"6-7 Eylül Olayları" sayfasının sürümleri arasındaki fark
Sundusadas (mesaj | katkılar) ("'''6-7 Eylül Öncesi ''' Yunanistan‟ın Kıbrıs‟ı kendi topraklarına katma gayreti ve Ada‟yı Helenleştirme iddiaları II. Dünya Savaşından son..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
(Kaynak belirtiniz.) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
− | + | {{kaynak belirtiniz}} | |
− | Yunanistan‟ın Kıbrıs‟ı kendi topraklarına katma gayreti ve Ada‟yı Helenleştirme iddiaları II. Dünya Savaşından sonra güçlenmeye | + | |
+ | =='''6-7 Eylül Öncesi '''== | ||
+ | |||
+ | Yunanistan‟ın Kıbrıs‟ı kendi topraklarına katma gayreti ve Ada‟yı Helenleştirme iddiaları II. Dünya Savaşından sonra güçlenmeye başlamıştır. Bu dönemin, sömürgeci düzenin eleştirilmeye başlandığı ve ABD ile Birleşmiş Milletler öncülüğünde yürütülen self determinasyon ilkesinin yarattığı küresel konjönktürel yapısı düşünüldüğünde, Yunanistan'ın doğru bir zamanlamayla hareket ettiği anlamına geliyordu. Yunanistan, 1951 yılından itibaren uluslararası platformlarda Kıbrıs meselesini gündeme taşıyarak bu konuda aktif bir politika içerisine girmiştir. Mesele, önce Yunan parlamentosuna getirilerek Kıbrıs'ın mutlaka Yunanistan'a iltihakının gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aynı yıl Kasım ayında Ada'nın fiili sahibi olan İngiltere ile görüşmeler başlatılır. Yunanlılar, Kıbrıs'ın kendilerine terk edilmesi karşılığında Ada'da İngiltere'ye üs vaadinde bulunurlar fakat bu teklifleri reddedilir.Yunanistan, Kıbrıs konusunda İngiltere ile uzlaşma çabalarının sonuçsuz kalması üzerine Birleşmiş Milletlere başvurarak sorunu uluslararası alana tanımıştır. 24 Eylül 1954 tarihinde İngiliz delegesinin itirazlarına rağmen Kıbrıs konusu BM'nin gündemine alınmıştır. Ancak Yunanistan'ın 1954 ile 1958 tarihleri arasında BM'ye yaptığı beş başvurusu da istediği gibi sonuçlanmamıştır.Siyasi girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine Kıbrıs'ta şiddet eylemleri tırmanışa geçmiştir. Bu aşamadan sonra Ada'daki Türklere yönelik başlatılan şiddet eylemleri hız kazanarak kabul edilemez bir boyuta varmıştır. Yunanistan'ın silah ve parasal desteğini alan Kıbrıslı Rumların Türklere karşı başlattıkları tedhiş faaliyetleri, kaçınılmaz olarak Kıbrıs sorununa Türkiye'nin de taraf olmasına yol açmıştır. Kıbrıs konusunda Yunanistan‟ın katı bir politika yürütmesi üzerine Türkiye‟deki ortam da gerginleşmiştir. Kıbrıs‟ta Türkler'e karşı başlatılan şiddet eylemlerine tepki olarak kurulan '''Kıbrıs Türktür Cemiyeti''' ve '''Türkiye Milli Talebe Federasyonu'''nun başlattığı miting ve eylemler hükümet üzerinde baskı yaratarak Kıbrıs konusundaki milli bilinci ve heyecanı arttırmıştır. |
06.23, 25 Şubat 2018 tarihindeki hâli
6-7 Eylül Öncesi
Yunanistan‟ın Kıbrıs‟ı kendi topraklarına katma gayreti ve Ada‟yı Helenleştirme iddiaları II. Dünya Savaşından sonra güçlenmeye başlamıştır. Bu dönemin, sömürgeci düzenin eleştirilmeye başlandığı ve ABD ile Birleşmiş Milletler öncülüğünde yürütülen self determinasyon ilkesinin yarattığı küresel konjönktürel yapısı düşünüldüğünde, Yunanistan'ın doğru bir zamanlamayla hareket ettiği anlamına geliyordu. Yunanistan, 1951 yılından itibaren uluslararası platformlarda Kıbrıs meselesini gündeme taşıyarak bu konuda aktif bir politika içerisine girmiştir. Mesele, önce Yunan parlamentosuna getirilerek Kıbrıs'ın mutlaka Yunanistan'a iltihakının gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aynı yıl Kasım ayında Ada'nın fiili sahibi olan İngiltere ile görüşmeler başlatılır. Yunanlılar, Kıbrıs'ın kendilerine terk edilmesi karşılığında Ada'da İngiltere'ye üs vaadinde bulunurlar fakat bu teklifleri reddedilir.Yunanistan, Kıbrıs konusunda İngiltere ile uzlaşma çabalarının sonuçsuz kalması üzerine Birleşmiş Milletlere başvurarak sorunu uluslararası alana tanımıştır. 24 Eylül 1954 tarihinde İngiliz delegesinin itirazlarına rağmen Kıbrıs konusu BM'nin gündemine alınmıştır. Ancak Yunanistan'ın 1954 ile 1958 tarihleri arasında BM'ye yaptığı beş başvurusu da istediği gibi sonuçlanmamıştır.Siyasi girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine Kıbrıs'ta şiddet eylemleri tırmanışa geçmiştir. Bu aşamadan sonra Ada'daki Türklere yönelik başlatılan şiddet eylemleri hız kazanarak kabul edilemez bir boyuta varmıştır. Yunanistan'ın silah ve parasal desteğini alan Kıbrıslı Rumların Türklere karşı başlattıkları tedhiş faaliyetleri, kaçınılmaz olarak Kıbrıs sorununa Türkiye'nin de taraf olmasına yol açmıştır. Kıbrıs konusunda Yunanistan‟ın katı bir politika yürütmesi üzerine Türkiye‟deki ortam da gerginleşmiştir. Kıbrıs‟ta Türkler'e karşı başlatılan şiddet eylemlerine tepki olarak kurulan Kıbrıs Türktür Cemiyeti ve Türkiye Milli Talebe Federasyonunun başlattığı miting ve eylemler hükümet üzerinde baskı yaratarak Kıbrıs konusundaki milli bilinci ve heyecanı arttırmıştır.