Blasé-Attitude: Bıkkın Tavır

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Ekran Resmi 2023-03-09 14.34.24.png

Blase-Attitude (die Blasiertheit), Türkçe adıyla bıkkınlık tutumu, ilk olarak Georg Simmel tarafından 1900'lerin başında yayınlanan Paranın Felsefesi adlı kitabının 'Metropolis ve Mental Hayat' adlı bölümünde ortaya atılmış olan Almanca bir terimdir. Kent hayatı, barındırdığı farklı psikolojik, demografik, politik, ekonomik ve sosyolojik bileşenler nedeniyle farklı bir yaşam tarzı ortaya koyar. Bu açıdan, Georg Simmel, tipik bir şehirlinin psikolojisini bıkkınlık olarak nitelendiren ilk kişilerden biridir.[1]

Kenti, bir kasaba ve köyden ayıran önemli sosyal faaliyetler vardır. Bireyler tarafından yürütülen bu faaliyetler ortaya farklı bir ortak çaba ve hissiyat koyar. Bu durum da bireyler üzerinde baskı ve güç kurmaktadır. Bu açıdan, kent farklı bir zihinsel yaşam yaratır. Kent yaşamında bireyler, sadece diğer bireylerle değil, aynı zamanda seslerle, şehrin kendisiyle de etkileşim halindedir. Dolayısıyla bireylerin buna uyum sağlaması gerekir ve böylece farklı zihinsel süreçler geliştirirler. Bu zihinsel süreçler, uyum sağlamak için zaman ve mekanla kimi zaman karışmayı kimi zaman da ayrışmayı gerektirir. Kent yaşamında bireyler her sese, her olaya ve her yaşanan sürece tepki veremezler ve Blase-Attitude, bıkkınlık tutumu, geliştirilir. Bu tutum, bir nevi, bireyin kent yaşamıyla mücadele edebilme stratejisidir. Simmel bu durumu “bıkkın bakış açısı kadar kayıtsız şartsız şehre mahsus hiçbir psişik fenomen belki de yoktur. İlk başta, tüm zıtlıklarıyla bir araya gelen sinirlerin hızla değişen uyarılmalarının sonucudur. Yeni uyaranlara gerekli enerjiyle tepki verememe, aslında her büyük şehir çocuğunun sergilediği bıkkınlık tavrını oluşturur” diye özetler.[2] Simmel'in teorisinde bıkkınlık tutumu, insanların ve nesnelerin, işlenecek bilgilerin, alınacak kararların, alınması gereken yaklaşımların birikmesi nedeniyle sinir sisteminin aşırı uyarılmasına karşı doğal bir savunmacı ve uyum sağlayıcı tepkidir.[3] Bu tutum, Simmel'in deyimiyle, "dış ortamın dalgalanmalarının ve süreksizliklerinin kendisini tehdit ettiği derin bozulmaya karşı kendisini koruyan bir organdır."[4] Bu şekilde tanımlanan bıkkınlık tavrı, dış dünyayla olan ilişkimizin bütününü ifade eder ve duygusal, entelektüel ve davranışsal bileşenleri vardır. Duygusal olarak, daha zayıf uyaranlara karşı kayıtsızlığa ve dünya hakkında merak eksikliğine indirgenir ve davranışsal alanda, kişinin mesafeyi korumasında ve dünya işlerine daha derinden karışma konusundaki isteksizliğini ifade eder.

Georg Simmel (1858-1918)

Simmel'in yirminci yüzyılın başında hayata ilişkin gözlemleri, sosyologlar tarafından özellikle duygu sosyolojisi alanında klasik modernleşme teorilerine önemli bir katkı olarak kabul edilir. Bu tutum aynı zamanda, potansiyel olarak değerli çabalara girişme motivasyonunu da baltalar ve bireyleri yalnızlığa iter.Bu durumda Simmel, kentte yaşayan insanların diğer kişilere karşı yapıları gereği umursamaz ve ilgisiz olmadığına; kentsel ortamın baskıları sonucunda kendi bireysel benliklerini korumak amacıyla bu tutumu benimsediklerini söyler.[5] Simmel’in görüşlerinin önemli bir sonucu, kentin, ‘toplumsal sonuçları olan bir mekânsal varlık değil mekânsal olarak oluşan sosyolojik bir varlık olduğudur.[6]

Eleştiriler

Georg Simmel, kimi araştırmacılar tarafından, ortaya attığı düşüncelerle Batılı Şehir Sosyoloğu olarak gösterilmiştir. Bu araştırmacılara göre kentsel yaşamı sadece bireyselleşme, sanayileşme ve modernleşme süreci olarak görmek doğru değildir. Vatandaşların toplum içinde bıkkın bir tavırla birbirlerine karışmamaları ve başkalarının da aynısını yapmasını beklediği düşüncesi Simmel tarafından ortaya atılan düşüncelerden biridir. Bu düşünce çizgisi, uzun süredir şehirciliğin genel bir açıklaması olarak sunularak belirli Batı coğrafi ve tarihsel bağlamlarındaki temelini yeterince kabul etmediği için eleştirilmiştir.[7] Bu eleştirilere rağmen Simmel’in kent sosyolojisi dünyasına kattığı izlenimler, belirli metropol izlenimlerini anlamaya yardımcı olarak şehir yaşamına dair önemli psikolojik ipuçları sunmuştur. Bu açıdan, Simmel’in çalışmaları, kentsel yaşamın sosyolojik ve psikolojik tartışmasının inşasında önemli rol oynar.


  1. “Dealing with Urban Diversity: Promises and Challenges ... - Sage Journals.” Accessed March 2, 2023. https://journals.sagepub.com/doi/10.1177/0090591710372869.
  2. Simmel, George. “The Metropolis and Mental Life”,1903
  3. “Between Simmel's Blasé Attitude and Intelligent ... - Wiley Online Library.” Accessed March 2, 2023. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1111/edth.12500.
  4. Simmel, George. “The Metropolis and Mental Life”,1903
  5. GIDDENS, Anthony, SUTTON, Philip W., “Sosyoloji” (7. Edisyon) (2016)
  6. GIDDENS, Anthony, SUTTON, Philip W., “Sosyoloji” (7. Edisyon) (2016)
  7. I Can’t Just Go up to a Person to Ask What’s ... - Sage Journals.” Accessed March 4, 2023. https://journals.sagepub.com/doi/full/10.1177/0042098021997013.
Hazırlayan: Eylül Deniz Sera Altuğ