal politika, sistemin düzgün işleyişi için kapitalist sisteme katılımı gerekli olan sosyal hareketin fikirlerini emdiği sürece, kapitalizmi devrim ve istikrarsızlık tehlikesinden korur.
Sosyal demokrasi, başlangıçta toplumun kapitalizmden sosyalizme barışçıl bir evrimsel geçişini yerleşik politik süreçler kullanarak savunan politik ideoloji. Sosyal demokrasi, artan bir biçimde devrimci sosyalizmin aksine demokratik sosyalizme işaret etmek için kullanılıyordu. [1] 20. yüzyılın ikinci yarısında, üretim araçlarının ve kapsamlı sosyal refah programlarının devlet mülkiyetinden ziyade genellikle devlet düzenlemesini benimseyen doktrinin daha ılımlı bir versiyonu ortaya çıktı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, sosyal demokrat partiler Batı Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde- örneğin Batı Almanya, İsveç ve Büyük Britanya- iktidara geldiler ve modern Avrupa sosyal refah programlarının temellerini attılar. Sosyal demokrasi, ekonomik büyümeyi ve adil geliri daha da ilerletmek için yeterli olarak iş ve sanayinin devlet düzenlemesi hedefini giderek daha fazla benimsedi. İskandinav refah devletleri, genel olarak, kapsamlı ve evrensel kapsama ve nispeten eşitlikçi fayda yapılarına sahip, kamu tarafından finanse edilen ve yönetilen programlarla karakterize edilir. Geleneksel olarak, hem işe yönelik vurgular hem de tam istihdamı vurgulayan ekonomi politikaları açısından, yeniden dağıtıcı genel vergiler ve güçlü iş yönelimleri ile desteklenmişlerdir. [2] En yaygın örnekler Norveç, İsveç, Danimarka, İzlanda ve Finlandiya'dır. Güçlü bir piyasa ekonomisini büyük bir refah devleti ve güçlü sendikalaşma ile birleştirerek çok fazla hükümet müdahalesi olmadan işçi haklarına izin verirler. İskandinav Modeli, hükümetin nerede ve nerede müdahale etmemesi gerektiğini bilmekte en iyisidir ve bu nedenle en iyi örnektir.
Uluslararası firmaların ve finans kurumlarının varlıkları ulusal sınırların ötesine geçirme kabiliyeti, refah harcamalarını azaltmak ve sosyal politikayı pazara daha uyumlu (yani, iş ve verimlilik odaklı) yapmak için büyük refah devletlerindeki hükümetler üzerinde önemli doğrudan baskılar yaratır.