İkincil Koruma Statüsü

TUİÇ Sözlük sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Uluslararası literatürde “tamamlayıcı koruma” olarak da nitelendirilebilen bu uluslararası koruma türü, Türk Hukukunda Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında, uluslararası koruma statüleri başlığı altında ve madde 62 muhtevasında ikincil koruma statüsü olarak düzenlenme alanı bulmaktadır.[1]

Bu kanun uyarınca ikincil koruma:

“(1)Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;

a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,

b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,

c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak,

olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.”[2]

Bu kanun kapsamında ikincil koruma statüsü; kişinin mülteci yahut şartlı mülteci statüsünü kazanacak niteliklere sahip olmamasına karşın, bir devletin korunmasına ihtiyaç duyan kişilere verilen bir korumadır.[3] Ayrıca, mülteci yahut şartlı mülteci statüsünün tanınmasında olduğu gibi, kitlesel olarak ülkeye giriş yapanlar bu statüden yararlanamazlar. Nitekim bu uluslararası koruma statüsü bireysel bir statü olup bireysel olarak ülkeye gelmiş kişilere tanınabilir.[4]

Bilindiği üzere, şartlı mülteci yahut mülteci olunması için kişinin; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından korkarak koruma statülerine başvurması gerekir. Ancak, kişinin belirli bir gruba mensubiyeti, ırkı, dini, tabiiyeti veya siyasi düşüncelerinden kaynaklanan sebeplerden değil de, kişinin ülkesine dönmesi durumunda; Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,  Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak kişiler için ikincil koruma devreye girer.

Mesela, Afrika’da oldukça yaygın uygulamasına rastlanılan kadın sünnetinden kaçan bir kişi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu m.62’nin b fıkrasında yer alan tanımlamalara uyması nedeniyle ikincil korumadan yararlanabilecektir. Zira, uluslararası hukukta “kadınlar” bir grup olarak görülmediğinden, kişi şartlı mülteci statüsü kazanamayacak olmasına karşın bu kişinin ülkesine dönmesi durumunda işkenceye ve insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı aşikardır.[5] Hal böyle olunca bu kişi ikincil koruma statüsü çerçevesinde korumaya tabii olmaktadır.


Hazırlayan: Lütfi Mert Ulutaş, o-Staj Göç Çalışmaları Stajyeri

  1. Baran Çelik, Neşe. “Türk Hukukunda Uluslararası Koruma Başvurusunda Bulunan veya Uluslararası Korumadan Yararlanan Yabancıların Hak ve Yükümlülükleri”. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 6/3 (2015): 67-148. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/208372. (erişim tarihi 25.07.2023)
  2. Göç İşleri İdaresi Başkanlığı, (2023) https://www.goc.gov.tr/ikincil-koruma
  3. Türkan Melis Parlak, Avrupa Birliği Göç Hukuku Reformunda Düzensiz Göçmenlerin Statüleri ( Ankara: Seçkin, 2022), 45.
  4. Vahit Doğan, Türk Yabancılar Hukuku ( Ankara: Savaş, 2020), 148.
  5. Nuray Ekşi, “Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda Düzenlenen Uluslararası Koruma Türleri”, içinde Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanununun Değerlendirilmesi, editör Ceyda Süral ve Ekin Ömeroğlu ( Türkiye: Seçkin, 2015), 43-44.